Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

katkı payı davalarında dava açarken tasfiye talep edilmesi zorunlu mudur?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-06-2010, 23:44   #1
Özkan Atalay

 
Varsayılan katkı payı davalarında dava açarken tasfiye talep edilmesi zorunlu mudur?

katkı payı davası açtım ancak bu davada tasfiye istemedim. tasfiye istemediğim için dava reddolur mu?
Old 18-06-2010, 23:59   #2
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Katkı kapı istemi aynı zamanda fesih ve tasfiyeyi de içerir, bu nednele ayrıca tasfiye istemeniz şartı aranmamalı, BK 538 ve devamı madde hükümleri göz önünde bulundurularak mahkemenin resen tasfiye ye karar vermesi gerekir.
iyi çalışmalar
Old 19-06-2010, 00:30   #3
Özkan Atalay

 
Varsayılan

ancak elimde bir yargıtay kararı var. Karar da aynen şöyle diyor; Tasfiye istenmeden değer artışı payı istenemeyeceğinden temyiz itirazlarının kabulüne diyor. Bu yargıtay kararına göre davanın reddedilebileceğini düşünüyorum. Umarım yanılıyorumdur.
Old 19-06-2010, 20:29   #5
Özkan Atalay

 
Varsayılan

sayın koçak ilgili yargıtay kararlarını yollayabilir misiniz? Şimdiden teşekkür ediyorum.
Old 19-06-2010, 20:57   #6
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Sayın Atalay,
Neye dayalı katkı payı alacak davası açtığınızı belirtmediğiniz için bu kararı ekliyorum konuyu detaylı sorarsanız daha fazla katkıda bulunmak mümkün olacaktır.
iyi çalışmalar


T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1438
K. 2003/5852
T. 12.5.2003
• ALACAK DAVASI ( Davacının Davalıyla Ortak Olarak İş Yapmaya Başlamasına Rağmen Davalının İşi Başkasına Devrettiği İddiası )
• ADİ ORTAKLIK ( Ortakların Her Türlü Nakit Alacak Veya Haklarını Sermaye Payı Olarak Koyabilmelerinin Mümkün Olması )
• SERMAYE PAYI ( Adi Ortaklıkta Ortakların Her Türlü Nakit Alacak Veya Haklarını Sermaye Payı Olarak Koyabilmelerinin Mümkün Olması )
• TAAHHÜT EDİLEN SERMAYE PAYINI KOYMAYAN ORTAK ( Bu Ortağa Karşı Fesih Davası Açılabilmesi )
818/m.521,535,538
ÖZET : Taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar Kanunun 521. maddesi hükmüne göre, ortaklar her türlü nakit, alacak veya haklarını sermaye payı olarak koyabilirler. Taraflardan birinin sermaye payını koymaması adi ortaklığın kurulmadığı anlamına gelmez. Taahhüt ettiği sermaye payını koymayan ortağa karşı Borçlar Kanununun 535/7 maddesi gereğince fesih davası açılabilir. Davacı, adi ortaklık için koyduğu katkı payını istediğine göre, bu istek aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğini de kapsar. Bu nedenle adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesi gerekir. Davalının protokol gereği idareci ortak olduğu anlaşıldığına göre, yılda en az bir kere hesap verme yükümlülüğü de gözetilerek, şirketin defter ve hesapları istenmeli, verilen hesapta tarafların anlaşılıp anlaşamadığı yönler üzerinde durulmalı, anlaşamadıkları hallerde ise BK. 538 ve devamındaki maddeleri gözetilerek mahkemece bizzat tasfiyesi yoluna gidilip, hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile 116 nolu parselde yapılacak inşaatta ortak müteahhit olarak iş yapmak üzere 24.4.1997 tarihinde sözleşme yaptıklarını, inşaat maliyetinin1/2'ni üstlendiğini ve bu amaçla 2.090.000.000TL. ödeme yaptığını ancak davalının inşaatı durdurduğunu ve 3. şahıslara satış yapmaya başladığını bildirerek ödediği katkı payı 2.090.000.000TL.nin ve işleyen reeskont faizi tutarı 2.565.000.000TL. ile sözleşmenin 912 maddesine göre 13.000.000.000TL. cezai şartın faizi ile ödetilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, sözleşmenin 9. maddesi gereğince koşulların oluşmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar Kanunun 521. maddesi hükmüne göre, ortaklar her türlü nakit, alacak veya haklarını sermaye payı olarak koyabilirler. Taraflardan birinin sermaye payını koymaması adi ortaklığın kurulmadığı anlamına gelmez. Taahhüt ettiği sermaye payını koymayan ortağa karşı Borçlar Kanununun 535/7 maddesi gereğince fesih davası açılabilir. Davacı, adi ortaklık için koyduğu katkı payını istediğine göre, bu istek aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğini de kapsar. Bu nedenle adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesi gerekir. Davalının protokol gereği idareci ortak olduğu anlaşıldığına göre, yılda en az bir kere hesap verme yükümlülüğü de gözetilerek, şirketin defter ve hesapları istenmeli, verilen hesapta tarafların anlaşılıp anlaşamadığı yönler üzerinde durulmalı, anlaşamadıkları hallerde ise BK. 538 ve devamındaki maddeleri gözetilerek mahkemece bizzat tasfiyesi yoluna gidilip, hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Kazancı
Old 19-06-2010, 21:16   #7
Özkan Atalay

 
Varsayılan

sayın koçak süper oldu bu karar tşk ederim. birde ayrı bir dava açıp, bu dava da tasfiye ile katkı payı alacağını talep etmeyi düşünüyordum. Bu sayede de her iki davayı birleştirip asıl davada da mahkemenin tasfiye ye gitmesini sağlamayı falan düşünüyordum. Ya da davayı komple ıslah edip ıslah dilekçesinde de tasfiye istemeyi falan düşünüyordum. Ayrıca benim açtığım katkı payı davasında karşı taraf, karşı dava açtı ve tasfiye istedi. Karşı tarafın tasfiye istemesinin benim açmış olduğum esas davaya etkisi sizce nasıl olur sayın koçak? Yani tasfiye istenmediğinden dolayı katkı payı davasının reddolabileceği durumlarda karşı tarafın tasfiye talep etmesi benim davamın reddolunmasını engelmezmiydi? (ilgili yargıtay kararı olmasa ve yargıtay aksi görüşte olsa idi yani) Bunu şunun için soruyorum; karşı tarafın tasfiye talebinin bana etkisinin olup olmayacağı hususnda fikrinizi öğrenmek için. Çünkü ben zaten tasfiye yapılacağından her türlü durumda ben istemesemde katkı payı davasında tasfiye olacağını düşünüyorum
Old 19-06-2010, 21:36   #8
Özkan Atalay

 
Varsayılan

olay şu; Müvekkil 1999 yılında evlenmiş.Her iki tarafta emekli.Müvekkil evlenmiş olduğu eşinin 1993 yılından itibaren bir kooperatife üyeliği var ve kooperatif üyelik taksitleri 2002 yılına kadar sürmüş. 2003yılında da eşi adına daire tapuya kaydedilmiş. 2001 yılında bir tarla ve üzerine ev yapılmış (ev tapusuz kaçak yapılmış) 2003 tarinde de bir tarla daha eşi olan kadının üzerine yapılmış. Aslında müvekkil her iki tarlanın ve tarla üzerine yapılan evin tamamının masrafını kendisi yapmış ve bu konuda tanıkları var.Açmış olduğumuz dava da biz fazlaya ve faize ilişkin haklarımız saklı kalmak şartı iled;1-evlilik tarihinden itibaren üyelik aidatına katkı sağladığımız için 1.000 TL 2-tarlanın yarısı için 1.000 TL 3- Diğer ev ve tarla için de 1.000 TL katkı payı istedik.
Old 19-06-2010, 23:15   #9
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Sayın Atalay;
durumu şöyle özetlememiz gerekirse
1- Kooperatif üyeliği bakımından
743 sayılı yasada, eşlerden birinin edindiği mala, diğer eş katkı yapmış ise, sağladığı bu katkı karşılığını isteyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta idi,ancak çeşitli ve kabul ile yerleşen yagıtay kararları ile; katkıyı sağlayan eşin, diğer eşten katkısı karşılığı genel hükümlere göre bir tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir. Şayet, eşlerden birinin edindiği mala, diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemememekteydi.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun, 227. maddesinin getirdiği düzenleme ile, bundan önceki yasadaki boşluk doldurmuştur. yeni düzenleme öncesi Yargıtay kararlarıyla doldurulan boşluk, açık hüküm konularak yasal hale getirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 227'nci maddesi gereğince; eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç yada uygun karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında, bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak, o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır.; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde ise, diğer eşe ödenmesi gereken alacak hakkaniyete uygun olarak belirlenecektir.
(Eşler yazılı bir anlaşma ile değer artışından pay almaktan vazgeçebilir ve pay oranını da değiştirebilirler. )anılan hüküm gereği değer artışı nedeniyle alacak talep edebilmek için , talepte bulunan eşin, diğer eşe ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına maddi bir katkı sağlamış olması ve kanıtlanabilir karinelere sahip olması gerekir.
Bu açıklamalr doğrultusunda yeni yasa yürürlük öncesinde edinilen mallara sağlanan katkının kanıtlanabilir olması durumunda lehinize hakılılık oranında karar kılınacağı düşüncesindeyim.
2- 2003 ( ? ) yılı ve sonrasında edinilen mallar bakımından ise;
Bilindiği üzere, 4721 sayılı yasa hükümlerinin yürürlük tarihinden sonra eşler arasından her hangi bir mal resijimi seçimine ilişkin anlaşma olmaması durumunda ise bu tarihten itibaren evlilik birliği içinde edinilmiş mallar üzerinde her iki eşin de eşit hakları vardır.

iyi çalışmalar diliyorum
Old 19-06-2010, 23:31   #10
Özkan Atalay

 
Varsayılan

Teşekkür ederim sayın Koçak bende aynı şekilde düşünüyorum.
Old 25-01-2011, 16:19   #11
harkan

 
Varsayılan

Sn Koçak tapusuz taşınmazlar için katılma alacağı talep edilmesine engel bir durum var mıdır?
Old 24-04-2011, 14:34   #12
Özkan Atalay

 
Varsayılan

sayın harkan tapusuz taşınmazlarda da katılma payı talep edilebilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi,Boşanma Davası,Katkı Payı ve Tasfiye Av.Ali Osman Özdilek Aile Hukuku Çalışma Grubu 56 29-03-2017 02:38
dava dilekçesinin davalı asile tebliği zorunlumudur? law in law Meslektaşların Soruları 12 17-10-2011 10:07
katkı payı ALAMUT Meslektaşların Soruları 8 19-06-2010 23:21
Katkı payı alacağı davasında dava değeri Acil Av.Arzu Erkan Meslektaşların Soruları 2 26-06-2009 10:23
Görevli mahkemede dava açma-idareden zararın talep edilmesi Av. OSMAN GÜR Meslektaşların Soruları 2 13-01-2008 02:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05774307 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.