Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının Devlet memurluğuna etkisi
Üyemizin Notu:
Devlet memurluğuna alınacaklarda aranan genel ve özel şartlar 657 Sayılı Kanun'un 48. maddesinde sayılmıştır. 48. maddenin A bendinin (5) numaralı alt bendinde; “Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak” hükmüne yer verildiği, aynı Kanun'un 98. maddesinin (b) bendinde de “Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi” hallerinde memurun memuriyetine son verileceği hükme bağlanmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere; Devlet memurlarının 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevlerine son verilmesi işleminin sebep unsurunu 48. maddede sayılan ve memuriyete engel kabul edilen bir suçtan mahkûmiyet ve bu mahkûmiyete ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı oluşturmaktadır. Bu bağlamda memurun 657 sayılı Kanunun 48/A-5 numaralı alt bent hükmünde belirtilen ve suçlardan dolayı 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesine göre memuriyetine son verilmesi işlemi mahkumiyetinin kesinleşmesine bağlı olmaktadır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 231. maddesinin (5) numaralı fıkrasının son cümlesinde belirtilen “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder” hükmü ile değerlendirildiğinde, kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla memuriyetine de engel olacak bir suçtan mahkûm olduğundan söz edilemeyeceğinden, Devlet memurunun 657 sayılı Kanun'un 48.maddesinde belirtilen bir suçu işlediği sabit olsa dahi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi hükmüne göre memuriyete son verilemeyeceği sonucu çıkmaktadır. Memur hakkında Disiplin yönünden işlem yapma yolu her şartta mevcut olmakla birlikte mahkemece verilen karar disiplin soruşturması açısından fiilin sabit olduğunun da kanıtıdır.