Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Elden muris bağışının ispatı sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-11-2007, 10:12   #1
av.ersen

 
Varsayılan Elden muris bağışının ispatı sorunu

Herkese merhaba ve iyi çalışmalar
Murise ait bankadaki münferit hesaplar murisin sağlığında kapatılarak aynı gün müvekkilim davalı adına açtırılan hesaba yatırılmıştır. Aynı şekilde müvekkilim ve murisin müşterek hesaplarındaki muris hissesine düşen miktar para da çekilerek müvekkilim adına olan hesaba aktarılmıştır. Hal böyle iken tarafımıza muvazaa nedenine dayalı olan bu tasarrufların iptali istemiyle dava açılmıştır.Bu tür tasarruflar elden bağış niteliğinde olduğundan ancak tenkis hükümleri uygunabilir kanısındayım.
  • Sizce tasarrufların muvazaa nedeniyle iptali mümkün müdür ?
  • Elden bağış iddiamızı ne şekilde ispat edebiliriz ?
Bu konuda elinde Yargıtay kararı bulunan arkadaşlar paylaşırsa sevinirim.
Old 05-11-2007, 21:50   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

BK. 237. maddesi elden bağışı düzenlemiştir." Elden bağışlamanın konusu taşınmazlar dışındaki hukuki değerlerdir " ( C. Yavuz , Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler 2006, sh:140)237. maddeye gröre , tapulu taşınmazlar ve üzerindeki ayni haklar dışında kalan hukuki değerlerin elden bağışlanması teslim ile geçerlilik kazanır.

Muvazaada görünüşteki sözleşme gerçek iradeyi yansıtmadığı , bağış şeklindeki gizli sözleşmenin ise şekle uygun olarak yapılmamaması nedenleri ile her iki sözleşmede geçersizdir. Paranın bağışı ise elden bağış hükümlerine göre teslim ile geçerlilik kazanacağından ortada iki sözleşme iradesi bulunsa dahi birisi yani bağış olanı geçerli olduğundan muris muvazaası hükümleri uygulanmaz.

Aşağıdaki kararda tapusuz taşınmazlar yönünden ( Yargıtay tapusuz taşınmazları taşınır hükmünde ele almaktadır ) muvazaalı işlemde bulunsa bağışın geçerli olacağı , dolayısı ile muvazaaya dayalı dava açılamayacağı tenkis davası açılması gerektiği vurgulanmaktadır. (Bence iade davası da açılabilir ) . Yargıtay ilamında geçen kurallar tapulu taşınmazlar dışındaki tüm hukuki değerler ( para bağışı da dahil olmak üzere) yönünden geçerlidir.

Elden bağış teslim ile vücut bulduğuna göre, banka kayıtları teslimin yapıldığını, böylece ortada elden bağışın bulunduğunu ispata yeterli olacağı kanısındayım.Paranın verilmesi, teslimi bir şekle tabi olmadığından gerekirse tanık ta dinlenebileceği kanısındayım.

Saygılarımla.


T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 1986/7027

K. 1986/7821

T. 18.11.1986

• SENET İPTALİ DAVASI ( Muvazaalı Satış Sözleşmesi Altında Gizlenerek Yapılan Bağışlama )

• TAPUSUZ TAŞINMAZLAR ( Zilyetlikten İbaret Olan Hakkın Teslimle Elden Bağışlanması )

• ZİLYETLİĞİN DEVRİ ( Tapusuz Taşınmazlar Üzerinde )

• TENKİS ( Muvazaalı Satış Sözleşmesi Altında Gizlenerek Yapılan Bağışlamanın Geçerli Olması )

• MUVAZAALI SATIŞ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİ OLMASI ( Tapusuz Taşınmazlar Üzerinde Zilyetlikten İbaret Olan Hakkın Teslimle Elden Bağışlanması )

818/m.237

1086/m.297

ÖZET : Tapusuz taşınmazlar üzerinde zilyetlikten ibaret olan hakkın teslimle elden bağışlanması hususundaki sözleşme hiçbir şekil şartına tabi olmadığından muvazaalı satış sözleşmeleri altında gizlenerek yapılan bağışlama geçerli olup ancak tenkisi istenebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki senet iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı satıcısı A., alıcısı F. olan 7.07.1971 tarihli gayrimenkul satış senedi ile satıcısı A., alıcısı F. olan 21.12.1976 tarihli senetlerin iptaline ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava taşınmaz mal satışına ilişkin iki adet senedin iptali isteğidir. Davacılar tarafından Maliye Hazinesi ve Köy Tüzel Kişiliği ile birlikte ( F.Ç. aleyhine ortak miras bırakan A.`dan kalma tapuda kayıtsız dört parça taşınmazın mirasçıları adına tescili için önceki dava açılmıştır. Davalı ( F.Ç. ), o davada A.`nın sağlığında bu taşınmazları kendisine sattığını savunmuş ve bu savunmasını ispat için şimdi iptali talep olunan senetleri ibraz etmiştir. Ancak o dava takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve senetlerin iptali için bu dava açılmıştır. İddiaya göre satış karşılıksız olup mirastan mal kaçırma amacına yöneliktir. Mahkemece gayrimenkullerin ... Köyü`nde olduğu ve alıcı ile satıcı aynı köyde oturduğu halde kasaba muhtarlığınca tasdik edildiğinden, düzenlenirken köyde bulunan kişiler şahitlik yapmadığından, yabancı kişiler önünde düzenlendiğinden mal kaçırma amacıyla hareket edilmiş olup, satış bedeli ödenmediğinden ve aslında satış değil bağışlama olduğundan bahsile her iki senedin iptaline karar verilmiştir.
Oysa iptali istenilen senetlerde satıcı imza vazına muktedir olamadığından veya yazı bilmediğinden el ile yapılmış bir işaret veya mühür kullanmamış olup imza atılmış olduğundan bu senetlerin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilen şekilde düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması gereksizdir. Aynı Kanunun 299. maddesi hükmüne göre imzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayri resmi senet ona imza eden ile mirasçılar hakkında muteberdir. Davacılar senetlerdeki imzanın miras bırakana ait olmadığını iddia etmemişlerdir. Onların gerçekten sahtelik konusunda bir iddiaları olsaydı mahkemenin bu yönü incelemeyen kararını temyiz etmeleri gerekirdi. Mahkeme senetlerdeki imzaların miras bırakana ait olduğunu kabul etmiş, ancak gereksiz yere onların düzenlenme biçimi üzerinde durulmuştur.
Davada senetlerin düzenlenmesindeki amacı, davacıları mirastan yoksun bsrakmaya yönelik bulunduğu iddia edilmektedir. Kural olarak mevsuf muvazaa halinde görünüşte yapılan sözleşme tarafların iradesine dayanmadığından geçerli olmayıp, gizli sözleşmenin yani gerçekten yapılmak istenilen akdin var olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. Onun muvazaalı sözleşme altına gizlenmiş olması, ilke olarak geçerliğini etkilemez. Ancak bu gizli sözleşmenin geçerliği bir şekle bağlı ise şekil şartına uygun bir irade bildiriminde bulunulmadığı cihetle geçerlik şekline bürünmüş olmayan irade beyanı hukuki varlığı olmayan bir beyan niteliğini taşıdığından gizli sözleşme dahi geçerli kabul edilemez. Gerçekten yapılması istenilen gizli sözleşme şekil şartına rlayetsizlik sebebiyle geçerli değilse, ancak geçerli tasarruflara uygulanması gereken tenkis hükümlerinin tatbiki söz konusu olamayacağından Borçlar Kanununun 18. maddesi uyarınca muvazaa sebebiyle geçerli olmayan sözleşmeye ilişkin belgenin iptaline, şayet sözleşme geçerli ise hükümsüzlüğünün tesbiti niteliğindeki senedin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekir.
Davacılar aslında mal satılıp davalıdan bedeli alınmış olmadığı için asıl sözleşmenin yani yapılması kastedilmiş bulunan bağışlamanın örtülmesi amacı ile yapılmış olan ve mal parasının alınmış olduğu esasına dayanan irade bildiriminin gerçeğe uymamasından dolayı hükümsüz olacağını ileri sürmektedirler. Böyle bir hukuki işlemin mirastan mal kaçırma amacı ile yapılmış olmasının dahi işin nitelendirilmesine ve varılacak sonuca etkisi yoktur. Olayda miras bırakanın davalı kızı ile yapmış olduğu gerçek sözleşme anılan nedenlerle bağışlamadır. Gerek senetlerin metninden, gerekse tescile ilişkin diğer dava dosyası münderecatı ile tarafların bu davadaki iddia ve savunmalarından taşınmazların tapuda kayıtlı olmadıkları, zilyedinin de davalı olduğu anlaşılmaktadır. Böylece sözleşmenin konusu olan bu taşınmazlar tapuda kayıtlı bulunmadıklarına ve tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların taşınır mal niteliğinde sayılmaları gerekeceğine göre tapusuz taşınmazlar üzerinde zilyetlikten ibaret olan hakkın devri, diğer bir ifadeyle teslim suretiyle elden bağışlanması hususundaki sözleşme Borçlar Kanununun 237. maddesinin birinci fıkrası hükmünce hiçbir şekil şartına tabi olmadığından muvazaalı satış sözleşmeleri altında gizlenerek yapılan bağışlama niteliğindeki tasarruf geçerli olup ancak tenkisi istenebilir. O halde bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken düzenleme biçiminin yasaya uymadığından bahsile senetlerin iptaline karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA 18.11.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kiralananın devredildiğinin ispatı sorunu avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 11 25-10-2007 15:26
Boş çek koçanının elden çıkması külekçi Meslektaşların Soruları 2 25-06-2007 23:06
Elden Takipli Haciz Müzekkeresi-Elden Takip Şerhinin Yokluğu-Şikayet ELİF ÇELİKKAYA Meslektaşların Soruları 5 14-06-2007 22:19
elden odenen kıralar ve ıspatı Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 14 08-02-2007 08:59
Rızadışı Elden Çıkan Çek Ve Tahrifat seyitsonmez Meslektaşların Soruları 1 20-11-2006 16:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03995204 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.