03-01-2007, 01:09 | #1 |
|
Etkili Başvuru Hakkı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı
ŞEFİK YILMAZ/Türkiye Davası* Başvuru no:58556/00 1 Aralık 2005 OLAYLAR 1926 doğumlu Türk vatandaşı olan başvuran Dinar’da ikamet etmektedir. Başvuran AİHM önünde, Afyon Barosu avukatlarından H. Kılınç tarafından temsil edilmektedir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı (İdare), 1995 yılında Dinar’da meydana gelen depremin ardından, bölgenin yeniden iskâna açılması amacıyla başvuran ait bir mülkü kamulaştırmıştır. İdare başvurana kamulaştırma tazminatı ödemiştir. Ödenen tutardan tatmin olmayan başvuran, Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi’ne kamulaştırma bedelinin artırılması talebiyle başvuruda bulunmuştur. 14 Ağustos 1997 tarihinde Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi, başvurana, 9 Mayıs 1997 tarihinden itibaren işlemek üzere yasal gecikme faizi ile birlikte 1.905.200.000 TL. Ek kamulaştırma bedeli ödenmesine karar vermiştir. Yargıtay 22 Ekim 1997 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararını onamış ve 8 Aralık 1997 tarihinde başvuran tarafından yapılan düzeltme talebini reddetmiştir. İdare ilki 19 Nisan 1999 tarihinde 1.905.200.000 TL. ikincisi ise 15 Temmuz 1999 tarihinde 1.606.718.667 TL. Tutarında olmak üzere tazminat ödemesini iki taksitte yapmıştır. ŞİKÂYETLER Başvuran, İdare’nin ek kamulaştırma bedelini kendisine geç ödemesinden ve Türkiye’deki yüksek enflasyon oranı karşısında yetersiz kalan gecikme faizi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyetçi olarak, 1 No’lu Ek Protokol’ün 1. maddesine gönderme yapmaktadır. Başvuran aynı olgulara dayanarak, AİHS’nin 13. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedir. HUKUK AÇISINDAN AİHM 12 Eylül 2005 tarihinde, Hükümet’ten, 9 Eylül 2005 tarihinde imzalanmış olan aşağıdaki beyanı almıştır: * Dışişleri Bakanlığı Çok taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrı resmi tercümedir. “Şefik Yılmaz tarafından yapılan 58556/00 no’lu başvurudan kaynaklanan davanın dostane çözümü amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin ilgili kişiye, karşılıksız olarak 1.500 (bin beş yüz) Amerikan Doları tutarında ödeme yapmayı önerdiğini bildiririm. Her türlü maddi ve manevi zarar ile masraf ve harcamaları kapsayan bu miktar, ilgili dönemdeki her türlü vergiden muaf tutulacak ve ödeme, AİHS’nin 37§1. maddesine uygun olarak AİHM’nin verdiği kararın tebliğ edilmesini takiben üç ay içerisinde yapılacaktır. Bahsedilen süre zarfında ödeme yapılmadığı takdirde, Hükümet, sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için uyguladığı faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz ödemeyi taahhüt eder. Ödenmenin yapılması, davanın nihai çözümünü teşkil edecektir.” 2 Ağustos 2005 tarihinde AİHM, başvuranın avukatı tarafından imzalanan aşağıdaki beyanı almıştır: “AİHM’ DE görülmekte olan, 58556/00 no’lu başvurudan kaynaklanan davanın dostane çözümü amacıyla Türkiye Cumhuriyet Hükümeti’nin Şefik Yılmaz’a karşılıksız olarak 1.500 (bin beş yüz) Amerikan Doları tutarını ödemeye hazır olduğunu not ederim. Her türlü maddi ve manevi zarar ile masraf ve harcamaları kapsayan bu miktar, ilgili dönemdeki her türlü vergiden muaf tutulacak ve ödeme, AİHS’nin 37§1. maddesine uygun olarak AİHM’nin verdiği kararın tebliğ edilmesini takiben üç ay içerisinde yapılacaktır. Sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ve ödemenin yapılmasına kadar Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için uyguladığı faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz ödemeyi taahhüt eder. Bu tutarın ödenmesi, davanın nihai çözüme kavuşturulmasını teşkil edecektir. Başvuran bu öneriyi kabul etmekte ve söz konusu başvurunun yapılmasına kaynaklık eden olaylar hususunda Türkiye Cumhuriyeti aleyhindeki diğer tüm taleplerden vazgeçmektedir. Başvuran davanın nihai sonuca ulaştığını bildirmektedir. İşbu beyan, Hükümet’in ve başvuranın ulaşmış oldukları dostane çözüm çerçevesinde kayda geçmektedir.” AİHM, tarafların üzerinde uzlaştıkları dostane çözümü kaydeder. AİHM bu çözümün AİHS ve Ek Protokolleri’nde tanımlanan insan haklarına saygı ilkesine uygun olduğu kanaatinde olup, diğer yandan, başvurunun incelenmesine devam etmeyi haklı gösterecek kamu düzenine ilişkin hiçbir gerekçe görmemektedir (AİHS’nin in fine 37§1. maddesi). Sonuç olarak, AİHS’nin 29§3. maddesinin uygulanmasına son verilmesi ve de davanın kayıttan düşürülmesi uygun olacaktır. BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK AİHM, OYBİRLİĞİYLE, Başvurunun kayıttan düşürülmesine karar vermiştir. Kaynak: adalet.gov.tr |
03-01-2007, 01:21 | #2 |
|
Bilmeniz gerekenler...
AİHS Madde 13 Etkili başvuru hakkı Bu Sözleşme'de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili resmi görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir. ANAYASA MADDE 36 - Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma (Ek ibare: 4709 - 3.10.2001 / m.14) "ile adil yargılanma" hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. ANAYASA MADDE 40 - Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. (Ek 2. fıkra: 4709 - 3.10.2001 / m.16) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır. Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır. ANAYASA MADDE 74 - Vatandaşlar, (Ek ibare: 4709 - 3.10.2001 / m.26) "ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar" kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, (Ek ibare: 4709 - 3.10.2001 / m.26) "gecikmeksizin" dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir. Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir. İYUK MADDE 10 - 1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. 2. (Değişik: 4001 - 10,6,1994) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idarî makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler. 3. (...) (Madde 10 un (3) numaralı fıkrası, 10 Haziran 1994 tarih ve 4001 sayılı Kanunun 5. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kadın Hakkı / İnsan Hakkı | gerunsal | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 29 | 02-06-2007 14:32 |
Mülkiyet hakkı ve miras hakkı | Deunur | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 19-11-2006 20:44 |
Suç Ve Suçlularla Mücadelede,kolluk Güçleri Ve Yasalar Ne Kadar Etkili? | semih | Hukuk Sohbetleri | 5 | 12-11-2006 13:00 |
Aihm' Ne Başvuru | apokl | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 18:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |