Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2001/387 Esas 2001/942 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Boşanma davası ve ona bağlı istekler Medeni Kanunun 16. maddesi gereği kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Sezgin (Mümeyyiz) kısıtlı, kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları yasal temsilcinin onayına gerek kalmadan kullanabilir.
(Karar Tarihi : 22.01.2001)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Boşanma davası ve ona bağlı istekler Medeni Kanunun 16. maddesi gereği kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Sezgin (Mümeyyiz) kısıtlı, kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları yasal temsilcinin onayına gerek kalmadan kullanabilir. Davalının temyiz isteğinin açıklanan nedenlerle incelenmesine oyçokluğu ile karar verildi.

İşin esasının incelenmesine geçildi:

Davacı 8.12.1999 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini açıklamıştır. Feragat tek yönlü irade beyanıdır. Beyan sahibini bağlar. Karşı tarafın muvafakatine tabi değildir.

İradeyi bozan nedenlere dayanılmaksızın feragatten feragat edilemez.

Bu yönün dikkate alınarak gerekli hükmün kurulması için hükmün bozulması gerekmiştir.

KARAR : Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Boşanma münhasıran şahsa bağlı haklardan ise de, sonuç tek taraflı irade açıklaması ile değil, dava sonucu elde edilmektedir. Bunun yanından maddi ve manevi tazminatlar (MK. m.143/1-2) tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları (MK. m.137, 162/son ve 144) mallarla ilgili düzenlemeler gibi davanın taraflarına mali külfetler yükleyen düzenlemeler de yapılmaktadır. Mali haklar açısından mümeyyiz mahcurların korunması için kendi iradesinin yanında işlemin tamamlanabilmesi için vasinin, kanunun açıkça gösterdiği hallerde Sulh Hakiminin izni de gerekli görülmektedir. (MK. m. 405/8), (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 3.12.1975 gün ve 7678/9224 sayılı kararı)

Bu açıklama karşısında mümeyyiz mahcurun boşanma davası üzerinde doğrudan tasarruf hakkı bulunmamaktadır. Kendisinin verdiği ancak vasinin iştirak etmediği temyiz dilekçesi sonuç doğurmaz. Bu sebeple de temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Y.2. HD.nin 27.5.1993 tarihli 5062-5651 sayılı ve 16.5.1997 tarihli 3224-5386 sayılı kararları)
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 16 :Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.

Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 27-06-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03345895 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.