Sanığın ölümü halinde verilen kamu davasının düşürülmesi kararı temyiz edilebilir mi?

Aslında bu kararın TCK 64'ün emredici niteliği gereği verildiğini biliyorum. Ancak müvekkilerimden tedirgin olduğum için paylaşmak istedim. Müvekkillerimin anneleri, 2. kez evlenmiş ve bu 2. koca annelerini öldürmüş. Yargılama sonunda adam ceza aldı ancak dosya Yargıtayda iken vefat etti. Karar bu nedenle bozuldu, yerel mahkeme de kamu davasının düşürülmesi kararı verdi. Müvekkillerim bu kararı temyiz etmemi istiyorlar, bunun sonucu değiştirmeyeceğini anlatmaya çalıştım, ancak başarılı olamadım. Usulen değil inanarak işlem yapma isteğim nedeniyle tereddüt yaşadım. Konuyla ilgili fikirlerinizi paylaşırsanın sevinirim.

Sanığın veya hükümlünün ölümü
MADDE 64. - (1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.

Konuyla ilgili aklıma gelenleri gözden geçireyim dedim.Ama konuyla ilgili kanun metninden başka bişey gelmedi aklıma.Bakalım diğer meslektaşlar ne diyecek..

Kanun açık açık, "kamu davasının düşürülmesine karar verilir." demekte iken temyiz için gerekçe bulmanızın mümkün olmayacağı kanaatindeyim.

Aklıma tek gelen, sanık ölmeden önce zaten mahkumiyet kararı çıktığından vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğidir. Bu nedenle her ne kadar düşme kararı verilmiş olsa da katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemişse bu açıdan temyiz edebilirsiniz

Buradaki sorun, öldüren kocanın önceki evliliğinden olan çocuklarının da müvekkillerle birlikte mirasçılığı. Dava düştüğü için ve adam öldürdüğü kadından sonra öldüğü için karısına mirasçı olabiliyor. Kendisinin önceki eşinden olan çocukları da böylece mirasa ortak olabiliyorlar. İşte müvekkilleri rahatsız eden ve temyiz edelim dedirten konu bu. Etmezsem biliyorum ki sıkıntı yaşarım Ama görüldüğü üzere meslektaşlarım da benim gibi düşünüyor.

Alıntı: Yazan haşimhan Buradaki sorun, öldüren kocanın önceki evliliğinden olan çocuklarının da müvekkillerle birlikte mirasçılığı. Dava düştüğü için ve adam öldürdüğü kadından sonra öldüğü için karısına mirasçı olabiliyor. Kendisinin önceki eşinden olan çocukları da böylece mirasa ortak olabiliyorlar. İşte müvekkilleri rahatsız eden ve temyiz edelim dedirten konu bu. Etmezsem biliyorum ki sıkıntı yaşarım Ama görüldüğü üzere meslektaşlarım da benim gibi düşünüyor.

Sayın haşimhan,

Aradaki karışıklığı açarsak eğer; zaten Medeni Kanuna göre karısını öldürdüğü için kocası mirasçısı olamayacak.Ancak elbette mirastan mahrum kalanın mirasçıları yasal mirasçı olacak.Bu konuda onları mirasçılıktan çıkartmak için kanundaki haklı nedenler olmalı.Olaya göre bu da mümkün değil gibi.Olumsuz cevap vermeyi hiç sevmiyorum, lakin şimdilik böyle.

Müvekkillerinize TMk Md.578 ve 579'u okursanız ikna olurlar kanaatindeyim. Vicdanen ikna olmasalar bile kanunun emrinin bu olduğunu anlayacaklardır.

Konu hakkında fikir beyan eden meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. Müvekkillerime mevcut durumu anlattım, sanırım başka bazı meslektaşlarımla da konuşup ikna olmuşlar ki temyiz edilmemesi konusunda bir yazı alabildim

Belki dava aşamasında tarışmaya yetişemediğim için davanıza bir faydası olmayacak ancak hukuk davası ile çözümlenmesi mümkün bir konunun ceza davasına konu edilmesi fayda sağlamayacaktır.Suç cezayı gerektirir ve mağdur olanın mağduriyetini giderme amacı gütmeden toplumsal bir düzene aykırılığı yaptırıma bağlayarak ıslah ve suç işlenmesini bu şekilde önlemektir aslolan hukuk davası ile mağdurun mağduriyetinin giderilmesidir ki yine ceza davalarının kamu davası olmalarıda bu nedenledir. Ancak ölen sanığın mirasçılarına karşı bazı davalar idame edilebilir görüşündeyim hukukun genel kaideleri buna müsaittir. Saygılarım ve sevgilerimle..