Maaş Haczini durdurma.

Müvekkil adına icra takibi yapılmış ve maaşına haciz konmuştur. Ancak müvekkilin ne icra takibinden nede borçtan haberi vardır. Zira kimliği kullanılarak sahte çek karnesi alınmış ve birçok davası devam etmekte ve birçoğundan beraat etmiştir. Ancak muhtemelen yine söz konusu biyle bir alacağa istinaden maaşına haciz yazısı gitmiş ve önümüzdeki hafta maaşından kesintiler başlayacaktır. Bize ait olmayan ve sahte kimlik ile oluşturulmuş bir borcu nasıl durdurulabilir. Hiçbir şekilde borçtan haberimiz yoktur. Sizce şuan için maaşından kesinti yapılmaması için ne yapılması gerekir.

Maaşa haciz konulan icra takibi izah ettiğiniz bu durumdan kaynaklanıyorsa, bunları belirterek menfi tespit davası açın.

Menfi tespit davası dilekçenizde "icra dosyasına yatacak paraların alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini" talep edin.

Menfi tespit davasında icranın bulunduğu yerde mı dava açılması gerekir. icra istanbulda konmuş, müvekkil gaziantepde. Nerede nasıl açabiliriz.

Sayın avsafran;

İcra ve İflas Kanunu'nun 'MENFİ TESBİT VE İSTİRDAT DAVALARI' başlığı altında düzenlenen 72. maddesine göre;

"(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur."

Saygılarımla..

Ancak müvekkil borçlu olmadığı gibi, borçtan da hiçbir şekilde haberi olmamıştır. tebligatın kime ve nasıl yapıldığını dahi bilmiyoruz. Bu durumda menfi tespit davasından önce daha kısa bir yok olarak tebligata itiraz edilebilir mi? edilebilirse nasıl? nasıl bir yol izlenebilir?

Alıntı: Yazan avsafran Ancak müvekkil borçlu olmadığı gibi, borçtan da hiçbir şekilde haberi olmamıştır. tebligatın kime ve nasıl yapıldığını dahi bilmiyoruz. Bu durumda menfi tespit davasından önce daha kısa bir yok olarak tebligata itiraz edilebilir mi? edilebilirse nasıl? nasıl bir yol izlenebilir?

Müvekkiliniz borçlu olmayabilir. Bu durumda yapmanız gerekenin menfi tespit davası açmak olduğunu meslektaşlarımız belirttiler. Öncelikle tebligat prosedürünün usulüne uygun şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitini yapmalısınız. Ardından, tebligat usulsüz ve takibe itirazın koşulları var ise menfi tespit davası açmaya gerek kalmaksızın itiraz edersiniz. İtiraz süresinin kaçırılmaması bakımından, maaşa konulan haczin öğrenilmesiyle birlikte takibe muttali olunduğu hususunu göz ardı etmemelisiniz.