26-06-2006, 11:16 | #1 |
|
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hakkındaki Düşünceleriniz?
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi,1925 yılında kurulan ve genç cumhuriyetin müeyyidesi olmaya aday bir okuldu.Gün geldi 2006 oldu.AÜHF ilk kurulduğu gün ki misyonunu taşıyor mu?AÜHF hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
|
26-06-2006, 13:33 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Afedersiniz değerli arkadaşım ancak ben genç cumhuriyetin 'müeyyidesi' olma tabirinizi pek anlayamadım, konuyu biraz daha açarsanız şahsım adına memnun olacağım. AÜHF'nin Cumhuriet Türkiye'sinin hukuk hayatında çok önemli bir yer tuttuğu aşikardır, zira şu an faaliyet gösteren bir çok hukuk fakültesinde bile AÜHF'nin yetiştirdiği hocalar göreve yapmaktadır. Ancak 'önem sahibi olmak'la 'ekol' olmanın aynı şeyler olmadığını düşünüyorum. Günümüzde AÜHF'nin taşıdığı misyona gelince, şu an her hangi bir hukuk fakültemizden çok da üstün olduğunu düşünmüyorum. Ülkemiz hukukunda mezunların başarısı ve geniş ufukları sebebiyle GS, Bilkent(henüz yeni bir fakülte sayılsa da), Başkent ve Bahçeşehir üniversitelerinin hukuk fakültelerinin 'ekol' olma vasfını daha çok taşıdığını düşünmekteyim. AÜHF'nin ülkemiz hukuk geçmişine yaptığı katkılar inkar edilemez ancak mezunlarını yurt dışında staj yapabilecek düzeyde yetiştiren bu fakültelerin günümüzde AÜHF'yi geride bıraktığı görüşündeyim. GS Üniversitesi dışında kalan üniversitelerin paralı/vakıf üniversiteleri olmaları da ülkemizde kaliteli eğitimi alma konusunda kimlerin öncelik ve ayrıcalık sahibi olduğu konusunda acı ve katı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır, bu da tartışılması gereken farklı bir konu sanırım. |
26-06-2006, 22:19 | #3 | |||||||||||||||||||
|
Değerli arkadaşım, görüşlerinize saygı duymakla beraber haddim olmayarak uslubunuzu eleştirmek zorundayım. Bu konunun açılma amacı hukukçuların okudukları veya mezun oldukları okulu takım tutar gibi bayağı bir usluple kıyaslamak, bunu yaparken de "hani ankara?" tarzında hukukçu kimliğine yakışmayacak, rencide edici ifadeler kullanmak değil; Türkiye'deki kimi hukuk çevrelerince kabul görmüş olan bir fikri tartışmaya açmaktı(konuyu açan arkadaşımıza bu vesileyle teşekkür ediyorum). Okulların başarısındaki görüşüme gelince, okuduğunuz okulun başarısı takdire değer ancak bunu düşmanı AÜHF'yi geride bırakmış muazaffer bir ordunun gururlu bir askeri gibi ele almanın yanlış olduğu kanısındayım. Unutmayınız ki okulunuzun bir dönemde verdiği toplam mezun sayısının 3 katını AÜHF her sınavda Adalet Bakanlığına hakim-savcı olarak sunuyor. "Sayı değil oran önemli" şeklindeki söylemlere itibar etmenin de gerçekçilikten ziyade avunma amaçlı olduğunu düşünüyorum, zira okulunuzdan bir dönemde sınavı kazanan 3,5,8 veya 10 öğrenciyi AÜHF'den sınavı kazanan 80-90 öğrenciden üstün görmek bana gerçeklerden kompleksif bir duyguyla kaçmak gibi geliyor. Hakimlik-Savcılık sınavını tek başına fakültelerin başarısını belirlemede bir kıstas olarak ele almanın da fazla gerçekçi olmadığı açıktır, zira AÜHF kaymakamlık, MİT, Dış İşler vesair sınavlarda da diğer fakültelerin üstünde bir başarı sahibidir. Bunları söylerken yanlış anlaşılmamayı ümit ediyorum çünkü ben bir önceki postumda belirttiğim gibi halen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bir 'fenomen' veya 'ekol' olarak görüp, diğer fakülte öğrencilerini rencide etmenin karşısındayım. Yalnız bu diğer fakülte öğrencilerinin AÜHF öğrencilerini rencide etmesi anlamına gelmiyor elbette. Bir gerçek vardır; o da Ankara üniversitesinin doğa üstü yetenekleri olan, diğer fakülte öğrencilerinden daha iyi, 10 kaplan gücünde hukukçular yetiştirmediğidir. Yalnız sınavlardaki genel başarısının diğer devlet üniversitesi bünyesindeki fakültelere nazaran üstün olduğu da es geçilmemelidir. Sonuç olarak, lütfen ne AÜHF öğrencileri diğer fakülte öğrencilerini, ne de diğer fakülte öğrenciler AÜHF öğrencilerini rencide etmesin. Saygılarımla |
29-06-2006, 12:41 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Selam, http://www.pgm.adalet.gov.tr/duyuru/...istatistik.htm Linkte hangi üniversiteden kaç kişinin başvurduğu kaçının yazılıyı kaçının mülakatı kazandığı belirtilmektedir. Yeni açılmasına rağmen Bahçeşehir Hukuk'un bile adının geçmesine rağmen ülkemizin en eski hukuk fakültelerinden biri olan İstanbul Hukuk'un adının geçmemesi ayrıca ilginç geldi. Saygılar... |
30-06-2006, 15:35 | #5 |
|
oncelıkle cevaplarınız ıcın tesekkurler.bellı bır zıhnıyetın tek kalesı olan AUHF'yi cok sevmek takım tutmak kadar bayagı bısey degıldır dıye dusunuyorum
|
30-06-2006, 15:57 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Sayın bertrand, Verdiğiniz linke girdim evet haklısınız Bahçeşehir Üniversitesinden 1 kişi sınava girmiş ve kazanamamış. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden sınava giren 438, yazılı sınavını kazanan 81, mülakatı kazanan ise 72 kişi olmuş. Siz listeden İstanbul Hukuk olarak aradınız ve bulamadınız sanırım. Saygılarımla |
30-06-2006, 20:43 | #7 |
|
Selam,
Sayın Suat Bey, İstanbul Hukuk mezunu olarak ilk mesajımdaki yorumum, verdiğim linke ilişkin değildi. Bir kaç mesaj yukarıda birisi geniş ufuk ve başarılara sahip fakülteleri yazmıştı da o arkadaşımıza hitabendi yazım. Arkadaşımız nedense bizleri geniş ufuk ve başarı sahibi olarak görmemiş. Zaten linkteki oranlara bakıldığında sanırım kazanma oranı en yüksek fakülteler sırasıyla İstanbul Hukuk ile Ankara Hukuk. Saygılar... |
30-06-2006, 21:30 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Bertrand bey, çok ince düşünmüşsünüz, hatta biraz ileri gitmişsiniz, şahsıma ithafen yapmış olduğunuz iğnelemeyi anlama fırsatı bile vermemişsiniz bana.. Keşke biraz daha açıkça belirtseydiniz kime karşı ne maksatla hitapta bulunuyorsunuzu, ama zarar yok, Suat beyin yardımıyla öğrenmiş olduk Şimdi yukarıda özellikle GS, Bilkent, Başkent ve Bahçeşehir üniversitelerinin öğrencilerinin bizlerden(kendim de bir devlet üniversitesi mezunuyum) daha geniş ufuklu olduğunu savunan o akdadaşınız olarak kendimi biraz daha ifade etmeye çalışayım.. Efendim, faal bir avukat olarak, Türkiye'de Türk vatandaşı olan kişi ve/veya kurumları AİHM'de temsil eden kaç avukat olduğunu söyleyebilir misiniz? Bunların kaçı duruşmada sözlü olarak İNGİLİZCE savunma veya iddia görevini yerine getirebiliyor, onu da söyleyebilir misiniz? BM, Nato, AB gibi uluslarüstü kuruluşlarda son derece büyük ihtiyaç duyulan hukukçu pozisyonunun ne kadarı ülkemizdeki devlet üniversitelerinden mezun kişilerce karşılanabiliyor, bunu da açıklayabilir misiniz? Sanırım yukarıdaki soruların cevabını verdiğiniz sırada devlet üniversiteleriyle özellikle GS ve Bilkent hukuk fakültelerinin arasında meydana gelen ufuk farkından neyi kastettiğimi daha iyi anlayacaksınız. Dediğim gibi, kendim de bir devlet üniversitesinden yeni mezun oldum, birlikte okulu bitirdiğim arkadaşlarım "nasıl olur da 500 YTL'lik bir bono bulur da icra işlemlerinden sigara paramı çıkarırım" veya "zorunlu cmk-adli yardım hizmetleriyle nasıl kolay para kazanırım"ın derdindeler. İnkar etmeye gerek yok, Türkiye'deki hukuk fakültelerinin hemen hemen tamamında geniş ufuklara bakmaktan ziyade, sadece binlerce sayfalık kitapları ezberlemenin hukukçuluk olduğu zannedildiği, garip, eşine benzerine Eritre ve Etiyopya'da bile rastlanmayan kendine has bir sistem var. Sanırım biraz dolaylı olarak da olsa ortalama bir hukuk fakültesi ile yukarıda saydığım istisna fakülteler arasındaki farkın az çok hafızanızda canlanmasını sağlayabildim, geniş ufuktan kastımın ne olduğu da az çok anlaşılmıştır umarım. |
10-07-2006, 17:59 | #9 |
|
Selam,
Sanırım oldukça gecikmeli bir mesaj olacak ama kısaca değinmek isterim. Kişinin ufkuna ilişkin kıstaslar çok farklı olabilir. Ancak hiç biri tek başına yekdiğerine tercih edilebilecek kıstaslar değildir. Lakin, kıstaslarınızı okuduğumda ilk aklıma gelen "fırsat eşitliği" idi. Devlet üniversitelerine giden hukuk sevenlerin genel sosyal durumlarından sanırım pek haberiniz yok. Okulu bitirir bitirmez İstanbul'da yüksek lisans yapma ve aynı zamanda avukatlık stajına başlama isteğimi bile ailemin o zaman ki maddi durumu sebebiyle ertelemek zorunda kaldım ve oturduğumuz şehre döndüm. Çok yüzeysel olarak belirtmek gerekir ki kişilerin özel durumları çok değişkendir ve sizin kıstas olarak gördüğünüz noktalara benim ve benzerim arkadaşlarımızın ancak onbinde birinin ulaşabileceğini belirtmek isterim. Saygılar... |
10-07-2006, 23:23 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Bertrand, ya da Bertrand abi diye hitap edeyim çünkü karşı karşıya görüş sunduğumuz onca konudan sonra gerçekten de sizi kendime yakın ve samimi hissetttim Demek istediklerinizi binbir zorlukla dört yılı geride bırakmış, emekli babasından para istememek için bir çok işte çalışmış bir kardeşiniz olarak çok iyi anlıyorum. Sanırım bu anlattıklarımızın forumda görüşlerini bizlerle paylaşan hiç bir arkadaşımız tarafından ayıplanacak yanı yok. Ülkemiz şartlarında her on aileden yedisinin yaşadığı bu tür alışılagelmiş durumlar az çok hepimizi etkilemiştir. Ancak vurgulamak istediğim, kişilerin aile servetlerinden ziyade üniversite olanaklarıyla hayata farklı pencerelerden bakabilecekleri ve mesleklerini farklı sahalarda icra edebilecekleri bir eğitimin verilmediği(ben buna öğrencide ufuk eksikliği diyorum, siz farklı bir ad koyabilirsiniz ancak adları farklı da olsa tespit ettiğimiz eksiklik sanırım aynı). Galatasaray Üniversitesi bir devlet üniversitesi olması sebebiyle paralı hukuk eğitimi alanlar değildi kastettiğim, Bilkent ve Bahçeşehir üniversitelerinde de burslu öğrenciler(yani baba parasıyla okumayanlar) bahsettiğim ileri eğitim teknikleriyle(yurtdışına gönderilme vs..) ortalama devlet üniversitelerinin hukuk fakültelerinden daha kaliteli eğitim almaktadırlar, bahsettiğim sadece buydu. Yoksa ÖSS'de benim netimin 1/8 oranında net yapmasına rağmen özel üniversite olanaklarından baba parasıyla yararlanan concon ve tikky'ler değildi elbette ufku geniş olanlar. Saygılar |
11-07-2006, 12:33 | #11 |
|
Selam,
Umarım devlet bir gün bu olanağı, her alanda her sosyal kesimden her vatandaşına aynı imkanları sunma derecesinde bir eğitim sistemi kuracaktır. Biz göremedik, umarım çocuklarımız veya torunlarımız görebilir. Saygılar... |
18-07-2006, 13:36 | #12 |
|
hukuk fakültesi denilince ilk akla gelen üniversite hiç şüphesiz ki Ankara hukuktur.Üniversitelerin hukuk sıralamasında(vakıf ve devlet bir arada)9. sıradadır.Ancak günümüzde açılan bir çok hukuk fakültesinde de artık kaliteli egitim verilmektedir.Hukuk fakültesini bitirenler sadece avukat hakim savcı üçlemesinden birini olmak zorunda değildir.Hukuk okuyan birisinin iş secenegi bir hayli fazladır.Onun için sınavların başvurularının oranlarının sayısının bir üniversiteden diğerine göre üstün olmasının da çok önemi yoktur.Ankara üniversitesi bir ekol müdür? bence değildir ama halen günümüzde çok önemli bir yeri olduguna yadsınamaz
|
03-08-2006, 12:16 | #13 |
|
istanbul hukuk
ben istanbul hukuk öğrencisiyim aühf dediğiniz gibi cumhuriyetin ilk hukuk fakültesi türk hukuku için çok önemli olduğu su götürmez fakat istanbul hukuka çamur atan arkadaşlar bilmeli ki TÜRKİYENİN EN ESKİ VE EN KÖKLÜ HUKUK FAKÜLTESİ DE İSTANBUL HUKUKTUR kurulduğüu tarihten itibaren büyük hukuk düayenlerinin yetiştiği ve hocalık yaptığı bu fakülteyi karalamak bir hukukçuya yakışmaz istatistiklere bakmadım sawcılık_hakimlik snawlarında başarı dağılımı nasıldır bilmiyorum fakat burada sorulması gereken bir soru da bu snawın iyi hukukçuyu öne çıkarmada bir kriter olup olamayacağıdır ?
|
08-08-2006, 15:46 | #14 |
|
İnşallah bir ekoldür...
|
09-08-2006, 09:00 | #15 |
|
Sayısını bilemediğimiz kadar hukuk fakültesi bulunmaktadır. Bunların herhangi birinden mezun olanlar avukatlık, hakimlik, savcılık, vb meslekleri yürütebilirler. Başarılı olanlar da bulunmaktadır (!) aralarında, ama acaba bunlar hukukçu mudur.?
Gerçek anlamda mesleklerini yürütebiliyorlar mı,yoksa bir masa bir sandalye ile arzuhalcilik yada çek senet tahsilatçılığı mı yapıyorlar.? Toplumdan kopuk yorum yeteneği olmayan sığ ve bağnaz düşünceli insanlar hangi fakülteyi bitirirse bitirsin bir şey değişmeyecektir diye düşünüyorum. Bu arada ben de AÜHF mezunuyum. |
14-08-2006, 16:18 | #16 |
|
ekol müdür bilmiyorum ama ülkemizde nasıl da önemli bir yeri olduğunu biliyorum.ben hep ne kadar iyi bir fakültede okursa okusun kendini geliştirmedikçe hiç kimsenin başarılı olamayacağını düşünmüşümdür.ancak geçenlerde mezun bir arkadaşın okulun bir dergisinin internet sitesinde yazdığı olay bir ankara hukuklu olarak oldukça şaşırttı beni.istanbulda bir kuruma başvurmuş arkadaş.kendisiyle birlikte farklı hukuk fakültelerinden birkaç aday daha varmış.ankara hukuk mezunu olduğunu duyunca arkadaşa "eğer sen bu işi istemezsen diğer adaylar görüşmeye çağrılacak" demişler.arkadaş da son derece şaşkınmış bu durumdan.şimdi bu durum yalnızca kişisel midir?ben de şahsen bikaç avukatla iş için görüştüğümde böyle tepkilerle karşılaştım.bunun tesadüf olmadığını düşünüyorum.biz 4 yıl boyunca(hatta 5-6-7 yıl boyunca) çok zorlu sınavlardan geçerek,kendimizden çok şey vererek bitiriyoruz o okulu.elbette hukuk zor bir bölüm ama ankara hukukta okumanın kat be kat zor olduğunu söylemem gerek.yanlış anlaşılmasın,hiçbir hukuk fakültesini küçümsemiyorum ama bu bariz farkı da görmezlikten gelemeyiz sanırım.
|
14-08-2006, 18:36 | #17 |
|
bende ankara hukuk ögrencisiyım okudugumdan degıl ama evet ankara hukuk bence de bi ekol gerek hocaların kalıtesi gerek verilen egıtımın gercekten hıssedilir ölcude iyi olması ankara hukuku ekol olmaktan alıkoyamıyor ben şahsen baska bi fakulte ögrencisi ile yanyana gelınce ve bellı konularda muhabbet ettıkce farkı daha iyi görüyorum
|
30-08-2006, 23:00 | #18 |
|
İlginç bir forum konusu, hukuk fakültesinin ekol olması ne demek?
|
30-08-2006, 23:11 | #19 |
|
Özel üniversiteler olduğu müddetçe bu tartışmalar hiçbir zaman bitmeyecek.Ama bitmesi gereken bir husus var ki o da önyargı.Özel üniversitelerle, devlet üniversiteleri arasında da en fazla tarrtışılan konu da hakimlik sınavı.Bu bir tercih meselesidir.Ben kıbrıs mezunuyum. Tercihimi hakimlikte yaptım ve oldu.Ankara üniversitesi ekol derken ne kastediliyor?.Ben Türkiyede ki hukuk fakültelerinin eğitiminin çok iyi olduğuna inanmıyorum.Buna Ankarada dahil.Şimdi bu sözümü yanlış anlayan bir çok kişi olabilir.EZBERE DAYANAN EĞİTİM HİÇBİR ZAMAN MÜKEMMEL OLAMAZ.BENCE EĞİTİMİ TARTIŞIN.ANKARA HUKUKUN EĞİTİMİ İYİ DİYORLAR.Bana bununla ilgili bir kıstas gösterin lütfen..iyi eğitim nedir,kötü eğitim nedir?Ayrıca...Özel üniversitelerle ilgili ön yargılardan da uzak durmakta fayda var.Özellikle Ankara Hukuktan mezun olupta hakimlik sınavını kazanmış MESLEKTAŞLARIM için söylüyorum bunu.Çünkü bu meslek önyargıyı kaldırmaz,kaldıramaz.
|
31-08-2006, 18:58 | #20 |
|
Sayın Funda, kıstas nedir diye sorduğunuz için cevaplayım, kıstas sonuçtur, sonuca baktığımızda tüm alanlarda Ankara mezunları başarılı oluyor, sizin başardığınız hakimlik sınavında bile onlar önde gidiyor.
Ayrıca bir kıbrıs mezunu olarak sizi tebrik ederim zira azimli ve hırslı olmalısınızki kazandınız, bence siz bir istisnasınız... |
31-08-2006, 21:02 | #21 |
|
ben anadolu lisesi öğrencisiyim şu anda hukukçu ünvanını taşımıyorum ama 2 senem kaldı inşalllah.ankara hukuk bence de bi ekol.darısı başıma
|
01-09-2006, 00:07 | #22 |
|
Ankara Hukuk bir ekol müdür...
Bu foruma her yanıt yazıldığında, her okuduğumda, övünmek gibi olmasın ama beşiktaşlıyım sözü gelip yerleşiyor kulağıma Okulumuz bir ekol mü/ydü sorusuna bir yanıt yazmayacağım ama, ankara hukuklu olmanın, orada okurken öğrencileri arasınd aolmayan takım ruhunun,şimdilerde yaşamaya başladığını görmek de sevindirici. Evet, AÜHF de, -en azından bizim dönemimizde- hiç bir zaman bir takım ruhu olmadı. Hepimiz kendi arkadaş gruplarımız içinde, ellerimizde koca ciltli kitaplarla dirsek çürütmekle meşguldük. Komşumuz SBF nin kapısının önünden geçerken, inek bayramlarında okullarında onlarla birlikte eğlenirken, bizim niye bayramımız yok diye yüksünürdük. Siyasalın, iletişimin, eğitim fakültesinin içinde bulunduğu, onları çevreleyen duvarlara bakar da, bizim bir kampüsümüz bile neden yok derdik. ODTÜ nün kampüsüne, bahar şenliklerinde gider, allahım, neden biz bu hatayı yaptık derdik. Bugün geriye dönüp bakınca, sıfırcı Lale Sirmen'li (çok şükür bizim dersimize girmemişti, yoksa burada olmayabilirdim), Mustafa Günday'lı, Yahya Zabunoğlu'lu, Erdal Onar'lı, Bilge Öztan'lı, Oya Araslı, Nevzat Toroslu, Ejder Yılmaz'lı AÜHF yi anımsıyorum. Bilmiyorum, hala oradalar mı? Gecikmiş de olsa, bu ruhun yakalanması güzel. Tüm AÜHF lilere, selam ve sevgiler. |
01-09-2006, 12:42 | #23 |
|
Ben istisna değilim.Eminim ki kıbrıs mezunu olupta hazırlanan arkadaşlarım olsaydı onlarda kazanırdı.Kıbrıs mezunu olupta şu an avukatlık yapan arkadaşlarımda çok başarılılar.Okulun eğitiminin iyi oluşunu sadece kurum sınavlarına bağlamak çok yanlış bir şey..Bu yanlışı yapmaya devam edin.SELAMLAR.
|
07-09-2006, 04:37 | #24 |
|
..Ankara üniversitesi elbette bir ekoldür.Yani kurulduğundan bu yana ayrı nitelik ve özellikleri bulunan önemli öncü bir fakültedir.İstanbul Hukuk fakütesi de en az Ankara Hukuk Fakültesi kadar ekoldür.Sıddık Samiler, Veldet velidedoğlu lar ve daha nice duayenler bu fakültede eğitim vermiş, ekolü zenginleştiren ve kalıcı hale getiren profesörlerdir...Bu sadece başlıkta sorulan sorunun cevabıdır..Fakat kanaatimce bunlar "reklam kokan hareketlerdir." Soruluş amacının altında "ekol" kelimesinin tam karşılığının Ankara Üniversitesi ile bağdaşıp bağdaşmadığı hususu yoktur..Dolayısı ile soruluş amacını samimi bulmadığım bir başlığın tartışmasını burda daha fazla yapmayacağım..İlgilenenler için "Cevap:Evet Ankara Üniversitesi bir ekoldür."
|
13-09-2006, 19:36 | #25 |
|
Bugün geriye dönüp bakınca, sıfırcı Lale Sirmen'li (çok şükür bizim dersimize girmemişti, yoksa burada olmayabilirdim), Mustafa Günday'lı, Yahya Zabunoğlu'lu, Erdal Onar'lı, Bilge Öztan'lı, Oya Araslı, Nevzat Toroslu, Ejder Yılmaz'lı AÜHF yi anımsıyorum. Bilmiyorum, hala oradalar mı?
Sayın Sehper, 01.09.06 tarihindeki mesajınızla ilgili bir düzeltmede bulunmak istedim. Yazmış olduğunuz mesajda "Mustafa Günday" olarak belirttiğiniz İdare Hukuku Profesörü hocamızın ismi "Metin Günday" Sanırım uzun bir müddet önce mezun olduğunuz için ismini tam olarak hatırlayamadınız. Saygısızlık yaptı isem özür dilerim. Saygılarımla... |
13-09-2006, 21:33 | #26 |
|
Sn. Mutlakadalet
Bir yerlerde bir hata vapıyorum demiş, ama belleğimi ne kadar zorladıysam da hatayı bulamamıştım Sayın Günday bu forumları okuyorsa gücenmesin, 2-A ' ya (benim sınıfım) girerdi, ders anlatışından giyim kuşamına, aksanına değin tüm detaylar hatırımda. Bilahare dekan olan Roma hukuku profesörü, mesela onun adını da bir türlü anımsayamıyorum, eminim mutlakadalet, o isimler hala o kürsülerde ise, siz mutlaka anımsayacaksınız. İlhan Akipek'i, Ramazan Arslan'ı, Fırat Öztan'ı, felsefeci (ne idi, ne idi, fotoğrafım bile var ama ad hatırlayamıyorum işte) , keza Lale Sirmen'in yerine dersimize giren , munis tabiatlı değerli eşya hocamızın adını (Mehmet...?) , anımsayamıyorum. (Sonradan bir sempozyum duyurusu ile hatırladıklarım: Zeki Hafızoğulları, Cahit Can (felsefeci), Hikmet Sami Türk, Ejder Yılmaz, Oya Araslı, Sarper Süzek, Bilge Öztan (eşini hatırlayıp da onu hatırlamamak çok ayıp olmuş doğrusu), Fikret Eren, Ahmet Kılıçoğlu, İlhan Akipek ve Yahya Zabunoğlu -sınavda tüm kitaplar serbestti-... 03.10.2006) Biraz hatırlatır mısınız? Belki şu anki öğretim üyeleri arasında, o zamanki sıra arkadaşlarımız bile vardır. Saygılarımla... |
13-09-2006, 23:27 | #27 |
|
Sn. Sehper,
A.Ü.H.F.'nin değerli hocalarını anımsatma konusunda size bilgim doğrultusunda yardımcı olmaya çalışayım. Kendim B şubesinde öğrenci olmamdan dolayı Metin Günday'ı tanıma fırsatını çok bulamadım. Ama özel şoförü eşliğinde lüks arabası ile okula geldiğine ve elindeki piposuyla A sınıfına çıktığına şahit olmuşumdur. Tabi Metin Günday öğrencilerin zihinlerine karizmatik kişiliğinin yanısıra yazmış olduğu idare hukuku kitabı(ki bu kitap neredeyse Türkiye'deki tüm hukuk ve iktisadi idari bilimler fakültelerinde tercih edilen kitaptır) ve daha da önemlisi dersinden geçirmemesi ile kazınmıştır. Şu anki dekanımız -sizin zamanınızda çok büyük bir şans eseri dersinize girmemiş olan- Lale Hoca da B sınıfının efsane hocalarındandır. Lale Hoca hakkında "kendi kağıdına bile 70'ten fazla vermez" gibi söylentiler Ankara Hukuk lobilerinde kol gezmektedir. Sizin dersinize giren ve aklınızda munis tabiatıyla yer almış olan hocamız ise halen Borçlar Hukuku dersini vermekte olan Mehmet Ünal'dır. Sizin zamanınızda dekan olan Özcan Karadeniz Çelebican hocamızla ise ne yazık ki tanışma fırsatı bulamadım. Bahsettiğiniz felsefe hocasının ise Ertuğrul Rufayi Turan hoca olabileceğini söyleyebilirim ama farklı bir hocadan da bahsediyo olabilirsiniz. Bu hocalarımızın haricinde Ali Erten hocamızdan da bahsedebiliriz-gerçi A.Ü.H.F.'den ayrıldı; ama akıllarda yer etmiş bi hocamızdır- Tabi bu hocalar yalnızca Ankara Hukukta ders vermiş hocalar değiller. Örneğin Erdal Onar'ı dinleme şansına farklı fakültelerden birçok öğrenci sahip olmuştur. Erdal Onar hocamızın ismini anmışken onunla ilgili bazı anekdotlara değinmeden geçemeyeceğim. Müthiş bir ses tonuna sahip olan hocamız ders anlatırken kendinizi tiyatro sahnesinde hissedebilirsiniz. Onun dersinde öğrencilerin dersi anlama gibi bi kaygıları yoktur; çünkü hoca, tarihi olaylardan kurulu bi tiyatro eseri sunmaktadır. Dersin sonu geldiğinde ise öğrenci konuya tam manasıyla vakıftır. Sayın Ealakush'un tartışmamız üzere bize sunduğu konudan çok uzaklaştığımın farkındayım. Bu bakımdan bu yazıyı okuyan herkesten özür diliyorum. Son söz: Kişinin hangi üniversitede hangi hocalardan eğitim aldığı önemlidir; ancak başarıyı yakalamada esas önemli olan kişinin kendi çabaları ve gayretleridir. Bu bakımdan günümüz Türkiye'sinde yetişen hukukçular arasındaki ayrım hangi üniversitede yetiştirildikleri değil kendilerini ne kadar yetiştirdikleridir. |
13-09-2006, 23:41 | #28 |
|
Sayın Mutlakadalet,
Anımsatmalarınız için teşekkür ederim. Doğrusu bazı isimleri anımsamak hala zor,nedenini mesajımın sonunda belirteceğim Lale Sirmen hakkındaki rivayetler rivayet değil,gerçeğin ta kendisidir B deki arkadaşlarımızın sızlanmalarından meraklanıp da bir dersine konuk olarak girdiğimizi anımsıyorum. Şu cümleyi kurmuştu: "Hey! Siz! 2-B sınıfı! Boşa çalışıyorsunuz! Ne yaparsanız yapın bu sene bu dersten kalacaksınız. Ama işe iyi yönünden bakın, gelecek sene için deneyim kazanacaksınız!" Aynıyla vaki. Erdal hocaya gelince. Hala aynı cümleyi kuruyor olduğuna eminim:"Sizce, 1.80 boyunda,sarışın, mavi gözlü bir adam ile..." diye başlayan Sevgili Mutlakadalet, Bunlar aynı sıraları paylaşanlar arasındaki birer anımsama ve paylaşımdan daha fazlası değil. Dikkat ederseniz, AÜHF bir ekol müdür sorusuna, ne evet ne de hayır dedim. Böyle bir sınıflandırmanın yararsız olmanın yanı sıra, hoş da olmadığının farkındayım çünkü. Evet, hatıraların zayıflamasının gerçek nedenine gelince, aramızda kalsın, itiraf ediyorum: Benim zamanımda , Özcan Çelebican, henüz dekan değildi)) Saygılarımla... |
15-09-2006, 01:55 | #29 |
|
Sayın Sehper,
"benim zamanımda Özcan Çelebican henüz dekan değildi" diyosunuz ama üye fotoğrafınız ve hocalara ilişkin ayrıntıları bu denli hatırlamanız sizin yeni bir mezun olduğunuz konusunda şüpheler uyandırdı bende İşin şaka tarafını bi kenara bırakırsak; A.Ü.H.F. hocalarının etkisini hala taşıyor olmanız beni sevindirdi; çünkü bu okulda normal şartlar altında 2 senem daha var ve sizin üzerinizde bu kadar etkili olan hocalardan ders alacak olmam benim için büyük bir şans. Hocalarımızın ne denli önemli olduğunu anlayabilmeme yardımcı olduğunuz için teşekkürler. Saygılarımla... |
15-09-2006, 13:00 | #30 |
|
20.yy.da mezun oldum
21.yy.n müstakbel mezunlarına şimdiden başarılar diliyorum... Ben teşekkür ederim... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk Fakültesi Öğrencileri! Hangi Üniversitedensiniz..? | oguzhand0 | Hukuk Lisans Eğitimi | 723 | 24-03-2014 18:00 |
hangi hukuk fakültesi | myilmazin | Hukuk Lisans Eğitimi | 49 | 27-12-2009 21:25 |
Hukuk Fakültesi Ders Notları - Sınav Soruları | iticülü | Hukuk Lisans Eğitimi | 66 | 09-03-2009 21:27 |
9 Eylül Hukuk Fakültesi öğrencilerinin daha iyi bir internet sitesi için protestoları | Admin | Hukuk Lisans Eğitimi | 29 | 01-10-2007 14:46 |
5 Kasım 1925 A.Ü.Hukuk Fakültesi Açılışı | Av. Adil Giray ÇELİK | Hukuk Sohbetleri | 0 | 02-11-2002 21:41 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |