Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19. H.D. 2011/9035 E., 2012/2521 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava konusu çekin ilk olarak 14.03.2008 tarihinde bankaya ibraz edildiğinin,bankanın cevabi yazısından anlaşılmasına ibrazdan sonra alacağın temlikine ilişkin yazılı bir beyan bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
(Karar Tarihi : 21.02.2012)
Davacı Vekili,davalı tarafça müvekkili hakkında çeke dayalı başlatılan takipte takibe konu çekin keşide tarihinin tahrif edildiğini keşide tarihindeki değişikliğin ibraz süresi yönünden önemli olduğunu çek bedelinin ödenerek müvekkiline ait cironun çizildiğini ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu müvekkilinin cirosunun davacı cirosundan sonra olduğu için husumetin müvekkiline yöneltilmesinin yanlış bulunduğunu belirtmiş çekin H____'den ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini davacının borcunu ödediğini kanıtlaması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece çekteki ciro silsilesinde ismi çizilen kişi aleyhine takip yapılma imkanı kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne takibe konu 14.05.2008 keşide tarihli hamiline düzenlenmiş 16.000 TL lik çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere gerektici sebeplere ve özellikle dava konusu çekin ilk olarak 14.03.2008 tarihinde bankaya ibraz edildiğinin,bankanın cevabi yazısından anlaşılmasına ibrazdan sonra alacağın temlikine ilişkin yazılı bir beyan bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına 21.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Murat BÖLÜKBAŞ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 21-04-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02853608 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.