Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Evlilikle Velayetin El Değiştirmesi

Yanıt
Konu Notu: 4 oy, 4,25 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-05-2003, 21:57   #1
Admin

 
Dikkat Evlilikle Velayetin El Değiştirmesi

MK. md.183:
Alıntı:
MADDE 183.- Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.


Bu nasıl bir maddedir sizce ve Medeni Kanun çıktığından beri her tarafı didik didik edilmesine karşın niçin bu madde hiç gündeme gelmedi? (Ben mi rastlamadım?)

Boşanmadan sonra velayeti elinde bulunduran kişinin evlenmesinin tek başına velayetin gözden geçirilmesi mekanizmasının işlemesine neden olması bence insan haklarına aykırıdır. Bir kimsenin çocuğun velayetini sahip olması nedeniyle bekar kalmaya zorlanmasını başka türlü nitelendiremiyorum.

Evet bu evliliğin çocuğun gelişimi ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olması durumunda velayetin el değiştireceği muhakkaktır. Ancak bunun için sırf evliliğin aktini neden kabul etmek ve madde metni içine sokmak için bir sebep yok zira
çocuğun gelişimi ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etki söz konusu olduğunda zaten velayetin yeniden gözden geçirilmesi bahis konusudur. Henüz böyle bir olgunun varlığı gündemde değilken sadece evlenmiş olmayı velayetin gözden geçirilmesi için yeterli kabul etmek ve böylece psikolojik olarak veliyi evlenmeme baskısı altında tutmayı ise son derece anlamsız buluyorum.

Yok mu bu maddeyi Anayasa Mahkemesine taşıyacak yargıcımız? Yoksa yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tazminat kararlarını mı bekleyeceğiz?
Old 15-05-2003, 08:31   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,

Bu maddenin varlığından çok, yanlış uygulanması olumsuz sonuç doğurabilir. Hakime takdir hakkı verildiği, hakimin durumu inceleyerek çocuğun menfaatlerine uygun olmayan bir değişiklik olduğu kanaatine varırsa velayeti değiştirmek de dahil tedbirler alabileceğini düzenleyen bir hükümdür... Bunun madde olarak düzenlenmesinde ben bir anormallik görmüyorum.

Düşünün ki; daha çok okumamış kadınlarımız geçim derdi nedeniyle veyahut toplumsal baskılarla bir başkası ile evlendiğinde, tamamen tahakküm altına girmekte, sadece kendisi değil velayetinde olan çocukları da aynı tahakküme maruz kalmaktadır. YENİ KOCA ahlaki değerlerden uzak, ayyaş, kumarbaz vs.. gibi tutumları haiz ise; bu tür durumların varlığı nda velayetin yer değiştirmesinden doğal bir şey olamaz.

Ancak; yeni evlilik çocuğun menfaatine ters bir durum yaratmıyorsa, çocuğun gelişimi ve yaşantısında gerileme bulunmuyorsa velayetin yer değiştirilmesi, ''tedbir'' niteliği taşımaz. Başka bir ifade ile bu maddenin uygulanmasına izin vermez..

Fakat, takdir hakkını kullanan hakimin durumu iyi analiz edememe riski her zaman vardır ki bu husus sadece 183. madde de değil, tüm ''takdire dayalı'' kanun maddelerinin uygulanması için de geçerlidir.

Ayrıca, sizin de belirttiğiniz gibi bu madde olmasa bile taraflardan birisi herzaman için velayetin değiştirilmesini talep edebilirdi..

Selam ve saygılarımla..
Old 25-05-2003, 15:09   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Maddede geçem ölümü anlıyorum da, "başkasıyla evlenme" ve "başka bir yere gitme" üzerine gereken önlemlerin(!!) alınması ne demek ben de anlayamadım.. Velayeti üstlenen, talep eden taraf, genel anlamda bakarsak hiç olmazsa bakış ve anlayış açısından yeterince sorumludur diye düşünüyorum. Birlikte yaşayan çocuk ve velisi, zaten bir ailedir, düşünün ki velayeti alan anne çocuğuyla birlikte Ankara da yaşıyor, baba ise İzmir de yaşıyor, anne yeniden "başkasıyla" evleniyor ve üstüne üstlük bir de "başka yere gidiyor", e bu durumda maddeyi okuyan herhangi bir hakimin bırakın eski eşin şikayet başvurusunu, "re'sen kendisini önlem almak zorunda hissetmemesi bile " olanaksız sanki. Bir de çoc uğumu göremezsem ne olacak diye salt anneyi taciz kasıtlı şikayetçi olacak babaları düşünün. Kanımca hedeflenen gayeden uzak, tamamen keyfiliğe ve tarafları yıpratmaya neden olabilecek bir madde. Boşanma davası acarak eşlerinden ayrılan anne kadınların, bu maddenin varlığından haberdarlık yaygınlaştıkça eski kocalar tarafından yıpratılmasına , bir koz olarak kullanılmasına yol açabilecek denli de tehlikeli bir madde. Feminizm duygularımda yoğunluk yoktur ama kadın hakları savunucusu olarak ortaya çıkan kadın hukukçular, yasa tasarısını tartışan feminist gruplar neredeysi ve neden hiç seslerini bu madde araclığıyla duymadık sahiden??
Old 25-05-2003, 15:19   #4
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sözde ailenin iç işleyişine devlet karışmasın mantığıyla tasarıdan çıkarılan "aile içi tecavüzle başlayp" eşler arasındaki her türlü haksız müdahaleden şikayeti yasal olarak olanaksızlaştırmaya çalışan anlayış, nasıl olur da aile ilişkisi sona ermiş bireyleri, çocukları aracılığıyla ve üstüne üstlük kötü hal vb. gibi seçeneklerle değil de, yeniden evlenme ve başka yere taşınma gibi durumlarda müdahalede haklı görebilir? Re'sen de üstelik.. Velayet kendisinde olan tarafın seyahat ve kendine ikametgah seçme özgürlüğü??? Yeniden evlenme özgürlüğü?? Çalışma özgürlüğü?? Bence anayasaca teminat altına alınmış temel hak ve özgürlükleri de örseleyecek bir madde. Ama yaygın inanışa, kabul gören , yeniden oluşması hayal edilen türkiye anlayısına göre, kadın zaten çalışmaz, diyelim ki kadın yüksek bir maaşla 500 km ötede bir şehirde iyi bir işe başlayacak, tedirgin olacak, babadan uzaklaşıyorum, ortaya çıkan bu "yeni olguya" ben sebebiyet veriyorum, gidersem velayet hakkım riske girebilir.. mi olacaktır, ki bu madde metniyle mümkün görünüyor..
Çocuk ve baba, ya da çocuk ve anne de ailedir. Maddeyi yeni gördüm, kızdım çok ve çok şaşırdım
Old 27-05-2003, 19:17   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,
Sanıyorum bu maddenin gerekçesine bakmamız gerekiyor.
Old 03-06-2003, 23:43   #6
Nedime Uğraş

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım;
4721 Sayılı Yasanın 183. maddesi yeni bir hüküm değildir. 743 Sayılı Türk M.K.nın 149. maddesinde de olay aynı şekilde hükme bağlanmış idi. Eski maddede: "Ana ve babanın başkası ile evlenmesi, başka bir yere gitmesi, ölümü gibi halin tahaddüsünde hâkim, res'en veya ana babadan birinin talebi üzerine hadisenin iktiza ettirdiği tedbirleri ittihaz eyler." denilmişdi.
Gördüğünüz gibi hüküm aynıdır. Yalnızca dili sadeleşmiştir. Yasa hükmü bu güne kadar nasıl çocuk ve ana lehine yorumlandı ve uygulandı ise, bundan sonra da aynı olacaktır. Bu konuda fazla endişeye gerek olmadığı kanısındayım.
Yasanın hazırlanmasında öncülük eden Kadın Derneklerini de fazlaca suçlamayın. Zira erkek egemen Meclisten onların istediğini elde etmenin zorluklarını bilirsiniz umarım.
Yasa hazırlanırken feminist diye suçlanan bu bir avuç kadından başka hiç kimse olaya duyarlı olup katkıda bulunmadı. Fakat uygulamaya geçildiğinde bu olumsuz hükümler ile karşılaşan hukukçular, kendilerinin o aşama içinde ne yaptığını sorgulamadan, tenkite başladılar.
Bundan sonra, böyle Kadın, Çocuk ve dolayısı ile İnsan Haklarına aykırı olan hükümlerin mahkemelerde Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürüp Hakimi ikna ederek Anayasa Mahkemesinde dava açılmasını sağlamak veya bu hükümlerin değiştirilmesi için kampanyalar başlatmak sureti ile verilecek uğraşa daha etkili katkıda bulunmamız gerektiğini sanırım hepimiz anladık.
Saygılar...
Old 16-10-2006, 12:23   #7
bulker

 
Varsayılan

Avukat olmadığımdan bu konunun yasa maddelerinden ziyade uygulaması ile ilgili görüş alış verişinde bulunmak istiyorum, şöyleki:
1999 yılında boşandım, kızın 3 yaşındaydı ve velayet anneye bırakıldı ve bu duruma rıza gösterdim. Görüşmelerim 2 haftada bir Ctesi sabahtan Pazar akşama dek. 2 yıl önce eski eşim bir almanla evlenerek Almanya ya gitti. Kızımın gidişine onay vermedim, görüşün yeniden düzenlenmesiyle ilgili dava açtı, tedbir kararı aldı ve çocuğu götürdü. Dava yaklaşık 1 yıl sürdü konu ile ilgili 3 adet bilirkişi raporu düzenlendi. Bu arada çocukla telefon ve internet üzerinden görüşme taleplerim mahkemede kabul görmesine rağmen pratikte engellendi, dava sürerken Almanya da çocuğu okulunda ziyarete gittim, burada da görüşmem engellendi, ancak 20 dakika Alman birirnin gözetimi altında kızımla görüşebildim. Bu durumları şahitlerle belgeledim. Dava sonucu hakim "görüşü yeniden düzenlemekle" birlikte "annenin velayet hakkını kötüye kullandığını, babanın psikolojik durumu uygun değilse vasi atanmasını , fakat açılmış olan herhangi bir velayet davası olmadığından karar verilmedi..." şeklinde sonuçlandırdı ve ben velayet davası açtım. Anne çalışıyor, ve Almanya dan diğer ülkelere iş seyehatleri yapıyor. Çocuk uluslararası bir okula gidiyor, okulda Türk yok. Yaşadıkları yerde sadece 4 yaşında babası amerikalı anne Türk bir çocuk var. Görüşmeler halen kısıtlanıyor ve ben bu konuda hiçbirşey yapamıyorum. Kızımla görüşme ile ilgili ben anneden(istanbul) alıp İzmire getirip annede izmirden götürüyordu. Karşı taraf velayet davası halen sürmekte olmasına rağmen sonuçlanmış "görüşün yeniden düzenlenmesi"davasında(12.2005)tavzih istiyorlar(08/2006) tedbiren tavzih sonucu çocuk istanbuldan alınıp istanbuldaki adrese teslim edilmesini gerektiriyor. Velayet davasına değil diğer avukata karar tebliğ ediliyor ve o da bana ulaşamayınca mahkemeye iade ediyor. Bu arada çocuğun alınması ile ilgili olarak ben İzmirde beklerken onlar izmir e geliyor savcıya mahkeme kararının uygulanmadığını söylüyor, savcı sözlü talimatla karakolu arıyor iki polis ayarlanıyor ve evim basılıyor. Ben annesi çocuğu alacak diye beklerken polislerin gelişi ve bütün bunlara evde yalnız olduğumuzdan kızımda şahit oluyor. Kızımın tüm bunlar yaşanırken nasıl dehşete düştüğünü ve nasıl bir travma geçirdiğini belirtmeme gerek yok sanırım. 15 saniye bile olsa bu görüntüleri kayıt etmeyi de başardım. Psikolog ve sosyal hizmet uzmanı olmadan böyle ev basılabiliyor. Çocuğu aldılar ve gittiler, anne aşağıda bekliyormuş, bu da yetmiyormuş gibi hakkımda karakola gidip çocuk kaçırma suçundan suç duyurusunda bulunuyorlar( bu arada kızım da karakola gidiyor), bu konuyu bir de velayet davasına getiriyorlar ve ben çocuğun teslim alınma koşulları bellidir eğer anne baba çocuğu vermiyorsa icra marifetiyle icra memuru, sosyal hizmet uzmanı, psikolog ancak bunlar gerek görürse polisin eşlik edebileceğini söylüyorum, pişkin pişkin avukat C.tesi günü bunları nerden bulacağım diyor, hakimde sadece dinlemekle yetiniyor.
Bu arada İzmir de savcı talebi haklı görerek hakkımda TCK234/1,-53 maddeleri gereğince cezalandırılmam için dava açıyor.
Tavzih kararı çocuğun polis zoruyla alınmasından 1 hafta sonra posta yoluyla bana ulaştı. Yani tavzihten haberim olmadığını da belgeliyebiliyorum.
Tüm bunlara rağmen avukatım velayeti almamın zor olduğunu söyleyebiliyor. Bu arada eski eşim ünlü bir hukuk bürosu tarafından temsil ediliyor.

Burada birşeyin altını çizmek gerekiyor. Çocuk anne ya da babanın malı değildir (maalesef mahkemelerimiz biraz böyle bakıyor gibi), aile mahkemeleri yeterince bilgi ve eğitim sahibi değildirler, velayet isteyen alan vs. kişiler azılı hırsız veya cinayet sanığı değildir, ki bunu bizzat hakimin de yüzüne söyledim. "Siz tarafsınız" dedim, "taraf olmalısınızda, bu taraf çocuğun tarafında olma ve onun menfaatlerini teslim etme şeklinde olmalıdır."
Tüm yukarıdaki duruma bakıldığında çocuğun babasıyla olan ilişkisi bilinçli bir şekilde engellenmekte ayrıca yabancı bir ülkede yaşaması etrafında anneanne, babaanne, dayı, amca, gibi akrabaların olmaması arkadaşların ve öğretmenlerin yabancı olması ki tüm bunlar çocuk için sosyal destek sistemleridir, çocuğun ileride kimlik sorunu yaşayacağının da göstergesidir.

Tüm bunları ışığı altında lütfen söyler misiniz "anne evlenirse, taşınırsa velayet hakkı gider gibi" konuları tartışmak ne derece anlamlı?
Saygılarımla

Not: Özetlemiş olduğum davama yardımcı olabilecek yöntem, yasa maddesi, yargıtay kararı, kaynak vs. katkınız olursa şimdiden teşekkür ederim. Örnekse internet üzerinden görüşememe nasıl belgelenebilir, bunu emniyet mi yoksa Türk telekom mu takip eder. Telefon kayıtları Turkcell tarafından tutuluyor mu, görüşmeler belgelenebiliyor mu?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtayın İçtihat Değiştirmesi Durumunda Avukatın Sorumluluğu meltem tepe Meslektaşların Soruları 16 17-12-2018 19:52
nesebib düzeltilmesi ve velayetin düzenlenmesi avslh Meslektaşların Soruları 3 20-11-2006 16:56
Tedbir talepli velayetin nez'i ağustos Meslektaşların Soruları 3 06-11-2006 07:13
Boşanma ve Velayetin Değiştirilmesi Kararlarının Tenfizi lawyer382 Meslektaşların Soruları 1 30-10-2006 12:56
Velayetin Geri Alınması papatya Hukuk Soruları Arşivi 1 14-05-2003 21:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05972099 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.