Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, Esas-Karar: 3311-5400 İçtihat

Üyemizin Özeti
Kiralananın menkul olması, ilamsız icra yoluyla kira parasının istenmesine engel oluşturmaz.
(Karar Tarihi : 16.05.2006 T)
"Uyuşmazlık, "kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatı"na ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı kiralayan vekili, dava dilekçesinde "mülkiyeti müvekkiline ait şehir içinde bulunan reklam panoları ve bilboardların 01.07.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalı kiracıya kiralandığını, Temmuz 2004 ayı bakiye kirası ile aylık 12.052 YTL den Nisan-Haziran arası aylar kirasının tahsili için hakkında icra takibi yapıldığını, davalının bu takibe haksız şekilde itiraz ettiği gibi verilen süre içinde de kira paralarını ödemediğini belirterek "itirazın kaldırılmasını, takibin devamını, davalının kiralanandan tahliyesini ve %40 tazminata mahkum edilmesini" talep etmiş, 02.11.2005 tarihli dilekçesi ile de "davalının davadan önce ve kira sözleşmesinin sonunda kiralanan yerleri tahliye ettiğini tahliye isteminin dilekçeye sehven yazıldığını, alacak ve fer'i hakları yönünden taleplerinin devam ettiğini" belirtmiştir. Davalı duruşmalara gelmemiş ve bir savunmada bulunmamıştır.

İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan tararflar arasında düzenlenmiş kira sözleşmesi 01.07.2003 başlangıç tarihli ve iki yıl sürelidir. Kira sözleşmesi ile şehirde bulunan 83 adet otobüs durağı, 50 adet çift yüzlü reklam panosu, 4 adet ışıklı ayaklı reklam panosu ve 130 adet klasik bilboard davalıya kiralanmıştır. Davacı kiralayan Temmuz 2004 ve Nisan-Haziran 2005 ayları kirasının tahsili için "Denizli 5. İcra Müdürlüğünün 2005/5233 sayılı dosyası ile tahliye istemli icra takibi yapmış, davalı kiracı bu takibe "borcun talep edildiği kadar olmadığını, davacıda 19.800 YTL bedelli teminat mektuplarının bulunduğunu, geri kalan borcu ve faiz hesaplamalarını da kabul etmediklerini" belirterek itiraz etmiştir. Yargılama sırasında davacı kiralayan tahliye istemlerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkemece her ne kadar icra takibi yoluyla ancak taşınmazların tahliyesinin istenmesinin mümkün olduğu belirtilerek istemin reddine karar verilmiş ise de; kiralananların taşınır niteliğinde olması, ilamsız icra yoluyla kira parasının istenmesine engel oluşturmaz. Davacı kiralayan da yargılamada taleplerini alacağa yönelik olarak "itirazın kaldırılması"na hasretmiştir. Bu durumda davalı tarafından "talep edilen kira parasının ödendiği" iddia ve ispat edilemediğinden mahkemece "kira alacağı yönünden istemin kabulüne" karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 269 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/109 md.)

Takip adi kiralara veya hasılat kiralarına mütedair olur ve alacaklı da talep ederse ödeme emri, Borçlar Kanununun 260 ve 288 inci maddelerinde yazılı ihtarı ve kanuni müddet geçtikten sonra icra mahkemesinden borçlunun kiralanan şeyden çıkarılması istenebileceği tebliğini ihtiva eder.

Bu tebliğ üzerine borçlu, yedi gün içinde, itiraz sebeplerini 62 nci madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır.

İtiraz takibi durdurur. İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemiyen alacaklı, bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoliyle takip yapamaz.

Borçlar Kanununun 260 ıncı maddesinin kiralayana altı günlük mühletin hitamında akdi feshe müsaade ettiği hallerde itiraz müddeti üç gündür.


İTİRAZ ETMEMENİN SONUÇLARI:
MADDE 269/a.

(Değişik madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./65. md.)

Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir.


İTİRAZ VE KALDIRILMASI USULÜ:
MADDE 269/b.

(Ek madde: 18/02/1965 - 538/110 md.)

Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tastik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa merciden itirazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini istiyebilir.

Borçlunun akde ve şartlarına dair mukabil iddia ve def'ilerini aynı kuvvet ve mahiyette belgelerle tevsik etmesi lazımdır.

Akdi reddeden borçlu bu itiraz sebebiyle bağlıdır. İtirazın varit olmadığı tahakkuk ettikten sonra ödeme, takas veya sair bir def'ide bulunamaz.

Takip yukarda yazılı belgelere istinat etmemesi sebebiyle alacaklı umumi hükümler dairesinde dava açmaya mecbur kalırsa ihtarlı ödeme emri, Borçlar Kanununun 260 ve 288 inci maddelerinde yazılı ihtar yerine geçer.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/51 md.) Kira sözleşmesindeki imzanın inkarından dolayı alacaklı umumi mahkemede dava açmaya mecbur kalır ve lehine karar alırsa, borçlu ayrıca yüzbin liradan beşyüzbin liraya kadar para cezasına mahkum edilir.


KİRA AKDİ DIŞINDAKİ İTİRAZLAR VE TAHLİYE:
MADDE 269/c.

(Ek madde: 18/02/1965 - 538/110 md.)

Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemiyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeğe mecburdur.

Senet veya makbuzun alacaklı tarafından inkarı halinde 68 inci madde hükmü kıyasen uygulanır.

İcra mahkemesinin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için, kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren ongün geçmesi lazımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanabilir.


KIYASEN UYGULANACAK MADDELER:
MADDE 269/d.

(Ek madde: 18/02/1965 - 538/110 md.)

62, 63, 65, 66, 68, 70 ve 72 nci maddeler hükümleri kıyas yolu ile burada da uygulanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 14-02-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03385806 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.