Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas: 2012/7875, Karar: 2013/8726 İçtihat

Üyemizin Özeti
Boşanma, maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemiyle ikame edilen davada; davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tensiple ihtiyati tedbir konulmuştur. Dava konusu olmayan taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, uyuşmazlık konusu olmayan davalı adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarına konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermek gerekir.
(Karar Tarihi : 29.03.2013)
"Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, tazminat ve nafaka miktarları yönünden; davalı koca tarafından ise, boşanma davası ve fecileri yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 29.03.2013 günü duruşmalı temyiz eden davalı S____ Y____ vekili ve karşı taraf davacı N____ Y____ vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti anneye bırakılan M____ A____ Y____ ve A____ B____ Y____'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

3-)Davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tensiple ihtiyati tedbir konulmuştur. Dava konusu olmayan taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulamaz (HMK md.389). Bu sebeple uyuşmazlık konusu olmayan davalı adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarına konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermek gerekirken; bu tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 990 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla, 29.03.2013 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :

Velayeti anneye verilen müşterek çocukların yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak mahkemece hükmolunan iştirak nafakasının uygun olduğu ve hükmün bu yönden de onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun bu yönden bozma görüşüne katılmıyorum.

KARŞI OY :

Taraflar 1994 yılında evlenmiş olup, karar tarihi itibarıyla on yedi yıllık bir evlilik mevcuttur. Boşanmaya neden olan olaylarda, davacı kadının bir kusuru kanıtlanamamış olup; eşine fiziki şiddet uygulayan, ona hakaret eden ve bir başka kadınla yaşamak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ağır biçimde ihlal eden davalı koca tamamen kusurludur. Mahkemece; davacı kadın yararına 400.000 TL. maddi tazminat 250.000 TL. manevi tazminatla 1996 ve 2001 doğumlu ortak iki çocuğun her biri için, aylık 5.000'er TL. den toplam aylık 10.000 TL. iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davalı kocanın ekonomik güç olarak, varlıklı bir kimse olduğu; hükmedilen tazminatları ödeme gücünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki; bir eşin ekonomik yönden ödeme gücünün bulunması, onun yüksek miktarlı nafaka ve tazminatla yükümlü tutulmasını gerektirmez. Nafakalarda ihtiyacın, maddi tazminat bakımından mevcut ve beklenen menfaatin zedelenme durumunun, manevi tazminatta ise, duyulan acıyı/üzüntüyü yatıştırma etkisi, tazminatların her ikisinde de kusur yoğunluğu, müterafik (birlikte) kusur gibi öğelerin özellikle göz önüne alınması gereklidir. Bütün bu öğeler gözetilerek, orantılı bir nafaka ve tazminata hükmedilmesi gerekir. Değerli çoğunluğun hükmün diğer bölümlerine dair bozma ve onama görüşüne katılmakla birlikte, manevi tazminata dair hükmün onanması görüşüne katılmıyorum.

Hükmün manevi tazminata dair bölümünün de; daha az/orantılı tazminata hükmedilmek üzere, bozulması gerektiğini düşünüyorum."
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 389 :(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.

(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 26-10-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02198505 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.