Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ticaret şirketlerinin manevi zararı olabilir mi?

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-10-2003, 15:25   #1
practice-law

 
Varsayılan Tüzel Kişilerin Manevi Tazminat Hakkı

İyi Günler ,

Ticari ilişkide yaşanan bir ihtilaftan ötürü A Şirketi , B Şirketini repertuarından çıkarıyor ve teminat mektubunu da nakte çeviriyor.

Bunun üzerine B Şirketi , öncelikle "teminat mektubu bedelinin faiziyle birlikte iadesi " talebiyle bir dava açıyor ve bu davayı kazanıyor.

Daha sonra ise B Şirketi , A Şirketine karşı teminat mektubunun nakte çevrilmesi ve repertuardan çıkartılması sebebiyle "maddi ve manevi tazminat " davası açıyor.

Daha önce B Şirketi lehine neticelenen davadan ötürü , maddi tazminat talebi reddediliyor. Ancak manevi tazminat talep edebileceği yönünde bir karar ortaya çıkıyor. Tüzel bir kişilk manevi tazminat talep edebilir mi ?
Old 07-10-2003, 17:19   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Bir kararı örnek gösterebiliriz sanırım:

(Y. Dördüncü Hukuk Dairesi24.9.2001 T., 2001/4164 E., 2001/8421 K.)

Alıntı:
Kişilik haklarına saldırının kapsam ve koşulları MK.nun 24, 24/a maddesinde belirtilmiş, BK. nün 49. maddesinde de saldırı halindeki yaptırımın kapsam ve niteliği düzenleme altına alınmıştır. BK. nün 49. maddesinde belirtilen .manevi zarar, kişinin kişisel çıkarlarında (haklarında) uğradığı bir eksilmedir. Bir tüzel kişinin kişisel haklarından olan (adı, şerefi, onuru ve itibarı gibi) varlıklarına yapılan saldırının; bu manevi değerlerinde bir eksilmeye (manevi zarara) neden olacağı bir gerçektir.Gerçi, duyguları olmayan tüzel kişilerin elem ve ızdırap duymaları düşünülemez . Ancak bu onların kişilik değerlerinin saldırıya uğramadığı sonucunu doğurmaz . Hukuk düzeni tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref, onur ve itibar gibi kişisel varlıklar bahsedilmiş olduğuna göre (MK. nün 46), tüzel kişinin üzüntü duymayacağı gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir. Zaten manevi zarar salt üzüntünün varlığı halinde değil,kişinin kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda gerçekleşen bir zarardır. Bunun içindir ki gerek Medeni Yasa ve gerekse Borçlar Yasası (m. 49) yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerinde kişisel haklarını korumaktadır. Yargıtayın uygulaması ve bilimsel eserlerdeki baskın görüş, tüzel kişilerin de kişisel nitelikçe gerçek kişilerin kişiliklerine özgü olanların dışında kalan, kişisel haklarına saldırı halinde manevi tazminat isteyebilecekleri yolundadır
Old 08-10-2003, 08:34   #3
practice-law

 
Varsayılan

Sayın Jus,

Yanıtınız için teşekkür ederim. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin benzer kararlarını görmüştüm. Söz konusu kararlar, daha çok "basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle" manevi tazminat talebine ilişkin idi.

Ancak , olayımızda B Şirketinin kişilik haklarına saldırı oluşmuş mudur ?
Old 08-10-2003, 09:26   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selam,

Olayda şirketin "TİCARİ İTİBAR"ının zedelendiğini, vermiş olduğu teminat mektubunun nakte çevrilmesi dolayısıyla ticari güvenilirliğine zarar verildiğini ve bu sebeple iş yaptığı piyasada adına leke sürülmüş olduğunu,kredibilitesinin düştüğünü vb. nedenlerle manevi tazminat talebi mümkün olabilir diye düşünüyorum.
Old 08-10-2003, 11:44   #5
practice-law

 
Varsayılan

İyi Günler,

Sayın Jus , görüşünüzü ilettiğiniz için teşekkür ederim.

Peki diğer meslektaşlarımızdan aksi düşünce de olan ve görüşlerini paylaşmak isteyen var mı ?
Old 18-05-2007, 13:24   #6
Brusk

 
Varsayılan Ticaret şirketlerinin manevi zararı olabilir mi?

Değerli arkadaşlar bir ticaret şirketinin, piyasada ticari itibarının zenelendiği yakınmasıyla manevi tazminat istemesinin hukuki değeri nedir acaba?
Old 18-05-2007, 13:36   #7
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 1989/8483
Karar : 1991/160
Tarih : 24.01.1991
ÖZET : Şahsi menfaatleri haleldar edilen kişilerin manevi tazminat talebine hakkı olabilmesi için karşı tarafın ağır kusurunun bulunması icap eder.
Boya ve badana işlemleri yapıldığı için otelde konaklama imkanı olmadığını ve rezervasyonun iptal edildiğini bile bile, turistleri davalının otelinin önüne getirtip bekletmek davacının kusurlu bir hareketidir. Bu yüzden davacının şahsi ve ticari itibarında bir sarsılma olmuş ise bundan dolayı davalıyı kusurlu saymak ve manevi tazminata yükümlü kılmak doğru olmaz.
Kaldı ki, davacı tüzel kişiliği haiz bir anonim şirket olup rezervasyon iptalinden dolayı şirket yönetim kurulu başkanı olan dava dışı bir şahsın üzüntü duyması, şirket tüzel kişiliğine manevi tazminat talep etmek hakkı bahşetmez. Bu nedenlerle manevi tazminat talebinin tümüyle reddi gerekir.
(818 s. BK. m. 49)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Asliye Beşinci Ticaret Mahkemesince) verilen 3.7.1989 tarih ve 343-668 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, seyahat acentası olan müvekkilinin 1988 Mart ayında (40)’ ar kişilik dört turist kafilesinin konaklama ve yemek yeme gereksinimlerinin karşılanması için davalının otelinde rezervasyon yaptırdığını, davalının belirlenen günde otele gelen turistleri kabul etmeyerek saatlerce otobüste beklettiğini, davalının rezervasyonları haksız ve tek yanlı iptal etmesi üzerine davacının (460.000 TL.) fark ödeyerek turistleri başka bir otele yerleştirdiğini, durumun delil tespiti yoluyla anında saptandığını, turistlerin maruz kaldığı bu üzücü durumdan dolayı davacının ticari itibarının sarsıldığını ileri sürerek (500.000 TL.) maddi ve (3.000.000 TL.) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının rezervasyon yaptırmasından sonra oteli denetleyen sağlık zabıtası makamlarının otelin badana ve boyasının acilen yapılması ve aksi halde cezai işlem yapılacağı yolunda rapor düzenlediğini, bu durumda mecburen rezervasyonların iptal edildiğini ve keyfiyetin turistlerin geliş tarihinden üç hafta önce davacıya duyurulduğunu, önceden bildirilmek kaydıyle rezervasyon iptalinin tarafların yasal hakkı olduğunu, olayda davacının maddi veya manevi herhangi bir zararının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, (469.240 TL.) maddi ve takdiren (1.000.000 TL.) manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi ile (469.240 TL.) maddi tazminatın tahsiline ilişkin hüküm fıkrasının onanması gerekmiştir.
2- Olay tarihinde yürürlükte olan BK.nun 49. maddesi hükmüne göre, şahsi menfaatleri haleldar edilen kişilerin manevi tazminat talebine hakkı olabilmesi için karşı tarafın ağır kusurunun bulunması icap eder. Olayda ise davalı - otelci gerekli sağlık koşullarını haiz bulunmadığı, bilahare sağlık zabıtası denetimiyle anlaşılan otelinde rezervasyon yapmakta ve daha sonra otelin boyanması zorunluluğu karşısında rezervasyonu iptal etmekte kısmen kusurlu sayılabilir ise de iptal keyfiyetini haftalar önce davacı - seyahat acentesine bildirdiği cihetle davacının dürüstlük kurallarına göre izlemesi gereken yol, getirteceği turistler için başka bir otelde rezervasyon yaptırmaktan ve bu yüzden fazla bir masrafa girmişse bu masrafları maddi tazminat olarak davalıdan istemekten ibarettir. Boya ve badana işlemleri yapıldığı için otelde konaklama imkanı olmadığını ve rezervasyonun iptal edildiğini bile bile turistleri davalının otelinin önüne getirip otobüste bekletmek davacının kusurlu bir hareketi olup bu yüzden davacının şahsi veya ticari itibarında bir sarsılmak olmuş ise bundan dolayı davalıyı kusurlu saymak ve manevi tazminatla yükümlü kılmak caiz olamaz.
Öte yandan, davacı bir anonim şirket olup rezervasyonun iptalinden dolayı şirket yönetim kurulu başkanı olan dava dışı bir şahsın üzüntü duyması şirket tüzel kişiliğine manevi tazminat talep hakkı bahşetmez. Bu durumda, manevi tazminata ilişkin davalı talebinin tümüyle reddi icap ederken kısmen kabulü cihetine gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç : Yukarda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddiyle maddi tazminata ilişkin hüküm fıkrasının (ONANMASINA), manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının (2) nolu bentte gösterilen nedenle temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.1.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : {YKD. Haziran-1991 s: 878}
Old 18-05-2007, 14:07   #9
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

HD 04 <> E: 2001/4164 <> K: 2001/8421 <> Tarih: 24.09.2001

* KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI
* TÜZEL KİŞİLİK
* MANEVİ TAZMİNAT

Kişisel niteliği itibariyle gerçek kişilerin kişiliklerine özgü olanların dışında kalan kişilik haklarına saldın halinde, tüzel kişilerin dahi manevi tazminat istemeleri mümkündür.

(743 s. MK. m. 24, 24A) (818 s. BK. m. 49)

Davacı vekili tarafından, davalı H. İbrahim aleyhine 4.8.1999 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle 1 milyar lira tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; tüzel kişilerin manevi kişilik hakları bulunmadığından davanın reddine dair verilen 7.12.2000 günlü kararın Yargıtay´ca incelenmesi davacı Kooperatif vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava kişilik değerlerine saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili davalının 12.7.1999 günlü basın bülteninde ve 14.7.1999 tarihli Büyük Kayseri Gazetesi´nde yayınlanan açıklamasında davacı kooperatifin halka zulüm yapmakla suçlandığını ve bu şekilde kişilik haklarına saldırıldığını ileri sürerek manevi tazminat istemiştir.

Mahkemece, davacının tüzel kişi olduğu, tüzel kişinin ise manevi kişilik hakları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Kişilik haklarına saldırının kapsam ve koşulları MK.nun 24, 24/a maddesinde belirtilmiş, BK. nün 49. maddesinde de saldırı halindeki yaptırımın kapsam ve niteliği düzenleme altına alınmıştır. BK. nün 49. maddesinde belirtilen manevi zarar, kişinin kişisel çıkarlarında (haklarında) uğradığı bir eksilmedir. Bir tüzel kişinin kişisel haklarından olan (adı, şerefi, onuru ve itibarı gibi) varlıklarına yapılan saldırının; bu manevi değerlerinde bir eksilmeye (manevi zarara) neden olacağı bir gerçektir. Gerçi, duyguları olmayan tüzel kişilerin elem ve izdi rap duymaları düşünülemez. Ancak bu onların kişilik değerlerinin saldırıya uğramadığı sonucunu doğurmaz. Hukuk düzeni tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref, onur ve itibar gibi kişisel varlıklar bahsedilmiş olduğuna göre (MK. nün 46), tüzel kişinin üzüntü duymayacağı gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir. Zaten manevi zarar salt üzüntünün varlığı halinde değil, kişinin kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda gerçekleşen bir zarardır. Bunun içindir ki gerek Medeni Yasa ve gerekse Borçlar Yasası (m. 49) yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerinde kişisel haklarını korumaktadır. Yargılayın uygulaması ve bilimsel eserlerdeki baskın görüş, tüzel kişilerin de kişisel nitelikçe gerçek kişilerin kişiliklerine özgü olanların dışında kalan, kişisel haklarına saldırı halinde manevi tazminat isteyebilecekleri yolundadır. Bu yön gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24.9.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
affetmiş olması manevi tazminat talebinin reddedilmesine neden olabilir mi? Nesrin D. Meslektaşların Soruları 11 03-04-2015 15:06
Yağmur suyu kanalına düşen kişi zararı kimden isteyecek? av.okan Meslektaşların Soruları 11 10-03-2007 16:45
işçinin geçersiz sebeple fesih nedeniyle uğradığı ücret zararı madlock Meslektaşların Soruları 4 15-01-2007 22:17
Kiralayanın bu zararı nasıl giderilir:..? Brusk Meslektaşların Soruları 2 17-10-2006 22:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05575705 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.