Menfi Tespit Davasında İyi Niyetli Üçüncü Kişi Sorunu

Değerli meslektaşlarımdan bir konuda görüşlerini rica ediyorum. Menfi tespit davalarında davanın takip alacaklısına karşı açılması gerekiyor ancak lehdar teminat senedini ciro ederek takip alacaklısı görünen iyi niyetli 3. kişi konumundaki şirkete devrediyor. Daha sonra senedin lehdarı olan şirketin yetkilisi bedelsiz senedi kullanmaktan dolayı yapılan suç duyurusunda da bu senedin teminat senedi olduğunu ve işleme konulduğunu kabul ediyor. Ancak şu an icra takibi devam ettiğine göre açılacak menfi tespit davası lehdar şirkete yöneltilerek aynı zamanda hamil takip alacaklısı şirket ihbar olunan konumunda mı olmalı yoksa menfi tespit davası yalnızca takip alacaklısı hamil şirkete mi yöneltilmeli - ki hamil şirket iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğu için bu durumda muvazaanın ispat edilmesi de gerekiyor. Menfi tespit davası aynı zamanda vekalet ücretinin nispi olarak tayin edildiği bir dava olduğu için sayın meslektaşlarımızın konuyla ilgili yorumlarına ve varsa ilgili Yargıtay kararlarına ihtiyacım var. Teşekkürler

Emre Bey Merhabalar,

Kambiyo senetlerinde kural, temel ilişkiden kaynaklanan bir def’inin, sadece tarafları arasında ileri sürülebilmesi, buna mukabil senedi ciro yoluyla devralan kişiye karşı ileri sürülememesidir.Bunun istisnası ise, ciro yoluyla senedi iktisap eden kişinin, bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olmasıdır. Bilerek borçlunun zararına hareket kavramı, kötü niyetten daha dar bir kavramı ifade etmektedir. Bu bakımdan kötü niyet için, taraflar arasındaki temel ilişkiden doğan bir def’inin varlığını bilmek veya bilebilecek durumda olmak yeterli iken; bilerek borçlunun zararına hareketin gerçekleşmesi için bu def’inin varlığını bilmek tek başına yetmemekte, ayrıca senedi de bu def’inin ileri sürülmesine mani olmak için devralmak şartı aranmaktadır. Senet elinizden rızanız ile çıkmış olduğu için davalı hamilin kötü niyetli veya iktisapta ağır kusurlu olup olmadığı değil; bilerek borçlunun zararına hareket edip etmediği önem kazanmaktadır. Buna ilişkin Yargıtay kararlarını inceleyip somut olayda 3.kişinin durumuna göre karar vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Tarafımızca benzer bir durumda hem lehdara hem de alacaklıya karşı açılmış bir dava da mevcut olup henüz sonuçlanmamıştır, sonuçlandığında sizinle paylaşabilirim.