|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
16-02-2007, 23:41 | #1 |
|
ticari işte ayıp ihbarında bulunulmaması durumunda davacının hakları
davacı-müvekkil sırket davalı sırkete duvar kagıtları satmıstır.davalı sırket saglık hızmetlerı pıyasasında ış yapmaktadır...aldıgı duvar kagıtlarını bır hastanede uygulayacaktır...duvar kagıtlarının kaplanması ısını taseron bır fırmaya vermıstır... müvekkil sirket belirli aralıklarla duvar kagıtlarını taseron fırma elemenlarına teslım eder...teslımler sırasında faturalar davalı fırmaya kesılır ancak sevk ısralıyelerı ıle bırlıkte taseron fırmaya mallar teslım edıldıgı ıcın taseron fırma elemenlarının ımzası alınır...faturalar odenmez ıcra takıbı baslatılır ve ıtıraz sonucunda ıtırazın ıptalı davası acılır.. |
17-02-2007, 11:20 | #2 |
|
Kanımca olayda geçerli bir teslim sözkonusu bu durumda TTK 25/3 maddesine göre alıcı satılanda ki ayıp teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün belli değilse en geç 8 gün içinde satıcıya ihbar etmeli ve bu ihbarın şekli de TTK nun 20/3 maddesine göre yapılmalıdır.Hal böyle iken teslim sırasında açıkça belli olabilecek olan duvar kağıtlarında ki renk farkını müvekkilinize ihbar etmeyen davalı yanın ayıp itirazı zamanaşımına uğraşımıştır. Geçtiğimiz hafta içi benzer bir dava lehimize sonuçlandı. Biz menfi tespit davasında davalı idik ve savunmamızı bunun üstüne kurduk. Mahkeme muvafakat etmememize rağmen tanık da dinledi ayıp ihbarı konusunda ve kısa kararda ayıp şu tarihte ortaya çıkmıştır şu bundan sonra 8 gün içinde yazılı olarak ayıp ihbarında bulunmanız gerekirdi dedi. Tanık hususunda aşağıda yargıtay kararları var umarım işinize yarar. Saygılarımla...
|
17-02-2007, 11:21 | #3 |
|
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi Esas: 2001/5619 Karar: 2002/3128 Karar Tarihi: 29.04.2002 ÖZET: Ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekle bağlı tutulmamış ise de, uyuşmazlık halinde yasada öngörülen sürelerde ve anılan 20/3.madde de öngörülen şekilde yapılmış olduğunun usulen kanıtlanması gerekir. Diğer bir anlatımla bu yön ispat koşuludur. Bu hususlar gözetilmeden mahkemece sadece davacı tarafından gösterilen tanık beyanlarına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. (6762 S. K. m. 20, 25) (2004 S. K. m. 72) Taraflar arasındaki istirdat-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan yirmi adet koltuk takımı satın aldığını, malların ayıplı çıktığını iddia ederek, mal bedeli olarak verdiği çeklerin iptalini, ödenmeleri halinde istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı, davacıya sattığı mallarda herhangi bir ayıp bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dinlenen davacı tanıkları beyanına göre satım konusu malların ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, davalıdan 20.6.1999 tarihli sipariş fişi ile malların imal edildiği Eskişehir'de beğendiği yirmi adet koltuk takımını satın alarak İstanbul'a naklettiği, bir kısmını da kendi müşterilerine sattığı anlaşılmaktadır. Satım konusu malların İstanbul'a naklinden ve davacının kendi müşterilerine satışından, dava tarihi 30.1.2000'e kadar TTK.nun 25.maddesinde öngörülen süreler içerisinde aynı yasanın 20/3.maddesinde belirtilen usulle yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekle bağlı tutulmamış ise de, uyuşmazlık halinde yasada öngörülen sürelerde ve anılan 20/3.madde de öngörülen şekilde yapılmış olduğunun usulen kanıtlanması gerekir. Diğer bir anlatımla bu yön ispat koşuludur. Bu hususlar gözetilmeden mahkemece sadece davacı tarafından gösterilen tanık beyanlarına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, istirdada ve borçlu olunmadığının tespitine karar verilen bedelin karşılığı olan malların iadesine karar verilmemesi de kabul şekli itibariyle doğru değildir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.4.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. |
17-02-2007, 11:22 | #4 |
|
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi Esas: 2002/2445 Karar: 2002/3993 Karar Tarihi: 13.05.2002 ÖZET: Satılan maldaki ayıpların ihbarı herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Ancak, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarının kanıtlanması şekle tabidir. Tacirlerarası ticari satımlarda ayıp ihbarının TTK.nun 20/3. maddede öngörülen şekilde yapıldığı kanıtlanmalıdır. Mahkemece bu yön düşünülmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir. (6762 s. TTK m. 20/3) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 24.03.1997-19.08.1997 tarihleri arasında 13 adet fatura ile 3.724.892.882.-TL. bedelli mal alıp bedelini ödediğini, alınan reflektörlü şeritlerin Sweatshirtlere dikilip Almanya'ya ihraç edildiğini, malların yıkanması sırasında şeritlere dayalı meydana gelen bozulmalar nedeniyle Almanya'daki firmaya 104.697.-DM ceza ödendiğini, müvekkilinin zararı öğrendiği 10.11.1997 tarihinden bu yana çeşitli kereler davalıyı uyardığı ve ihtar çektiği halde zararın giderilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak şartıyla 80.000.DM. zararın tarafından karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacıya en son 19.08.1997 tarihinde mal teslim edildiğini, malların ayıpsız ve sağlam olduğunu, ilk teslimden yaklaşık bir yıl sonra yapılan ayıp ihbarının dinlenemeyeceğini, davacıya teslim edilen malzemenin sağlam ve ayıpsız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının yurtdışındaki alıcı firmanın ayıp ihbarı üzerine durumu derhal davalıya bildirdiğini, tanık anlatımları ve ibraz edilen belgelerden anlaşıldığı gerekçesiyle 3.385.200.000.-TL.'nin tahsiline manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan alıp yurtdışına ihraç ettiği malların ayıplı olduğunu ileri sürerek uğradığı zararın tazminini istemiştir. Mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapıldığının tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Satılan maldaki ayıpların ihbarı herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Ancak, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarının kanıtlanması şekle tabidir. Tacirlerarası ticari satımlarda ayıp ihbarının TTK.nun 20/3. maddede öngörülen şekilde yapıldığı kanıtlanmalıdır. Mahkemece bu yön düşünülmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 97.500.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine 13.05.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
ben çözemedim ticari vekil mi ticari mümessil mi? | evora | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 05-01-2007 03:36 |
Hukuk mezununun dilekçe yazmayı bilmemesi Ayıp Mı? | a_y_n_u_r | Hukuk Lisans Eğitimi | 20 | 11-09-2006 12:13 |
cep telefonu - ayıp varmı? | seyitsonmez | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-09-2006 17:08 |
Davacının Kayıp Olması halinde Humk.96-97 Temelinde Teminat Talebinin Haklılığı Sor. | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 16 | 13-05-2004 09:35 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |