Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

AİHM'e başvurular zorlaşıyor

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-02-2008, 16:32   #1
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan AİHM'e başvurular zorlaşıyor

7 Şubat 2008

Bahri KARATAŞ/İZMİR, (DHA)

TÜRKİYE'de çıkmaza giren davalarda mağdur olan ve en küçük bir uyuşmazlıkta ‘Davamızı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağız’ serzenişi tarihe karışacak. Avrupa Konyesi'ne üye ülkelerden Rusya dışındakilerin imzaladığı başvuruların yalnızca İngilizce ve Fransızca yapılabileceğini şarta bağlayan AİHM 14 nolu ek protokolü, en azından bireysel başvuruları ister istemez azaltacak.

Avrupa Konseyi'ne üye 47 ülkede yaşayan 850 milyon kişiden 103 bin 950'si, geçen yıl AİHM'e hak aramak için başvuruda bulundu. Başvurularda yüzde 23.5'le Rusya'nın birinci, yüzde 11.8'le Romanya'nın 2'nci, yüzde 9.5'le Türkiye'nin 3'ncü sırada yer aldığı AİHM, her yıl artış gösteren davalar yüzünden tıkanma aşamasına geldi. Sonunda çözümü ‘14 nolu ek protokolü’ çıkarmakta bulan Avrupa Konseyi, protokolün yürürlüğe girmesinden sonra başvuruların İngilizce veya Fransızca yapılması yönünde karar aldı.

2004 yılında gündeme gelen ve yargıçlarla ilgili bölümlerin de bulunduğu birçok değişiklik, geçen yıl Avrupa Konseyi'ne üye 47 ülkenin oluruna sunuldu. Dava yükü artışının mahkemenin faaliyetleri üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin kaldırılması amacıyla, kitlesel temelsiz başvurular açısından mahkemenin filtre kapasitesinin geliştirilmesi, başvuruların kolaylıkla reddedilmesini öngören ‘14 nolu ek protokole’ Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 46 ülke imza atarken, Rusya henüz imza atmadı.

Başvurular nasıl yapılıyor

AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi uluslararası bir kuruluştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireyin bazı koşullar altında mahkemeye başvurma olanağı vardır. Sözleşme ve eklerinde yer almayan haklar için mahkemeye başvurulamaz.

Devletlerin yasama, yönetim, yargı organları gibi ancak kamu kuruluşlarının tutum ve davranışlarından dolayı mahkemeye şikayet edilebilir. Mahkeme özel kişilere veya kuruluşlara karşı yapılan şikayetlere bakmaz.

Mahkemeye başvurmadan önce, ilgili devletin hukukunda öngörülen iç hukuk yollarının tüketilmiş olması gerekir. İç hukuk yollarını tükettikten sonra, mahkemeye 6 ay içinde başvurmak gerekir. Sözleşme ve eklerince güvence altına alınan haklarınızdan birinin çiğnendiği kanısında olanların Mahkeme Yazı İşleri Müdürü’ne bir mektup yazması gerekir. Bu mektup (Le Greffier de la Cour Européenne des Droits de l’Homme Conseil de l’Europe F- 67075 STRASBOURG CEDEX) adresine gönderilir.

Mektupta şikayetin dayandığı olayların özet olarak ne olduğu, sözleşme ile güvence altına alınan haklarınızdan hangilerinin çiğnendiği, iç hukuk yollarını tüketmek için hangi makamlara başvurulduğu, şikayet konusu olayla ilgili olarak, kamu kuruluşlarınca alınan kararların bir listesi yeralır. Duruşma yapılması gerekirse, o da ayrıca taraflara bildirilir. Başvuruda bulunmak için mahkemeye gelmeye gerek yoktur, başvurular posta ile yapılır. Eğer imkan varsa, başvurununun avukat aracılığı ile yapması önerilir. Avukat tutmak için maddi imkanı olmayanlar, mahkemeden adli yardım isteminde bulunabilirler.

İNGİLİZCE VE FRASIZCA ZORUNLULUĞU

AİHM Başkanı Jean Paul Costa, ek 14 nolu protokolü imzalaması için Ruysa'ya sürekli çağrıda bulunuyor. Rusya imza atmadığı için AİHM 14 nolu protokolü şimdilik uygulayamıyor. Eğer Rusya imzayı atarsa, bundan sonra herkes başvurularını İngilizce veya Fransızca yapmak zorunda kalacak. Bu da en azından bireysel başvuruları ister istemez azaltacak.

AİHM'de çok sayıda dosyası bulunan, AİHM'in kararlarını Türkçe'ye çeviren ve bu alanda çok sayıda çalışması olan avukat Serkan Cengiz, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Bugün itibariyle AİHM'e yapılan bir başvuru esastan incelemeye değer bulunması halinde ortalama 4- 5 yıllık bir süre içinde sonuçlanıyor. 1990'da 5 bin 279 olan başvuru sayısı 1994 yılında 10 bin 335'e, 1998 yılında 18 bin 164'e, 2002 yılında da 34 bin 546'ya çıkmıştır. 2003 yılı sonu itibariyle yaklaşık 39 bin yeni başvuru mahkemeye sunulmuş, yine aynı yıl içinde toplam 17 bin 270 başvuru hakkında kabul edilemezlik veya kayıttan silme kararı verilmiş, buna karşın sadece 753 başvuru hakkında kabuledilebilirlik kararı verilmiştir. Özetle 10 yılı aşkın süre içinde mahkemeye sunulan başvuru sayısı yaklaşık 7 kat artmıştır. Buna karşın mahkemeye sunulan başvuruların önemli bir kısmı açıkça temelsiz bulunarak kabul edilmezlik veya kayıttan düşürme kararlarıyla reddedilmiştir. Sessiz ve sedasız yapılan bir çalışma ile 46 ülkenin imzaladığı ek protokol, Rusya'ya takıldı. Eğer Rusya da protokolü imzalarsa artık herkes istediği gibi AİHM'ne başvuru yapamayacak. Bu da hak arama özgürlüğünü kısıtlayacak. Çünkü bazen sayfalarca tutan İngilizce veya Fransızca başvuru hazırlama zorunluluğu yabancı dil bilmeyen pekçok avukatı ve dolayısıyla da onların müvekkillerini engelleyecek. Çünkü İngilizce ve Franzısca dava dilekçesi yazdırmak bayağı pahalıya mal oluyor.”

TÜRKİYE 3'ÜNCÜ SIRADA

Türkiye'nin daha önce AİHM'e başvuran 47 ülke arasında ilk sıralarda yer aldığını ve özellikle bu davalar arasında işkence ve kötü muamele şikayetlerinin önemli rol oynadığını belirten Cengiz, “2000 yılından sonra uygulanmaya konan uyum yasaları başvuru sayısını hatırı sayılır oranda azalttı. AİHM'e başvuruda birinci sırada yer alan ülkemiz, şimdi 3'üncü sırada” dedi.

Uyum yasalarından önce en çok işkence, kötü muamele ve köy boşaltma gibi şikayetlere dayanan başvurular yapıldığını anlatan avukat Serkan Cengiz, “Şimdi bu davalar yok denecek kadar azaldı. Bugünkü başvurular daha çok adil yargılanma hakkı, özel hayata, aile yaşamına ve konuta saygı hakkı, mülkiyet hakkına dayanan, daha teknik bilgi ve uzmanlık isteyen ile zamanında sonuçlanmayan davalardan kaynaklanıyor” dedi.

AİHM DURUŞMALARI İNTERNETTEN CANLI YAYINLANACAK

Avukat Cengiz, yeni bir uygulama içine giren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, duruşmaları bundan böyle tüm dünyaya canlı bir şekilde verereceğini ve isteyen herkesin AİHM'in internet sitesine girerek yapılan duruşmaları canlı bir şekilde izleyebileceğini de belirtti.

kaynak:Hürriyet gazetesi
Old 18-04-2008, 15:09   #2
AV.FİLİZ AY

 
Varsayılan cevap

ceza davaları için de başvuru yapılabiliyor mu?mesela suç duyurusunda bulunduktak sonra takipsizlik kararı çıkmış.takipsilik kararına itiraz ediyorsun.orası onyalıyor.bu durumda zaten içhukuk yolları tüketilmiş oluyor.bence bu aşamada ceza davası konusu olan olay için AHİM'E başvuru yolu açılıyor.doğru düşünüyorum herhalde değilmi
Old 18-01-2009, 00:06   #3
Referendaire

 
Varsayılan

Sayin Ay,
Biraz gecikmis bir cevap olabilir sizin icin belki ama en azindan bilgilenmenize faydasi olabilir diye yaziyorum. Basvurunuzu Avrupa Insan Haklari Sozlesmesinin hangi maddesine dayandirmak istediginizi bilmemekle beraber genellikle bu konudaki basvurularin 6. maddeye, yani adil yargilanma hakkina dayandirildigi gerceginden yola cikarak sizin de bu konuda basvurmak isteyebilecegini dusunuyorum.
AIHS'nin 6. maddesi ucuncu kisilere karsi yoneltilen sikayetleri ve onlarin cezalandirilmasina yonelik olan davalari kapsamina almamaktadir. Yani bu tur davalar 6. madde kapsamina girmemektedir.
Saygilarimla.
Old 13-02-2009, 17:31   #4
lawyer_721

 
Varsayılan

ingilizce ve fransızca zorunluluğu gereksiz olmanın ötesinde bana çok da saçma geldi. madem iç hukuktan sonra insanların güvenebileceği son merciidir, ne diye ingilizce ve fransızca bilmeyenleri bu adaletten mahrum bırakıyorsunuz? kaldı ki ingilizce bilsen dahi dava dilekçesini ingilice yazmak çok zordur.
Old 14-02-2009, 16:02   #5
Referendaire

 
Varsayılan

Sayin Lawyer 721,
Haklisiniz. Ingilizce veya Fransizca basvurmak diye bir zorunluluk yok zaten. Ne simdi var, ne de 14. protokol boyle bir zorunluluk getiriyor. Mahkemeye kendi anadilinizde basvurabileceginiz gibi, uye ulkelerin herhangi birisinin dilinde de basvurabilirsiniz. Yukaridaki zorunluluk belki su anlamda dogru olabilir. Basvuru sonrasi bir dava kabul edilebilir bulundugunda (veya en azindan boyle bir isaret dosyada varsa) hukumete gorus bildirmek icin teblig edilir. Bu asamada hukumetin goruslerine karsi cevaplarinizi kural olarak AIHM resmi dillerinden biri ile, yani Ingilizce veya Fransizca olarak yazmak zorundasiniz. Ancak bunun bile istisnasi var. Davaniza bakan daire baskanindan Turkçe kullanma izni isteyebilirsiniz. Eger davaniz cok karmasik ve agir ihlallere sebebiyet verebilecek olaylar icermiyorsa bu istege genellikle olumlu cevap verilmektedir.
Bir basvurunun ne sekilde ve ne sartlar altinda yapilacagi hem AIHS'de, hem de Mahkeme ic tuzugunde belirtilmistir. Halihazirda yukarida ifade edilen sekilde bir zorunluluk yok. Ic tuzuk de Mahkeme genel kurulu tarafindan degistirilmekte ve internet sitesinde yayinlanmaktadir. Iki resmi dil kullanma zorunlulugu zaten AIHS mantigi ile de uyusmamakta bence. Ozellikle sinirdisi edilme konularinda mahkemeye uye devletler disindaki devletlerin vatandaslari da ic tuzuk 39. madde kapsaminda basvurmaktalar. Cogu zaman bunlar ortadogu ulkeleri vatandaslari olmakta. Bunlarin da bu iki dilden birini biliyor saymak veya bilmiyorlarsa "bilen" avukat bulmaya zorlamak basli basina kendisi insan hakki ihlalidir zaten. Siz gonlunuzu ferah tutun. Su anda Ingilizce veya Fransizca basvuru zorunlulugu olmadigi gibi, 14. protokolle de boyle bir zorunluluk getirilmiyor.
Calismalarinizda basarilar dilerim.
Saygilarimla.
Old 14-02-2009, 16:52   #6
lawyer_721

 
Varsayılan

teşekkürler referendaire!
benim üzerinde durmak istediğim asıl husus şudur: bu tür son umut kapısı diyebileğimiz yerlere başvururken mümkün olduğu kadar üsul işlemlerinin ortadan kaldırılması veya en azından kolaylaştırılması gerekliliğidir.
Old 14-02-2009, 18:28   #7
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Meseleye farklı bir pencereden bakarak konu bütünlüğünü dağıtmak istemem ama başvuruların yabancı dilde yapılması kuralı bu piyasada pay sahibi olmak isteyen azimli avukatlar için büyük bir fırsat olabilir. Fakülteye kaydolduğum tarihten beri sitemkar söylemlerine, meslektaş sayısındaki enflasyon ve küçülen (meşhur)pasta serzenişlerine şahit olduğum avukatlar için değerlendirilmesi halinde gerçekten büyük bir kariyer ve gelir kapısı olabileceğini düşünüyorum yeni uygulamanın.

Gayret gösterip kendini geliştirmekten ziyade yorulmadan para kazanma hayali kuran avukatlar için de bir o kadar ürkütücü tabi durum. Gelişime ve değişime bu denli kapalıyken ve zahmetsiz para kazanma arzusundayken küçülen 'pasta' nedeniyle dile getirilen serzenişler ne ölçüde dikkate alınmalı, bilemiyorum.

Avukatlar dahil tüm meslek gruplarında, kariyer ve kazanç imkanlarının vasıf ve liyakat temelinde şekillendiği, Aristo'nun meşhur 'dağıtıcı adalet' teorisinin hüküm sürdüğü saygın, ilkeli ve verimli bir piyasada mesleğimizi icra etmemiz temennisinde buluyor ve yeni uygulamayı bir de bu açıdan ele almamız gerektiğini düşünüyorum.

Saygılar
Old 15-02-2009, 13:20   #8
Referendaire

 
Önemli

Sayın Tiocfaidh,
Meseleye gerçekten de çok farklı bir açıdan bakmışsınız.
Öncelikle bir konunun altını çizmek istiyorum izninizle. Aşağıda ayrıntılarını anlatmaya çalışacağım. [FONT='Calibri','sans-serif']İlgili belgelerden ve hükümlerden çıkarabildiğim kadarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (bundan sonra Mahkeme diye anılacaktır) Mahkemenin kullandığı resmi diller olan İngilizce ve Fransızca dillerinden biri ile başvuru zorunluluğu halihazırda yok (bkz. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iç tüzüğünün ilgili maddeleri). Mahkeme ile yapılan yazışmalar konusundaki istisnayı ise bir önceki mesajımda açıklamaya çalıştım. [FONT='Calibri','sans-serif']Aksi yönde bir bilgisi olan ve bu bilgisini ilgili hükümlere dayandırabilen meslektaşlarımız bu bilgilerini bizimle paylaşabilirler elbette.[/font][/font]
Sizin de isabetli bir şekilde tespit ettiğiniz gibi mesele biraz da “pasta” meselesi anlaşılan. Zaten yukarıda bu tartışmanın başlamasına sebep olan “haber”in içeriğinden de bu ortaya çıkıyor sanırım. Haberi bir daha dikkatle okumak faydalı olur sanırım.
Konunun diğer yönüne gelince, elbette vasıf ve liyakat konusunda size katılmamak elde değil. Ancak uymamız gereken olmazsa olmaz bazı kuralların da olduğunu unutmayalım. Her şeye rağmen ve etik olmayan bir takım yollara başvurarak bu “pasta”dan pay almaya çalışmak ne kadar doğru ?
Tekrar ifade etmek gerikirse, özellikle Mahkemenin iş yükünü azaltmaya yönelik olarak hazırlanan 14. Protokol henüz Rusya’nın imzalamaması sebebiyle yürürlüğe girmedi. 14. Protokol bir takım değişiklikler öngörmekte idi elbette ancak bunlardan hiç birisi başvuruların meburen iki dilden biri ile yapılması gerektiği gibi bir ifade taşımamakta. 14. Protokol’ün tam metnine Avrupa Konseyi’nin internet sitesinden ulaşabilirsiniz. Konsey üyesi olarak biz de imzaladığımız için kolaylıkla internetten Türkçesine de ulaşabileceğinizi düşünüyorum. Protokol 14’ün İngilizce metni için link : http://conventions.coe.int/Treaty/EN...s/Html/194.htm
Bu tartışmanın açılmasına sebep olan “haber”i ve AİHM’e başvuru konusunda gerek burada yer alan bilgileri ve gerekse diğer kaynaklarda yer alan bilgileri bir kez daha gözden geçirmek olaya daha net bir bakış açısıyla bakmamızı sağlayacaktır.
AİHM’e başvuru ile ilgili sayılabilecek son gelişmeler ve değişikliklere gelince :
Yukarıda da ifade etmeye çalıştğım gibi, Mahkemeye başvuruların nasıl yapılacağı bütün hakimlerin katıldığı bir genel kurul (“Cour plénière” veya “plenary Court”) tarafından değiştirilebilen “Mahkeme iç tüzüğü” ile belirlenmiştir.
En son değişiklikler 2007 ve 2008 tarihlerinde yapılmıştır ve 1 Ocak 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İlgili değişikliklere şöyle bir baktığımızda Mahkeme’ye yapılan başvurularda kullanılacak dilleri düzenleyen 34. maddenin bu değişikliklerden etkilenmediğini görüyoruz. 34. maddenin Fransızca başlığı “Emploi des langues”, İngilizce başlığı ise “[FONT='Times New Roman','serif']Use of languages” dır ve[/font] en son 13 Aralık 2004 tarihinde değiştirilmiştir.

Yapılan değişikliler başka alanları kapsamaktadır.
Bunlardan birisi, örneğin “bir bireysel başvurunun içeriği” başliğını taşıyan 47. maddedir. Bu maddenin yakın zamanda değişmiş olmasının çok önemli bir sebebi var aslında. Ancak bu sebebi tartışmak böyle bir forumun kapsamı dışında kalmakta.

Yine bir başka değişiklik “bir kararın imzalanması, tefhimi ve tebliği” başlığını taşıyan 77. maddede yapılmıştır.

Bu tartışma konusu ile ilgili son olarak şunu söylemek istiyorum. İç tüzüğün 32. maddesinde verilen yetkiye istinaden Mahkeme başkanı tarafından belirlenen “uygulama talimatnameleri” veya “pratik yönergeler” diye adlandırabileceğimiz iç tüzüğün ekini oluşturan bölümde değişikliğe gidilmiştir 2008 yılının sonunda. Yukarıdan beri anlatmaya çalıştığımız konu çerçevesinde ve dil kullanımını düzenleyen 34. madde ile doğrudan ilişkili olması sebebiyle en önemlisi de bu değişikliktir aslında.

Bu yönergeler bir anlamda Mahkemeye yapılacak başvurular bakımından kullanma kılavuzu niteliğindedir ve içeriğinde başvuruculara ve temsilcilerine yönelik çok önemli bilgiler bulunmaktadır.

Yine Ocak 2009’da yürürlüğe giren bu değişikliklerde de yukarıda ifade edilen iki dilden birinde başvurma zorunluluğu getirmemiştir. Ancak bu demek değildirki daha sonraki bir tarihte bu yönde bir değişikliğe gidilmesin.

Bütün bu bilgileri ihtiyacı olan meslektaşlarımız Mahkeme’nin intenet sitesinden edinebilirler ve yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu kontrol edebilirler.

Vereceğimiz cevapların emek ürünü olması, başarı ve kolaylık dileklerimle.
Old 15-02-2009, 13:27   #9
Referendaire

 
Varsayılan

Bir önceki mesajdaki düzensizlik kullandığım kelime işlemciden ve kes kopyala yönteminin kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Rahatsız olabilecek meslektaşlarımdan özür dilerim.
Old 15-02-2009, 18:41   #10
lawyer_721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Tiocfaidh

Gayret gösterip kendini geliştirmekten ziyade yorulmadan para kazanma hayali kuran avukatlar için de bir o kadar ürkütücü tabi durum. Gelişime ve değişime bu denli kapalıyken ve zahmetsiz para kazanma arzusundayken küçülen 'pasta' nedeniyle dile getirilen serzenişler ne ölçüde dikkate alınmalı, bilemiyorum.

Saygılar

THS deki yorumların çoğu hukuki bir bakış açısıyla yapılmış yorumlardır. elbette ekonomik sıkıntısı yaşayan meslektaşlarımız "küçülen pasta" dan da bahsedecekler. hatta sadece onlar değil hepimizin bahsetmesi gayet doğaldır. diğer yandan ekonomik anlamda istediği yere gelemeyen meslektaşlarımızın bu durumu tembelliklerinden veya gayret göstermemelerinden kaynaklanmıyor. belki başka bir başlık altında tartışmaya açmak faydalı olur.
asıl konuya gelecek olursak; bir avukat olarak sadece AİHM sinin değil yeryüzündeki bütün mahkemelerin zorunlu dil kullanmasına karşıyım ve içime sindiremiyorum. bu benim adalet anlayışımla bağdaşmıyor. (sayın meslekteşım yukarıda böyle bir zorunluluk olmadığını yazdı.)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aİhm'e BaŞvuru SÜresİ aytül Meslektaşların Soruları 2 11-09-2007 12:48
AİHM'e mi gitmeliyim sizce? adilane Meslektaşların Soruları 8 04-06-2007 22:00
Mal alımlarının ihalesinde muayene sonucuna karşı yapılacak başvurular Av.Günsel Sağlam Meslektaşların Soruları 1 23-03-2007 10:04
Aihk'ne Başvurular Ve Tazminatlar Armağan Konyalı Hukuk Sohbetleri 5 28-02-2003 01:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05874896 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.