Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, Esas: 2010/1687, Karar: 2011/1856 İçtihat

Üyemizin Özeti
Taraflar arasındaki "kat karşılığı inşaat sözleşmesi"ne mesnetle yüklenici, arsa sahibine eksik işlere mahsuben çek verdiği iddiasında bulunmuş; arsa sahibi ise belirtilen çeki aldığını fakat bu çekin, bir başka alacağına mahsuben verildiğini ileri sürmüştür. Arsa sahibinin bu ikrarı, bağlantısız bileşik ikrar niteliğindedir. Bu durumda arsa sahibinin, kendisine yapılan ödemenin başka bir borç nedeniyle yapıldığı iddiasını yazılı ve yasal delillerle kanıtlaması gerekir.
(Karar Tarihi : 28.03.2011)
"Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, eksik ve kusurlu işler bedelinin tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Yanlar arasında Kadıköy 18. Noterliği'nce doğrudan düzenlenen 30.12.2005 tarih ve 56281 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" başlıklı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Davacı İ____ arsa sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir. Yüklenici, davacının kayden maliki olduğu İstanbul-Maltepe İlçesi F____ Mahallesi'nde bulunan 150 pafta, 1489 ada, 8 ve 9 numaralı parselde tapuya kayıtlı bulunan arsalara sözleşmede öngörülen koşullarla inşaat yapımını ve davacıya verilmesi gereken bağımsız bölümleri inşaat ruhsatının alınması tarihinden itibaren 18 ay içinde teslimini yüklenmiştir.

Davacı vekili, inşaatların ruhsatına uygun yapılmadığını, yapılan işlerin ayıplı olduğunu ve eksik işler bırakıldığını ileri sürerek; eksik ve kusurlu işler bedeli olan 7.000,00 TL'nin ve ayrıca ıslah yoluyla da 2.811,68 TL iskan harcı ile davacının payına isabet eden 12.648,65 TL yasal hale getirme masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı taleplerinin tamamı kabul edilmiştir.

3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 26. maddesi hükmünde öngörülen istisnalar dışında kalan ve bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için, ilgilisine göre belediye ve valiliklerden yapı ruhsatı alınması zorunludur. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da kural olarak, yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. İmar Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina hakkında ilgili idarece" "yapı tatil tutanağı" düzenlenir; ruhsata aykırılık olan yapıda aykırılığın giderilmemiş olması durumunda ise, belediye encümeni veya ilgili idare kurulunca yıkım kararı verilir ve masrafı yapı sahibinden tahsil olunarak belediye ya da ilgili idarece ruhsata aykırı olan kısımlar ya da ruhsatsız yapılan bina yıktırılır. Ayrıca, İmar Kanunu'nun 42. maddesi uygulanarak ilgili idarece ceza yaptırımı uygulanır. Somut olayda da, dosya kapsamındaki 18.02.2009 tarih ve 148 numaralı Maltepe Belediyesi Encümen kararından sözleşme konusu (8) parsel sayılı arsada yapı ruhsatına aykırı olarak imalat yapıldığı ve arsa sahiplerine ceza yaptırımı uygulandığı anlaşılmaktadır. (9) parsel sayılı taşınmazda yapı ruhsatına aykırılık bulunup bulunmadığına dair belediye işlemini gösterir yapı tatil tutanağı ve varsa yıkım kararı bulunmamaktadır. İmar Kanunu'nun hükümleri, kamu düzeni gereği "emredici" hukuk kurallarıdır. Bu sebeple, yargılamanın her aşamasında İmar Yasası kurallarının mahkemece doğrudan gözetilmesi gerekmektedir.

Bilirkişi kurulunca sunulan 18.06.2009 tarihli rapor ile buna ek rapor değerlendirildiğinde; yapı ruhsatına aykırılıklar ve yapıların yasal hale getirilmesi masrafları açıklanmış ise de; Maltepe Belediyesi Başkanlığından yapı ruhsatına aykırı yapılan imalatların giderilmesi ve yapıların tamamen ya da kısmen yasal hale getirilmesinin olanaklı olup olmadığı mahkemece sorulmamıştır. Yapı ruhsatına tamamen aykırı yapılan yapı "tümden"; kısmen aykırı yapılar ise "kısmen" kaçak yapı sayılır. Yasal hale getirilmiş olmadıkça kaçak yapı ya da yapı kısmı ile ilgili eksik ve kusurlu işler istenemez. Mahkemece, açıklanan bu hususların gözetilmemesi doğru olmamıştır.

Diğer yandan, davalı eksik işlere mahsuben verdiğini ileri sürdüğü 7.500,00 TL tutarlı çekin davacıya verildiğini savunmuş; davacı taraf ise, belirtilen çeki aldığını; ancak, bir başka alacağına karşılık verildiğini ileri sürmüştür. Davacının ikrarı, bağlantısız bileşik ikrar niteliğindedir. Davalı tarafından kendisine yapılan ödemenin başka bir borç nedeniyle yapıldığını davacının, yazılı ve yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Mahkemece davalının bu yöndeki savunması da değerlendirilmemiştir.

Davacı, dava dilekçesinde yasal faiz oranına göre temerrüt faiz uygulanmasını istediği halde; HUMK'nın 74. maddesi hükmüne aykırı olarak mahkemece, dava tarihi yerine 03.07.2008 tarihinden itibaren reeskont faiz uygulanması ve yine ıslah tarihi yerine 13.07.2008 tarihinden itibaren ıslahla artırılan 13.119,22 TL alacağın reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.

Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak, dosyada mevcut bilirkişi kurulu raporları, Maltepe Belediye Başkanlığı'na gönderilecek belediye encümen kararlarında ve bilirkişi kurulu raporlarında gösterilen yapı ruhsatına aykırı olarak yapılan imalatların giderilerek inşaatların yasal hale getirilmesinin olanaklı olup olmadığının sorulması; yasal hale getirilmesi olanaklı ise, belediye işlem dosyası da getirtilerek rapor sunan bilirkişi kurulu, olmadığı takdirde yeni bir bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılmak suretiyle, ruhsata aykırılığın giderilmesi için yapılması gereken işlemler ile giderlerinin tespit ettirilmesi, davacı arsa sahibi tüm inşaatlardaki ruhsata aykırılığı gidermeyi kabul etmiş olduğundan taleple bağlı kalmak suretiyle yapıların yasal hale getirilebilmesi için mahkemece davacıya yetki ve yeterli süre verilmesi ve varılacak sonuca göre uyuşmazlıklar hakkında bir karar vermekten ibaret olmalıdır.

Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.

KARAR : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 28.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 6 :Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 30-04-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02558708 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.