Bir yerli film sahnesinde bir devlet dairesi.. geniş bir odaya yayılmış masalarda oturan memurlar ve işini görmeye gelen her vatandaş elindeki evrakların arasına bir miktar para koyarak evrağını yanında durduğu masanın üstüne memurun önüne bırakmakta.. Masalardan birinde ise oraya yeni atanmış, içi adalet eşitlik duygularıyla dolu çiçeği burnunda memur var; bu sahneler karşısında habire diğer masalara koşup öfke içerisinde bu evraklar içerisindeki parayı alıp iş sahibine geri veriyor..Oranın amiri diğer memurların şikayeti karşısında çare olarak memurun önüne habire dosya yığdırır ve görev aşkıyla dosyalar arasında kaybolur gider bu genç memurumuz.
Toplumun maşeri vijdanı, adalet duygusu örselenmesin maksadıyla Hakimlere iş verilir. Ancak bizde bu esasa pek uymayan dosyalarla da mahkemelerimiz meşgul edilmektedir. Mesela nüfus davaları..her üç kişiden birinin yaşının nüfusa yanlış geçirilmiş bir yerde yaş veya isim tashihi işleriyle hakimlerimiz neden meşgul edilirler…Neyse veraset işleri noterlere havale edildi, toplumun adalet duygusuyla ilgili herhangi bir sarsılma hissedilmedi bile..
Hakimlerin.. dosyadaki harf yanlışlıkları, tebligat tamamlamaları, taraf teşkillikleri gibi eften püftenliklerle meşgul edilmeleri de gereksiz ve adalete ulaşmayı geciktiren ve hemen aşılabilir sorunlardır kanaatimce.
Yasama organındaki kişiler yasama işinden çok daha başka işleri öncelemezlerse sorunlar daha çabuk aşılır ve adalet daha iyi dağıtılacağı tabiidir .Askerlikte nöbet listesinde bir ağacın başında tutulan nöbetin sebebi hakkında oradaki hiç kimsenin bir fikri yokmuş ve meğer yıllar önce komutan, kızdığı birisine fazladan nöbet çıkartmak için o ağacın başını da nöbet listesine eklemişmiş…Önceleri korkudan bu kurulu düzeni düzeltmeye yanaşan çıkmamış ve daha sonra ise, birçok komutan değiştiği halde bu defa da unutkanlıktan sürüp gitmiş bu.
|