Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Danıştay 5. Daire, Esas: 1991/501, Karar: 1993/4530 İçtihat

Üyemizin Özeti
Taraflardan birinin yöntemine uygun biçimde düzenleyeceği dilekçe ile davanın ihbarını istemesi halinde davaya bakmakta olan mahkemeye düşen görev, bu konudaki dilekçeyi doğrudan doğruya davanın ihbar edileceği kişi ya da kuruluşa göndermekten ibarettir. Mahkemenin bu konuda ayrıca bir karar alması gerekmediği gibi ihbar isteminin hukuken haklı olup olmadığını inceleyip bu istemin kabulü ya da reddi yolunda bir karar vermesi de usul ve yasaya uygun değildir.
(Karar Tarihi : 17.11.1993)
"İstemin Özeti: İzmir 3. İdare Mahkemesi`nin 31.10.1990 günlü, E: 1989/1140; K: 1990/788 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: N____ K____

Danıştay Savcısı: G____ E____

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Davacı, 331 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa eklenen geçici madde uyarınca intibakının yapılması yolundaki isteminin reddine ilişkin işlemin 2914 sayılı Yasanın 3/c. maddesi de gözetilerek iptali istemiyle dava açmıştır.

İzmir 3. İdare Mahkemesi`nin 31.10.1990 günlü, E: 1989/1140, K: 1990/788 sayılı kararıyla; 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu`nun 20. ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu`nun 62. maddesiyle yapılan yollamalar nedeniyle üniversite öğretim elemanları hakkında da 331 sayılı KHK`nin uygulanması gerektiği, bu durumda davacının 331 sayılı KHK`nin sözü edilen hükmü uyarınca intibakının yapılması gerekirken aksine tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, buna karşılık idareye başvuru dilekçesinde 2914 sayılı Yasanın 3/c. maddesi ile ilgili bir istem yer almadığından idarece bu konuda tesis edilmiş bir işlem bulunmadığı, davanın bu konuya ilişkin bölümün reddi gerektiği gerekçesiyle davacının 331 sayılı KHK uyarınca intibakının yapılmamasına ilişkin işlemin iptaline, davanın 2914 sayılı Yasanın 3/c. maddesine ilişkin kısmının ise reddine hükmedilmiştir.

Davalı idare, üniversite öğretim elemanlarının 331 sayılı KHK`nin kapsamı dışında kaldığını davacının 2547 sayılı Yasanın 3/C maddesinden 2914 sayılı Yasanın geçici 4. maddesi uyarınca 1.91.1984 tarihinde yapılan intibakla esasen yararlandırıldığını; davanın Maliye ve Gümrük Bakanlığına ihbarını talep ettikleri halde idare mahkemesince ihbar isteminin reddedildiğini, oysa mahkemenin ihbarı reddetme yetkisinin bulunmadığını öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Davacı tarafından 331 sayılı KHK`ye göre 2914 sayılı Yasanın 3/C maddesinin gözetilerek intibakının yapılması yolundaki isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davaya ait dava dilekçesine davalı idarece verilen savunma dilekçesinde ve ek dilekçede Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu`nun 49. ve 52. maddeleri uyarınca davanın Maliye Bakanlığına ihbar edilmesinin istendiği, idare mahkemesinin 22.2.1990 günlu, E: 1990/1140 sayılı kararıyla ihbar isteminin reddine karar verildiği ve davanın Maliye Bakanlığına ihbar edilmeden karara bağlandığı dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 31. maddesinde "davanın ihbarı" konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine yollama yapılmakta ve adı geçen yasanın 49-52 maddelerinde de davanın ihbarı müessesesi düzenlenmiş bulunmaktadır.

Sözü geçen maddelerin birlikte incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, davanın ihbarı ile ihbarda bulunan taraf ihbarda bulunulandan görülmekte olan bir davada, davaya katılarak kendisine hukuki yardımda bulunmasını ve ortak hukuki çıkarları ilgilendiren davanın kazanılması için kendisiyle birlikte çaba sarfedilmesini istemektedir.

HUMK`nun düzenlemesine göre davanın ihbarının mahkeme kanalıyla yapılması asıl olup; görülmekte olan "davanın her halinde ihbar caizdir." Taraflardan birinin yöntemine uygun biçimde düzenleyeceği dilekçe ile davanın ihbarını istemesi halinde davaya bakmakta olan mahkemeye düşen görev bu konudaki dilekçeyi doğrudan doğruya davanın ihbar edileceği kişi ya da kuruluşa göndermekten ibaret olup; mahkemenin bu konuda ayrıca bir karar alması gerekmediği gibi ihbar isteminin hukuken haklı olup olmadığını inceleyip bu istemin kabulü ya da reddi yolunda bir karar vermesi de anılan yasa hükümleri karşısında olanaklı ve uygun değildir.

Açıklanan hukuksal duruma göre davalı idarenin davanın Maliye Bakanlığına ihbarını içeren dilekçesinin idare mahkemesince adı geçen bakanlığa tebliğ edilmesi gerekirken bu yola gidilmemesinde ve yasaya aykırı olarak ihbar isteminin reddine karar vermek suretiyle davanın sonuçlandırılmasında usule uyarlık görülmediğinden davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle İzmir 3. İdare Mahkemesinin 31.10.1990 günlü, E: 1989/1140, K: 1990/788 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1/c maddesi uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 17.11.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : İdari Yargılama Usulü Kanunu MADDE 31 :1. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.59) "“işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında” Ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re'sen yapılır.

2. Bu Kanun ve yukarıdaki fıkra uyarınca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 24-02-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03379798 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.