26-11-2002, 00:50 | #1 |
|
Avukat Sayısı Sınırlandırılmalı
Avukat Sayısı Sınırlandırılmalı mı? Bu acımasız soru gençlere karşı haksızlık gibi görünse de, aslında avukatlığın acıklı durumuna ve umutsuz geleceğine son vermek adına gençler tarafından savunulmalıdır. Gelecek için alınacak önlemler gençlerin yararınadır. Bizler, karanlık geçmişimize takıldık kaldık.. Aydınlık gelecek gençlerindir.
Büyük illerde avukat sayısı gün geçtikçe artmakta. Açılan hukuk fakültelerinin sayısı otuzu geçmiş. Binlerce hukuk öğrencisi genç, bir meslek sahibi olma amacıyla hırsla ders çalışıyor. Avukat olunca yalnızlık, parasızlık, işsizlik içinde kalacakları düşüncesini akıllarından nasıl kovuyorlar, bilmem... Sadece şanslarına güvenmekte olsalar gerek... Oysa ki, meslek meslek olmaktan çıkarsa hiçbir meslektaşın şansı yoktur. Bireysel şansa dayanan düşlere düşmemek gerekir; kendi düşen ağlamamalı. Mesleğin geleceğine yönelik önlem, avukatlığa kabul işlemlerinin her ilde ayrı ayrı o ilin barosu tarafından yapılmasıdır. Her ilin barosu her yıl staja kabul edeceği avukat adayı sayısını ihtiyaca göre belirlemeli. Bu sayıda avukat adayını seçerek diğerlerini kabul etmemeli. Kabul edilmeyenler başka barolara başvurmalı. Böyle bir uygulama sonucu avukat olabilenler meslek sahibi olacaklardır. Aksi halde, hukuk fakültesi mezunlarının hepsi avukat olursa, avukatlık meslek olmaktan çıkacağı için hiçbirinin mesleği olmayacaktır. Lise denilen bataklıktan sıyrılıp fakülteye girmek büyük bir başarıdır. Hukuk gibi zor bir fakülteyi bitirmek de büyük bir başarıdır. Ama bütün bu zor yılların sıkıntısı avukatlığın sıkıntısı yanında hiç kalır. Yalnızlık, endişe, parasızlık, işsizlik... Mahşerin dört atlısı gibi gelir avukatın üstüne... Bunlar mesleğin sorunlarıdır ama sorunları yaşayan ve taşıyan meslek değil, birer birer meslektaşlardır. Yaşam, sorun çözmekle geçerse verimli ve zevklidir. Çözümsüzlük içinde yaşamak ise, kıvranmaktır. Meslek kendi sorunlarına çözüm getirmezse, meslektaşlar kıvranmaktan başka bir şey yapma şansına sahip değildir. Gençler bu anlamda şanslarına güvenmemelidir; hiç şansları yoktur. Avukatlık uğruna ruh sağlığı feda edilmemelidir. Avukatlık uğruna her türlü fedakarlığa katlanmaya hazır bir genç ordusu var. Ama mesleğin fedakar kahramanlara ihtiyacı yok. Adalet, sağlıklı düşünen, bilgili hukukçular eliyle gerçekleşir. Geçim kaygısı ile adalet kaygısı karşı karşıya gelmemeli. Yoksa kötü kaygı iyi kaygıyı kovar. Avukatlık mesleği zarar görürse bu zarar hemen adaleti de etkiler. Adaleti sağlamakla yükümlü Devlet örgütünün de mesleği ayakta tutmak için üstüne düşen görevler bulunmaktadır. Ama bence baro gibi bir örgüt varken Devlet örgütünü bu işe karıştırmamakta fayda vardır. Meslek, eğer meslekse, geleceğini düşünür ve düzenler. Bu düzenlemeyi beceremeyen bir kalabalıkta işe başlayan gençler şimdiden geleceklerini kaybetmiş demektir. Bütün bu nedenlerle, geleceğe yönelik düzenlemelere gençlerin sahip çıkması gerekir. ‘’Avukat sayısını sınırlama düşüncesini’’ uzak görüşlü, zeki, neşeli, sevecen gençlerin ellerine uzatıyorum. İsterlerse çöpe atabilirler. Bu konu kendilerini ilgilendirir. Ben şimdi balığa gidiyorum... |
26-11-2002, 11:46 | #2 |
|
Sevgili meslektaşım,
Görüşlerinizin tamamına katılmasam da Avukat sayısının bu derece artması mesleki açıdan,kalite,saygınlık gibi değerlerin azalmasına sebebp olmaktadır. Avukat sayısı yerine Hukuk Fakültelerinin sayısını azaltmak,mevcut fakültelerin kalitesini yükseltmek,mezunlarının hukukçu düşünce ve erklerine sahip olacak nitelikleri verebilmek gerektiği kanısındayım. Hukukçu olma ayrıcalığını anlamak,mesleki bilgi ve görgü açısından kaliteyi yakalayabilmek,mevcut sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır.Bu bağlamda öncelikle Hukuk Fakültelerinin sayısını azaltmak,eğitim kalitesini arttırmak öncelikli hedef olmalıdır. Fakülteyi bitiren tün arkadaşlarımızın emekleri gerçekten taktir edilmelidir. Ancak Avukatlık gibi onurlu,sorumlu bir meslek için fakülteyi ve stajı bitirmenin yanında başkaca değerler ve kurallar da uygulanmalıdır. Nasıl ki fakülteyi her bitiren Hakim ya da Savcı olamıyorsa Avukat olmaları da mümkün olmamalıdır. Meslekte kalitenin sağlanması,içinde bulunduğu çözümsüzlükten,tıkanıklıktan çıkabilmesi için radikal kuralların bir an önce gerçekleştirilmesi dileği ile,bu onuru taşıyan tüm meslektaşlarına saygılar sunarım. |
13-10-2008, 22:15 | #3 |
|
Sayın meslektaşlarım,konuyu o kadar iyi irdelemişsiniz ve çözümler getirmişsiniz ki diyecek bir şey yok.
Fakat baroların ve TBB'nin çok etkili bir yapıya sahip olmalarına karşın hukuk fakültelerinin ve kontenjanlarının gereksizce artmasına muhalif olmamalarına bir anlam veremiyorum...Ben de barolara meslektaş kabulünde kota konulması taraftarıyım...Her geçen gün işsiz avukat yığını oluşmakta,kalite düşmektedir...Geleceğimizden endişeliyim. |
19-10-2008, 12:33 | #4 |
|
İşsiz avukat "yığını" demişsiniz ben sayısı diyeyim, bu işsiz avukat sayısının artması ile kalite düşüyor demişsiniz. Kalite derken ne demek istediniz ? Yani düşen kalite ne ?
Birde fakültede ceza hukuku profesörümüz "ben bile kendimi güvencede hissetmiyorum demişdi" yani ekonomik yönden demişdi. Çok şaşırmışdım ne yalan söyleyeyim. |
23-10-2008, 23:46 | #5 |
|
sınav vardı ne oldu???
Bir ara barolar kendileri avukatlık sınavı yapacaklardı o zaman üniversitede okuyordum ilk başta korkmuştum ama sonra kaldırıldığını öğrenince üzüldüm.Dediğiniz gibi barolar avukat kabulünü sınırlandırsın ama neye göre hangi kritere göre avukatlık stajına kabul edecekler? Sınav en adil yol olurdu kanımca böylelikle fakülteden mezun olmakla avukat olmak aynı şey olmazdı!!!!
Bunu yapamıyorsak en güzeli üniversite kontenjanını sınırlandırmak, yeni fakülteler açmamak, açtırmamak... |
28-10-2008, 18:55 | #6 |
|
Her yerde bazı avukatlar kurum dosyalarını özel referanslarla alıyor.İlerdeki avukat sayısına göre kurumlardan avukatlara verilen dosya sayısı sınırlandırılırsa ve bu dosyalar adil paylaşılırsa sanırım iş alamayan Avukatlar a faydası olur avukat sınırlandırılması yerine özel dah olsa pastanın paylaşımında sorun olduğunu sanıyorum.Bu Öneriye katılan da olur katılmayan da
|
28-10-2008, 21:59 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben pastanın adil şekilde paylaşılması için çaba sarfedilmesi veya iş alamayan avukatlara yardım edilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Madem ki serbest meslek avukatlık(gerçekten serbest çalışan meslektaşlarımız için söylüyorum), serbest piyasa şartlarına göre kişinin kendini geliştirip, vasıflarını ve donanımlarını artırıp pastadan pay alabilmek için cüretkar bir hamleyle 'bizzat' araya girmesi gerekir. "Avukatlık serbest meslektir" dedikten sonra piyasaya müdahale etmek ve ehil olmayan kişiye pasta servisi yapmak hak etmeyen kişilere imtiyaz tanımak, hak eden kişilere de haksızlık etmek anlamına gelir. Çok mu Adam Smith'imsi düşünüyorum, bilmiyorum ama bildiğim tek şey eşitliğin sadece 'fırsatlar' noktasında sağlanması gerektiği. Avukatlık Kanunu'nda yer alan "Avukatlık serbest meslektir" ibaresi kaldırılıp yerine "Avukatlık sübvanse destekle ve devlet kontrolünde yapılan bir meslektir" ibaresi eklenirse sözlerimi geri almasını da bilirim elbette. Saygılarımla |
29-10-2008, 01:40 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Benzetmede hata olmayabilir,lakin yapılan işin pasta ve pastanın paylaşılması şekinde zikredilmesinde belki de tahammülsüzlük oluşabilir. |
29-10-2008, 12:10 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Aslında ben de piyasadaki iş potansiyelini 'pasta' olarak gören ve avukat sayısındaki artışı ekonomik kaygılarla yadırgayan meslek erbablarıyla aynı görüşte olmadığım için yazmıştım yukarıdaki yazıyı Sayın Vardar. Bu yüzden hak veriyorum size, pasta tabirini "tırnak içinde" belirtmem daha doğru olurdu sanırım. Saygılarımla |
30-10-2008, 12:10 | #10 |
|
Lütfen aşağıdaki resmi istatistiğe bakınız...
http://www.barobirlik.org.tr/tbb/avu...lari/2007.aspx İllerin nüfusunu ve suçlardaki artış oranını da dikkate alırsanız sanırım AVUKAT SAYISININ ARTMASI gerektiği fikrine varacaksınız... SAYGILARIMLA. |
03-11-2008, 16:13 | #11 |
|
En makul çözüm sınav gibi...
Siteye üye meslektaşlar arasında başka "fakülteden 4 yılda mezun olmak" konulu forumda çok geniş katılım olmuşve konu hukuk fakültelerinden mezuniyetin zorluğundan başlayıp, özel üniversitelerdeki hukuk fakültelerinin çokluğuna ve çok fazla sayıda mezun verilmesine kadar uzanmıştı. Meslektaşlarımızın bir kısmı fazla sayıda fakülte olduğunu ve vakıf üniversiteleri bünyesindeki fakültelerin kapatılması gerektiğini beyan etmiş, bir kısı meslektaşımız da "avukatlık sınavı" uygulaması yapılarak hem meslekte kalitenin yükseleceği hem de avukat sayısının azalacağını ileri sürmüştü. Söz konusu tartışma kapsamında kendi fikirlerimi beyan etmiştim. Burada da konuyu orataya atan meslektaşımın görüşlerine kısmen katılmak ve kaygılarını paylaşmakla birlikte bazı hususlar yönünden muhalif olmak durumundayım.
Meslektaşım çok fazla sayıda avukata her yılyenilerinin katıldığını, baroların duruma el koyarak her yıl ihtiyaca göre belirli bir avukt kotası koyması ve bu sayının üzerindeki staj ve nakil başvurularını kabul etmemesi gerektiğini, başvuran avukat arkadaşların başka barolara başvurmalrını önermektedir. Bilhasa büyükşehirlerde meydana gelen çok fazla sayıdaki artış karşısında bu ve benzeri önerilerin gündeme geldiğini biliyorum. Öncelikle belirtmek isterim ki bildiğim kadarıyla gerek 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nda ve gerekse diğer ilgili mevzuatta barlara bu şekilde bir takdir yetkisi tanınmamaktadır. Başvuru kşularını taşıyan tüm adaylar avukatlığa engel bir durumları tespit edilmediği sürece staja kabul edilmek durumundadır. Baroların "kota uygulamasına ilişkin olarak bir karar almaları, genelge vs yayımlamaları da mümkün olmayıp baroların aldığı kota uygulamasına ilişkin bu kararlar yasal dayanaktan yoksun olacak ve baroların kararlarının iptali için yargıya başvuran adaylar (bana göre) mutlak surette davayı kazanacaklardır. Kaldı ki serbest avukatlık bir bilgi ve yetenek, biraz araştırma ve çalışma (kendini gelştirmeyi) gerektirmekle birlikte çevre faktörü de meslekte başarılı olma ve kazanç elde etme açısından önemli bir faktördür. Bilhassa günümüzde tabelaya gelen vatandş sayısı çok çok azalmış olup herkes kendi çapında bir araştırma yapıp referansa ve tanıdık taviyesi üzerine avukat tutmaktadır. Bu nedenle avukat adayı arkadaşların bu konuda geniş bir takdir yetkileri olmayıp, kotası dolan baro yerine başka baroya başvurmalarını önermek bence kolay ama fiili gereçklerle bağdaşmayan bir çözüm yoludur. Mevcut vafık üniversitelerindeki halen faal olan hukuk fakültelerinin kapatılması da bence hukuki bir yaklaşım olmayacaktır. Keza idare (devlet)tarafndan bir kez verilen fakülte açma hakkı o üniversite için "kazanılmış hak" olarak kabul edilmelidir ve kazanılmış haklara saygı ilkesi hukukun en temel ilkelerindendir. Dvlet üniversitesinden mezun olmuş bir avukat olarak mevcut fakültelerin kapatılmasını doğru bulmamakla birlikte bundan böyle başka üniversiteler hukuk fakültesi açma yetkisi verilmemesi, en azından mevcut fakülte sayısının artırılmamasının uygun olduğu kanaatindeyim. Her yıl mevcut avukat sayısına yüzlercesinin eklendiği ve artık iş bulmnın gittikçe güçleştiği bir ortamda sistemin temelinden ele alınıp yeniden yapılandırılması gerektiğine inanıyorum. Kısa vadede ise ciddi bir avukatlık sınavı hem meslekte kaliteyi biraz daha yukarı çekmek ve hem de her yıl eklenen avukat sayısını kısmen de olsa sınırlamak açıcından uygun olur kanaatindeyim. Böylece adaylara fırsat eşitliği de sağlanmış olacaktır. İyi olan kazansın.. |
03-11-2008, 21:53 | #12 |
|
Merhaba ben hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim son bir kaç yıldır avukatlık sınavı olsun mu olmasın mı muhabbeti var.Gerekli olduğunu düşünen kişiler öğrenciler değil zaten.Eğer sınav olacaksa ben mezun olmuş,avukatlarımızında bu sınava girmesini isterim.Sınav sonundaki başarıyı hep beraber görelim.Bakalım dışardan ahkam kesmekle oluyormuymuş bu işler..
|
04-11-2008, 17:19 | #13 |
|
Sayın abyss, ben zaten herhangi bir istisnadan bahsetmeksizin sınav uygulamasını önerdim. Bu sınava faal avukatlar da tabi tutulabilir. Hatta iyi de olur.. Dediğim gibi, iyi olan kazansın.
|
04-11-2008, 17:30 | #14 |
|
Değerli meslektaşlarım,avukatlık sınavının mutlaka olması gerektiğine inanıyorum.Avukat olabilmek için hukuk fakültesini bitirmek ve avukatlık stajını tamamlamak tek başına yeterli olmamalı.Kambiyo takibine itirazın icra mahkemesine yapılması gerektiğini,itirazın takibin durmasına engel olamayacağını(ki bunun gibi onlarca örnek sayılabilir.)bilmeyen meslektaşlarımla karşılaşmak beni üzüyor.Saygılar.
|
04-11-2008, 17:31 | #15 |
|
güncel hukuk dergisinin bu ayki sayısında konuya ilişkin haberde istatistiki bilgiler mevcut.... bilgilendirme ve değrlendirme açısından faydalı olacaktır... ezberden yazıyorum hatalı olabilir ama yaklaşık ülkemizde 100.000 kişiye 78 avukut düşmekte.????????????
|
04-11-2008, 21:44 | #16 |
|
Avukatlık ve AB
Bir hafta önce büroma gelen adamın anlattıkları konuya ışık tutabilir:
Adam, oğlu askere gidecek diye, onbeş yıldır köyünden kasabaya yolcu taşıdığı minibüsünü, askerlik dönüşüne denk gelecek şekilde yenisinin teslimi şartıyla, üstüne bir miktar parayı da koyarak galericiye takas ediyor.Böylece oğlu askerden döndüğünde sıfır arabayla babasının mesleğini yapmağa devam edecek.Gün dönüp oğul askerden gelir ve sıfır model minibüslerini teslim alan aile, nişan da yapar sevinç içerisinde. Yolcu taşımaya tekrar başlamak üzere sabahleyin köy meydanına çeker gıcır gıcır minibüsü. Köyün diğer dolmuşçuları önüne dikilirler:”Yolcu taşıyamazsın burada.Biz kooperatifleştik.Bu kooperatifin üye sayısı 8 ve hepsi dolu;kontenjanda sana yer yok, çek başka kapıya!” cevabını alır. “O kapıdan şu makama koşup duruyorum üç aydır;yıllardır icra ettiğim aile mesleğimizi kim hangi hakla alabilir elimizden anlayamıyorum” deyip durdu adam buna bir çare dedi.Ben aradım bir çare bulamadım kendisine. Bir cadde üzerinde kaç bakkal açılabilir; kaç ekmek fırını olabilir bunun bile imar planlarında belirtilmesinin zorunlu olduğu günümüzde avukatlıkta her şey serbesttir, altta kalanın canı çıkabilir,bu serbest bir meslektir demenin çıkar yol olamayacağı, önümüzdeki 5-10 yıl içersinde anlaşılacaktır mutlaka. |
05-11-2008, 21:03 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
sayın ulusinan eğer siz de yapılırsa şayet bu sınava girdiğiniz de sınav sonucunuzu bilahare tartışırızama henüz öğrenci sıfatıyla vize ve final dönemlerimizin stresini yaşarken,bir de avukatlık sınavını düşünmek pek te sağlıklı olmuyor.Ama sınav olursa da verdiğimiz emeklerin karşılığını alabilirsek ne mutlu bana.Ne diyelim hak eden kazansın |
07-09-2012, 09:27 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu konunun açıldığı yılın sonu (31.12.2002) itibariyle avukat sayısı: 46.552 31.12.2011 itibariyle avukat sayısı: 74.492 9 yılda artış %60 Hep beraber balığa mı çıksak? |
07-09-2012, 16:19 | #19 |
|
Alında Abyss'nin şu an okulu bitirip, çalışmaya başladığını düşünerek, yeniden foruma yazmasını tüm samimiyetimle diliyorum.
Zaman ve yaşananlar düşünceleri şüphesiz etkiliyor. Öğrenciyken Av.Sınavı düşüncesi ile mesleği icra ederken sınav düşüncesi aynı etkiyi yaratıyor mu? Sıkıntı var biliyorum ama kendimizi de samimi bir sorguya çekelim isterim. |
07-09-2012, 17:15 | #20 |
|
özel üniversiteler hemen kapatılmalı parayla hukuk fakültesi diplomasının satılması avukatlık mesleğinin en büyük sorunu böyle giderse iki kişiden biri avukat olacak memlekette.
|
07-09-2012, 17:17 | #21 |
|
çocukları üniversite sınavında hiçbir yeri kazanamayan veliler özel üniversite hukuk fakültelerine çocuklarını kayıt ettiriyorlar yazık çok yazık avukat olmak bu kadar ucuz olmamalı.
|
07-09-2012, 17:25 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Fazla ağır bir eleştiri olmadı mı? Açıköğretim fakültesiyle karıştırdınız herhalde? Üstelik siz, bu hukuk fakültelerinin kaç puanla öğrenci aldığını biliyormusunuz? Bilmiyorsanız hemen söyleyeyim; 1. 500.000 arasında tahminen en az ilk 97.000' e girmeniz lazım. Yani paranız olsa da, belli bir başarı yakalamak zorundasınız. Hangi meslek grubunu ele alırsanız alın; ülkemizdeki tüm üniversiteler ihtiyaç fazlası mezun vermektedir. Avukatlık mesleğinin sorunlarını sadece vakıf üniversitelerine bağlamak sizi yanılgıya düşürür. |
07-09-2012, 19:52 | #23 |
|
vahşi liberal politikalar avukatlığı da vuruyor. çağımızda anahtar kelime asla kalite değil. para. emin olun paranın dili var.
avukat olmak için ilk 97.000 değil ama ilk 176.000'e girmek yetiyor. bujiteri mağazası adından hallice ".....üniversitesi"ne girmek için 150.000 içinde olmak yeterli. ya da .....'de daha çok bir otele benzeyen binası olan .... üniversitesi'ne girmek için. bu ülkede devlet apronuna memur alırken tama yakın puan istiyor. şoförlük, çöpçülük, kalorifercilik ha keza. kalorifercilik için kpss harici kaloriferci sertifikasının da olması gerekiyor. avukat olmaktan daha zor. ama avukat olmak için hiçbir şey gerekmiyor. biraz paranız varsa adınızı yazdığınızda girebileceğiniz okullar var. orayı bitirince 1 yılık naylon staj. işte avukatsınız. aslında hakimlik sınavı olmamalı. hukuk sınavı olmalı. onu geçenlerden isteyen avukat isteyen hakim isteyen de savcı olmalı. tus'a benzemeli. sayının artması asla mesele değil. pastanın daralması da değil sorun olan. doyum noktasına ulaşınca hukuk da tercih edilmeyecektir eskisi kadar. o da piyasa sistemi içinde. ama okulu her bitiren meslek sahibi olmasın. meslek sahibi olmak daha zor olmalı. avukatlık meslektir. ama hukukçuluk diye bir meslek yoktur. |
08-09-2012, 23:19 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Aladağ balığa çıkmadan önce, sınava giren öğrenci sayısındaki artışın da istatistiğini verirseniz, boşa olta atmamış olursunuz. |
09-09-2012, 13:39 | #25 |
|
İstanbul Barosu için örnek vereyim: 1994 itibariyle İstanbul Barosu 19.000'lerde yeni sicil numarası veriyorken, 2012 itibariyle 42.000'lerde sicil numarası veriyor. Demekki yaklaşık İstanbul Barosuna yaklaşık 80 yıl içinde kaydolan TOPLAM avukat sayısının tam 2.5 katı kadar YENİ avukat 20 yılda kaydolmuş. Yanlış hesap yapmıyorsam eskiden her 6-7 yıllık sürede mesleğe başlayan toplam avukat kadar avukat artık her yıl mesleğe başlıyor.
İstatistik elbette trajik ancak biz içinde olduğumuz için sadece kendi mesleğimizi görüyoruz, diğer mesleklerin pek çoğunun aynı durumda olduğunun farkında değiliz. Dün mimar bir arkadaşımla konuşuyordum, onun bana verdiği bilgiye göre 1988 yılında Mimarlar Odası 18.000'li sicil veriyorken, şu anda 75.000'li sicil veriyormuş. Dolayısıyla aynı hesaba göre mesleğe yeni başlayan mimar sayısındaki artış avukatların yaklaşık 2 katı. Nitekim 1980'lerin sonunda mimarlık fakültesi sayısı 6'yken, şu anda 50'nin üzerindeymiş, dolayısıyla fakülte patlamasında da hukukla benzer bir paralellik var. Keza işsizlik ve maaşların sürekli düşme istatistikleri de farklı değil. Bugün üniversiteden yeni mezun bir mimarın iş bulma şansının çok düşük olduğu, bulanların da neredeyse asgari ücretle inşaat firmalarında "belediyede iş takipçiliği" benzeri işler yaptığını mimar olmadığımız için belki biz bilmiyoruz ancak onların hali de bu. Diğer meslekleri bilemiyorum, ancak sorunun "avukatların" ya da "mimarların" sorunu değil, yüksek öğretim politikalarının sorunu olduğu inancındayım, dolayısıyla diğerlerinin pek çoğunun durumlarının farklı olduğunu da sanmıyorum. Bence doğru olan avukat sayısını sınırlandırmak değil, hukuk fakültesi sayısını sınırlandırmaktır ancak bunun kontrolü bizim elimizde olmadığından "açık yaraya" doğru müdahaleyi yapma şansımız yok. Bu durumda ise sınav, kota vs. yöntemlerle meslektaş sayısının sınırlandırılması ideal olandan çok uzak bir "pansuman çözüm" olmakla beraber ne yazık ki şu aşamadaki bence tek çözüm niteliğinde. |
09-09-2012, 22:06 | #26 |
|
Ülkemizde en kolay açılabilen (dört duvar ve üstü kapalı her yerin hukuk fakültesi yapılabildiği) bir bölüm olduğu için ülkemizde son yıllarda artan her ile üniversite projesi kapsamında yeni açılan üniversitelerin çoğunun kendi bünyesinde daha kadro tamamlanmadan açtığı bir bölüm olduğu açık. Hukuk fakülteleri bu gidişle işletme fakültesi sayısını sollayacak. Ancak avukat da bir serbest meslek mensubu olduğu için neticede nekadarda yüksek puan alıp en iyi fakülteden de mezun olsa kendi bilgisini pazarlayacağı için kaliteli mal her zaman alıcı bulur. Avukatlık durağan bir meslek olmayıp devamlı bizden bir çaba bekleyen bir meslek bu sebeple kalitenin düşmesinin kaliteli insana bir zararı olmaz kanaatindeyim. Ayrıca kendi bilgimizi satarak para kazandığımız bir meslekte avukatlık sınavı gibi sayıyı düşürmeye yönelik tedbirler kaliteli avukatları seçeceğine avukatlık yeteneği olmayanların artmasına sebep olur.
|
10-09-2012, 15:55 | #27 |
|
Aile hekimliği gibi Aile avukatlığı sistemi getirilmeli bence
|
28-07-2013, 14:51 | #28 |
|
AVUKATLIK mesleğinin durumu
Türkiye’de Barolar Birliği’ne kayıtlı avukat ( stajyerler hariç ) sayısı *1999 da 38.986 iken *2007 yılı sonunda bu sayının 60.710 *2011 tarihi itibariyle 74.492 *2012 yılında ise ülke genelinde avukat sayısı 3.687 kişi artarak 78.179′a ulaşmış durumda (2015 yılında 100.000 olması bekleniyor ) * Bu rakamlar fakülte sayısında esas artış yaşanan dönemden önceki dönemlere ait mezunlarla ulaşılmış rakamlardır , kontenjan artırımları 5 yıl gecikmeli yansıyacağı için beklenen artış daha fazla. *ÖSYM tercih listesinde tercih edilebilecek 160 ( Ö.Ö , İ.Ö , tam ve kısmi burslu programlar dahil ) farklı hukuk fakültesi programı bulunmakta *Mevcut fakülte sayısı 102 fakat yaklaşık 20 fakülte öğretim elemanı eksik olduğu için aktif değil (bir çoğu yeni kurulan özel üniversiteler ) *2013 yılında hukuk fakültelerinin kontenjanı 15 bin 420'ye yükseldi. Bu durumda mezun tüm olacak kişiler avukat olursa 10 yıl içinde cumhuriyet tarihi boyunca yetişmiş avukat ayısından daha fazla sayıda kişi avukat olurdu . KAYNAK: https://www.facebook.com/HUKUKFAKULTESIOGRENCILERI |
29-07-2013, 19:59 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Kaynak: http://www.barobirlik.org.tr/Detay19923.tbb |
31-08-2013, 09:33 | #30 |
|
Avukat sayısının sınırlandırılması mühim değil mühim olan siyasilerimizin hatta baro ve barolar birliği idarecilerin avukat sayısının sınırlandırılmasına dair kesin karar almaları ve bunu ortaklaşa hayata geçirmeleri lazım.Önce kesin karar sonra uygulama
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Sohbetleri | 71 | 05-04-2016 15:17 |
Avukat | Kıvılcım | Hukuk Sohbetleri | 8 | 10-12-2008 15:15 |
Özürlülerin prim ödeme gün sayısı | advokat34 | Meslektaşların Soruları | 3 | 22-12-2006 20:42 |
İngilizce Bilen Avukat Sayısı | Cest la vie | Konumuz : Hukukçular | 36 | 21-11-2006 10:00 |
Ceza Mahkemeleri Dava Sayısı | Oya Karabıyık | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 02-03-2002 01:35 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |