Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

OĞluna Aİt AraÇla Kaza GeÇİrİp Tam Kusurlu Vefat Eden

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-09-2011, 12:55   #1
Güldal

 
Varsayılan OĞluna Aİt AraÇla Kaza GeÇİrİp Tam Kusurlu Vefat Eden

Muris sürücü,oğluna ait araçla geçirdiği trafik kazasında vefat ediyor.Kazada tam kusurlu bulunuyor.Mirasçılarının destekten yoksun kalma tazminatını sürücünün kullandığı araç sigortasından temin edebilir mi?Tazminat tutarı hesaplanırken baz alınan ölçü ne olacaktır?Ayrıca murisin hiç mal varlığı yok ve bol miktarda alacaklısı var.Mirasçılar mirası reddederse sigorta tazminatı haklarını da kaybetmiş olurlar mı?
Saygılar
Old 29-09-2011, 13:16   #2
kezzy

 
Varsayılan

Alıntı:
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
MİRASIN REDDİ
MİRASI REDDEDEN EŞİN
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİANATI TALEP EDEBİLECEÐİ



YARGITAY
HUKUK GENEL
KURULU
E: 2007/4-222 K: 2007/222 T:
18.04.2007


Taraflar arasındaki
"maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul
1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.03.2004
gün ve 2001/477 E., 2004/64 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 21.06.2005 gün ve
2005/2523-6823 sayılı ilamı ile;




(Dava trafik kazası nedeniyle maddi, manevi ve destekten yoksun kalma
tazminatına ilişkindir.



Davacılardan İ., dava konusu trafik kazasında yaralandığını, ayrıca eşini
kaybettiğini ileri sürerek gerek kendisinin yaralanması gerekse eşinin ölümü
nedeniyle destekten yoksun kalma, maddi ve manevi tazminat istemiştir. Davacı
Ş., kendisinin yaralanması ve eniştesinin ölmesi nedeniyle maddi ve manevi
tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, davalıların
temyizi üzerine yerel mahkeme kararı vekalet ücreti yönünden düzeltmek suretiyle
oyçokluğuyla onanmıştır.



Onama kararına karşı davalılar karar düzeltme isteminde
bulunmuşlardır.

1- Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında HUMK'un
değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirine uygun olmayan davacıların
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istemleri
reddedilmelidir.

2- Davalıların diğer karar düzeltme istemlerine gelince;



Davacı İ., eşinin ölümü nedeniyle fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak
kaydıyla şimdilik 500.000.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı istemiş,
mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacının zararı
40.961.488.996 TL olarak belirlenmiş, mahkemece taleple bağlı kalınarak
500.000.000 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir. Davacı İ.,
22.02.2001 tarihli veraset ilamını dosyaya ibraz ederek talepte bulunmuş ise de
mirası reddettiğinin belirlenmesi üzerine 29.06.2001 tarihli yeni veraset
belgesi düzenlendiği daha sonra anlaşılmıştır. Şu durumda davacı mirası
reddettiğine göre ölen eşinden dolayı destekten yoksun kalma tazminatı istemi
MK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmamaktadır. Aksinin
kabulü halinde kendisi karşı tarafa tazminat ödemekten kurtulacak, ancak karşı
taraftan ölen eşi nedeniyle tazminat alabilecektir ki bu da hakkın kötüye
kullanılması niteliğinde olup, hakkaniyete aykırıdır. Yasa ile hakkın kötüye
kullanılmasına olanak verilmemelidir. O nedenle davalıların bu yöndeki karar
düzeltme istemlerinin kabulü gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine
geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.



Temyiz Eden: Davalılar Vekili




Hukuk Genel Kurulu
Kararı


Hukuk
Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:



Dava, trafik kazası nedeniyle maddi, manevi ve destekten yoksun kalma
tazminatı istemine ilişkindir.



Davacılar İ., ve Ş. vekili; müvekkillerinin de içinde bulunduğu aracın,
davacı İ.'nin eşi H.'nin sevk ve idaresinde iken, davalı U. tarafından
kullanılan araçla çarpışması neticesinde müvekkillerinin yaralandığını, ayrıca
davacı İ.'nin eşini kaybettiğini; uzman göz doktoru ve aynı zamanda cerrah olan
eşi kaza nedeni ile vefat etmiş olmasa idi, gerek Türkiye'de kurmuş oldukları
düzen açısından, gerekse İsviçre'den almış olduğu teklif üzerine yurtdışı
yaşantıları olacağı göz önüne alındığında, müvekkili İ.'nin büyük bir destekten
mahrum kaldığını ileri sürerek; her iki davacı yönünden maddi ve manevi tazminat
taleplerinin yanı sıra, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacı İ.
için 500.000.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılardan müştereken
ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte
tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.



Davalılar vekili; davacı İ.'nin eşini olayda 5/8 kusurlu olduğunu, aynı
zamanda tıp doktoru olan davacının, ölen eşin desteğine ihtiyaç duymayacak
ölçüde gelire sahip bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesi
gerektiğini cevaben bildirmiştir.



Mahkemenin, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunu benimsemek
suretiyle ve davacı İ.'nin destekten yoksunluk sebebiyle nihai ve gerçek
zararının 40.961.488.996 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, her iki davacının
diğer maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü yanında,
"davacının talebi ile bağlı kalınarak 500.000.000 TL destekten yoksun kalma
tazminatının 28.01.2001 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte
davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı İ.'ye verilmesine
dair verdiği karar; Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenle bozulmuş, Yerel
Mahkemece "destekten yoksun kalma tazminatının bağımsız bir hak olup, doğrudan
doğruya desteğini yitirenlerin kişiliğinden doğduğu, mirasçılık niteliğine bağlı
bulunmadığı ve bu itibarla mirasın reddinin de destekten yoksun kalma
tazminatını etkilemeyeceği" gerekçesiyle direnme kararı
verilmiştir.

Davacıların da içinde bulunduğu aracın sürücüsü ve aynı zamanda davacılardan
İ.'nin eşi olan H:'nin dava konusu trafik kazasında vefat etmiş olması ve
davacıların da yaralanması nedeniyle; kazaya karışan diğer aracın sürücüsü ve
kayıt maliki davalılar aleyhine maddi, manevi ve destekten yoksun kalma
tazminatı talebi ile görülmekte olan dava açılmış; davacı İ. Kendisinin de
mirasçı bulunduğu 22.02.2001 tarihli yeni veraset belgesi düzenlendiği ve bu
veraset ilamına göre mirasçı olmadığı daha sonra anlaşılmıştır.




Açıklanan maddi olgu, bozma ve
direnme kararlarının kapsamları itibariyle uyuşmazlık; destekten yoksun kalma
tazminatının, mirasçılık sıfatına bağlı bir hak olup olmadığı; dolayısıyla
davacı İ.'nin, ölen eşin mirasını reddetmiş olmasının, destekten yoksun kalma
tazminatı verilmesine engel yasal bir neden oluşturup oluşturmadığı noktasında
toplanmaktadır.



Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, destekten yoksun kalma tazminatına
ilişkin yasal düzenleme ve bu tazminatın hukuki niteliğinin üzerinde
durulmasında yarar vardır.



Destekten yoksun kalma tazminatı, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45/2.
maddesinde düzenlenmiş olup, "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler
müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da
tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır.



Bu maddede, haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak her
haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride
zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı
tanınmıştır.



Yasa metninden de anlaşılacağı üzere; destekten yoksun kalma tazminatının
konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın
amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda
bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu
destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde
tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına
kavuşturulmasıdır. Eş söyleyişle amaç, destekten yoksun kalanların desteğin
ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının
korunmasıdır.




Şu hale göre; "destek" sayılabilmek
için, yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam
edeceğinin anlaşılması yeterlidir. Destek kavramının dayanağı hukuksal bir
ilişki değil, eylemli bir durum olduğundan, akrabalığa ve yasanın nafaka ile
miras ilişkisi hakkındaki hükümlerine dayanmaz.



Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06.03.1978
tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; "Destekten yoksun kalma
tazminatı eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin
yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamın,
desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde
kendine özgü bir tazminat türü olduğu" vurgulanmıştır.



Yine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.04.1982 gün, 1979/4-1528 E., 412 K.
sayılı kararında; "BK'nın 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal
bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın
nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini
kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına
göre eğer ölüm vuku bulmasaydı az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı
sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın
eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devem edeceğinin
anlaşılması yeterli görülür" ilkesi benimsenmiştir.



O halde, destekten yoksun kalma tazminatı ölüm ile ortaya çıkmasına rağmen,
miras bırakanın şahsından doğan ve mirasçılara geçen bir hak değil, doğrudan bu
kimselerin kendisinden doğan bağımsız bir haktır.



Diğer bir ifadeyle, destekten yoksun kalma tazminatı niteliği itibariyle;
üçüncü kişilere, desteğin gelir ve yardımından yoksun kalmaları nedeniyle
tanınmış, bağımsız bir hak olup, mirasçılık sıfatı ve miras hukuku ile ilgisi
yoktur. Çünkü bu hak, mirasçılık sıfatından değil, eylemli olarak destek olanın
ölümü nedeniyle, onun gelir ve yardımından yoksun kalma ya da farazi destek olma
olgusundan kaynaklanmaktadır (HGK 25.05.1984 gün, E: 1982/9-301, K:
1984/619).



Bu itibarla Borçlar kanunu'nun 45/2. maddesinde desteğin yardımından yoksun
kalan "diğer kimseler" tabirinden, ölenle aralarında yakın ilişki bulunan anası,
babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, hatta evlilik dışı birlikte
yaşadığı kimsenin anlaşılması gerektiği; miras hukuku ile ilgili olmadığı için
de mirasçı olmak veya ölen yönünden nafaka borçlusu bulunmak zorunluluğunun
bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır (Turgut Uyar, Açıklamalı İçtihatlı
Borçlar Kanunu, Sorumluluk ve Tazminat Hukuku, Ankara 2003, 2. Cilt, s. 2062).
Bu haliyle maddenin ikinci fıkrasında, destekten yoksun kalma tazminatı talep
edebilecek kimseler yönünden herhangi bir sınırlama yapılmadığı ve müteveffanın
yardımdan mahrum kalma esasının kabul edildiği kuşkusuzdur.



Sonuç olarak, destekten yoksun kalma tazminatı nitelik itibariyle bağımsız
bir hak olup; ölen kimse ile davacı arasında kanuni veya akdi bir bakım
yükümlülüğü, mirasçılık ya da akrabalık ilişkisi bulunması gerekmediğinden;
mirasın reddedilmiş olması, destekten yoksun kalma davasının açılmasına ve
incelenip hasıl olacak sonuç uyarına esasına ilişkin karar verilmesine engel,
yasal bir neden değildir.



Somut olayda; davacı İ., trafik kazasında ölen H.'nin eşidir. Baştan beri
yapılan açıklamalar ve değinilen ilkeler itibariyle, ölenin yakını olan
davacının, ölen eşin mirasını reddetmiş olması, eş söyleyişle mirasçı sıfatını
taşımaması, destekten yoksunluk talebinde bulunmasına engel değildir.



Hal böyle olunca, Yerel Mahkemece, mirası reddeden davacı İ.'nin destekten
yoksun kalma davasının incelenip, esasına ilişkin karar verilmesi gerektiği
yönündeki direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.



Ne var ki hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden işin esası
incelenmediğinden, bu yönden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daire'ye
gönderilmesi gerekir.


SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı uygun bulunduğundan, davalı
vekilinin tazminat yönünden işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının
incelenmesi için dosyanın 4. HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, 18.04.2007 gününde
oyçokluğuyla karar verildi.

.
Old 29-09-2011, 13:41   #3
kezzy

 
Varsayılan

Tam kusurlu sürücünün mirasçılarının destekten yoksun kalma tazminat talep etmek hakkıyla ilgili lütfen Bknz:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=35448
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kasko sigortasının geçici verdiği, kiralanıp arkadaştan ödünç alınan araçla ölümü kaza ve husumet av_ayşe Meslektaşların Soruları 0 10-08-2011 09:50
kiralık araçla kaza yapıldığında açılmayan hava yastığı ve tazminat boyutu Av.Yasemin Esen Meslektaşların Soruları 3 10-11-2009 22:16
Kİralanan AraÇla Kaza lawyer24 Meslektaşların Soruları 2 02-08-2009 10:10
Zorunlu Trafik Sigortası bulunmayan araçla kaza yapılması lawyeresen Meslektaşların Soruları 5 20-03-2009 12:23
vefat eden sigortalının maaşından yararlanma avsafran Meslektaşların Soruları 1 20-08-2008 11:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09592795 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.