Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Adli kontrol kararına itiraza ilişkin içtihat arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-10-2009, 21:48   #1
Av.Harun Yönel

 
Varsayılan Adli kontrol kararına itiraza ilişkin içtihat arıyorum

Sayın meslektaşlarım merhaba,
CMK m.111 ile ilgili elinde içtihat olan varsa (adli kontrol kararına karşı özellikle hazırlık soruşturmasında itiraz süresi )ve paylaşırsa çok memnun oluruz.
Saygılarımla,
Old 12-10-2009, 08:22   #2
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın Yönel, umarım yardımcı olur.

T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi

E:2008/9466
K:2008/7622
T:16.07.2008

5271 s. Yasa m. 109,111/2,271/2-4

Yargı mensuplarına rüşvet vermek suçundan sanık S. B. hakkında A Cumhuriyet Başsavcılığınca 2006/44122 soruşturma sayısı ile yapılan soruşturma evresi sırasında adı geçenin A Sulh Ceza Mahkemesinin 20.3.2008 tarih ve 2008/374 müteferrik sayılı kararıyla tutuklanmasını müteakip, soruşturmanın devamı sırasında tahliye edilmesine yönelik şüpheli vekilinin talebinin reddine dair A Sulh Ceza Mahkemesinin 15.4.2008 tarih ve 2008/551 müteferrik sayılı kararına yapılan itirazın kabulüyle şüphelinin tahliyesine, 5271 sayılı CMK.nun 109/3-b maddesi gereğince şüphelinin haftada bir pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına ilişkin A Asliye Ceza Mahkemesinin 17.4.2008 tarih ve 2008/148 değişik iş sayılı kararına Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine dair A Ağır Ceza Mahkemesinin 21.4.2008 tarih ve 2008/546 değişik iş sayılı kararının;
Dosya kapsamına göre, tutuklu olan şüphelinin tahliye edilmesine yönelik şüpheli vekilinin talebinin A Sulh Ceza Mahkemesinin 15.4.2008 tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine yapılan itirazın kabul edilerek şüphelinin tahliyesine, 5271 sayılı CMK.nun 109/3-b maddesi gereğince şüphelinin haftada bir pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına ilişkin A Asliye Ceza Mahkemesinin 17.4.2008 tarihli kararına Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın, A Asliye Ceza Mahkemesi kararının kesin olduğundan bahisle reddine dair A Ağır Ceza Mahkemesince karar verilmiş ise de;
5237 sayılı Ceza Muhakemesinin 271/2. maddesindeki "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.", 4. fıkrasındaki "Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir." ve yine anılan Kanun'un 111/2. maddesindeki "Adli kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, A Asliye Ceza Mahkemesince ilk defa şüpheli hakkında tahliye ve adli kontrole ilşkin karar verildiği cihetle, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan 18.4.2008 tarihli itiraz üzerine bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın, yazılı şekildeki gerekçeyle itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.5.2008 gün ve 29640 sayılı Kanun Yararına Bozma talebine atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
KARAR VE SONUÇ : Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşıldığından A Ağır Ceza Mahkemesinin 21.4.2008 tarih ve 2008/546 değişik iş sayılı kararının; CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yapılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Old 12-10-2009, 10:20   #3
Av.Harun Yönel

 
Varsayılan İÇtİhat!!

Teşekkür ederim ancak bu içtihat somut olayı tam karşılamıyor.CMK 111 gerekçesinde şüpheli veya sanığa da her zaman adli kontrolün kaldırılmasını istemek hakkı tanındığı yazıyor.Adli kontrol kararının verildiği tarihten 7 gün geçtikten sonra m.111 göre soruşturmada her zaman kaldırılmasını istemek hakkı şüphelide var diye değerlendiriyorum
Old 13-10-2009, 22:11   #4
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Feridun Yurtsever
Sayın Yönel, umarım yardımcı olur.

T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi

E:2008/9466
K:2008/7622
T:16.07.2008

5271 s. Yasa m. 109,111/2,271/2-4

Yargı mensuplarına rüşvet vermek suçundan sanık S. B. hakkında A Cumhuriyet Başsavcılığınca 2006/44122 soruşturma sayısı ile yapılan soruşturma evresi sırasında adı geçenin A Sulh Ceza Mahkemesinin 20.3.2008 tarih ve 2008/374 müteferrik sayılı kararıyla tutuklanmasını müteakip, soruşturmanın devamı sırasında tahliye edilmesine yönelik şüpheli vekilinin talebinin reddine dair A Sulh Ceza Mahkemesinin 15.4.2008 tarih ve 2008/551 müteferrik sayılı kararına yapılan itirazın kabulüyle şüphelinin tahliyesine, 5271 sayılı CMK.nun 109/3-b maddesi gereğince şüphelinin haftada bir pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına ilişkin A Asliye Ceza Mahkemesinin 17.4.2008 tarih ve 2008/148 değişik iş sayılı kararına Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine dair A Ağır Ceza Mahkemesinin 21.4.2008 tarih ve 2008/546 değişik iş sayılı kararının;
Dosya kapsamına göre, tutuklu olan şüphelinin tahliye edilmesine yönelik şüpheli vekilinin talebinin A Sulh Ceza Mahkemesinin 15.4.2008 tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine yapılan itirazın kabul edilerek şüphelinin tahliyesine, 5271 sayılı CMK.nun 109/3-b maddesi gereğince şüphelinin haftada bir pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına ilişkin A Asliye Ceza Mahkemesinin 17.4.2008 tarihli kararına Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın, A Asliye Ceza Mahkemesi kararının kesin olduğundan bahisle reddine dair A Ağır Ceza Mahkemesince karar verilmiş ise de;
5237 sayılı Ceza Muhakemesinin 271/2. maddesindeki "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.", 4. fıkrasındaki "Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir." ve yine anılan Kanun'un 111/2. maddesindeki "Adli kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, A Asliye Ceza Mahkemesince ilk defa şüpheli hakkında tahliye ve adli kontrole ilşkin karar verildiği cihetle, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan 18.4.2008 tarihli itiraz üzerine bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın, yazılı şekildeki gerekçeyle itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.5.2008 gün ve 29640 sayılı Kanun Yararına Bozma talebine atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
KARAR VE SONUÇ : Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşıldığından A Ağır Ceza Mahkemesinin 21.4.2008 tarih ve 2008/546 değişik iş sayılı kararının; CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yapılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Yargıtay kararında "...Yüksek Adalet Bakanlığı..." denilmesini doğru bulmuyorum.

Ömer Kavili

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 16-05-2014, 09:22   #5
Senatus

 
Varsayılan

CMK 111'den bu karara kimlerin itiraz edeceği anlaşılamıyor bence. Zira 2. fıkranın açık öznesi yazılmamış eğer ilk fıkraya bağlı olduğu düşünülürse de sadece 'şüpheli/sanık' deniyor. Yani ancak o itiraz edebilir anlamı çıkıyor. Oysa mağdur veya müdafii şüphelinin bir an evvel tutuklanması, adli kontrolün yetersiz olacağını düşünüyorsa itiraz edemeyecek mi yani?
Old 20-05-2014, 16:18   #6
denizus

 
Varsayılan

Merhaba, sorunuzun cevabına ; CMK'nun 260. maddesinden ulaşılabilir.

CMK md.111'e göre kontrol kararına karşı itiraz edilebilir. Karara itiraz edebilecek kişiler CMK md.260'ta “Cumhuriyet Savcısı, şüpheli, sanık, katılanlar, katılma isteği karara bağlanmamış ya da reddedilmiş olanlar” olarak belirtilmiştir. Adli kontrol kararına ilgilinin öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtirazın yapılacağı mercii, kararı veren mahkeme ya da hakimdir. Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme itirazı yerinde görmezse yetkili merciye gönderir. Soruşturma evresinde verilen adli kontrol kararı için, itiraz mercii; asliye ceza mahkemeleridir. Kovuşturma evresinde ise adli kontrol kararı, davaya bakan mahkemece verildiğinden dolayı itiraz merci CMK md.268/3'teki ihtimallere göre belirlenir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aile Hukukuna ilişkin içtihat arıyorum Av. Cem Arıcıgil Meslektaşların Soruları 5 03-10-2009 11:22
Soruşturma aşamasında adli kontrol talebi üye16817 Meslektaşların Soruları 3 01-09-2009 13:19
Adli kontrol - Savcılık itirazı oceans17 Meslektaşların Soruları 1 11-02-2009 01:23
Kefaletin Ödenmemesi -Adli Kontrol-Tutuklama denipre Meslektaşların Soruları 2 24-12-2007 18:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05220795 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.