HGK kararı arıyorum

Sitenin Yararlı bilgiler İndeksini incelerken Püf noktaları ve İçtihatlar bölümünde "Nüfusa kayıtlı olmayan kişilere ilişkin tanık delili ile veraset ilamı tanzim edilebileceğine ilişkin HGK kararı mevcuttur." şeklinde bir açıklama var. Müvekkilim hakkında babasının nüfusuna kayıtlı olmaması nedeniyle veraset ilamı istedim ve tanık dinlenmesini talep etmeme rağmen veraset ilamı talebim red edildi. Bu HGK kararı elinde olan arkadaşlar gönderirse yeniden bu kararla veraset ilamı istemeyi düşünüyorum.Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

Alıntı: Yazan Av.Serbay Sitenin Yararlı bilgiler İndeksini incelerken Püf noktaları ve İçtihatlar bölümünde "Nüfusa kayıtlı olmayan kişilere ilişkin tanık delili ile veraset ilamı tanzim edilebileceğine ilişkin HGK kararı mevcuttur." şeklinde bir açıklama var. Müvekkilim hakkında babasının nüfusuna kayıtlı olmaması nedeniyle veraset ilamı istedim ve tanık dinlenmesini talep etmeme rağmen veraset ilamı talebim red edildi. Bu HGK kararı elinde olan arkadaşlar gönderirse yeniden bu kararla veraset ilamı istemeyi düşünüyorum.Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1999/2-58

K. 1999/53

T. 3.2.1999

• VERASET DAVASI ( Nüfusa Kayıtlı Olmayan Kişi İçin Veraset Belgesi İstenebilmesi )

• NÜFUSA KAYITLI OLMAYAN KİŞİ ( Kişi Hakkında Veraset Belgesi İstenebilmesi )

743/m.35,39,41

ÖZET : Nüfusta kayıtlı olmayan bir kişi içinde veraset belgesi istenebilir. Murise ait olduğu bildirilen tapu kayıt ve dayanak belgeleri celp edilmeli, davacıdan tanık dahil bu konuda göstereceği diğer delilleri sorulup incelendikten sonra, bir karar verilmelidir. Yerel mahkemenin bu hususları göz önünde bulundurmaksızın davanın reddine karar vermesi isabetsizdir.

DAVA : "Veraset" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akhisar Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 2.6.1998 tarih ve 1997/484-1998/658 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 11.11.1998 tarih ve 1998/10592-12115 sayılı ilamı ile; ( ... Nüfusta kaydı bulunmayan bir kişi içinde veraset belgesi istenebilir. Murise ait olduğu belirtilen tapu kayıt ve dayanak belgeleri getirtilmeli, davacıdan tanık dahil bu konuda göstereceği diğer deliller de sorulup incelendikten sonra, bir karar verilmelidir... ) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Davacının iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.2.1999 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.

Sanıyorum aşağıdaki karar da fikir verebilir.

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E. 1964/2-51 K. 1964/100 T. 5.2.1964

743/m.29

ÖZET : Davacılar Rasim ve Cemal'in ayrı ayrı açtıkları ve sonradan birleştirilmiş olan mirasçılık davalarında, ortak miras bırakanları Işık'ın ( diğer adı Işık Mehmet ) mirasçılarını ve miras paylarını gösterir birer veraset belgesi verilmesi istenilmiştir; Mahkemece nüfus kayıtları getirtilmiş ve tanıklar dinlenmişse de, miras bırakanın ölüm tarihinin kesin olarak tesbit edilemediği, tanık sözlerinin birbirine aykırı olduğu ve taraf vekillerinin davayı uzatmak amacını güttükleri ileri sürülerek davaların reddine karar verilmiştir. Oysa ki bütün deliller birlikte gözönünde tutulduğunda, miras bırakan Işık'ın ölüm tarihini ve mirasçılarını tesbit etmenin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Gülşen'in ( diğer adı Gülşah ) 20.3.1958'de çıkarılmış olan nüfus kayıt örneğinde baba adı Işık olarak gösterilmiştir. Düşman işgali sebebiyle 1341'den önceki nüfus kayıtlarının elde bulunmadığı ve ortadaki kayıtların bu tarihten sonraya ilişkin olduğu anlaşıldığına göre M.K.’nun 29. maddesi gereğince mirasçılık durumu tanık sözleriyle ispat edilebilir.

DAVA VE KARAR : Dinlenen tanıklar Işık'ın Birinci Dünya Savaşından bir kaç yıl önce öldüğünü bildirerek, geriye bıraktığı mirasçılarının adlarını açıklamışlardır. Bir tanığın bütün mirasçıları ve ölüm tarihlerini bilememesi davanın reddi için bir sebep olamaz. Tanık sözleri, nüfus kayıtları ve 16.12.1957 günlü köy ilmühaberi bir bütün halinde ele alınarak, bir sonucu varılmalı ve mirasçılık zinciri ortaya konulmalıdır. Mirasçıların sayısı fazla olup, başka yerlere dağılmış bulunmaları sebebiyle taraflar vekilleri, ıslah dilekçesi adı altında verdikleri dilekçelerinde, mirasçıların gerçek adlarını ve ölüm tarihlerini açıklamak zorunda kalmışlardır. Bu haller kötü niyetin varlığının kabulü için yeterli birer sebep olamaz. Bu bakımdan Özel Dairenin bozmasına uyulmayarak eski kararda direnilmesi usule aykırı bulunmaktadır. Direnme kararının Özel Daire ilamında yazılı sebeplerden ( BOZULMASINA ), karar verildi.

Yanıt veren meslektaşlara çok teşekkür ederim.
HGK da bahsedilen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 11.11.1998 tarih ve 1998/10592-12115 sayılı ilamı veya benzer doğrultuda içtihat var ise gönderebilirmisiniz?