07-08-2016, 09:29 | #1 |
|
Cinsel suçlarda hadım etme
CİNSEL SUÇLARDA HADIM ETME CEZASI Av. İzzet DOĞAN
Tecavüzcülere kimyasal hadım cezasını öngören yönetmenlik resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmenliğe göre hadım etme cezasının: cerrahi bir operasyon uygulaması olmayıp kimyasal bir hadım etme olduğu açıklanmaktadır. Yani yönetmenliğin kabul ettiği hadım etme uygulamasında penis ve tesislerin kesilmesi söz konusu olmayıp, kimyasal ilaçlar kullanılarak tecavüzcü suçlunun testosteron hormonu ve dolayısıyla cinsel isteği azaltılarak ortadan kaldırılıyor. Cinsel suçlardan hüküm alanlar hakkında cezanın infazı sırasında ya da koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içerisinde de cinsel isteği azaltıcı bu uygulamaya devam edilebiliniyor.. Yargı kararıyla getirilecek yükümlülükler arasında, “Tedavi amaçlı programlara katılmak, suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak, mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak” da yer alıyor. Kimyasal tıbbı tedavi yöntemi uygulansa bile bu uygulamanın insan bedenine açık ve haksız bir müdahale olduğu, ayrıca verilen cezanın geri dönüşümsüz olduğu açıkça bellidir. Ayrıca suçlunun ikamet yerine müdahalede kişinin seyahat özgürlüğü bakımından tartışmaya açıktır. Kimyasal yolla tecavüzcü suçluyu hadım etme hukukçular tarafından bir nevi “Kısas” uygulaması olarak değerlendirilmektedir. İslam Hukukunda “ kısas “ : gerek öldürme ve yaralama gerek herhangi bir organın yok edilmesi veya işe yaramaz duruma getirilmesi şeklinde suç işleyen suçlunun, işlediği suçun aynı ile cezalandırılmasıdır. Uygulanabilmesi için fiilin bilerek veya isteyerek işlenmesi, suçlunun ergin ve suç ehliyetinin bulunması gerekliydi. Kasıtlı olarak adam öldürme suçunu işleyene kısas uygulanırdı. Yani cana karşı yapılan kısas, suçlunun canıdır. Kısas, öldürülenin velisinin hakkıdır. Ve ayrıca kısas keskin bir aletle boynunun kesilmesi yoluyla infaz edilir. Herhangi bir erkek canlının erkeklik bezlerini çıkararak veya burarak erkeklik görevini yapamayacak duruma getirmek Öte yandan bir kimseyi bilerek, isteyerek ve haksız olarak öldürmeyecek biçimde yaralayan suçlu da çok önemli bir sakınca yoksa aynı biçimde yaralanır. Bu cezayı isterse yaralanan kendisi infaz edebilir. Hadım etmek herhangi bir erkek canlının erkeklik bezlerini çıkararak veya burarak erkeklik görevini yapamayacak duruma getirmektir. Bu haliyle geri dönüşümsüz bir uygulamadır. Tıbbı tedavi uygulanarak kimyasal yoluyla hadım etmek de aslında bir kısastır. Son günlerde; bırakın Avrupa Birliğine girmemizi engellemesini, Avrupa Konsey’inden bile çıkarılmamız sonucunu doğuracak idam cezalarının geri getirilmesinin gündeme gelmesi ve evrensel insan haklarına aykırı olarak tecavüzcülere kimyasal hadım cezasını öngören yönetmenliğin resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi bize yukarıda yazdıklarımızı anımsattı. |
07-08-2016, 09:39 | #2 |
|
Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz!
Konuyla ilgilenen meslektaşlarımızın Sn. Yrd. Doç. Dr. Özge Yücel'in "Toplumsal Cinsiyete Dayalı Etik Bağlamında Cinsel Suçlular İçin Kimyasal Kısırlaştırma Sorunu" başlıklı makalesini de okuyabileceğini hatırlatmak istedim: http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1921.htm |
07-08-2016, 16:07 | #3 |
|
ben de teşekkür ediiyorum
|
07-08-2016, 22:43 | #4 |
|
Merhaba,
Genelde hadımlaştırma tartışılsa da 'Hadımlaştırma uygun mudur?' tartışması yerine başka bir hususa dikkat çekmek isterim. Haberlerde kimyasal ve cerrahi, hadımlaştırma ve kısırlaştırmadan bahsedilse de ilgili yönetmelikte bahsedilen ilaçlı veya ilaçsız tedavidir. Yönetmelik tanımında da psikiyatrik ve farmakolojik tedaviden bahsedildiğinden dolayı cerrahi yöntemlerin uygulanması söz konusu değildir. Kısırlaştırma, hadımlaştırma ve tedavi çok farklı kavramlardır. Yönetmelikle düzenlenen konu tedavidir. Hadımlaştırma veya kısırlaştırma değil.. Yönetmelikte tedavi, zorunluluktan ziyade yükümlülük olarak tanımlanmıştır. Yükümlülüğün ihlali ayrıca yaptırımlara bağlanmış olduğundan zorunluluktan bahsedilmesi doğru değildir. Buradaki tedavi, kanunla tanımlanan ve yönetmelikle düzenlenen tedbir niteliğinde olduğundan rıza aranmaması doğaldır. Ancak rızanın aranmamış olması zorla yapılabileceği anlamına gelmemektedir. Ayrıca tedavi gerekliliği ve gerekiyorsa hangi tedavinin seçileceği hekimlerden oluşturulan kurula bırakılmıştır. Bu sebeple de ceza olarak uygulanması yerine endikasyon ve tedavi kavramları karşımıza çıkmaktadır. Hadımlaştırmanın ceza mı tedavi mi olduğu, uzun yıllardan beri tartışılan ve bilimsel anlamda da uzlaşıya varabilmiş bir konu değildir. Açıkçası hadımlaştırmanın tıp bilimi açısından endike olduğu bir durum var mıdır bilmiyor ve sanmıyorum. Hekimlerden oluşan kurul, tıbbi endikasyon yoksa kimyasal tedavi yöntemi uygulanması kararını neye göre verecek bilemiyorum. Açıkçası bu konuyu daha tartışılmaya değer buluyorum. |
09-08-2016, 08:46 | #5 |
|
Cinsel saldırı bir hastalık değil, suçtur!
Aslında yönetmelik çok farklı bir şey demiyor..
Eğer tedavi edilecek bir hastalık varsa ve kişinin rızası varsa tedavi et, rızası yoksa yaptırım uygula diyordu. Aşağıdaki açıklamada ise cinsel saldırının bir hastalık olmadığına dikkat çekildikten sonra ama eğer, hasta olan birisi cinsel saldırıda bulunur ise tıbbi standartlara göre tedavi uygulanır diyor. "Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği, Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulan “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlardan Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik” ile ilgili ortak açıklama yaptı. Cinsel saldırının bir hastalık değil, suç olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, yönetmeliğin temel insan hakları, mesleki etik ilkeler ve bilimsel standartlara aykırı sonuçların doğmasına neden olacağı belirtilerek, acilen geri çekilmesi istendi. Açıklamada, TTB, uzmanlık dernekleri, hukukçular, kadın ve çocuk alanında görev yapan sivil toplum temsilcileri ile birlikte konunun tedaviyi de içerecek şekilde, tüm boyutlarıyla tartışılarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı." http://www.ttb.org.tr/index.php/Habe...rtak-6242.html |
19-08-2016, 17:48 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Toplumda cinsel suçların azaltılmasını sağlayacak esas yol bireysel eğitimden geçer. Cezai yaptırımların caydırıcılığı bunun yanında hafif kalır. Misafirlikte her fırsatta 2 - 3 yaşındaki oğluna "hadi amcana pipini göster" diyen bir toplumun evlatlarıyız. Sorunların kökenini daha derinlerde aramalıyız. |
07-12-2016, 15:47 | #7 |
|
Yönetmelik md 7
Madde 7 – (1) Tedavi, tanımda belirtilen hükümlülere yönelik olmak üzere, ayakta veya yatarak, ilaçla veya ilaçsız olarak veyahut her iki usul ile cinsel dürtünün azaltılmasına veya denetimine yönelik tedaviler ile cinsel isteğin azalmasını veya yok edilmesini sağlayan yöntemdir. Bu madde dikkatli okunduğunda sanki cerrahi hadımlaştırmaya izin veriyor. İlaçsız yatarak tedavi ve cinsel isteğin yok edilmesi gibi ibarelerden bunun da mümkün olduğu düşünülebilir ki böyle bir yöntem kanunun tedavi etme amacına aykırı olduğu gibi Anayasa md 17 beden dokunulmazlığın ihlalidir. Aceleye gelmiş kanunların verdiği yetkiye dayanarak çıkarılan özensiz yönetmelikler ülkede corporal punishment yolunu açmakta. Düzenleme Anayasa Mahkemesine götürülmeli. |
07-12-2016, 16:25 | #8 |
|
Düzeltiyorum: Yönetmeliğin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı Kanununa aykırı olması nedeniyle iptali istemiyle Danıştay'a dava açılmalı ayrıca da Kanunun 108 maddesi 9 fıkranın a bendinin Anayasa'ya ayrılığı ileri sürülerek itiraz yoluna başvurulmalı.
Tabii ki yönetmeliğin uygulaması esnasında da bireysel başvuru mümkün ama y.d. alınabilir mi sorusu var.İnfaz hakiminince verilen tedavi kararına karşı başvurulan yollarda da bu gibi aykırılıklar ileri sürülebilir. |
07-12-2016, 18:43 | #9 |
|
Anayasa, insan hakları ve dokunulmazlık yönlerinden bakıldığında idam gibi geri dönüşü mümkün olamayan bu infaz tarzının, her hangi bir yanlış karar sonrasında düşündüreceklerinin ürkütücü olacağı tartışılmaz bir gerçektir.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Cinsel Suçlarda Nitelikli Hal Sorunu | muslumfc | Meslektaşların Soruları | 0 | 19-08-2014 07:25 |
cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda tazminat talebi | av.şeyda müjdeci | Meslektaşların Soruları | 3 | 04-10-2008 22:26 |
Cinsel Suçlarda Düzenleme | ferahnaz | Hukuk Haberleri | 3 | 22-01-2007 22:27 |
Cinsel taciz, hakaret ve tehdit gibi suçlarda Savcıya erteleme yetkisi... | Av. M. Yasir Bağce | Hukuk Haberleri | 3 | 28-10-2006 11:49 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |