Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2005/9674 Esas 2005/8731 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Boşanma davasında davacı ( kadın ), nafaka istemediğini beyan etmiş ve bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir. Davacının boşanma davasındaki beyanı kendisini bağlar. Boşanma kararı kesinleşmiş olmakla, kesin hüküm nedeniyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
(Karar Tarihi : 19.09.2005)
Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanmadaki amacın davalının yurt dışına gidebilmesini temin olduğunu, oysa davalının bir süre sonra başka biriyle evlendiğini, müvekkilinin aldatıldığını ileri sürerek; müvekkili (kadın) için 200.000.000.- Lira yoksulluk nafakası takdir edilmesini, boşanma kararıyla çocuklara takdir edilen nafakanın da arttırılarak aylık 150'şer milyon Liraya yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; çocuklar için ayrı ayrı 100.000.000.- Lira nafaka ödemeyi kabul ettiklerini, yoksulluk nafakası talebinin ise reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; "Her ne kadar anlaşmalı boşanma davası sırasında davacı eş nafaka talep etmemiş ise de, davalının Almanya'ya gidebilmesi için boşanma davasını kabul ettiği, aslında boşanma amacının olmadığı; ancak, davalının bu durumu fırsat bilerek boşandıktan sonra bir başka kadınla yaşamaya başladığı nedeni ile davalı yanıltılmış olup, bu durum MK'nun 2. maddesinde açıklanan iyi niyet kuralları gereğince korunamaz" gerekçesi ile, davacı için 100.000.000. Lira yoksulluk ve müşterek çocukların her biri için takdir edilen iştirak nafakasının da 100.000.000.- Liraya yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, boşanma davasında davacı (kadın), nafaka istemediğini beyan etmiş ve bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir. Davacının boşanma davasındaki beyanı kendisini bağlar. Boşanma kararı kesinleşmiş olmakla, kesin hüküm nedeniyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.09.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 175 :Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 05-02-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03132200 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.