|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
17-11-2007, 16:48 | #1 |
|
İş Hukuku kapsamında değerlendirilebilir mi?
Sayın meslektaşlar sorum büyük bir AŞ'de (merkezi yurtdışında olan) YK uyeliğine getirilmiş (hukuka uygun şekilde) yabancı uyruklu bir genel müdürün işten çıkarılması hususuna ilişkin..
Kişi işten cıkarıldığı için kıdem ve ihbar tazminatları istemektedir.Ayrıca yuksek bır tazmınat da talep etmiştir. Ne var ki kişinin Türkiye'de çalışma izni ikametgahı olmamakta bordrosuz çalışmaktadır. Ama YK üyesi secilmiş, imza yetkisi verilmiştir. Genel müdür sıfatı taşımaktadır. (yurtdısındaki şirket kendisini e-mail yolu ile atamıstır) Bu bağlamda sizce işçi sayılabilir ve sozkonusu tazmınatları isteyebilir mi? Sözleşmesel anlamda başkaca sorunlar olup hizmet ve vekalet akdi hususlarını es geçerek sadece bu bağlamda ki husus hakkında görüşlerinizi almak arzusundayım. Her ne kadar aradaki sözleşmesel ilişkinin tespiti bu soruyu aydınlatacak ise de İK bu halde kişiyi işçi saymakta mıdır? Son olarak AŞ ile kişi arasındaki hukuki ilişkinin tespiti mahkemece ne şekilde yapılır? Görüşleriniz beklemekteyim.. Saygılarımla |
18-11-2007, 13:05 | #2 |
|
Bu alıntı konuyu belki aydınlatabilir.
Araş. Gör. Z. Seçil TAŞTAN -----İş Kanunun işçi sayılabilmek için, “hizmet akdine dayanarak çalışma”nın gerçekleşmesini arar. Oysa, burada sözkonusu olan, “geçerli bir iş ilişkisinin varlığıdır. Ancak her iş ilişkisi, işçi sayılmak için yeterli değildir. Sözkonusu iş ilişkisinin, öncelikle, hukuken geçerli bir iş ilişkisi olması gerekir. Hukuka ve ahlaka aykırılığın yürürlükteki hukuk düzeninin temel görüşleriyle bağdaşmadığı durumlarda, geçerli bir iş ilişkisinin doğması ve giderek, ilgili bir kişinin işçi sayılması düşünülmez.--------- Türkiyede çalışma izni, ikametgahı yok ve bordrosuz çalışıyor demişsiniz.Bu durumda bence işçi sayılmaz. |
18-11-2007, 17:47 | #3 |
|
İş kanunu madde 2 de işçi sayılabilmesi için öngörülen tek şartın iş sözleşmesine dayanarak çalışmasıdır. ne uyruğu ne de bordrosunun olmaması bu iş ilişkisinin mevcudiyetini etkilemez.dolayısıyla iş sözleşmesinin varlığı kanıtlandığı taktirde sözü edilen tazminatları isteyebilir.
|
18-11-2007, 17:51 | #4 |
|
Sayın ayşe
Türkiye'de çalışma izni de yokmuş şahsın.Buna rağmen iş kanunundan yararlandırmak ne kadar doğru olur.Bir nevi kanuna aykırı bir fiili ödüllendirmek olmuyor mu bu. |
18-11-2007, 18:01 | #5 |
|
evet çalışma izni olmaması konusunda haklısınız ancak ortada yine de yapılan iş, harcanan bir emek var bu yüzden hakkaniyete uygun bir tazminat talep edebilmelidir. çalışma izni olmadan çalışılması bence iç işleri bakanlığını ilgilendiren bir husus iç ilişkide önem taşımalı yani.
|
19-11-2007, 10:03 | #6 |
|
Sayın agah,
verdiğiniz kısa alıntı yapacağım savunmamın temel görünümü niteliğinde..fakat kişi Yönetim kurulu uyesi de secilmiş (genel kurulca sicilde gösterilerek vs.)ve yuksek miktarda tazmınatla birlikte İK'dan doğan talepleri var. Sayın Ayşe, ortada bir emek olduğu kesin fakat bu emeğin karşılığıda hatırı yüksek tutarlar ödenmiştir.Her istihdam edilen İK kapsamında emek var diyerek işçi sayılmamalıdır ki olaydaki sözleşmesel ilişkide vekalet ilişkisi görünümündedir. |
21-11-2007, 19:03 | #7 |
|
zaten ortada vekalet akdi varsa iş sözleşmesinden de bahsetmek mümkün değil değil mi!
|
22-11-2007, 15:45 | #8 |
|
' ...Yönetim kurulu üyeliği ya da üyelik ile birlikte başkanlığının ifa edildiği dönemde taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdi ilişkisi olarak değerlendirilmesi olanağı yoktur....'
9. H.D. 11-11-96 96/11308 E. 96/20794 K. |
22-11-2007, 21:14 | #9 |
|
625 sayılı yasaya tabi öğretmenler de milli eğitimim onayı olamadan çalışamıyorlar ama yine bu onay geciktiği için iş mahkemelerinde 1 tam yıl çalıştığı kabul ediliyor ve tazminat alıyorlar....Yani çalışma izninin sonradan alınması aktin başta kurulduğu şeklinde kabul görüyor tartışılabilir bir konu
|
27-11-2007, 12:17 | #10 |
|
Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı danışma hattında konu ile alakalı görevli müfettiş ile yaptığım görüşmeyi paylaşmak isterim;
haklı olarak yasal çalışmanın çalışma izni hiç olmazsa oturma izni olmasına bağlı olduğundan hareketle bu izinleri bulunmayan kişinin işçi sayılarak ihbar kıdem-tazminatı istemesi İK kapsamında değerlendirilmemelidir. Görülüyor ki işçi sıfatı kazanılmadan bu istemlerin reddi gerekecektir. Fakat konu istisnai ve benzeri olmayan bir örnek olduğundan emsal teşkil edecek bir karar bekliyorum. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Cmk kapsamında ''hüküm'' nedir? | Av.Güçlü KERVAN | Hukuk Sohbetleri | 7 | 27-07-2013 08:21 |
borçlar hukuku,idare hukuku ,uluslararası hukuk,vergi hukuku | wellan | Ticari Duyurular | 0 | 05-09-2007 21:59 |
ayıplı malda tekeffül kapsamında iade | Can Canpolat | Meslektaşların Soruları | 4 | 26-06-2007 16:16 |
Müvekkil adresi sır kapsamında mı? | Av. Mehmet Söylemez | Meslektaşların Soruları | 3 | 30-01-2007 21:58 |
Borçlar Hukuku kapsamında Havale Sözleşmesi | zazaenden | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 13-06-2006 21:03 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |