Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Süreli veya süresiz şikayet

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-04-2016, 12:55   #1
Av.mehmet.av

 
Acil Süreli veya süresiz şikayet

Esasen benzer konuyu daha önce sormuştum ancak tekrar açma gereği duydum
1. Bir boşanma davasında müvekkil aleyhine tedbir nafakasına hükmediliyor.
2. Karşı taraf vekili bu tedbir nafakasını değişik tarihlerdeki 3 ayrı icra takibi ile talep etmiş. Bu 3 icra takibinde farklı tarihler için talepte bulunmuş. Örneğin ilk takipte Ocak, Şubat, Mart aylarını istemiş, ikinci takipte Nisan, Mayıs, Haziran aylarını istemiş, üçüncü takipte de Temmuz, Ağustos ayları ve devam eden ayları için talepte bulunmuş.
3. Söz konusu 3 takip de kesinleşmiş.
4. Bu takiplerden ikisi için müvekkilin emekli maaşından kesinti yapılıyor. Diğer icra takibi için şimdilik emekli maaşına haciz talebi yok.
Paylaşımınızı rica ettiğim konular şunlardır:
a- Bir tedbir nafakası kararı normalde bir icra takibi ile istenebilir. 3 farklı icra takibi için şikayet yoluna gitmeyi düşünüyorum. Şikayet yolu ile İcra Mahkemesinde dava açmam gerektiğini düşünüyorum doğru mudur?
b- Asıl sorum her 3 icra takibinin kesinleşmiş olması benim açacağım davaya engel olur mu? Yani bu tarz bir şikayet süreye bağlı mı yoksa süresiz şikayete mi tabi.
c- Süreli şikayete tabi olduğu varsayımında özellikle aynı tebdir nafakasının 3 defa icraya konulmasından dolayı ve bu 3 icra dosyası için de müvekkilin emekli maaşına haciz konulmasını önleyici/kaldırıcı ne yapabilirim?
Old 13-04-2016, 14:57   #2
Av. Zeynep TÜFEKÇİ

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Şayet alacaklı ilk ve ikinci İcra takibinde "devam eden aylar" a ilişkin bir talepte bulunmamış ise, yapılan takiplerde bir usulsüzlük olmadığı kanaatindeyim.


.C.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/17816
Karar No:2015/19384


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; Adana 1. Aile Mahkemesi'nin 2007/784 Esas, 2007/970 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için alacaklı tarafından vekiledeni aleyhine İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını vc bu takibin halen derdest olduğunu, Akçakale Aile Mahkemesi'nin 2008/202 Esas, 03/12/2008 tarihli ara kararı ile yine çocuklar için hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için alacaklı tarafça ikinci bir takip yapıldığını ve iş bu takibin de derdest olduğunu, Akçakale Aile Mahkemesi'nin 2008/202 Esas ve 2010/323 Karar sayılı nihai ilamı ile de alacaklı tarafından vekiledeni aleyhine üçüncü bir takip daha yapıldığını ve iş bu takibin de derdest olduğunu, her üç takip dosyasında da vekiledeninin maaşına haciz konularak mükerrer tahsilatlar yapıldığını belirterek mükerrer tahsilatlar nedeniyle İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı takip dosyası ile İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı takip dosyasının işlemden kaldırılmasını ve her iki dosyada mükerrer olarak ödenen nafaka miktarlarının yasal faizi ile birlikte alacaklıdan alınarak vekiledenine ödenmesini ya da İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasına yatırılacak olan nafakalara mahsup edilmesini talep etmiştir.
Alacaklı vekili mükerrer tahsilat yapılmadığını savunarak şikayetin reddini istemiştir.
Mahkemece, hükme esas aldığı bilirkişi raporu doğrultusunda; İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı icra takibinin iptaline ve iptal edilen İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı icra takip dosyasına yatan 1.704,50 TL tahsilat toplamı ile dava tarihi 23.10.2012 tarihine kadar işlemiş faiz 458,34 TL ile birlikte toplam alacak 2.162.84 TL’nin İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasına yatırılacak olan nafakalara mahsup edilmesine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlu vekili temyiz dilekçesinde; İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2008/3463 Esas sayılı dosyasındaki şikayetlerine ilişkin olarak Mahkeme'ce olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığını bu nedenle kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
Somut olayda; İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı takip dosyasına dayanak Adana 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/784 Esas, 2007/790 Karar ve 01/11/2007 tarihli kararı ile Mahkemelerinin yetkisizliğine karar verilerek, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 125,00’er TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 17/08/2007 tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar 14/04/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda alacaklı ancak alacağın muaccel olduğu 17/08/2007 tarihinden dayanak ilamın kesinleşme tarihi olan 14/04/2008 tarihine kadar biriken nafaka alacağını isteyebilir. İcra dosyası kapsamından; dayanak ilam kesinleşme tarihinden sonra da borçlunun maaşındaki nafaka kesintilerinin devam ettiği ve icra dosyasında tahsilatların yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu halde, Mahkeme'ce dayanak ilam kesinleşme tarihi olan 14/04/2008 tarihinden sonra yapılan tahsilatların bilirkişi marifetiyle faizleriyle birlikte hesaplanarak İskenderun 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1361 Esas sayılı takip dosyasındaki nafaka alacağına mahsubu gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak bu hususta olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi isabetsizdir.
2- Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; mükerrer tahsilat yapılmadığı halde Mahkeme'ce İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı icra takibinin iptal edilerek iş bu dosyadaki Ödemelerin İskenderun 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasına yatırılacak olan nafakalara mahsup edilmesine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı takip dosyasına dayanak Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/784 Esas, 2007/790 Karar ve 01/11/2007 tarihli kararı ile Mahkemeleri'nin yetkisizliğine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 125'er TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 17/08/2007 tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, taraflarca süresinde yetkili Mahkemede dava açılmamış ve verilen karar 14/04/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Borçlunun iş bu yetkisizlik kararından bağımsız olarak Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/202 Esas sayılı dosyasında açtığı boşanma davasında Mahkemece 03/12/2008 tarihli celse 5 nolu ara Karar ile çocukların her biri için aylık 125,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmiş ve alacaklı iş bu ara kararına istinaden İskenderun 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1361 Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatmıştır.
O halde, Mahkemenin gerekçesinin aksine az yukarıda ayrıntısı açıklanan her iki takip dosyasının dayanakları farklı olup mükerrer takipten söz edilemez.
Ayrıca; İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı takip dosyasına dayanak ilamda, “Duruşmada verilen tedbir nafakası mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla velayeti davalı anneye verilen her bir çocuk için ayrı ayrı 150,00'şer TL'nin davalı Selen Çoban içinse 150 TL'nin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra çocuklar için iştirak nafakası, davalı eş için yoksulluk nafakası olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verilmiştir. Dayanak ilamda, müşterek çocuklar için dava tarihinden itibaren aylık 150 TL nafakaya hükmedildiği halde icra emrinde Ağustos 2008-Nisan 2011 ayları için birikmiş 50 TL nafaka farkı alacağı istenmiş, çocuklar lehine hükmedilen 150,00’şer TL nafaka alacağına ilişkin olarak devam eden aylara ilişkin herhangi bir talepte bulunulmamıştır.
Bu durumda Mahkeme’ce, İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı dosyasında çocuklar için ara karar ile hükmedilen 125,00'er TL nafaka alacağının istendiği, İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasında ise müşterek çocuklar için Ağustos 2008-Nisan 2011 ayları arası nafaka farkının istendiği, bu dosyada çocuklar yönünden devam eden aylara ilişkin bir talep bulunmadığından İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kabulü ile mahkeme kararının İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-04-2016, 07:47   #3
Av.mehmet.av

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep TÜFEKÇİ
Sayın Meslektaşım;

Şayet alacaklı ilk ve ikinci İcra takibinde "devam eden aylar" a ilişkin bir talepte bulunmamış ise, yapılan takiplerde bir usulsüzlük olmadığı kanaatindeyim.


.C.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/17816
Karar No:2015/19384


O halde, Mahkemenin gerekçesinin aksine az yukarıda ayrıntısı açıklanan her iki takip dosyasının dayanakları farklı olup mükerrer takipten söz edilemez.
Üstadım, ancak göndermiş olduğunuz kararda icra takiplerinde farklı dayanaklar olduğu belirtiliyor.
Oysa bizim icra takiplerinde tek bir mahkeme kararı var. Bu durum acaba sonucu değiştirmez mi?
Bir de her üç icra takibinin kesinleşmiş olması açmayı düşündüğümüz şikayet davası bakımından etkili midir?
Yani bu tarz bir şikayet süreye bağlı mıdır?
Old 14-04-2016, 14:53   #4
Av. Zeynep TÜFEKÇİ

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Tersten başlayacak olursak; Ara kararla hükmedilen Tedbir Nafakasının ilam hükmünde olduğu yönünde kararlar var. ÖRNEK;

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/19435
K. 2012/1797
T. 26.1.2012
• ARA KARARDA HÜKMEDİLEN TEDBİR NAFAKASI ( İlam Niteliğinde Olduğu - Davacının Yerleşim Yeri İcra Dairesinin de Yetkili Olduğu )
• TEDBİR NAFAKASI ( Ara Kararla Hükmedilen Nafakanın İlam Niteliğinde Olduğu - Nafaka Alacaklarında 2004 S.K. Md. 50 Hükmü Uygulanmayacağı )
• NAFAKA ALACAKLARINDA YETKİLİ İCRA DAİRESİ ( 2004 S.K. Md. 50 Hükmü Genel Yetkili İcra Dairesinin Borçlunun Yerleşim Yeri İcra Dairesi Olduğu Hükmü Uygulanmayacağı - Ara Kararda Hükmedilen Tedbir Nafakası Takibinde Alacaklının Yerleşim Yeri İcra Dairesinin de Yetkili Olduğu )
• YETKİLİ İCRA DAİRESİ ( Nafaka Alacaklarında 2004 S.K. Md. 50 Hükmü Uygulanmayacağı - Ara Kararda Hükmedilen Tedbir Nafakasına İlişkin Takipte Alacaklının Yerleşim Yeri İcra Dairesi de Yetkili Olduğundan Yetki İtirazının Reddine Karar Verileceği )
4721/m.177
2004/m.50
1086/m.9
ÖZET : Davacı tarafça mahkemenin ara kararıyla hükmettiği tedbir nafakasının tahsili için ilamsız takip yapılmışsa da; mahkemenin ara kararıyla hükmettiği nafaka ilam niteliğindedir. Nafaka alacaklarında, İİK'in 50. maddesi hükmü yani genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yeri icra dairesi olduğu hükmü uygulanmaz. Davacının yerleşim yeri Edirne ili olduğuna göre, yetkili icra dairesi Edirne İcra Daireleridir. Yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmelidir.

Bu kararda olduğu gibi Ara kararın ilam niteliğinde olduğu kabul edilir ise şikayet süresi de bulunmuyor. Örnek :

T.C.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi

Esas No:2008/163
Karar No:2008/2638

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı, Fatih 2.Aile Mahkemesinin 17.7.2005 tarih, 2004/774 esas - 2005/705 karar sayılı ilamında hükmolunan tedbir ve boşanma halinde karardan itibaren yoksulluk nafakasını takip konusu yapmıştır.


Borçlu, şikayetinde; sözkonusu tedbir nafakasına ilişkin olarak alacaklının Fatih 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/842 esas - 2002/515 karar sayılı ilamı uyarınca hükmedilen aylık 100 Milyon nafakanın Fatih 1.İcra Müdürlüğünün 2002/8163 esas sayılı dosyasıyla takip konusu yaptığı dolayısıyla talep edilen ikinci tedbir nafakasının mükerrer olduğuna ve mükerrer takip edildiği belirtilmiştir.

Borçlunun iddiasına göre her iki takip de ilama dayalı olup burada yapılan mükerrerlik iddiası ilama aykırılıktan kaynaklandığından süresiz şikayete tabidir. Ayrıca, borçlu, ilama aykırı olarak alacak miktarlarının fazla istendiğini ve faizinde fahiş hesap edildiğini ileri sürdüğünden bu şikayetlerde, ilama aykırılıktan kaynaklanmış olmakla süresiz şikayete tabidir. Mahkemece borçlu şikayetlerinin esası incelenerek bir karar vermek gerekirken şikayetin süre yönünden reddi isabetsizdir.

SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18/02/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Ancak Ara Kararın ilam hükmünde olduğu yönündeki karara katılmıyorum.( Ki 3. dairenin kararları da çoğunlukla Ara Kararı ilam hükmünde görmüyor )

Yine Mart ayında Ocak- Şubat Mart, Haziran ayında Nisan- Mayıs - Haziran, Ağustos ayında ise Temmuz - Ağustos ve devam eden aylar istenmiş ise takipte de bir sorun olmadığı kanaatindeyim. Zira tek dayanak olabilir ancak talep edilen aylar farklı. Mükerrer talep edilen bir alacak yok. Sadece son takipte -devam eden aylar- istendiğinden, bundan sonra yapılacak bir takip usulsüz olacaktır.

İyi çalışmalar.
Old 14-04-2016, 15:42   #5
Av.mehmet.av

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep TÜFEKÇİ
Sayın Meslektaşım;

Tersten başlayacak olursak; Ara kararla hükmedilen Tedbir Nafakasının ilam hükmünde olduğu yönünde kararlar var. ÖRNEK;

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/19435
K. 2012/1797
T. 26.1.2012
• ARA KARARDA HÜKMEDİLEN TEDBİR NAFAKASI ( İlam Niteliğinde Olduğu - Davacının Yerleşim Yeri İcra Dairesinin de Yetkili Olduğu )
• TEDBİR NAFAKASI ( Ara Kararla Hükmedilen Nafakanın İlam Niteliğinde Olduğu - Nafaka Alacaklarında 2004 S.K. Md. 50 Hükmü Uygulanmayacağı )
• NAFAKA ALACAKLARINDA YETKİLİ İCRA DAİRESİ ( 2004 S.K. Md. 50 Hükmü Genel Yetkili İcra Dairesinin Borçlunun Yerleşim Yeri İcra Dairesi Olduğu Hükmü Uygulanmayacağı - Ara Kararda Hükmedilen Tedbir Nafakası Takibinde Alacaklının Yerleşim Yeri İcra Dairesinin de Yetkili Olduğu )
• YETKİLİ İCRA DAİRESİ ( Nafaka Alacaklarında 2004 S.K. Md. 50 Hükmü Uygulanmayacağı - Ara Kararda Hükmedilen Tedbir Nafakasına İlişkin Takipte Alacaklının Yerleşim Yeri İcra Dairesi de Yetkili Olduğundan Yetki İtirazının Reddine Karar Verileceği )
4721/m.177
2004/m.50
1086/m.9
ÖZET : Davacı tarafça mahkemenin ara kararıyla hükmettiği tedbir nafakasının tahsili için ilamsız takip yapılmışsa da; mahkemenin ara kararıyla hükmettiği nafaka ilam niteliğindedir. Nafaka alacaklarında, İİK'in 50. maddesi hükmü yani genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yeri icra dairesi olduğu hükmü uygulanmaz. Davacının yerleşim yeri Edirne ili olduğuna göre, yetkili icra dairesi Edirne İcra Daireleridir. Yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmelidir.

Bu kararda olduğu gibi Ara kararın ilam niteliğinde olduğu kabul edilir ise şikayet süresi de bulunmuyor. Örnek :

T.C.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi

Esas No:2008/163
Karar No:2008/2638

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı, Fatih 2.Aile Mahkemesinin 17.7.2005 tarih, 2004/774 esas - 2005/705 karar sayılı ilamında hükmolunan tedbir ve boşanma halinde karardan itibaren yoksulluk nafakasını takip konusu yapmıştır.


Borçlu, şikayetinde; sözkonusu tedbir nafakasına ilişkin olarak alacaklının Fatih 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/842 esas - 2002/515 karar sayılı ilamı uyarınca hükmedilen aylık 100 Milyon nafakanın Fatih 1.İcra Müdürlüğünün 2002/8163 esas sayılı dosyasıyla takip konusu yaptığı dolayısıyla talep edilen ikinci tedbir nafakasının mükerrer olduğuna ve mükerrer takip edildiği belirtilmiştir.

Borçlunun iddiasına göre her iki takip de ilama dayalı olup burada yapılan mükerrerlik iddiası ilama aykırılıktan kaynaklandığından süresiz şikayete tabidir. Ayrıca, borçlu, ilama aykırı olarak alacak miktarlarının fazla istendiğini ve faizinde fahiş hesap edildiğini ileri sürdüğünden bu şikayetlerde, ilama aykırılıktan kaynaklanmış olmakla süresiz şikayete tabidir. Mahkemece borçlu şikayetlerinin esası incelenerek bir karar vermek gerekirken şikayetin süre yönünden reddi isabetsizdir.

SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18/02/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Ancak Ara Kararın ilam hükmünde olduğu yönündeki karara katılmıyorum.( Ki 3. dairenin kararları da çoğunlukla Ara Kararı ilam hükmünde görmüyor )

Yine Mart ayında Ocak- Şubat Mart, Haziran ayında Nisan- Mayıs - Haziran, Ağustos ayında ise Temmuz - Ağustos ve devam eden aylar istenmiş ise takipte de bir sorun olmadığı kanaatindeyim. Zira tek dayanak olabilir ancak talep edilen aylar farklı. Mükerrer talep edilen bir alacak yok. Sadece son takipte -devam eden aylar- istendiğinden, bundan sonra yapılacak bir takip usulsüz olacaktır.

İyi çalışmalar.
Üstadım, yanıtınız için teşekkür ederim. İlamlarda mükerrerlik yok. Ancak aynı ilamın 3 faklı takip ile istenmesinin dürüstlük kuralı ile uyuşmadığını düşünüyorum. Zira tek takip yapılmak ile 3 takip yapılmak arasında hiç olmazsa borçlu aleyhine vekalet ücreti bakımından hatalı olacağını düşünüyorum. Benim dayanağım bu açıkçası. Ayrıca 3 ayrı takip yapıldığı için 3 ayrı takip dosyasından da borçlu müvekkilin emekli maaşına haciz konulabilecektir ki somut olayda 2 icra takibi için emekli maaşına haciz konmuş durumdadır.
Old 14-04-2016, 16:16   #6
byztkbr

 
Varsayılan

Bu karar sizin olayınıza benziyor.

T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 17816
Karar: 2015 / 19384
Karar Tarihi: 28.10.2015

ÖZET: Mahkeme’ce, çocuklar için ara karar ile hükmedilen …er TL nafaka alacağının istendiği, ….. Esas sayılı dosyasında ise müşterek çocuklar için Ağustos 2008-Nisan 2011 ayları arası nafaka farkının istendiği, bu dosyada çocuklar yönünden devam eden aylara ilişkin bir talep bulunmadığından …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır. Hüküm bozulmuştur.(2004 S. K. m. 366) (6100 S. K. m. 297, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 388) (4721 S. K. m. 175)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; Adana 1. Aile Mahkemesi'nin 2007/784 Esas, 2007/970 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için alacaklı tarafından vekiledeni aleyhine İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını ve bu takibin halen derdest olduğunu, Akçakale Aile Mahkemesi'nin 2008/202 Esas, 03/12/2008 tarihli ara kararı ile yine çocuklar için hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için alacaklı tarafça ikinci bir takip yapıldığını ve iş bu takibin de derdest olduğunu, Akçakale Aile Mahkemesi'nin 2008/202 Esas ve 2010/323 Karar sayılı nihai ilamı ile de alacaklı tarafından vekiledeni aleyhine üçüncü bir takip daha yapıldığını ve iş bu takibin de derdest olduğunu, her üç takip dosyasında da vekiledeninin maaşına haciz konularak mükerrer tahsilatlar yapıldığını belirterek mükerrer tahsilatlar nedeniyle İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı takip dosyası ile İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı takip dosyasının işlemden kaldırılmasını ve her iki dosyada mükerrer olarak ödenen nafaka miktarlarının yasal faizi ile birlikte alacaklıdan alınarak vekiledenine ödenmesini ya da İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasına yatırılacak olan nafakalara mahsup edilmesini talep etmiştir.

Alacaklı vekili mükerrer tahsilat yapılmadığını savunarak şikayetin reddini istemiştir.

Mahkemece, hükme esas aldığı bilirkişi raporu doğrultusunda; İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı icra takibinin iptaline ve iptal edilen İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı icra takip dosyasına yatan 1.704,50 TL tahsilat toplamı ile dava tarihi 23.10.2012 tarihine kadar işlemiş faiz 458,34 TL ile birlikte toplam alacak 2.162.84 TL’nin İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasına yatırılacak olan nafakalara mahsup edilmesine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1- Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Borçlu vekili temyiz dilekçesinde; İskenderun 3. İcra Müdürlüğünün 2008/3463 Esas sayılı dosyasındaki şikayetlerine ilişkin olarak Mahkeme'ce olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığını bu nedenle kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.

Somut olayda; İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı takip dosyasına dayanak Adana 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/784 Esas, 2007/790 Karar ve 01/11/2007 tarihli kararı ile Mahkemelerinin yetkisizliğine karar verilerek, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 125,00’er TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 17/08/2007 tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar 14/04/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda alacaklı ancak alacağın muaccel olduğu 17/08/2007 tarihinden dayanak ilamın kesinleşme tarihi olan 14/04/2008 tarihine kadar biriken nafaka alacağını isteyebilir. İcra dosyası kapsamından; dayanak ilam kesinleşme tarihinden sonra da borçlunun maaşındaki nafaka kesintilerinin devam ettiği ve icra dosyasında tahsilatların yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu halde, Mahkeme'ce dayanak ilam kesinleşme tarihi olan 14/04/2008 tarihinden sonra yapılan tahsilatların bilirkişi marifetiyle faizleriyle birlikte hesaplanarak İskenderun 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1361 Esas sayılı takip dosyasındaki nafaka alacağına mahsubu gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak bu hususta olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi isabetsizdir.

2- Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; mükerrer tahsilat yapılmadığı halde Mahkeme'ce İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı icra takibinin iptal edilerek iş bu dosyadaki Ödemelerin İskenderun 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasına yatırılacak olan nafakalara mahsup edilmesine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

İskenderun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3463 Esas sayılı takip dosyasına dayanak Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/784 Esas, 2007/790 Karar ve 01/11/2007 tarihli kararı ile Mahkemeleri'nin yetkisizliğine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 125'er TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 17/08/2007 tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, taraflarca süresinde yetkili Mahkemede dava açılmamış ve verilen karar 14/04/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Borçlunun iş bu yetkisizlik kararından bağımsız olarak Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/202 Esas sayılı dosyasında açtığı boşanma davasında Mahkemece 03/12/2008 tarihli celse 5 nolu ara Karar ile çocukların her biri için aylık 125,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmiş ve alacaklı iş bu ara kararına istinaden İskenderun 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1361 Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatmıştır.

O halde, Mahkemenin gerekçesinin aksine az yukarıda ayrıntısı açıklanan her iki takip dosyasının dayanakları farklı olup mükerrer takipten söz edilemez.

Ayrıca; İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı takip dosyasına dayanak ilamda, “Duruşmada verilen tedbir nafakası mükerrer tahsil edilmemek kaydıyla velayeti davalı anneye verilen her bir çocuk için ayrı ayrı 150,00'şer TL'nin davalı Selen Çoban içinse 150 TL'nin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra çocuklar için iştirak nafakası, davalı eş için yoksulluk nafakası olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verilmiştir. Dayanak ilamda, müşterek çocuklar için dava tarihinden itibaren aylık 150 TL nafakaya hükmedildiği halde icra emrinde Ağustos 2008-Nisan 2011 ayları için birikmiş 50 TL nafaka farkı alacağı istenmiş, çocuklar lehine hükmedilen 150,00’şer TL nafaka alacağına ilişkin olarak devam eden aylara ilişkin herhangi bir talepte bulunulmamıştır.

Bu durumda Mahkeme’ce, İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı dosyasında çocuklar için ara karar ile hükmedilen 125,00'er TL nafaka alacağının istendiği, İskenderun 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2595 Esas sayılı dosyasında ise müşterek çocuklar için Ağustos 2008-Nisan 2011 ayları arası nafaka farkının istendiği, bu dosyada çocuklar yönünden devam eden aylara ilişkin bir talep bulunmadığından İskenderun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1361 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır.

Sonuç: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kabulü ile mahkeme kararının İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤) sinerji mevzuat ve içtihat programı
Old 15-04-2016, 09:41   #7
Av. Zeynep TÜFEKÇİ

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Görüşünüze şu yönü ile katılıyorum. Şayet alacaklı Ağustos ayında 3 ayrı takip yapmış ise, tek takipte istenebilecek alacak 3 ayrı takibe konulmuş olur, bu şikayete konu edilebilir.

Ancak yukarıda bildirdiğim gibi sadece doğmuş alacaklar Mart- Haziran ve Ağustos'ta ayrı ayrı takibe konu edildi ise, bunda bir usulsüzlük olduğunu düşünmüyorum.

Müvekkiliniz yönünden ise, yapılan ilk takipten sonra Tedbir nafakası düzenli ödenerek yapılan takiplerin önüne geçilmesi mümkündü. Elbette benim kanaatim. Konuyu yargıya taşırsanız, sonucunu da paylaşmanızı rica ederim.

İyi çalışmalar dileklerimle.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhalenin feshi- süresiz şikayet tncey Meslektaşların Soruları 1 06-08-2015 15:21
Yeni Delil Ve Süresiz şikayet CATWOMAN Meslektaşların Soruları 0 14-07-2014 13:10
Süresiz Şikayet Yolu solaris1981 Meslektaşların Soruları 15 11-10-2009 12:28
sürelimi süresiz şikayet mi? av.aybeg Meslektaşların Soruları 2 19-05-2009 09:46
süresiz şikayet yolu ISTANAZ Meslektaşların Soruları 3 23-11-2007 10:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04420805 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.