Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2012/ 11365 Esas 2012/ 16412 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Taraflar arasında Mahkemenin 2006/815 esas 2007/403 karar sayılı davacının açtığı boşanma davasında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk için aylık 75 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının geliri var olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği ve kararın bu şekilde temyiz edilmeksizin 17.07.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

O halde mahkemece yoksulluk nafakası yönünden talebin kesin hüküm nedeniyle reddi gerekir.
(Karar Tarihi : 28.06.2012)
Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili; tarafların boşanmış olduklarını ve boşanma ilamı ile bağlanan 75 TL iştirak nafakasında sonradan her hangi bir artırım talebinde bulunulmadığını belirterek müşterek çocuk için belirlenen nafakanın 500 TL'ye yükseltilmesini ve kendisi için 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı; maddi durumunun iyi olmadığını, emekli olduğunu düzenli yardımlarda bulunduğunu davacının düzenli gelirinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı N____ için aylık 150 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının aylık 50 TL artırılarak aylık 125 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, taraflar arasında Mahkemenin 2006/815 esas 2007/403 karar sayılı davacının açtığı boşanma davasında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk için aylık 75 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının geliri var olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği ve kararın bu şekilde temyiz edilmeksizin 17.07.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Artık kesinleşen bu karar; yanlar arasında "kesin hüküm" teşkil eder. Kesin hüküm ise, dava şartı olup, hükmü veren mahkeme de dahil diğer bütün mahkemeleri bağlayıcı niteliktedir (HUMK. md. 188/2-i ve HMK. md.114/1-i md.). Bu nedenle yeni açılan bir davada önceki kesin hükmün sonuçlarını değiştirecek şekilde karar verilemez.

O halde mahkemece yoksulluk nafakası yönünden talebin kesin hüküm nedeniyle reddi gerekirken, kesinleşen önceki hükmü değiştirir nitelikte karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 175 :Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 05-02-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02432895 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.