Mirasın reddi, icra takibi, muvazaa!!!

Borçlunun ölümünden sonra mirasçılarına karşı icra takibi başlattım, mirasçıları (borçlunun eşi ve çocukları) borçlunun ölümünden sonra mirası ret ettiklerine dair mahkeme kararına dayanarak, icra mahkemesinde, kendileri hakkındaki takibi iptal ettirdiler.
Sormak istediğim sorular;
1-Mirası ret edenlerin, ölenin ortağı bulunduğu şirketten kar payı aldıklarını, ayrıca ölenin adına kayıtlı bazı malları üzerlerine aldıklarını öğrendim, ne yapabilirim?
2-Mirası ret edenler dışındaki diğer zümre mirasçılarına takip yapabilirmiyim?
3-Mirasın reddi kararının iptali için 6 aylık zamanaşımı süresinin,benim alacaklı vekili olarak, mirasın red edildiğini öğrendiğim veya muvazaayı öğrendiğim tarihte başlaması gerekmez mi ?

1.)En yakın tüm mirasçılar tarafından reddedilen miras Sulh Mahkemesi'nce iflas yolu ile tasfiye edilir. Husumetin diğer mirasçılara yöneltilmesi yoluyla takibe devam etmek ya da diğer mirasçılara karşı takip yapmak mümkün değildir. Aşağıdaki karar bu hususta açıklayıcıdır.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/18622
Karar: 2009/20606
Karar Tarihi: 22.10.2009

ÖZET: Miras reddedilmiş olmakla tasfiyeye tabi tutulur. Yoksa ikinci derece mirasçılarına yönlendirilmez. Bu durumda mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekir.

(4721 S. K. m. 612)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından, borçlu muris M. Hanifi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra 01.04.2002 tarihinde murisin ölümü üzerine, alacaklının takibi veraset belgesine göre mirasçı olarak kalan iki oğluna karşı yönlendirdiği, bunların da mirası reddetmesi üzerine, Mahkemeden aldığı veraset belgesine göre takibi 2. derecede mirasçı olan şikayetçilere yönlendirdiği görülmektedir. Şikayetçilerin, haklarında alınan ve takibe esas teşkil eden mirasçılık belgesinin iptali istemi ile Kırıkhan Sulh Hukuk Mahkemesi’ne açtıkları dava, 11.03.2009 tarihinde sonuçlanmış ve 2008/576 Esas, 2009/134 sayılı karar ile veraset belgesinin iptaline karar verilmiştir. Anılan mahkeme hükmü gereğince şikayetçiler murisin mirasçısı olmadıklarından, alacaklı tarafından takip onlara yönlendirilemez. Zira TMK'nın 612. maddesinin; <En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.> hükmüne göre miras reddedilmiş olmakla tasfiyeye tabi tutulur. Yoksa 2. derece mirasçılarına yönlendirilmez. Bu durumda mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken reddi isabetsizdir.

Sonuç: Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle, İİK’nın 366. ve HUMK'un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

2.)Kar payı alınması ya da ölenin adına olan bazı malların alınması elbette terekeye sahip çıkmak anlamına gelir ve ret hakkının yitirilmesi sonucunu doğurur.

3.)TMK m.617 maddesindeki süre zamanaşımı değil, hak düşürücü bir süredir. Eski Medeni Yasa'dan farklı olarak, sürenin başlangıcı yeni yasanın belirlediği gibi ret beyanında bulunulduğu tarihtir.

4.)Konuya belki de şu yönden de bakmak da gerekir. Mirasın reddi halinde miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. ( TMK m.612 ve 636 )

Reddin iptaline karar verildiği takdirde ise miras resmen tasfiye edilecektir. ( duruma göre TMK m.634-635 veya 634-636 ) Sonuçları itibarıyla, çok fark var mı bilemiyorum ?

Belki de tek fark; reddin iptali halinde, reddi iptal edilen mirasçının da borçtan sorumlu hale gelmesidir. Doğaldır ki, bu durum mal varlığının sözkonusu olduğu ihtimaller için anlamlıdır.

Saygılarımla.