Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2011/14-337, Karar: 2011/401 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alınması sebebiyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ile arsa malikleri arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmaması dikkate alındığında davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir.
(Karar Tarihi : 08.06.2011)
"Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.3.2009 gün ve 2008/121 E-2009/67 K sayılı kararın incelenmesi tarafların vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 21.10.2009 gün ve 2009/10310-11328 sayılı ilamı ile;

(... Davacı, arsa maliki davalılar ile dava dışı yüklenici arasında 29.4.2004 tarihinde düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan 9 numaralı bağımsız bölümü 9.9.2005 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını belirterek adına tescili isteğinde bulunmuştur.

Davalılar, binanın projesine aykırı olarak inşa edildiğini, yapı kullanım izni alınmasının mümkün olmadığını, yükleniciye çekilen ihtarnamelere rağmen binanın projesine uygun hale getirilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü davacı ve davalılar temyiz etmiştir.

1-) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamı ile özellikle binanın sözleşme hükümlerine aykırı inşa edilmiş olması ve bu aykırılığın tadilat projesi ile giderilmesi de mümkün olmadığından, yüklenicinin ve ondan bu hakkı temlik alan davacının şahsi hak talebinde bulunmasının mümkün olmaması sebebiyle davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-) Davalıların temyiz itirazlara gelince;

Davacı, dilekçesinde davaya konu bağımsız bölümün değeri 1.000,00 TL olarak gösterilmiş, mahkemece davalılar yararına bu değer esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, davanın niteliği gereğince davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretinin yargılama aşamasında saptanan değer üzerinden belirlenmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu ...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HGK.nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alınması sebebiyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Yerel Mahkemenin davanın reddine yönelik kararı Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

İşin esasına geçilmeden önce; mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığının kabul edilmiş olmasına göre, davaya bakmakla tüketici mahkemesinin mi yoksa genel mahkemenin mi görevli olduğu hususu ön sorun olarak ele alınmıştır:

Somut olayda; davacı, arsa maliki olan davalılar ile dava dışı yüklenici arasında 29.4.2004 tarihinde düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan çekişme konusu bağımsız bölümü 9.9.2005 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile yükleniciden satın almıştır.

Davacı, eldeki davayı önce Sulh Hukuk Mahkemesinde açmış ise de Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesine süresinde gönderilmiş ve bu mahkemede de dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; verilen bu karar da temyiz edilmeksizin kesinleşmekle dosya, Antalya Tüketici mahkemesinin 2008/121 esasına kaydı yapılıp, yargılamaya devam edilmiştir.

HGK.'nun 5.10.2005 gün, 2005/14-490 E., 2005/563 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden (resen) dikkate alınması gerekir ve taraflar için usulî kazanılmış hak doğmaz.

Davacı ile arsa malikleri arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve ayrıca önceki kararların temyiz edilmeksizin kesinleştiği de dikkate alındığında, davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir.

O halde, davaya Tüketici Mahkemesince bakılıp, sonuçlandırılması doğru değildir.

Ön sorunun böylece kabulüyle yerel mahkeme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerekmiş; bozma nedenine göre, işin esasına yönelik temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.

KARAR : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarda açıklanan değişik gerekçelerle görev yönünden bozulmasına, bozma nedenine göre şimdilik sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 08.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : (ESKİ)Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun MADDE 23 :(Değişik madde: 06/03/2003 - 4822 S.K./30. md.)

       Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır. Tüketici mahkemelerinin yargı çevresi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

       Tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Tüketici örgütlerince açılacak davalarda bilirkişi ücretleri, 29 uncu maddeye göre bütçede öngörülen ödenekten Bakanlıkça karşılanır. Davanın, davalı aleyhine sonuçlanması durumunda, bilirkişi ücreti 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak 29 uncu maddede düzenlenen esaslara göre bütçeye gelir kaydedilir. Tüketici mahkemelerinde görülecek davalar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Yedinci Babı, Dördüncü Faslı hükümlerine göre yürütülür. *1* *2*

       Tüketici davaları tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.

       Bakanlık ve tüketici örgütleri münferit tüketici sorunu olmayan ve genel olarak tüketicileri ilgilendiren hallerde bu Kanunun ihlali nedeniyle kanuna aykırı durumun ortadan kaldırılması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilirler.

       Gerekli hallerde tüketici mahkemeleri ihlalin tedbiren durdurulmasına karar verebilir. Tüketici Mahkemesince uygun görülen tedbir kararları, masrafı daha sonra haksız çıkan taraftan alınmak ve 29 uncu maddede düzenlenen esaslara göre bütçeye gelir kaydedilmek üzere, ülke düzeyinde yayınlanan gazetelerden birinde Basın İlan Kurumunca ve ayrıca varsa davanın açıldığı yerde yayınlanan mahalli bir gazetede derhal ilan edilir.

       Kanuna aykırı durumun ortadan kaldırılmasına yönelik Tüketici Mahkemesi kararları ise masrafı davalıdan alınmak üzere aynı yöntemle derhal ilan edilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 15-05-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02552104 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.