Faturaya Dayalı icra takibine itiraz edilmesi halinde itirazın iptali davası

Müvekkil borçlu çiftçisine veresiye fişi imzalatarak çeşitli tarihlerde zirai ilaç satışı yapıyor. Borçlunun hiç ödeme yapmaması nedeniyle veresiye fişlerinin toplamını tek bir fatura olarak kesip borçluya iadeli taahhütlü posta yoluyla tebliğ ediyor. Ancak çiftçi-borçlu, faturaya böyle bir borcum bulunmamaktadır diyerek noter kanalıyla itiraz ediyor. Ayrıca çiftçi olduğu için faturaya süresinde itiraz etmemiş olsam dahi tacir olmadığım için fatura içeriğini kabul etmiş sayılmam diyor. Ardından müvekkil aynı borcun vade farkı alacağına ilişkin yeni bir fatura daha kesip yine posta yoluyla borçluya tebliğ ediyor. Borçlu bu faturaya da itirz ediyor.

Biz de bu faturalara ilişkin borçlu aleyhine icra takibi yaptık ancak borçlu buna da itiraz etti. Buaradaki hatam takip dayanaklarına veresiye fişlerini de eklememiş olmamdır. Yalnızca faturaları takip dayanağı yaptım. Şimdi;

1- Borçluya tebliğin iadeli tahhütlü posta yoluyla yapılması usulsüz bir tebligat mıdır?

2- Borçlunun iddia ettiği gibi süresinde faturaya itiraz etmemiş olsa dahi kendisinin tacir olmaması ve ticari defterleri bulunmaması sebebiyle fatura içeriğini kabul etmiş sayılmayacağı konusunda haklı mıdır?

3- Böyle bir durumda yani hem fatura hem de takibe itiraz halinde alacak davası mı açmak doğrudur yoksa itirazın iptali davası yeterli olur mu? Çünkü dava esnasında benim alacağımı kanıtlayacak en büyük delilim borçlunun imzası bulunan veresiye fişleri ve ben bunları takip dayanağı yapmadım.

Şimdiden teşekkürler..

Bence veresiye satış fişlerine dayanarak takip başlatırsanız faturaya ilişkin sıkıntıları yaşamazsınız. takip daha hızlı sonuçlanır. Adi senet hükmündedir veresiye satış fişleri

Eğer veresiye satış fişinde ki imzalar borçluya ait ise bunlara dayanarak takip yaparsanız adi senet hükmünde yada en azından yazılı delil başlangıcı olacağından daha kolay çözüm sağlanır

Yani önceki takibi yok sayın baştan icra takibi yapın diyorsunuz!

Ancak bütün takip miktarı için çeşitli tarih ve miktarlarda 17 adet veresiye fişleri düzenlenmiş ama yalnızca takip miktarının yarısı edecek kısmında borçlunun imzaları var

Sanırım bu şartlar altında imzalı olan veresiye fişlerine dayalı olarak gerçek alacağın yarısı kadarı için yeniden icra takibi yapıp itiraz edilmesi halinde itirazın iptali davası açmam ve dava sonunda buna da şükür demem gerekecek ya da alacak davası açmam gerekecek..

Borçlu gönderilen faturalara ve yapmış olduğunuz icra takibine itiraz ettiğine göre, yeni bir icra takibi ile zaman kaybetmenin anlamı yoktur.(mutlaka ona da itiraz edecektir.)
Elinizde bulunan belgelerle doğrudan alacak davası açın.

Borçlu olduğu iddia edilen tarafa icra takibinden önce gönderilen ihbarname,taahhüt,ihtarat mektubu gibi resmi olarak bir genel anlamda hükmü ve geçerliliği olmayan belgelerin usulsüzlüğünden bahsedilemez.(olaydaki durum ayrıksı).Somut olayda çiftçi tacir olmadığını belirtmektedir.Tacir 6762 sayılı kanunun 14.maddesinde açık ve net olarak tanımlanmıştır.Madde metnine baktığımızda çiftçinin tacir olmadığı somut olaydaki şartlara göre belirlenmesi gerekir.Çünkü çiftçi olupta nasıl bir iş kurgusu yada organizasyonu içerisindedir.Kısacası lafzi anlamda yorumlamak yerine yapılan işin mahiyetine göre karar vermek yerinde olacaktır.Aynı yasanın 23.maddesine bakıldığında düzenlemenin tacirlerle ilgili bir düzenleme olduğu ve tacirler açısından hüküm ve sonuç doğurduğunu kabul etmek gerekecektir.Bu çerçevede 23.maddede düzenlenen 8 günlük süre; şartlar incelenip tacir olup olmadığı tespit edildkten sonra çıkan sonuca göre karar vermek gerekeceğinden dolayı;eğer tacir ise 8 günlük süre bağlayıcı olacak aksi takdirde bağlayıcılık kazanmayacaktır.Faturaya dayalı olarak icra takibi yapıldığından dolayı;veresiye fişlerinin hepsinin altında borçlunun imzası olmadığından dolayı açılacak olan itirazın iptali davasında imzası olmayan fişler için ispat sorunu doğabilecektir.Bu konuda izlenmesi gereken en sağlıklı yol İİK 67/4 gereği umumi hükümler dairesinde alacak davası açılmasıdır.İcra takibine başlamışken;itiraızn iptali için açılacak olan davada elinizdeki belgeleri mahkemeye sunarak oluşacak sonuca göre alacak davasını denemeniz şuan için gidilebilecek yollardan birisidir.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Alıntı: Yazan wellan ...Aynı yasanın 23.maddesine bakıldığında düzenlemenin tacirlerle ilgili bir düzenleme olduğu ve tacirler açısından hüküm ve sonuç doğurduğunu kabul etmek gerekecektir.Bu çerçevede 23.maddede düzenlenen 8 günlük süre; şartlar incelenip tacir olup olmadığı tespit edildkten sonra çıkan sonuca göre karar vermek gerekeceğinden dolayı;eğer tacir ise 8 günlük süre bağlayıcı olacak aksi takdirde bağlayıcılık kazanmayacaktır...

Sayın wellan,

TTK m.23/1-2: "Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini istiyebilir.
Bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkındaki bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır."

8 günlük itiraz süresinin neticeleri sadece tacirler hakkında değildir; maddeye binaen bu şekilde işlem yapmış KİMSELER için muteber bir düzenlemedir (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...