|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-09-2006, 19:53 | #1 |
|
icra takibi, ceza mahkumiyeti, takip ve satışın durdurulması
Müvekkil aleyhine hile ile alınan sened takibe konulmuş, daha sonra, takip açıldıktan sonra, İİK mad. 72 göre, icra veznesine yatan bedelin alacaklıya ödenmemesi yolunda tedbir kararı aldık. Ancak takip durmadı, Ceza mahkemesi, senedin hile ile alındığına karar verdi ve alacaklı mahkum oldu, bu ceza kararı yargıtaydan, yeni ceza yasasına göre incelenmek üzere gönderildi, yeni yargılamada savcılık yeniden eski karar doğrultusunda cezalandırılma yönünde mütalaa verdi. Henüz karar çıkmadan, icra dosyasıdan müvekkile ait 4 adet gayrimenkul satışa çıktı. Satışı ve icrayı durdurmanın(müvekkilin icra dosya borcunu tamamını yatırması ekonomik olarak mümkün değil) başka bir yolu varmıdır. Alacaklının müvekkilden hile ile sened alıp icraya koyduğuna dair ceza mahkeme kararı olduğu halde, icra dosyasından satışı durduramıyoruz. Borçlar Kanunu mad.60/3 göre daimi defi talebi ile durdurma talep ettik, Ceza mahkemelerinden CMK mad. 128 gereğince senede ve icra dosyasına el koyma talep ettik henüz karar çıkmadı, satışa 7 gün kaldı.
|
04-09-2006, 22:48 | #2 |
|
Hile ile alındığına dair tedbir talepli menfi tespit davası açılır.Tedbir için toplam alacak tutarı, %40 icra inkar tazminatı ve %15 para cezası icra dosyasına yatırılır. CEZA Mahkemesince tespit edilen olgular hukuk hakimini bağladığından ceza davasının sonucu menfi tespit davasında beklenir.
|
05-09-2006, 00:04 | #3 |
|
Esas hakkındaki mütalaaya da istinat ederek icranın ve satışın durdurlması yönünde ceza mahkemseinden tedbir talebinde bulunun. Ayrıca ceza mahkemesi kararı, esas hakkındaki mütalaa ve sair belgelerle satışın durdurulmasına dair icra dosyasına talepte bulunun. İcra müdürü reddederse bu kararı itm'ye şikayet edin ve aynı talepleri yineleyin. Tüm cevabım aklıma gelen pratiğe dayalı olasılıklardır ve ayrıca mevzuatı incelemenizi salık veririm.
Bir de sahtelik iddiasıyla ceza mahkemesinde açılmış bir dava bulunmakta ise; talep halinde ceza mahkemesinin vereceği karar ile icranın duracağına dair bir şeyler anımsıyorum. Ceza Kanunu'nda olması gereken bu maddeye bir bakmanızı tavsiye ederim. |
06-09-2006, 11:31 | #4 |
|
Sayın Ayyıldız ,
* Ceza Davasının İcra Takibine Etkisi; Alacaklı ceza davasından önce veya sonra sahteliği iddia edilen senede dayanarak ilamsız veya ilamlı (İİK.m.38) bir icra takibi yapmış ise; " Borçlu , ceza davasına şahsi hak bakımından müdahale ederek sahte senedin iptalini istemiş ve ceza mahkemesinde senet hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise, SENET CEZA DAVASI SONUÇLANINCAYA KADAR HİÇBİR İŞLEME DAYANAK YAPILAMAZ ! " (HUMK.m.317 c.2) Yani icra takibi kendiliğinden durur! Başka bir deyimle,ceza davasının sonuçlanması ,icra takibi için bekletici sorun yapılır ! (Bkz.Baki KURU HM Usulü 5.baskı 2.cilt Sh.1511, 1512 vd.) *İİK.m.72 gereğince açılmış bulunan dava borçlu lehine neticelenirse; Dava borçlu lehine neticelenirse (İİK.m.72/V) takip derhal durur ve hükmün kesinleşmesi ile de takip iptal olunur.Bu suretle dava konusu alacağın mevcut olmadığı maddi hukuk bakımından tespit edilmiş olur. Borçlunun hiç borcu olmadığına karar verilmişse icra; +tamamen+ kısmen borçlu olmadığına karar verilmişse,+kısmen+ eski hale iade olunur. Bunun için ayrıca bir mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur. Hükmün kesinleşmesi ile bu sonuç kendiliğinden doğar.Bu itibarla borçlunun malları üzerine evvelce haciz konulmuşsa, icra memurluğunca bu haciz derhal kaldırılır! İcra veznesinde borçludan tahsil edilmiş bir para mevcutsa, bu derhal borçluya verilir, ihalesi yapılan menkul mallar alıcıya teslim, GAYRİMENKUL MALLAR DA alıcı adına tapuya tesçil edilmiş olmakla beraber henüz hüsnüniyetli üçüncü şahıslara tedavül etmemiş ise,menkuller alıcılardan geri alınarak,GAYRİMENKULLER DE alıcı üzerinden terkin olunarak , borçlu adına tesçil edilmek suretiyle , İCRA ESKİ HALE İADE OLUNUR ! Satış bedeli , alacaklıya ödenmişse,ondan geri alınarak alıcıya verilir! (Bkz.Av.Talih UYAR. Gerekçeli-içtihatlı İcra ve iflas kanunu şerhi Sh.830 ) *Yardımcı olabilme ümidimle ! Saygılar sunarım ! |
06-09-2006, 14:09 | #5 |
|
Sayın Burhan Fılızözü,
Ceza davasında sahteliği iddia edilen senetle ilgili olarak, menfi tespit davasına nazaran (harç ve teminat bakımından daha elverişli olarak) ceza davası üzerinden takibi durdurmakla ilgili zikrettiğiniz hususu bir yerlerden anımsıyordum. Ancak Ceza ceya Ceza Usul Kanununda zannettiğim maddeyi aramama rağmen bulamamıştım. HUMK da hiç aklıma gelmedi Bu anlamda cevabınız benim için de tekraren öğretici oldu, teşekkür ederim. |
06-09-2006, 15:05 | #6 |
|
T.C.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2003/12-3 K. 2003/28 T. 22.1.2003 • ŞİKAYET ( İcra Memurunun Yasaya Aykırı Olarak Yaptığı İşlemin İptali ) • SENET ( Bir Kimsenin Vücuda Getirdiği ve Kendi Aleyhine Delil Teşkil Eden Yazılı Belge Olması ) • KAMBİYO SENETLERİ ( Medeni Usul Hukukunda Adi Senet Kabul Edilmesine Rağmen Ceza Hukukunda Resmi Varaka Hükmünde Olması ) • İCRA TETKİK MERCİİ ( Takip Hukukuna İlişkin Uyuşmazlıkları Çözme Görevini Yerine Getirirken Kural Olarak Tanık Dinleyemeceğinden Sınırlı Yetkili Olması ) • SAHTELİK İDDİASI ( İcra Tetkik Merciinin Sahtelik İddiasını İncelemesi Hakkındaki Yetkisinin Genel Mahkemeye Göre Kısıtlı Olması ) 1086/m.298,314,38,309,317 2004/m.16 765/m.349 ÖZET : Senet, bir kimsenin vücuda getirdiği ve kendi aleyhine delil teşkil eden yazılı belgedir. Kambiyo senetleri Medeni Usul Hukukunda adi ( gayriresmi ) senet kabul edilmesine karşın Ceza Hukukunda resmi varaka ( senet ) hükmündedir. Sahte bir senede dayanılarak aleyhine icra takibi yapılan borçlu, resmi veya gayri resmi senedin sahteliğini, açılmış bir davada hadise şeklinde ileri sürebileceği gibi, ayrı bir sahtelik davası da açabilir. İcra Tetkik Mercii "takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken kural olarak tanık dinleyemeyeceğinden dar ( sınırlı ) yetkili olup, sahtelik iddiasını incelemesi hakkındaki yetkisi genel mahkemeye göre kısıtlıdır. Genel Mahkemeler senetteki sahtelik iddiasını daha detaylı bir biçimde inceleme imkanına sahiptir. DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet, borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa İcra Tetkik Merciince takibin iptaline dair verilen 16.12.2001 gün ve 1999/691-86 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 11.6.2001 gün ve 2001/9476-10399 sayılı ilamı ile; ( ...Borçlu itiraz dilekçesinde çekin boş olarak elden çıktığını ileri sürmüş, aynı zamanda keşide tarihinde tahrifat yapıldığını iddia etmiştir. Adli Tıp Kurumundan alınan raporda kesin olarak iki keşide tarihinin olduğu tespit edilememiştir. Borçlu resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü iddia ettiğinden sözü edilen ceza dosyası getirtilip İ.İ.K'nun 317. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının da belirlenmesi gerekir. Mercice anılan hususların göz ardı edilerek takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, icra memurunun yasaya aykırı olarak yaptığı iddia edilen işlemin şikâyet yolu ile iptali istemine ilişkindir. Davacı-borçlu, takip dayanağı çekin kooperatif yöneticilerinin rızası hilafına boş olarak elden çıktığını, M. Ali A. tarafından doldurulan çekin keşide tarihinde tahrifat yapılarak davalı-alacaklıya ciro edildiğini çekin keşide tarihinin kötü niyetli üçüncü şahıslar tarafından doldurulduktan sonra, yeniden keşide tarihinde tahrifat yapılması sebebiyle hamil ve ciranta aleyhine sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü ileri sürerek takibin iptaline ve haksız icra takibi nedeniyle %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı, çek ciro edildiğinde tüm unsurların bulunduğunu, borçlunun çekin boş olarak elden çıkmasından sonra keşide tarihinde tahrifat yapıldığı yönündeki iddiasının kötü niyetli ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, takibin devamına ve %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Tetkik Mercii'nin "keşide tarihindeki düzeltme borçlu kooperatifçe imzalanmadığından HUMK.nun 298. maddesi uyarınca keşide tarihinin yok sayılması gerektiği, bu durumda çekin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı" gerekçesiyle takibin iptaline dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Borçlunun hamil ve ciranta aleyhine resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü iddia ettiği ceza dosyasının getirtilerek, HUMK.nun 317. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesinin gerekip gerekmediği, noktasındadır. Senet, bir kimsenin vücuda getirdiği ve kendi aleyhine delil teşkil eden yazılı belgedir. Kambiyo senetleri Medeni Usul Hukukunda adi ( gayriresmi ) senet kabul edilmesine karşın Ceza Hukukunda resmi varaka ( senet ) hükmündedir. ( TCK. m. 349, II ) Sahte bir senede dayanılarak aleyhine icra takibi yapılan borçlu, resmi veya gayri resmi senedin sahteliğini, açılmış bir davada hadise şeklinde ileri sürebileceği gibi, ayrı bir sahtelik davası da açabilir. ( HUMK. m. 314. c 1 ) Diğer taraftan borçlu, C. Savcılığına yapacağı başvuru ile, evrakta sahtekarlık yapan kişi aleyhine ceza mahkemesinde sahtecilik davası açılmasını sağlayabilir. ( TCK. m. 339 vd. ) Takip dayanağı senet hakkında borçlunun "sahtelik iddiası" ile şikâyette bulunmasından sonra alacaklı hakkında "sahtecilik suçu"ndan dolayı kamu davası açılmış ise, bu davanın icra takibine etkisinin ne olacağı hakkında icra ve iflas yasasında bir hüküm bulunmadığından bu konuda HUMK. 317. maddesinin 2. cümlesinden yararlanarak soruna bir çözüm getirmek gerekir. Bu noktada borçlu, ceza davasına şahsi hak bakımından müdahale ederek ( CMUK. m. 365 ) sahte senedin iptalini istemiş ve mahkeme, sahteliği iddia edilen senet hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasına ve senedin yazıldığını görenlerin tanık olarak dinlenmesine karar vermiş ise, senet ceza davası sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme dayanak yapılamaz. ( HUMK. m. 317 c2 ) Eş deyişle, ceza davasının sonuçlanması, icra takibi için bekletici sorun yapılır. ( Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü C. 2, sh:1511, Talih Uyar Kambiyo Senetlerine İlişkin Suçların İcra Takibine Etkisi-Manisa Barosu Dergisi,1984 S:11, sh. 2 ) Bilindiği ve Anayasa Mahkemesinin 26.10.1965 gün ve 25/57 sayılı kararında ( R.G. 8.12.1965 sayı 1217 ) belirtildiği üzere icra tetkik mercii şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkeme olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda İcra Tetkik Mercii "takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken kural olarak tanık dinleyemeyeceğinden dar ( sınırlı ) yetkili olup, sahtelik iddiasını incelemesi hakkındaki yetkisi genel mahkemeye göre kısıtlıdır. Genel Mahkemeler senetteki sahtelik iddiasını HUMK.nun 38, 309/1 ve 317. maddelerinin verdiği yetkiyle daha detaylı bir biçimde inceleme imkanına sahiptir. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya baktığımızda; Borçlu takip dayanağı çekin boş olarak elden çıktığını ileri sürdüğü gibi, keşide tarihinde de tahrifat yapıldığına işaretle, dilekçesinde hamil ve ciranta aleyhine resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü bildirmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik/Grafoloji İhtisas dairesinin 23.10.2000 tarihli raporunda "keşide tarihinin altında bulunan rakamların okunamadığı " belirtilmekle yetinilmiş, çekte iki keşide tarihinin varlığı kesin olarak tespit edilememiştir. Bu durumda tetkik merciince; ceza dosyası getirtilerek borçlunun şahsi hak bakımından müdahale ederek senedin iptalini isteyip istemediği, bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tanık dinlemesine karar verilip verilmediğinin araştırılması ve böyle bir karar mevcut ise, HUMK.nun 317. maddesine göre artık bu senede göre işlem yapamayacağı cihetle, durumu ön ( bekletici ) mesele yapıp neticeyi beklemesi gerekirken, mahkemece yapılacak incelemeye ters düşebilecek biçimde, noksan tahkikatla takibin iptali ve direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ : Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 22.01.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi. |
06-09-2006, 20:54 | #7 |
|
Sayın Bülent S. Akpınar,
Özellikle arasanız ancak bu kadar olur yani. Bu karar forum açısından harika bir son nokta oldu. Dediğim gibi konuyu tam hatırlayamadığımdan, verilen cevaplar ve eklenen içtihatlarla ezber geçmiş oldum. Bu bakımdan da sevindim. Teşekkürler. Sayın Ayyıldız, Satışa 7 gün kala demiştiniz, umarım telaşede forumu unutmamışsınızdır. Dahası bir teşekkürü hak etmedik mi? |
14-09-2006, 07:29 | #8 |
|
satışı durdurduk, yaptığımız tüm başvurular icra mahkemesi ve menfi tespit davasının görüldüğü mahkemece red edildi. CMK mad. 128 göre ceza mahkemesinden el koyma kararı talep ettik, el koyma kararı veridi. bu karara göre icra dosyasından satışın durdurulmasını talep ettik, satışa 20 dakika kala icra müdürü satışın durdurulmasına karar verdi. Ancak, Hakim ve Hukukçular arasında, el koymanın hukuki sonuçları ve icraya etkisi konusunda halen devam eden bir tartışma var.
|
20-07-2010, 11:05 | #9 |
|
Sayın Ayyıldız;
Konu üzerinden çok zaman geçmiş ama benimde başımda böyle bir sorun var. Sizin konu nasıl sonuçlandı. Yanıtlarsanız sevinirim. Teşekkürler. |
04-08-2010, 21:49 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
ceza davası halen devam ettiği için, tüm davalar ceza davasını bekliyor, bu arada icra takibinin durdurulması kararını aldım. bekliyorum. detay için mesai saatleri içinde, 0232 3693848 mesaj çekerseniz, bilgi verirseniz, ilgili bilgi ve belgeleri gönderebilirim, saygılar, |
08-09-2017, 15:11 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili meslektaşım. Aynı dertten muzdaribim. Epey zaman geçmiş fakat bizimle de paylaşabilir misiniz? Gönderebilirim dediğiniz belgeler hala sizde mevcut mudur? Mahcubiyetimle birlikte soruyorum .... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
kefil nasıl icra takibi yapar | Av. Çetin | Meslektaşların Soruları | 23 | 19-02-2019 16:05 |
Borçlu ölü hakkında icra takibi | uye9493 | Meslektaşların Soruları | 38 | 23-05-2013 15:08 |
ödenmeyen kira alacakları nedeniyle 51 örnek icra takibi ile tahliye | shaına | Meslektaşların Soruları | 3 | 06-03-2007 16:32 |
Alacak Davaları,icra Takibi | feyza | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 30-07-2002 14:11 |
icra takibi-ACİL!!!!!!! | nermin ömeroğlu | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 11-02-2002 02:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |