|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-10-2006, 15:34 | #1 |
|
Limited şirketlerde kayyım atanması
İki ortaklı bir limited şirkette, ortaklardan birisi kendisini müdür olarak atıyor. Atama hukuka aykırı. Notere verilecek evraklarda böyle bir durumu noter zaten onaylamaz. Ancak müdür atama şeklinde olan bir işlem hukusuz olduğundan, zaten olmamıştır ve geçersizdir. Dolayısıyla şirketin müdürü yok. Buna karşı diğer ortak, müdür olarak kayyım atanmasını talep ettiği takdirde husumeti ortağa mı yoksa şirkete mi yöneltmelidir? Yardımcı olunursa sevinirim. Görüşmek üzere
|
02-10-2006, 16:31 | #2 |
|
Limited şirketler ortaklarından ari tüzel kişiliği olan sermaye şirketleridir. Tüzel kişilik üzerinde doğrudan etki doğuracak bir sonuç verecek olan Kayyum tayini davası açılacağından, şirket tüzel kişiliğinin taraf olarak gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ancak ortak sayısının az olduğu şirketlerde ortakların tümünün taraf olarak temsil edildiği davalarda ayrıca şirket tüzel kişiliğinin de taraf gösterilmesine gerek bulunmadığına yönünde kararlar da mevcuttur. (Y.11.HD 2002/12015E. 2003/4652K. 08.05.2003T. Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, şirketin tüm ortaklarının taraf olması sebebiyle ayrıca şirketin hasım görülmesine gerek bulunmadığı,...) Ancak bence Kayyum tayini doğrudan doğruya şirket tüzel kişiliğini ilgilendiren bir dava olduğundan, şirket tüzel kişiliğinin taraf gösterilmesi gerekir.
|
02-10-2006, 17:06 | #3 |
|
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi GÜNÜ :18.03.2003 SAYISI :2002/838-2003/191 Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 18.03.2003 tarih ve 2002/838-2003/191 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak Ü... Müzik Yapım Org San Tic. A.Ş. vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 17.06.2003 günde davacı avukatı ile davalı avukatı ve davalı şirket kayyumu gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, ikametgahı yurtdışında bulunan müvekkilinin, % 99,9 oranında paydaşı bulunduğu davalı anonim şirketin temsil ve ilzamı ile yetkilendirilen birer pay sahibi iki ortakça şirketin usulsüz borçlandırıldığını, uzun süredir genel kurul toplantısı yapılmadığını, temsilcilerin kişisel harcamalarının şirkete yüklenerek şirketin batık hale getirildiğini, genel kurulun toplantıya çağrılması girişimlerinin sonuç vermediğini ileri sürerek, olağanüstü genel kurul toplantısı yapılıncaya kadar şirkete kayyım atanmasını hasımsız açtığı davada talep etmiştir. Kayyım atanması istenilen davalı şirket vekili, iki kez genel kurul kararı alınmasına karşın davacının engellemeleri nedeniyle yapılamadığını, usulsüz borçlanma iddiasının doğru olmadığını, davacının yönetimi uzaklaştırmak için gerçek dışı iddialar ileri sürdüğünü savunmuştur. Mahkemece, şirketin 18.07.2000 günlü genel kurulunda üç yıllığına yönetim kurulu üyeliğine seçilenlerden ikisinin istifa ettiği, ikisinin ise yetkilerinin Beyoğlu Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nin 14.01.2003 tarihli kararıyla kaldırıldığı, MK'nun 427/4 ncü maddesi kayyım tayini gerektiği sonucuna varılarak, davalı şirkete en az üç kişilik yönetim kurulu oluşturuluncaya kadar Av. 'ın kayyım atanmasına karar verilmiştir. Kararı, kayyım atanması istenilen Ü... Müzik Yapım Org San Tic. A.Ş.vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davacının büyük paydaşı bulunduğu Ü... Müzik Yapım Org San Tic. A.Ş. ye kayyım atanmasına ilişkin olup, sulh hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 397/2 nci maddesi hükmü uyarınca vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesidir.Aynı Kanunu'nun 427/4 maddesi ile de bir tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanmaması halinde vesayet makamının yönetim kayyımı atayacağı öngörülmüştür.Yasa koyucunun anılan bende ilişkin gerekçesinde, söz konusu düzenlemenin türü ve niteliği ne olursa bütün tüzel kişileri kapsadığı belirtilmiştir. Yasanın açıklanan bu düzenlemesi karşısında, tüzel kişilik taşıyan ticaret şirketlerine yönetim kayyımı atanmasına ilişkin istemlerin de sulh hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılmasının, yasa normunun lafzına uygun olduğu kuşkusuzdur.Ancak, şirketin usulsüz olarak borçlandırıldığı, uzun süredir iş ve işlemleriyle şirketi iflasa sürüklediği ve şirket yönetim kurulu mevcudunun yasal alt sınırın altına düştüğü gibi iddialarla kayyım atanması istemiyle açılan böyle bir davada, mutlak biçimde T. Ticaret Kanunu'nun anonim şirketlere ilişkin hükümleri ışığında kayyım atanmasını gerekli kılan olguların varlığı ve mahiyetinin değerlendirilerek belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan, ticaret şirketlerine kayyım atanmasına ilişkin davaların da TTK'nun 4 ncü maddesinin ilk fıkrasının birinci bendinde belirtilen biçimde geniş anlamda ticari dava niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.Bir başka anlatımla, ticaret şirketlerine kayyım atanmasına ilişkin davaların, mutlak ticari davalardan olduğunun kabulü gerekir. Bu tür davaların ise Asliye Ticaret Mahkemelerinde incelenip sonuçlandırılması gerekir.Dairemizin kökleşmiş içtihatları ve vesayet makamları kararlarının temyiz mercii olan Yüksek 2. Hukuk Dairesi'nin yerleşmiş görüşü de bu yöndedir.Konu göreve ilişkin bulunduğundan, mahkemece re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esasa girilerek, karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu yön bakımından bozulması gerekmiştir. 2-Bozma içeriğine göre, kayyım atanması istenilen şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın görev yönünden BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmemesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Limited Şirketlerde Ortağın Denetim Yetkisi | Kibitzer | Meslektaşların Soruları | 8 | 28-06-2011 13:19 |
Bu kişiye kayyım atanı mı? | Brusk | Meslektaşların Soruları | 5 | 24-08-2006 13:54 |
Vasi atanması bu kadar zormu..? | BURÇİN ÖZÇELİK | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 04-07-2006 04:29 |
Limitet şirkette kayyım tayini ve bunun ortaklığa etkisi | suigeneris6126 | Meslektaşların Soruları | 10 | 04-04-2006 18:50 |
Limited Şirketlerde Yetki | Emin GÜNEŞ | Meslektaşların Soruları | 3 | 26-02-2005 21:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |