Yaratıcı Yazarlık

İyi o halde. Ben katılıyorum.

Saygılarımla

Şimdi aynı soruya verilen iki cevap okundu ve esasında aynı şeyi söylememize rağmen benim onlarca cümle heba ettiğim yazım ile Sayın Gülümse'nin iki cümle ile ettiği kelamı görüldü ise; yaratıcı yazar ile düz yazarın farkını da anlaşılmıştır.

Sayın Gülümse

Sayın Jeanne D’arc

Sizin yazınız Site Tarihi, STOG Görevleri, sorumluluk duygunuz , iç sesiniz, yarışmaya özendirme , yarışmaya davet, projenin yatması tehditi ve iyi dileklerinizin iletilmesi gibi muhtelif konuları içerdiğinden, hem uzun hem de güzel olması doğaldır.

Sayın Gülümse ise ‘yazmak’tansa telgraf çekmeyi tercih etmiş. J

Bu nedenle yaratıcı yazarlık konusu benim için hala meçhul.

Saygılarımla

Yeniden merhaba, heyecanınızı anlıyor ve seviniyorum.

Yeryüzünde anlatılmayan konu, yer, zaman, olay kalmamıştır. Herşey yazıldı, çizildi, resmedildi, yontuldu.Bir yazar "dünyada üç öykü vardır. Kalanı onların tekrarından ibarettir" der. Önemli olan "nasıl" anlatıldığıdır. İşte bu anlatma, kurgulama, gösterme biçimine edebiyatta"Yaratıcı Yazarlık" denir. Biraz daha açarsak "pencereden bakan iki kişiden biri yerdeki çamuru diğeri gökteki güzelliği görür" Hangisi olursanız olun,"ne"yi görürseniz görün "neden ve nasıl"ları, kısacası "5N" kurallarını gözden kaçırmadan, aktarabiliyor ve okutabiliyorsanız "yaratıcı"sınızdır.

Bir arkadaşımız konu başlıklarından söz etmişti. "Aşk, intikam, şiddet" gibi kavramların"tema" olduğunu yazmıştı. Hayır bunlar "tema" değil birer kavramdır.Tema sizin iletiniz, yaşam görüşünüzdür. Kesinlik bildirir. Tema hiçbir zaman soru sormaz. "Dünyanın Mihveri Kadın mı Para mı?" gibi. Ya iki ayrı temayı bir öyküde kullanırsınız ya da birini seçer, diğerini mesajınızı kuvvetlendirmek için değerlendirirsiniz.

Bu kadar ukalalık yeter.

Yıllar önce interaktif olarak "atölye çalışması" denemiştim (www.kayipdunya.com) Uygulama kısaca şöyleydi: Altı kişi bir grup oluşturarak o haftaki öykülerini grupiçi yazışmayla birbirine yollar, eleştiriler yapılır, son değerlendirmeyi ben yapardım. Yarışma olunca şekil farklılaşıyor.

a) Bir grup(jüri) oluşturulur. Yazılar ilk olarak o kişilere gider.Değerlendirme yapılmaz. Amaç yollanan eserlerin toplu olarak yayımlanmasıdır.

b) Konu seçilir. Tema değil.. Daralmışlık yaşarsınız.

c) (Bağışlayın burada yazılanları kimlerin yazdığını unuttum.) Diğer arkadaşlarımızın önerdiği tüm kuralllar uygulanabilir.Yalnızca süre fazla. Üç hafta değil, iki haftalık bir süre yeterli bence.Bir de tek öykü ile katılım olursa değerlendirmede sıkıntı yaşanmaz.

d)Yarışmacı olmayacağım. Haksızlık olur.

e)Jüride de yer alamam. İnsaf sıfır bende. Hiçbir öğrencimin yazısını okumam, dinlerim. Derse gelmediyse telefondan... Çünkü yazım hataları, anlatım bozuklukları gibi noktalara takılır kalırım.

Şimdilik bu kadar . Bana soru yöneltebilirsiniz. Başarılar.

Alıntı: Yazan Ayşegül Kanat d)Yarışmacı olmayacağım. Haksızlık olur. e)Jüride de yer alamam. İnsaf sıfır bende. Hiçbir öğrencimin yazısını okumam, dinlerim. Derse gelmediyse telefondan... Çünkü yazım hataları, anlatım bozuklukları gibi noktalara takılır kalırım. Şimdilik bu kadar . Bana soru yöneltebilirsiniz. Başarılar.

Sayın Kanat,

Lütfen merakımı bağışlayın. Yarışmacı olmama yönündeki iradenizin nedenini "haksızlık olur" şeklinde açıklamışsınız. Ancak "jüri" olarak da yer almayacağınızı bildirdiğinize göre, neden haksızlık olacağını açıklayabilir misiniz?

Saygılarımla...

Sayın Demirel yalnızca kendini beğenmişlikten. Başka bir nedeni yok.Dört yıl "yazarlık" eğitimi aldım. Bu konuda diplomalıyım ve ders veriyorum. Katılımcı arkadaşlara haksızlık olmasını istemedim.Sanki yarışa üç adım önde başlamak gibi.

Tevazunuza diyecek kelime bulamadım ...

Saygılarımla

Ben yaratıcıyım ama yazar değilim. Yaratıcı olmayıp yazar olan varsa ortak çalışma yapabiliriz.

Suat Abi ne dersin? Sen iyi yazıyorsun

Alıntı: Yazan Ayşegül Kanat d)Yarışmacı olmayacağım. Haksızlık olur.

Tahrik edici!

Yarışmaya katılabilecek olsam kesinlikle sizi duelloya davet ederdim.

Diğer adaylar ne düşünüyor acaba?

Saygılar.

Alıntı: Site lokalinin müdavimi bir üye olarak, böyle bir yarışmaya katılmayı aklımın köşesinden bile geçirmiyorum.

Sayın Ahmet Turan,

Lololistan'ın forumlar ve alanlararası arenada temsili, adının daha çok duyurulması amacıyla, yarışmaya iştirak edeceğinizi düşünmüştüm ben.

Ama "Katılırım, kazanamam." diyor ve Lololarınıza "Lololistan'ın anlı şanlı Turan Paşası kazanamadı, netice hezimet, acaba başka bir Paşa mı gerek artık" dedirtmek istemiyorsanız birşey diyemem tabi.

THS'liler "Önemli olan yarışmak" düsturunda.
Saygılar.

Su katmak yok. Niye kırılacağız, niye alınacağız ki? Niye?

Hadi sevgili dostlar daha yarışma başladan yarışma koşulların da bile tartışmadan dağılmaya başladık..

Yarışmanın yapılmasını onaylamak üzere elimi kaldırıyorum..

Yarışmaya "evet" diyorum. Vaz geçmeyin lütfen!

"Tevazu en büyük kibirdir."

"Yaratıcı" sözcüğü kafanızı karıştırmasın. Açıklamada bulunduğum noktayı gözden kaçırdığınızı düşünüyorum.Burada "yaratmak" olağanüstü bir şey ortaya çıkarmak değildir. Çiğnene çiğnene sakız olmuş kavramları ilginç kılabilmektir.Sıradan bir ihanet öyküsü Flaubert'in elinde Emma Bovary;basit bir yanlış anlama/toplumsal cinsiyet İbsen'in elinde kadın özgürlüğünün türküsü Nora olur.Mitolojik karakter Hercule'ün ana rahmine düşüşü 38 kere kurgulanır.

Örnekler çoğaltılabilir. Yüzyıllar boyunca incil okuyan insanlar fark etmez ama biri çıkar Adem'le ilgili kısacık bir cümleden roman çıkarır (Vahşete Dönüş).

THS'de yazanların çoğu çok güzel şeyler çıkarıyorlar. Lütfen vaz geçmeyin. Saygılar

Alıntı: Yazan Ayşegül Kanat Yarışmaya "evet" diyorum. Vaz geçmeyin lütfen! "Tevazu en büyük kibirdir." Saygılar

Tevazuun kibir olduğunu da yeni duydum. Yaşaki neler göresin demişler. Boşuna dememişler.
Saygılar.

Alıntı: Yazan Ayşegül Kanat d)Yarışmacı olmayacağım. Haksızlık olur. Şimdilik bu kadar . Bana soru yöneltebilirsiniz. Başarılar.

Alıntı: Yazan Ayşegül Kanat Sayın Demirel yalnızca kendini beğenmişlikten. Başka bir nedeni yok. Dört yıl "yazarlık" eğitimi aldım. Bu konuda diplomalıyım ve ders veriyorum. Katılımcı arkadaşlara haksızlık olmasını istemedim. Sanki yarışa üç adım önde başlamak gibi.

Tevazu en büyük kibir ise ,en büyük kibir de sanırım tevazu oluyordur. Böylece sizin son derece mütevazı olduğunuzu mu çıkartmamız gerekiyor?
Bir de yazar olmak için nerden diploma alınıyor, okumanın yaşı yok ben de yazar olmak istiyorum. Yazar olmak istememdeki amacım da mütevazı olabilmek için başka nedeni yok..

Saygılar.

Hadi dostlar detaylara takılarak özü kaybetmeyelim.. Mesela siz "Ahmet Turan" beyfendi hiç bir etki altında kalmadan kendi iradenizle yarışmaya katılıyormusunuz?

Saygı ile
Gülümseyin..

Ben de bu yarışmaya katılmayacağım.
Diğer katılanlara haksızlık olabilir. Çünki ben çok iyi yazarım. Hatta mükemmelim. Mükemmelliğimi de mütevazı olmama borçluyum. Yanlış anlamayın bunları da tevazuumdan söylüyorum.

Saygılar.

Sayın Jeanne D'arc,

Yarışmadan bir celsede boşanan dostlar kendi avukatlıklarını kendileri yapmış olup, kalan sağlar bizimdir demekten başka söz bulamıyorum

Saygı ile kalın
Ve gülümseyin

Sayın Turan "iyi" olmak neye göre değerlendirilir? Örneğin ben "iyi" bir yazar mıyım? Evet diye yanıtlamak isterdim. Keşke olabilseydim. AÜ.DTCF/Tiyatro/Dramatik Yazarlık mezunuyum. Söyleyebileceğim tek şey "dramatik tekniği" iyi bildiğimdir. Örneğin "iyi bir radyo oyunu" yazarıyım.(46 yaşından sonra başardım bunu. Bırakın biraz öğüneyim)

Yazarlık Dersleri veriyorum. Ama "ünlü" olamadığım için alıcısı yok! Derslerimin sonunda kimse "yazar" olmuyor tabii ki... Ben "taşın içindeki heykel"in çıkmasına yardım ediyorum.

Hakkı Devrim'in yazısı sorularınıza yanıt olabilir belki.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?...rih=21/10/2007

"The Devil's Advocate" filminin son repliğinde, Al Pacino şöyle der:

"Kibir... En sevdiğim günah!"

ve muhteşem göz kırpmasıyla film sona erer



Sevgili üyeler,

Gelinen aşamada, kibirli addedilmemenin yegane koşulu, bu yarışmaya katılmak oldu Tüm mütevazi gönüllü yazarlarımızı, yarışmaya katılmaya davet ediyorum. Katılmadığınız takdirde kibirli addedileceksiniz, peşin söyleyeyim Herkes davetlidir!


Saygılar, sevgiler...

Gündemi fazlaca meşgul ettiğimin farkındayım, sıkılanlardan özür dilerim.

Sayın Aydın eğitim görmeyi bekleselerdi sanatçı diye kimse kalmazdı ortalarda.Aristo ünlü "üç birlik" kuralllarını birdenbire keşfedip oluşturmadı. Oynanan oyunları izleyip kurallarını öyle koydu. Sonraki yazarlar bu kurallara göre yazdılar.

Orhan Kemal de yazarlık eğitimi almadı ama bilge bir
öğreticisi vardı, onu şair olmaktan vaz geçirtip roman yazmaya yönlendiren: Nazım Hikmet.

Sevilen eserlerin sahibi Stephen King yazarlık derslerinin çok gerekli olmadığını söyler. Ama hem kendisi ders almıştır hem de şimdi yazarlık dersleri vermektedir. "Yazma Sanatı" diye de bir kitap yazmıştır.

Okulda polisiye kurgu yapmamız istendiğinde, yaşanmış bir öyküden yararlanmıştım. 1965 yılında Mersin'den Ankara'ya giden bir trende tedavülden kalkmış para torbaları taşınmaktadır. Olayı anlatan arkadaşım sağlık nedeniyle Ankara'ya gitmek zorundadır ama tren polis korumasındadır ve yolcu alınması yasaktır.

Olay bu.. Merkez bankasından para ile ilgili bilgileri aldım ve kurgumu yaptım. (Burada onu anlatacak değilim.) Tren karlara saplanıp yolda kalır. Telsizle yardım istenir. Sorun burada. Kurgumu anlattığım arkadaşım DDY'de çalışan biriydi "dur, ne yapıyorsun? Telsizle haber veremezsin" demez mi?

Sonra açıkladı. Özal dönemine kadar yalnızca polisin kullandığı bir haberleşme aracı. Tren görevlileri manyetolu telefon kullanırlar. Bunun için telefon direği bulup, tırmanmak zorundadırlar.(Kurguda polisleri öldürmüştüm)

Basit gibi görünen bir konu benim tüm kurguyu yeni baştan yapmama neden oldu.

Yazarlık Eğitimi biraz da bu işe yarar.Bunun için editörler var diyebilirsiniz. Eserinizi şöyle bir gözden geçiren editör önemli bir hatanızı gördüğünde tümünü okumaktan vaz geçebilir.

Alıntı: Öneri: Yarışmanın formatının, kısa hikaye şeklinde olması. Hikayenin uzunluğunun, A4 kağıt, 12 font üzerinden en az 2, en çok 4 sayfa olacak şekilde hazırlanması. En az 1, en çok 2 hikaye ile yarışmaya katılınabilmesi. Yarışmaya katılacakların, -doğal olarak- THS üyesi olmaları. Yarışmaya katılacak yazıların, forumun açıldığı tarihten itibaren en geç 3 hafta içerisinde teslim edilmesi. 3 haftanın sonunda yeni yazı eklenmesinin veya düzeltme taleplerinin sona ermesi. 3 haftanın sonunda, foruma anket eklenmesi ve oylamanın üyeler tarafından yapılması. Yazın ile THS arasında hısımlık kurulması bakımından, hikayenin kahramanlarından en az birinin HUKUKÇU olması, yahut bir HUKUK olayı temasının -yan unsur olarak da barınabilir- hikayede mevcut olması. Ana temanız cinayet, aşk, ya da aklınıza gelen her türlü tema olabilir, yeter ki hukukla az veya çok ilintilensin. Oylama da 10 gün ya da 2 hafta sürsün. Sonunda yarışma neticelendirilsin. Birinci, ikinci ve üçüncülüklere ödül konusuna gelince. Aklıma THS plaketi hazırlanması geliyor. Edebiyatla ilgilenen herkesi en çok mutlu edebilecek olanın, eli ile dokunabildiği ve gözüyle görebildiği bir detay üzerindeki çağrışımlar, anıları olduğunu düşünerek Ne dersiniz?

Bu önerilere ek öneriler:

1- Öyküler, oylama başlangıcında, gönderilme tarih ve saatlerine göre sıralanarak ve hepsi aynı anda yayınlanmalı.
2- Öykü yarışması olduğuna göre, yazarları gizlenerek oylanmalı. Aksi halde oyların öykülere değil, yazarlarına verilmesi kaçınılmazdır.
3- Katılım 1,2.. öykü ile sınırlandırılmamalıdır.

Yarışmaya katılmayı düşündüğümü yazmama bilmem gerek var mı?

Öykü yazarlarının kimliklerinin saklanması gerçekten hoş bir öneri bende aynı şeyi düşünmüştüm ama bunun da bazı şaibelere neden olacağını, dostların birbirine göz kırpıp 6 numara benim ki diyeceğini düşünerek bunu önermekten vazgeçmiştim..

Fırtınalar kopacak gibi olmuş ama sonra bakılmış tüm su stokumuz bir bardak )

Yağmurlara güvenmeyin, tasarruflu kullanalım.

Millet! Elinizi çabuk tutun ve bir an önce yarışmaya katılmak için sıraya girin. Yoksa ben tüm sıraları alacağım... haberiniz olsun.

Sayin Dikici de olmasa hepimizin yüzü asık kalacak

Sayın Dikici 1. sırayı kaptı bize yer bırakmadı.Yoksa ben de sıraya girerdim..

Siz Saim Bey'e killolu mu dediniz şimdi?

Tam bir yarışma nedeni.

Saim Bey sizi yarışmaya davet edecektir, zannımca.

En fıştakçı saygılarımla.

Sayın Darc, bir itirafta bulunmak istiyorum.
Aslında itiraf.com topiğine yazardım ama yeri burası galiba.
Ben yarışmaktan oldum olası korkarım.
Kaldıki burdaki yarışmacıların her biri birer dev gibiyazar olarak gözüme gözüküyorlar.
Ne haddime benim böyle bir yarışmaya girip onlarla yarışmak.
Açıkçası gözümün korktuğunu bu nedenle kaçacak bir yol bulmaya çalıştığımı itiraf ediyorum

Tüm yazar adaylarına müjdeeeee!

Yarışma şartnamesi askıdadır ve yarışma start almıştır, efendim.

Bilginize.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=21033