Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2012/13-1369, Karar: 2012/1221 İçtihat

Üyemizin Özeti
Aynı zamanda verilen davadan feragat ve temyizden feragat dilekçesi birbirinin devamı niteliğindedir ve davadan feragat, bir yerde temyizden feragat isteğini de içerir. Bu sebeple direnme kararı, davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulmuştur.
(Karar Tarihi : 19.12.2012)
""Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.03.2010 gün ve 2009/97 E., 2010/62 K. Sayılı kararın incelenmesi tarafların vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 06.12.2010 gün ve 2010/8219-16270 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı Vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı itirazın iptalini istemiş, mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine yukarıda başlık bölümünde belirtilen karar ile bozulmuştur.

Bozma üzerine mahkemece önceki kararda direnilmiş direnme kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz incelemesi sırasında direnme kararını temyiz eden davalı temyiz isteminden, davacı ise davasından feragat etmiştir.

İşin esasına geçilmeden önce ön sorun olarak; temyiz aşamasında mahkeme kararını temyiz eden davalının temyiz isteminden, temyiz etmeyen davacının da davadan feragat etmesi karşısında; mahkeme kararının davadan feragat nedeni ile bozulmasına mı, yoksa Hukuk Muhakemeleri Yönetmeliği 57. Maddesi de dikkate alındığında davadan feragat hakkında mahkemece ek karar verilmesi amacıyla dosyanın geri çevrilmesine mi karar verilmesi gerektiği tartışılmıştır.

Temyiz aşamasında davadan feragat edilmesi halinde yerel mahkemenin davadan vazgeçme hakkında bir karar verebilmesi uygulaması hakkında 1086 sayılı HUMK'da bir düzenleme bulunmamakta, 11.4.1940 gün ve 1939/15-70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı çerçevesinde hükümden sonra ortaya çıkan ve esas hükmün temyiz yoluyla incelenmesine engel bir durum karşısında feragatin mahkemesince incelenmek bu konuda bir karar verilmek üzere ilamın bozulması yoluna gidilmekteydi.

6100 sayılı HMK'da bu konuda açık bir düzenleme getirilmemiş, ancak kanuna dayanılarak çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin "Karar verilmiş dosyalara ilişkin işlemler" başlıklı 57. maddesinde "hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat, davayı kabul veya sulh halinde, hâkim dosya üzerinden bu konuda ek karar verir. Taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi sırf bu nedenlerle dosya istinaf veya temyiz incelemesine gönderilmez" düzenlemesi getirilmiştir.

Görüşmeler sırasında mevcut bu düzenleme dikkate alındığında, Yargıtay'ın yukarıda belirtilen uygulamasından dönülmesi gerektiği, temyiz aşamasında da olsa davadan feragat edilmesi halinde dosyanın mahkemesine geri çevirme yoluyla feragat hakkında mahkemesinin ek karar vermesinin uygun olacağı, bunun usul ekonomisi açısından daha yerinde olacağı ileri sürülmüş ise de, kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiş ve temyize gelen bu dosyada feragat hakkında karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği kabul edilmiştir.

Diğer yandan davalının da aynı zamanda temyiz isteğinden vazgeçmesi karşısında temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı tartışılmış ve şu sonuca varılmıştır.

Davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birincide temyiz dilekçesinin reddine, karar vermekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği, bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği görüşü ile, davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir.

Bu durumda, direnme kararının davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır (HGK.nun 16.11.1966 gün 1438-290 ve 27.5.1992 gün 1992/2-250-364, 29.9.1993 gün 1993/2-491-543 sayılı kararları).
Bu nedenle direnme kararı yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile bozulmalıdır.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenle, direnme kararının 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. Maddesi gereğince değişik gerekçe ile BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.12.2012 gününde yapılan ilk görüşmede oyçokluğu ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 309 :(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.

(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.

(3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.

(4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 13-12-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01797295 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.