THS Anıları...

Malumunuz THS, üyelerine hızla yeni üyeler katmakta ve hukuk profesonellerinin buluşma noktası misyonunu perçinlemekte. Acaba sayın meslektaşlarımızın THS'de sordukları sorulara veya aktardıkları bilgilere ilişkin olarak adliye koridorlarında sorularına cevap veren/bilgi aktarımında bulunan "karşı taraf vekilleri" ile karşılaştıkları olmakta mıdır?
"THS'den X sizsiniz sanırım" söylemlerini duyanlarımızın oranı ne kadardır, buyrun THS'nin adliye koridorlarına yansıyan tesadüflere etkilerini ve o hoş anları konuşalım...

adliye koridorunda değil de bir hukuk bürosunda yaşadığım olayı anlatmak isterim;
sohbet odasında selim balku ile tanıştım bir süre sonra izmir toplantısı olacaktı ve onun bürosunda buluşmak için anlaştık. hayatımda ilk defa bir avukat görecektim ilk defa bir hukuk bürosuna girecektim gergindim, heyecanlıydım...

kahverengi mobilyalar sigara kokan bir oda asık suratlı insanlar göreceğimi zannediyordum...

kapıyı çaldım, kısa süre sonra açıldı, güleryüzlü çok sempatik ve bakınca sanki kırk yıllık dostmuşsunuz da sanki her an size canım arkadasım diye sarılacakmışcasına sıcak kanlı bir insan kapıyı açtı benden 2 adım geride durdu ve kolunu olabildiğince uzatarak ''merhaba ben avukat çetin'' dedi...

arkasından selim balku(abi dyorum şimdi) geldi, o da aynı sıcaklıktaydı... bana kendi koltuğunu gösterdi ve burası senin artık dedi... hayatımda gördüğüm en sıcak insanlar tanımış olduğum ilk hukukçulardı.

şimdi 1seneden fazla bir zaman geçti bu olay üzerinden, samimiyetimiz gittikçe ilerledi, hatta av.çetin'in yanında çalışıyorum şu anda(hatta onun sandalyesinde oturup, onun bilgisayarından yazıyorum bu satırları).

inşallah okumaz bu yazdıklarımı yoksa kendisine yaranmak istediğimi düşünür

THS'nin hukukçu olmayan üyesi olarak, ilk zamanlar kimseyi rahatsız etmeyeye çalışarak siteye girer sanki izleniyormuşcasına temkinli sitede dolaşır, hatta arada girmeyi bile unuturdum..

Ama sonraları cesaretim artmaya hatta hukuk bölümlerini okumaya başladım.. Orada paylaşılan sorunların devamını merak edip özellerine mesaj göndermeye.. "Yanlış anlamayın ama sizin bu davanın sonu ne oldu?" diye sormaya başladım.. Aldığım "meslektaş duyarlılığınız için teşekkür ederim" tarzı cevaplardan ürktüğümü itiraf etmeliyim..

Şimdi bakıyorum da siteye üye olalı dört seneyi geçti.. Eski üye olan Gülümse'ye bakıp gülüyorum.. Buradan edindiğim dostlar ise geçirdiğim senelerin en güzel karı oldu benim için..

Bu gece eşimle birlikte çok sevdiğimiz genç arkadaşlarımızdan birinin düğününe davetliydik... Onların nikah masasına yürüyüşlerini ayakta alkışlarken hemen yanımızda duran samimi genç çiftle göz göze geldik ve selamlaştık...

Genç beyfendi kulağıma doğru eğilip "aslında biz THS'den tanışıyoruz, ben Av. Uygar". Nikah sonrasında Sayın Uygar ile THS'nin özellikle bazı dostların bol bol kulaklarını çınlattık...

Tabi iki THS'li yanyana gelince konuşacak konu boldu. Tabi eşim başta olmak üzere çevremdekiler sohbetimizi bayağı ilginç buldular...

Her şeyden önce net ortamından tanışıyorduk, daha önceden hiç karşı karşıya gelmemiştik üstelik bahsettiğimiz insanların hiç biri ile resmen yüz yüze tanışmamıştım, Av. Uygar'ın tanıdıklarını ben tanımıyordum, benim tanıdıklarımla da o tanışmamıştı... Ve masa net ortamının güvensiz tehlikelerle dolu yağmur ormanı gibi görüyordu...

Zevkli bir akşam geçirmeme neden olan Av. Uygar'ın beni bulma yeteneği için ayrıca kendinsini kutlamam gerektiğini de ifade etmem lazım... (beni nasıl bulduğunun hikayesini bence Av.Uygar'dan dinleyin)

Tüm akşam "gülümse"yerek hoş vakit geçirmemezi sağladığınız için ben ve eşim size teşekkür borçluyuz. THS üyelerini yüz yüze tanımak, kurulan güzel dostlukların daha net görünmesini sağlıyor bence.

Sayın Av.Uygar,

Sayın Gulumse'yi nasıl tanıdığınızı merak ettim? Daha önce hiç görmediğiniz bir kişiyi THS'deki üye fotoğrafındaki o ufacık resimden ve üstelik kalabalık bir nikah salonunda tanıdıysanız gerçekten tebrik ederim! Ben sokakta çarpışsam tanımazdım, itiraf ediyorum.

Sayın Admin;

Açıkçası ilk konuşmamız şöyleydi:

Uygar: Aslında biz tanışıyoruz, ben THS'den Av. Uygar.
Gülümse: Biliyorum, sizi görünce tanıdım.

Tebriği hak eden Sayın Gülümse bu sebeple. Zira resimden tanıyan o.

Alıntı: Yazan Av.Uygar Sayın Admin; Açıkçası ilk konuşmamız şöyleydi: Uygar: Aslında biz tanışıyoruz, ben THS'den Av. Uygar. Gülümse: Biliyorum, sizi görünce tanıdım. Tebriği hak eden Sayın Gülümse bu sebeple. Zira resimden tanıyan o.

Sizin büyük boy, vesikalık, portre vs bilimum fotoğraflarınızın toplantı resimleri içinde defalarca yayınlandığı düşünüldüğünde sizin tanınmanıza şaşırmıyorum. Ama sizin Sayın Gülümse'yi 12 milimetreye 14 milimetre resimden tanımanıza halen şaşırıyorum.

Alıntı: Sn. Admin: Ben sokakta çarpışsam tanımazdım, itiraf ediyorum

.

Çarpışmanın etkisi her zaman tekerleğin icadı kadar etkili sonuç vermeyebiliyor. Heleki günümüz çağdaş insanı dikkatini dağıtan onca hareketli nesne içinde bir de üstüne çarpışmanın verdiği "bozgun" neticesinde babasını bile tanıyamazsa şaşmamak gerekir.

Gülümse Hanım'ı ben de gördüğümde tanıyacağıma eminim. Ama çarpışırsak belki şuur kaybına uğrayıp, tanıyamayabilirim. O ayrı meseledir...

Alıntı: Yazan Av.Uygar Sayın Admin; Açıkçası ilk konuşmamız şöyleydi: Uygar: Aslında biz tanışıyoruz, ben THS'den Av. Uygar. Gülümse: Biliyorum, sizi görünce tanıdım. Tebriği hak eden Sayın Gülümse bu sebeple. Zira resimden tanıyan o.

Uygar'ı görüp de tanımamak mümkün müdür? Evvela gerçek bir beyefendidir, beyefendiliğinden çıkarmak kolaydır. İkinci olarak, sempatik ve güleryüzlüdür... gülüşünden anlamak mümkündür... Üçüncü olarak Uygardır,adı gibi...

Alıntı: . "Yanlış anlamayın ama sizin bu davanın sonu ne oldu?" diye sormaya başladım.. Aldığım "meslektaş duyarlılığınız için teşekkür ederim" tarzı cevaplardan ürktüğümü itiraf etmeliyim..

Bunu yeni gördüm.

Zaten THS yüzünden bir aralar hukuk okumayı düşünmüştüm...

Alıntı: Yazan Admin Sizin büyük boy, vesikalık, portre vs bilimum fotoğraflarınızın toplantı resimleri içinde defalarca yayınlandığı düşünüldüğünde sizin tanınmanıza şaşırmıyorum. Ama sizin Sayın Gülümse'yi 12 milimetreye 14 milimetre resimden tanımanıza halen şaşırıyorum.

Sayın Gülümse'yi tüm Türkiye tanıyor, Sayın Uygar'ın da tanıması da doğaldır.

Alıntı: Yazan ad-hoc "THS'den X sizsiniz sanırım" söylemlerini duyanlarımızın oranı ne kadardır, buyrun THS'nin adliye koridorlarına yansıyan tesadüflere etkilerini ve o hoş anları konuşalım...

henüz adliye koridorlarında yer alamıyorum ancak ;

*400 kişilik bir sınıfta eğitim görüyorsanız

*o kadar kişi arasında yanınıza gelen insanlar bikaç cümle konuştuktan sonra "aaa hukukkızı sen misin?" diyorlarsa

*artık sizin de birTHS anınız var demektir

Merhaba;

Bugün adliyeden gelirken düşündüğüm bir kaç şey vardı, paylaşmak istedim:

(Not: sanal : sf. 1. Gerçekte yeri olmayıp zihinde tasarlanan, mevhum, farazi, tahminî. kaynak:TDK)

İnternet alemi çoğunlukla "sanal" olarak tanımlansa da THS, bu tanımı tersine döndürecek nitelikte bir gerçeklik yaratıyor. Yalnızca arada bir yapılan toplantılar değil, gün içinde karşılaşılan şeyler de bu hissi kuveetlendiriyor. Örneklerim:

Bir gün THS'ye "Herşey ve herkese kızasım var, hatta kızıp çekip gidesim var" yazdım. Yarım saat sonra telefonum çaldı, açtım "Nereye gidiyorsun?" dedi telefondaki ses . Arayan sevgili ağabeyim Cengiz Aladağ'dı.

Yine günlerden bir gün Forum'da, Heyyou isimli üyemizin mesajından sonra cevap mesajı yazdım. Ertesi gün İzmir adliyesinde genç bir meslektaşım yanıma yaklaşıp "Özgür Bey, Heyyou benim" dedi, gülüştük.

Bugün öğle arasını geçirdikten sonra adliye dönüşünde Sn. Ege ile karşılaştık. Son THS İzmir toplantısında tanışmıştık. Sürekli bir gülümseme eşiliğinde hal-hatır soruları ve kısa bir sohbet döndü. Vedalaştık...

Bugün öğleden sonraya kalan bir duruşmada "karşı taraf" vekili THS'nin İzmirlilerinden Özgecn idi.

Son yapılan İzmir toplantısı ise bambaşkaydı ve "keşke herkes olsaydı" dedirtti. En güzeli de üye profilinde fotoğrafı olmayan üyeleri görmekti. İlginç bir şeydi!

İşte böyle

Benim henüz sanaldan gerçekliğe dönüşen pek bir anım yok THS ile ilgili olarak ancak bu benim -işler ve yoğunluk bahanesiyle- THS'ye biraz vefasız olmamdan kaynaklanıyor sanırım.
Ama bir gece THS'ye efkar dolu öylesine bir şeyler yazdıktan sonra Sn.Av.Armağan Konyalı'nın "oyun havası" dinleme konusundaki tavsiyeleri çok iyi gelmişti.Bence THS'nin böyle bir "dayanışma ruhu" var.Eminim gerçeğe dönen bu anılar daha da çoğalacak...

THS 2007 yılında çok güzel bir öykü yarışması düzenlemişti. zevkle okumuş değerlendirmiş heyacanla sonuçları beklemiştik...yeni bir yarışma düşüncesi yok mu acaba diye sormak istedim...

Herkese iyi çalışmalar diliyorum..