Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Emeklilikten Sonra Aynı İşyerinde Çalışmaya Devam Edilmesi Halinde Kıdem Tazminatına Esas Ücret Hangisidir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-02-2024, 18:04   #1
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan Emeklilikten Sonra Aynı İşyerinde Çalışmaya Devam Edilmesi Halinde Kıdem Tazminatına Esas Ücret Hangisidir?

Eyt kapsamında geçen yıl emekli olan işçi aynı isyerinde çalışmaya devam etmektedir. Halen kıdem tazminatı odenmemistir. Kıdem tazminatina esas ücret emeklilik tarihindeki ücret mıdır yoksa 2024 yılı ücreti mıdır?
Yargıtay 9. HD 2022/4670 Esas 2022/6422 Karar sayılı ilamı 2024 yılı ücretinin nazara alınması gerektiği yönünde gibi.Dogru mu yorumluyorum?
Old 14-02-2024, 19:19   #2
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Meslektaşım, belirttiğiniz kararda fasılalı çalışma var. Fasılalı çalışmada, son dönemin son ücreti kıdem tazminatına esas alınacaktır. Yani önceki dönemlerin bitiş tarihleri değer taşımıyor. Karar da bu yönde.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/781 esas 2022/2159 karar sayılı karar sizin olayınızı tam cevaplıyor. Karara göre kıdem tazminatının hesabında değerlendirilecek ücret, emeklilik tarihindeki ücrettir.
Old 14-02-2024, 19:36   #3
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Cevabınız için teşekkürler. Sizin belirttiğiniz kararda da emekli olduktan sonra çalışmaya devam eden ancak çalışırken istifa eden iscinin kıdem tazminatı hesabı tartışılmış. Bizim olayimizda işçi çalışmaya devam ediyor. Acaba bu ihtimalde çözüm aynı mıdır? Bu yönde karar var mıdır?
Old 14-02-2024, 20:00   #4
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Affedersiniz meslektaşım. Haklısınız. Sizin olayınızda işçi çalışmaya devam ediyor. Eğer emeklilik dışında haklı bir sebeple iş sözleşmesini feshederse, bu fesih tarihi dikkate alınacaktır. Emeklilik tarihinin önemi olmayacaktır. Ancak haklı sebep sunmadan işten ayrılırsa, emeklilik tarihi dikkate alınacaktır. Yani kıdem tazminatının doğmasına neden olan olayın tarihi önemlidir.

Bununla ilgili karar bilmiyorum ancak eğer olayınızda işçi geçen yıl emeklilik nedeniyle işverene başvurmuşsa, o tarihte sözleşme sona ermiştir. O tarih itibariyle kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Eğer böyle bir başvuru yoksa, yukarıdaki iki olasılık gündeme gelecektir.
Old 18-02-2024, 21:13   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

İşçiye aylık 8.500 TL den kıdem tazminatı ödenmiş. İşçi emeklilik tarihindeki 11.400 TL yi bile alamamış. Çalışmaya devam etmek zorunda olduğu için bu haksızlığa katlanmış. Soru güncelliğini yitirmiştir.
Old 19-02-2024, 16:57   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Yargıtay 9. HD 2022/4670 Esas 2022/6422 Karar sayılı ilamı
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi

Esas Yıl/No: 2022/4670

Karar Yıl/No: 2022/6422

Karar tarihi: 24-05-2022

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacının kabul edilen ve temyize konu toplam alacak miktarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat .... geldi. Davalı adına gelen olmadı.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 2007 yılının 5. ve 6. ayında çalışmaya başlayıp ara verilen bir yıl hariç 11.06.2014 tarihine kadar davalıya ait işyerine inşaat ustası olarak günlük 95,00 TL ücret ile 08.00 - 17.00/18.00 saatleri arasında resmî ve dinî bayramlar da dahil olmak üzere çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik gününün dolması, fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmaması sebebiyle haklı nedenle feshettiğini, davacıya yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, son üç ay götürü usulde çalışmasına rağmen 12.000,00 TL civarında alacağının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve genel tatil ücreti ile götürü usulde çalışma karşılığı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirkette 11.09.2007 tarihinde yardımcı eleman olarak işe başladığını ve hiçbir zaman ustabaşı konumunda çalışmadığını, başka bir firmada iş bulduğu gerekçesiyle 08.10.2009 tarihinde işten ayrıldığını, bir yıl sonra 06.10.2010 tarihinde tekrar işe alındığını ve 11.06.2014 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesini hiçbir haklı gerekçe sunmaksızın kendi isteğiyle sona erdirdiğini, davalı Şirketin şantiye çalışanlarına hiçbir şekilde götürü iş vermediğini, davalı Şirkette çalışma saatlerinin haftanın beş günü 09.00-18.00 saatleri arasında olduğunu, şantiyede hafta tatili ve genel tatillerde çalışma yapılmadığını, davacıya ilk dönem çalışması için 1.143,00 TL, ikinci dönem çalışması için ise 3.983,00 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, ayrıca dört yıllık izin ücretinin tamamının banka hesabına 27.06.2014 tarihinde yatırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tüm bu delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacının sgk kaydına göre 11/09/2007- 08/10/2009 ve 06/10/2010- 11/06/2014 tarihleri arasında toplam 3 yıl 8 ay 5 gün seri ile davalı işverenlikte inşaat ustası sıfatıyla çalıştığı, aylık ücretinin emsal ücret araştırmasına göre net 2.850,00 TL olduğu, yol ve yemek ücretinden yararlandığı, buna göre giydirilmiş brüt ücretinin 4.392,33 TL olduğu, davacının iş sözleşmesini emeklilik gününün dolması, fazla mesai ücretinin ödenmemesi, sigortasının gerçek ücret üzerinden gösterilmemesi gibi sebepler ile haklı olarak feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanacağı, 63 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, daha önce 1.344,67 TL sinin ödendiği, geriye 4.640,33 TL kaldığı, ancak davacının bu talebini ıslah etmediği, davacı işçinin haftada 3 saat fazla mesai yaptığını tanık beyanları ile ispatladığı, genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamadığını, davacı işçinin ilk dönem çalışmasının zaman aşımına uğradığı,

İkinci dönem çalışmasından doğan fazla mesai ücretinin 9.373,55 TL olduğu, davacının talebinin 5.000,00 TL olduğu, davacının son 3 ay içinde götürü usulde çalıştığını ispatlayamadığını, dolayısıyla böyle bir alacağının bulunmadığı, davalı işverenliğin ise bu fazla çalışma ücretlerini ödediğini, davacı işçinin imzasını taşıyan belge veya banka kayıtları ile ispatlayamadığı, 3. hesap bilirkişisinin raporunun ayrı ayrı kalemler halinde düzenlendiğinden hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla bu fazla mesai ücretlerinden davacı işçinin zorunlu mazeretleri nedeniyle çalışamadığı sürelere ilişkin olarak %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hizmet süresinin eksik hesaplandığını, Mahkemece davacının hizmet süresine ilişkin gerekçeli kararda yapılan değerlendirme ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasında çelişki olduğunu, 11.09.2007- 08.10.2009 ve 06.10.2010- 11.06.2014 tarihleri arasında davacının toplam hizmet süresinin 5 yıl 9 ay 2 gün olduğunu, davacının birinci dönem çalışmasının tasfiye edilmediğini, hükme esas raporda tasfiye edilmiş kabul edilerek hüküm kurulduğunu, götürü usulde çalışmadan kaynaklanan alacak taleplerinin hesaplanmamasının hukuka aykırı olduğunu, duvar hak edişi işinden toplam 13.458,67 TL alacaklarının olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından fazla çalışma açıklamasıyla davacıya ödenen ve imzası ikrar edilmiş ödeme makbuzlarındaki bedellerin fazla çalışma ücreti hesabından mahsup edilmeksizin hazırlanan rapora göre hüküm kurulduğunu, davacının ücretine itiraz ettiklerini, davacının ustalık belgesi olmayan vasıfsız eleman olduğunu, davacının ücretinin çalıştığı yıllar için hep 95,00 TL olarak iddia edildiğini, bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ücrete itiraz ettiklerini, kıdem tazminatı faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, Mahkemece davanın reddedilen tutarı üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, SGK ve işverenlik kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının Dairemizce de benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı anlaşılmakla hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacı ve davalı tarafın tüm istinaf sebepleri yerinde bulunmayarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir." gerekçesiyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile ayrıca Mahkemece kabul edilen miktara göre davalı tarafın temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, yapılmayan ödemelerin mahsup edildiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının ilk dönem çalışmasının tasfiye edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1475 sayılı mülga İş Kanunu'nun (1475 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mülga 1475 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O hâlde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır.

3. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz.

4. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır.

5. İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği hâlde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir.

6. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacının 11.09.2007-08.10.2009 tarihleri arasında çalışmasının kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek tasfiye edildiği kabul edilmiş ve davacının 06.10.2010-11.06.2014 tarihleri arasındaki davalı işverendeki çalışma süresi dikkate alınarak kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır.

7. Dosya kapsamında bulunan 08.10.2009 tarihli kıdem ve ihbar tazminatı bordrosunda davacının ücretinin brüt 593,00 TL olarak kabul edildiği ve bu ücret tutarına göre hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtilen dönemde asgari ücret tutarının brüt 693,00 TL'dir. Ayrıca İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacının son dönem gerçek ücretinin net 2.850,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Buna göre davacının 11.09.2007-08.10.2009 dönemi için hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının eksik olduğu ve hak kazanılan alacakların tam olarak ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu hâlde davacının 11.09.2007-08.10.2009 ve 06.10.2010-11.06.2014 tarihleri arasındaki tüm hizmet süresine göre son ücret üzerinden kıdem tazminatının hesaplanması ve ödenen kıdem tazminatı tutarlarının mahsup edilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Temyizi Yönünden

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine, Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

**Sorunuzda da, işçinin ilk çalışma dönemi için kıdem tazminatını almadığını dolayısıyla tasfiye yapılmadan çalışmaya devam ettiğini belirtmişsiniz. Bu durumda, işçinin tüm kıdemi üzerinden son brüt ücreti esas alınarak hesaplama yapılmalıdır.

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşçi istifa dilekçesinden sonra aynı yerde çalışmaya devam etmesi hk. dhalaclar Meslektaşların Soruları 2 03-09-2020 15:22
İhbar Süresinden Sonra Aynı İşyerinde Çalışmaya Devam Etmek Yusuf Aydın Hukuk Sohbetleri 0 23-07-2020 16:53
Hangi tarihteki ücret kıdem tazminatına esas alınmalıdır? ncoban Meslektaşların Soruları 5 25-06-2018 14:26
Ssk'dan Emekli Olup Aynı İşyerinde Çalışmaya Devam mehmet Hukuk Soruları Arşivi 2 27-02-2002 18:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05049610 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.