Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Yitirmek

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-04-2009, 18:01   #1
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan Yitirmek

YİTİRMEK


Çok eskiden yazmıştım aşağıdaki şiiri. Bandırma'daki evde, benim odamın penceresinin karşısında dururdu üç kavak. Yaz geceleri penceremi açar, dallarında rüzgarın gezinmesini, yapraklarını okşamasını dinlerdim. Sabahları ilk gördüklerim onlar olurdu.

Bir gün uzaklardan geldim, yoktular. Cami kubbelerini yaparken kalıp olarak yaş ağaç kullanılırmış meğer; onları cami yapımına bağışlamışlar.

Üç kavak için üç gün ağladım.


üçüz kavaklar ben yokken kesilmiş
ben onları bugün
özlemle perdeyi açtığım
baktığım, şaşkınlıkla arandığım
soluğumu tuttuğum, yutkunduğum
ve anama sorup öğrendiğim an
yitirdim

yitirmek ayrı acı
yitirdiğini bilmeden günlerce
yitirmemiş gibi yaşamak
ayrı

(Bandırma 05.10.1989)


Bazen dostlarımızı da yitiririz ama yitirdiğimizin ayırdında olmayız uzun zaman.

O, bizim için, biryerlerde yaşıyor, soluk alıyor, yemek yiyor, yürüyor, oturuyor, uyuyor, uyanıyor, çalışıyor, kitap okuyor, seviyor, sevişiyor, küsüyor, barışıyor, çiçek kokluyor, gülüyor ya da ağlıyordur.

Bir zaman ikimiz de eşeklik etmiş aramamış, daha sonrasında da o aramayışımızın utangaçlığı ile arayamamış, böyle yıllar yılları kovalamış ve bir gün birimiz "Dostum değil mi, anlar beni" deyip diğerini aramıştır.

Aramaz olaydım!

Aramasam, yaşıyor, soluk alıyor, yemek yiyor, yürüyor, oturuyor, uyuyor, uyanıyor, çalışıyor, kitap okuyor, seviyor, sevişiyor, küsüyor, barışıyor, çiçek kokluyor, gülüyor ya da ağlıyor olacaktı.

O'nu ben öldürdüm, aramakla.

(06.04.2009)
Old 07-04-2009, 05:26   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Cengiz Aladağ

1989 tarihli duygusal şiiriniz için teşekkürler.

2009 tarihli yazınızdaki ''Onu ben öldürdüm, aramakla'' cümleniz de bir şiir dizesi gibi.

Acılar yıllardan beslenir. Ne kadar uzun yaşanırsa o kadar çok dost yitirilir. Uzun yaşayanların en büyük sorunlarından biri yalnızlıktır.

Acılar yıllardan beslenir. Ne kadar uzun yaşanırsa o kadar çok şiir yazılır. Ama yazılanların hepsi sizin ''Onu ben öldürdüm, aramakla.'' dizeniz kadar güzel olmaz.

Kutlarım. Teşekkür ederim. Sabır dilerim.

Saygılarımla sevgilerimle
Old 07-04-2009, 10:30   #4
uye8490

 
Varsayılan

"Bekle diyorum yine de...

Güz yorgunu öyküler biriktiriyorum sana avuçlarımda.
Bedeli ödenmemiş ve bağışlanmamış bir dakikalar yığını oluyor sofranda ömrüm...

Bundandandır üstüme yağıp duran kırlangıç ölülerine benzemesi adının.

Bütün benzerliklere düşman oluyorum bu yüzden...Kaf dağının ardına koşmuşken ben tüm kayıp bekleyişleri,her köşe başında yeniden vurulmuşluğumun resmi oluyor tüm gelmeyişlerin...

Bir zaman olmazsa olmazlarımdandı bakışlarındaki o çocuk sevinci...Şimdilerde ise hatırladıkça yüreğimi kanatan bir yanılsama...Hiç olmamış mıydı dedikçe kanıyorum...Yüreğimle ,beynimle ve tüm imkansızlıklarımla...

Kanayan bakışlarımı ayırmıyorum yine de kapından,kanadıkça bir yerlerim insanımdır çünkü..."


Sayın Aladağ,

giden bir dostun yürekte yarattığı depremi tanımlamaya kafi hiç bir sözcük yoktur diyorum.Anlattıkça kanar insan beyniyle ,yüreğiyle tüm imkansızlıklarıyla kanar.Kanadıkça da hergün biraz daha büyür o "insan" yönü...Durmadan büyür,bu büyümenin ne bir sınırı ne de bir "bitti"si vardır.

Siz ,ben ve sevdiklerinin gidişinin güncesini tutmak zorunda kalan herkes...Her gün biraz daha büyüyoruz diyorum.

Sayın Konyalı gibi ben de diyorum ki ,acının ve hüznün mürekkebiyle ne kadar çok yazılırsa o kadar çok insan olunur.Bizi biz yapan biraz da acılarımız, biraz da hüznümüzdür çünkü...

Yıllar sonra, gençlik yıllarının vermiş olduğu o anlamsız keşmekeşin içinde telefonunu ,adresini ve herşeyini kaybettiğim bir dostu "belki bir internet sitesine üyeliği vardır" diye arama motorunda aramaya karar verdim.

İlk aramamda çıktı ismi...Beynime kazınmış o çocuk gülüşüyle bakıyordu yine.Sayfadaki yazıları okumama bile gerek bırakmayan o çocuk gülüşü "ben artık gittim" diyordu....

Sabır dilemekten başkaca bir şey gelmiyor insanın elinden...

Sabır dilemek ve teşekkür etmek ,dava ,dosya ve duruşma keşmekeşinde biraz soluklanıp yüreğimize bakmamıza vesile olduğunuz için...
Old 07-04-2009, 16:48   #6
carlito

 
Varsayılan Yaşarken Yitirmek Daha Bir Başka Sızlatır İnsanı..

Hatta Acını 1 kilo Rakıya da Gömsen,Çıkmaz İçinden..
Bir Uzvun Gibi Seninle Yaşar,Kovsan Ayrılmaz..Yalvarsan Terk Etmez Seni..
Old 14-04-2009, 23:46   #7
Av.Ümran Ugan

 
Varsayılan

"yitirmek ayrı acı
yitirdiğini bilmeden günlerce
yitirmemiş gibi yaşamak
ayrı"

Mutluluk bazen, habersiz yaşamak sanki...
Old 28-09-2009, 20:39   #8
avrupayakası

 
Varsayılan

Ne yaptığını bilememek
Ne yapacağını da
Sonsuzca beklemek
Karanlığın karamsarlığın dibinde
Işık halinde çığlık
Kımıldayamadan haykıramadan beklemek
Tıkanmak nefes alamamak
Ve mücadeleyi yitirmek
Öylece beklemek
Sezilere ümitle sarılmak
Sonsuz karanlıkta
Umut ışığını aramak
Kısaca çaresiz yaşamak
Bilinmeyen bir dünyada
Bilinen olmak
Old 29-09-2009, 09:13   #10
Durdu GÜNEŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
YİTİRMEK



Çok eskiden yazmıştım aşağıdaki şiiri. Bandırma'daki evde, benim odamın penceresinin karşısında dururdu üç kavak. Yaz geceleri penceremi açar, dallarında rüzgarın gezinmesini, yapraklarını okşamasını dinlerdim. Sabahları ilk gördüklerim onlar olurdu.

Bir gün uzaklardan geldim, yoktular. Cami kubbelerini yaparken kalıp olarak yaş ağaç kullanılırmış meğer; onları cami yapımına bağışlamışlar.

Üç kavak için üç gün ağladım.


üçüz kavaklar ben yokken kesilmiş
ben onları bugün
özlemle perdeyi açtığım
baktığım, şaşkınlıkla arandığım
soluğumu tuttuğum, yutkunduğum
ve anama sorup öğrendiğim an
yitirdim

yitirmek ayrı acı
yitirdiğini bilmeden günlerce
yitirmemiş gibi yaşamak
ayrı

(Bandırma 05.10.1989)


Bazen dostlarımızı da yitiririz ama yitirdiğimizin ayırdında olmayız uzun zaman.

O, bizim için, biryerlerde yaşıyor, soluk alıyor, yemek yiyor, yürüyor, oturuyor, uyuyor, uyanıyor, çalışıyor, kitap okuyor, seviyor, sevişiyor, küsüyor, barışıyor, çiçek kokluyor, gülüyor ya da ağlıyordur.

Bir zaman ikimiz de eşeklik etmiş aramamış, daha sonrasında da o aramayışımızın utangaçlığı ile arayamamış, böyle yıllar yılları kovalamış ve bir gün birimiz "Dostum değil mi, anlar beni" deyip diğerini aramıştır.

Aramaz olaydım!

Aramasam, yaşıyor, soluk alıyor, yemek yiyor, yürüyor, oturuyor, uyuyor, uyanıyor, çalışıyor, kitap okuyor, seviyor, sevişiyor, küsüyor, barışıyor, çiçek kokluyor, gülüyor ya da ağlıyor olacaktı.

O'nu ben öldürdüm, aramakla.

(06.04.2009)
Mutluluklar birazda yanılsamalarımız değilmidir. Çoğu zaman kendimizi kandırdığımızda mutlu, kandıramadığımızda mutsuz olmuyor muyuz. Herşeyin geçici olduğunu bilip ama yinede bir kalıcılık özlemiyle yanıp tutuşmuyor muyuz? Belkide gerçek mutluluk hayatın geçiciliğindeki güzellliği yakalamaktır.
Her şey özel ve özgün. Tekrar gibi görünen şeyler bile easında hep değişiktir. Hergün yeni bir gündür. Çelişkilerimiz fanilikte sonsuzluğu aramamız bulamayınca hüzünlenmemizdir. İnsan ruhu sonsuzluğun özlemi içinde yanıp tutuşuyorsa bu mutlaka olacaktır. Çünkü Allah vermek istemesiydi, istemek vermezdi. Belki böyle baktığımızda faniliğin hüznünü teskin edeceğiz. Kimbilir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08147311 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.