Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

28 Şubat'ta Kapatılan Özel Eğitim Kuruluşunun Tazminat İstemi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-12-2013, 16:29   #1
eser_29

 
Varsayılan 28 Şubat'ta Kapatılan Özel Eğitim Kuruluşunun Tazminat İstemi

28 Şubat sürecinde MEB Müfettişleri tarafından yapılan teftişlerde "irticai faaliyet" yapıldığı tespiti ile bir özel eğitim kuruluşu hakkında kapatılma kararı veriliyor ve uygulanıyor. Bu kuruluş 5 yıl boyunca yasaklı hale geliyor.

Şimdi bu kurumun sahibi olan şirket yetkilileri basında da gündeme gelen 28 Şubat dönemi alınan tüm kararların ortadan kaldırıldığına dair Başbakanlık Genelgesine de dayanarak geçmişte alınan kapatılma kararının hukuken geçersizliği bahsi ile MEB'e karşı tazminat davası açmayı düşünüyorlar.

Alıntı:
4 Aralık 2010 tarihli Genelgede; MGK toplantılarında alınan kararları ve dönemin başbakanlarının imzaladığı genelgeleri gösterilerek “Ekli listede belirtilen genelge ve talimatlar ile bunlarla ilişkili olarak Başbakanlık ve diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından, genelge, tamim, eylem planı, yönerge, talimat, olur, direktif ve diğer adlar altında yürürlüğe konulan her türlü işlem ve düzenlemeler yürürlükten kaldırılmıştır.” yazmaktadır.

.

Radyolar, TV'ler okul ve yurtlar fişleniyordu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kaldırılan 28 Şubat sürecinin etkisiyle çıkarılan genelgeler arasında, 'irtica genelgeleri' diye bilinen 1999 yılında çıkarılan 21 ve 41 No'lu iki genelge de bulunuyor. Başbakan Bülent Ecevit imzalı genelgelerde, hükümetler değişse bile irtica ile mücadelenin devam edeceği konu ediliyor. Genelgelerle, özel okullar ve yurtların gözetim altında tutulması isteniyordu.

57. hükümet döneminde 2 Şubat ve 19 Temmuz 1999 tarihlerinde yayınlanan 1999\ 21 ve 41 No'lu iki genelge, Başbakanlık'ın mevzuat sistemindeki yerini hâlâ koruyordu. İrtica ile mücadelenin tüm kurumlara 'Cumhuriyeti koruma' görevi olarak verildiği belirtilen genelgelerde "İrticai, bölücü, yıkıcı yayın yapan tüm radyo ve televizyonlar izlenecek" deniliyor. Genelgelerde siyasî iradenin, devletin temel niteliklerini yok etmeye yönelmiş irticai faaliyetlerle mücadelede, tüm kamu görevlilerinin arkasında olduğu vurgulanırken "Kamu görevlileri irtica ile mücadelede zafiyet göstermeyecek özellikle kılık kıyafet yönetmeliği hükümlerini titizlikle uygulayacaktır." deniliyor.

İrticanın eğitim faaliyetleri yoluyla gençliği ele geçirmeye çalıştığının savunulduğu iki genelgede, "Vakıflar, özel kuruluşlar, belediyeler ve şahıslar tarafından kurulan özel eğitim kuruluşları ile özel yurt, pansiyon ve kurslar üzerindeki devletin gözetim ve denetimi etkin bir şekilde gerçekleştirilecektir." ifadesine yer veriliyor.


Nasıl bir hukuki yol izlenmesini, nelere dikkat edilmesini (Zamanaşımı vb.)tavsiye edersiniz ?
Old 04-12-2013, 16:36   #2
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Bu konuyla ilgili net bir bilgim olmamakla birlikte daha önce yine devlet tarafından uygulamaya konmuş, tesis edilmiş bir düzenleme nedeni ile o uygulamanın yürürlükten kalktığı anda buna ilişkin dava açılması mantığı kafama pek yatmadı.
Lütfen bu davayı açtığınızda aşamalarını ve sonucunu paylaşınız.
Old 04-12-2013, 17:13   #3
eser_29

 
Varsayılan

Açıkçası benim de kafamda oturmuş bir durum yok. Ne olabilir diye fikir yürütmeye çalışıyorum ve meslektaşlarımın görüşlerine başvurmak istiyorum. Biliyorsunuz 28 Şubat süreci ile ilgili meslekten ihraç edilen öğretmenler veya subaylarla ilgili mesleğe dönüş kararları alındı. Kimisi bu uygulamayı sicil affı olarak değerlendirdi gerçi.

Alıntı:
Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık genelgesi ile göreve dönmek isteyenlere 1 Kasım 2013’e kadar süre tanındı. Buna göre, 28 Şubat 1997 ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında verilmiş olan disiplin cezaları sebebiyle memuriyetten çıkarılanlar dönüş için başvurabilecek. Ayrıca 1 Ocak 1990 ile 2 Ağustos 2013 tarihleri arasında aday devlet memuru iken kılık kıyafet hükümlerine aykırı davrandıkları için memuriyetten atılanlar da 1 Kasım’a kadar başvurmaları halinde görevine geri dönebilecek.

Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık genelgesine göre memuriyete dönüş için ilgililerin 28 Şubat 1997 ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında verilmiş olan disiplin cezaları sebebiyle memuriyetten çıkarılmış olması gerekiyor. Ayrıca memuriyetten çıkarmaya esas olan disiplin cezalarının daha sonra çıkarılan kanunlarla affedilmiş olması şartı da aranıyor. Başvuracakların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen genel şartlar ve kurumların mevzuatlarında yer alan özel şartların taşınmasıyla atama yapılacak kadro veya pozisyonlara ait niteliklerin taşınması isteniyor. Bu şartları taşıyanlar, 1 Kasım 2013 Cuma günü mesai saati bitimine kadar başvurabilecek. Başvuruyu alan kamu kurumları öncelikle müracaatların uygunluğunu tespit edecek. Bu tespit sonucunda atama için herhangi bir engel durumun bulunmaması halinde atama işlemleri gerçekleştirilecek.

Genelgeyle 1 Ocak 1990 tarihi ile 2 Ağustos 2013 tarihi arasında aday devlet memuru iken kılık kıyafet hükümlerine aykırı davrandıkları için memuriyetten atılanlara da 1 Kasım’a kadar süre tanınıyor. Bu kişiler, başvurularını takiben ilgili memuriyet kadrolarına en geç iki ay içinde atanacak. Kişiler, ilişiklerinin kesildiği kamu idarelerine yazılı olarak müracaat edecek.

28 Şubat mağduru memurların atamaları, açıktan atama olarak değerlendirilecek. Bu kişiler Bütçe Kanunu’ndaki kadro sınırlamalarına tabi tutulmadan görevlendirilecek. Buna göre açıktan atama izni olan kurumların, kendilerine yapılan başvuruları herhangi bir yerden izin almaksızın sonuçlandırması gerekiyor. Ataması yapılan kişiler, işlemlerinin tamamlanmasını müteakip bir ay içinde Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilecek. ANKARA ZAMAN
Old 04-12-2013, 17:15   #4
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Durumu biliyorum ama açmak istediğiniz davayı kafamda bir yere oturtamadım. O zaman devletin her türlü kararı hatta her türlü kanun, mevzuat; yürürlükten kalktığı anda dava edilebilir hale gelirse yasama ve yürütme organları kitlenir diye düşünüyorum.
Old 04-12-2013, 17:25   #5
eser_29

 
Varsayılan

Ortada müvekkil şirket açısından yürürlüğü kaldırılmış ve hukuksuz olduğu düşünülen bir karar var. Bu karar belli bir genelgeye dayanmakta ve o genelgenin yürürlüğü kaldırılmış durumda.

Peki o zaman ki kararın hukuka aykırılığı yönünde bir tespit davası açılsa ? Misal o dönem ki kapatma kararına dayanak olan genelgelerin Anayasanın ilgili hükümlerine aykırılığı yönünde?
Old 04-12-2013, 17:35   #6
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Peki şunu düşünelim, genelgeden ziyade iptal edilen kanun maddeleri; suç olmaktan çıkarılan fiiller var. Bu fiillerden hapse giren kişiler de fiil suç olmaktan çıkarıldığında dava açabilir mi? Bence açamaz.

Bir de sizin olayınızda siyasi bir süreç var. HEr hükümetin, dönemin siyasi yankısı ayrıdır hukukta; o dönemde gerçekleştirilen fiiller suç oluşturuyor ise dahi cezanın şahsiliği ilkesi nedeniyle kurumlar hakkına bu tür başvurularda bulunulamaz diye düşünüyorum.

Şimdi 28 şubatta irticacı diye kapatılan eğitim kurumu MEB'e dava açsa, MEB aynı MEB mi ki? kurumların idarecileri de farklı.

Yani meslektaşım benim aklıma yatmadı ama belki ben bilmiyorumdur bu konuda diğer üstadların fikirlerini duymak isteirm açıkçası
Old 04-12-2013, 18:31   #7
eser_29

 
Varsayılan

Devlette devamlılık esastır Üstad. Dolayısı ile MEB'in değişip değişmemesinden ziyade işlemlerin hukukiliğini değerlendirmek gerekir.

Bir de böyle bir dava açılacak ise idari yargı'da mı adli yargı da mı açmak gerekecektir ?

Kısmi dava/tam alacak davası hususu da ayrı bir konu.
Old 04-12-2013, 18:47   #8
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan eser_29
Devlette devamlılık esastır Üstad. Dolayısı ile MEB'in değişip değişmemesinden ziyade işlemlerin hukukiliğini değerlendirmek gerekir.

Bir de böyle bir dava açılacak ise idari yargı'da mı adli yargı da mı açmak gerekecektir ?

Kısmi dava/tam alacak davası hususu da ayrı bir konu.


ZAten manevi tazminat davasında net tazminat miktarı belirlemeniz gerekir. MAddi tazminatta ise ayrı konu.
Old 05-12-2013, 17:11   #9
eser_29

 
Varsayılan

Adli Yargı-İdari Yargı ayırdımını nasıl belirleriz bu konuda
Old 12-04-2014, 22:35   #10
eser_29

 
Varsayılan

İYUK md.10/2 bu anlamda hak düşürücü süreyi aşmaya yönelik fayda sağlar mı ?

Misal Başbakanlığın dönemin "anayasa'ya aykırı" olduğu ifade edilen tüm yönetmelikleri-işlemleri ilga ettiğine dair "gizli genelge"sini öğrendiğimiz tarih itibariyle süremiz başladı diyebilir miyiz ? Ya da aşağıdaki karara göre idareye yaptığı işlem nedeni ile tazminat ödemesi için başvuru yapıp oradan gelecek olumsuz cevap ile süre yeniden işlemeye başladı diyebilir miyiz ?

İşin esasında idare söz konusu işlemin hukuka uygunluğunu örnek olarak ilişiği kesilen memurların tekrar göreve başlatılması konusundaki kararıda gözeterek kolay kolay savunamaz. Bana göre ana sorun "zamanaşımı"

http://www.turkhukuksitesi.com/showp...63&postcount=4

Buradaki karardan sanki hak düşürücü süre geçse de idareye başvuru ve idarenin menfi cevabı halinde bu sorun aşılabilir gibi algılıyorum. Değerli meslek üstadlarımın görüşlerini merak ediyorum. Bu karar ve İYUK md.10/2 "hak düşürücü" sürenin bir "kara deliği" olmaz mı böyle yorumlanır ise ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Özel okul öğretmenlerine eğitim öğretim ödeneği Av.İrem ÖZTÜRK Meslektaşların Soruları 3 03-10-2014 14:19
Özel Eğitim Kurumları Sözleşmenin Feshi erdihafizoglu Hukuk Soruları 3 05-10-2012 19:02
Özel Hastaneden Tazminat İstemi Numerus Clausus Meslektaşların Soruları 3 26-02-2011 23:48
Boşanmada Tazminat İstemi buketoz Meslektaşların Soruları 18 19-02-2009 11:59
Boşanmada Tazminat İstemi bahar kesici Meslektaşların Soruları 9 14-09-2006 00:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05479503 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.