Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

ÇocukluĞumda Kalan Gİzem

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-04-2009, 00:08   #1
Av.Ümran Ugan

 
Varsayılan ÇocukluĞumda Kalan Gİzem

Uzun yapraklar, sonbaharın emrediciliğinde kahverengi, doğanın acımasızlığında kuruydu. Ezildiklerinde canlarını acıtmayan ama bir türlü de hazmedemedikleri ince çıtırtıların, nasıl olup da insan olanın hoşuna gittiğini anlamaktaki yeteneksizlikleri kalıcı kusurları olmalıydı. Sağırdılar ya da kim bilebilir?

Yağmurun ince vuruşlarında ıslanmalarına rağmen nefes alamayışlarının anlamsızlığında batardı gün. Aynı anlamsızlıkla doğardı da. Hayallerinde yemyeşil, nemli, alımlı hallerinin her yıl gerçekleri oluşunun adıydı mucize.

Bir de kırmızı sehpanın eskimiş görüntüsü vardı… Onlarca cilaya, her türlü desende örtüye rağmen var olmakta direnen, üstelik artık gizlenemeyen milyonlarca çizik… Haylaz bir çocuğun elindeki oyuncağın tesadüfî vuruşları veya tebdil-i mekânda ferahlık vardır avunuşlarından doğan yer değiştirmelerde meydana gelen kaçınılmaz serseri darbeler olmalıydı sebebi. Küçümsenmemelidir sehpa hikâyeleri…

Kadeh son oyuncuydu. Gecenin sessizliğinde, en soğuk haliyle, en berrak renginde, alımlı… Şeffaflığından olmalı bu denli güzel görünmesi. Kokusu içinden gelen, kokusu kendine ait, kokusu hapsedilemeyen şarapla doluydu…

Ve hikaye başladı…

Sonbahar yaprakları gibi kuru elleri, kırmızı sehpadaki soğuk kadehe uzandığında duyulurdu yağmurun sesi. Yağmuru o mu yağdırır diye düşünürdüm. Onun kokusu muydu içimi aydınlatan? Onun kadar eski miydi şarap? Sorsam anlatır mıydı kendini benim sağırlığıma?

Kim bilir ne çok cıvıltılı sese uyanmıştı günlerce ve ne derin sessizliklerde uyumuştu geceler. Belki de tam tersi, öfkeli haykırışlara uyanmış, yumuşak dokunuşlarda uyumuştu. Belki çok düz bir hikâyesi vardı da, insan olağanüstü bir romanı olsun istiyordu. Elinden bırakamadığın, satır aralarında kaybolduğun… Noktalama işaretlerinin asi yerleşimlerinde dizginlenemez bir harf düğünü. Yüzündeki her çizginin anlamını, oradan ayrıldığında çözdüğün ve büyüdüğün koca bir hayatın romanı…

Artık küçülmüş, rengi solmuş ve hep bir perdenin arkasından bakıyormuşçasına uzak bakışlarında, yağmurlu akşamlarda rastlanılan küçük bir kıvılcım görünürdü. Anlık, çok parlak, insanın içini delip geçen bir ışık… Çakan şimşeğin yansıması mı yoksa yaşama dair bir kafa tutuş mu ayırt edilemeyen… Gecenin ilerlemiş saatlerinde penceresinin kenarındaki siluetini her görüşümde sokağı onun aydınlattığına inanırdım.

Hikâyesini anlattığı kuru yapraklardan dinlerdim şarkısını. Islak sokaklarda yürürdü gölgesi, çok alımlı gelirdi, çok güzel, çok ulaşılmaz… Hep “çok” olurdu o. Hep çok olsun isterdim. O çok oldukça çoğalırdı insan. Çok oldukça anlamını bulurdu sıradan saydığım şeyler. Çoğalırdı umutlarım, kendime olan sevgim… Yakışırdı ona “çok”…

Yıllar geçti üzerinden, çok geçti hem de diye devam etti hikaye…

Onca zaman sonra o evin yıkık harap duvarlarında, camları kırık, kapısız, eşyasız odalarına bakarken, en büyük tesadüf mevsimin sonbahar oluşu muydu bilinmez. Bir tek kırmızı sehpa duruyor yerinde. İnatla ve hala. Örümcek ağları sarmış her yanını. Kuru, kupkuru yığınlarca yaprak dolmuş içeriye. Derinlerden sanki bir şarkı söylemiş rüzgâr onca yıl usanmadan…

Bir an, kısa bir an, yerde duran kırık bir cam parçası ışıldıyor. Tam gözbebeğimde. Nefesimi tutup dinliyorum. Orada. Gitmemiş olmalı. Çok uzaklardan gelen bir mesaj gibi, gözleri gibi, susuşları gibi… İnce dudaklarına çok yakışan gülümseme gibi yanımda hissediyorum soluğunu…

Bir şişe şarap alıyorum, bir de uzun kadeh en iyisinden. Bırakıp çıkıyorum kırmızı sehpanın üzerine. Çocukluğuma veda ediyorum orada ve aynı yerde bir kez daha çoğalıyorum… 2003/ümranugan


Not: Çocukluğuma ait bir insanın resmidir çizmeye çalıştığım... Yer Gördes... Anlatılan bir kadın... Anlatan artık çocuk değil…

Old 26-04-2009, 17:42   #2
güler ataş

 
Varsayılan

Bir hukukçu değil de sanki bir edebiyatçı dili ile yazılmış.İmgeler öyle yakışmış ki ne yazsam havada kalacak.
pollyanna büyüdü ve arka yüzünün hüzün olduğunu öğrendi.
Fırsat buldukça takip edeceğim sizi..
Sevgi kalbinizden,aşk kapınızdan,neşe gözlerinizden eksilmesin.
Old 28-04-2009, 14:06   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Küçümsenmemelidir sehpa hikâyeleri…

İnsana dokunan, insanın dokunduğu ne varsa küçümsenmemelidir,

"çok" güzel olmuş...

Devamını dilerim.

Saygılarımla,
Old 20-07-2009, 10:54   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Devamını dilerim.

Saygılarımla,

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
evde kalan eşyalarım Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 17-10-2008 12:34
borçluya kalan miras? avangardea Meslektaşların Soruları 5 11-08-2008 13:55
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi DeryaK Hukuk Haberleri 2 15-07-2008 15:52
Sağ kalan eşin mirasçılığı MUSTAFA TUNCER Meslektaşların Soruları 1 02-03-2007 11:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04993391 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.