Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kasko sigortası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-05-2007, 12:06   #1
Burak Demirci

 
Varsayılan kasko sigortası

Müvekkil, noter satışı olmadan harici bir sözleşme ile araç satın almıştır. Aracın kasko sigortası mevcut. Aracın harici sözleşmeyle satışı yapıldıktan sonra araç başka bir şahsın sevk ve idaresinde iken kaza yapıyor. Kaza sonucu araç hurdaya ayrılacakmış. Kasko sigortası yapılan şirket ise aracın satışı yapılmış olduğundan kasko bedelini ödeyemeyeceğini belirtmiş.

Bu olaya göre kasko bedelini sigortacı şirketten talep etmek mümkün müdür. Nasıl bir yola başvurmalıyız. Saygılarımla.
Old 15-05-2007, 16:08   #2
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Kasko sigortası genel şartları C.5. maddesi gereğince "sözleşme süresi içinde, menfaat sahibinin değişmesi halinde sigorta sözleşmesi kendiliğinden feshedilmiş olur ve feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi gün esasına göre hesap edilir ve fazlası sigorta ettirene geri verilir. ". Ancak bu hükmün uygulanabilmesi için Karayolları Trafik Kanunu'nun 20. maddesindeki prosedüre uygun satış ve devir işleminin olması gerekir.

Yargıtay kararları da bu yöndedir:

"T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/11-32
K. 2004/55
T. 11.2.2004
• KASKO SİGORTA ( Aracın Haricen Satışı - Menfaat Sahibi Değişikliğinin Bulunduğundan ve Sigorta Sözleşmesinin Münfesih Olduğundan Söz Edilemeyeceği )
• SİGORTA MENFAAT SAHİBİNİN DEĞİŞMESİ ( Kasko Sigortalı Aracın Haricen Satışı - Değişikliğin Bulunduğundan ve Sigorta Sözleşmesinin Münfesih Olduğundan Söz Edilemeyeceği )
• ARACIN HARİCEN SATIŞI ( Kasko Sigortasında Menfaat Sahibi Değişikliğinin Bulunduğundan ve Sigorta Sözleşmesinin Münfesih Olduğundan Söz Edilemeyeceği )
• SİGORTA SÖZLEŞMESİ ( Kasko Sigortalı Aracın Haricen Satışı - Menfaat Sahibi Değişikliğinin Bulunduğundan ve Sigorta Sözleşmesinin Münfesih Olduğundan Söz Edilemeyeceği )
• HARİCEN SATIŞ ( Kasko Sigortalı Araç - Menfaat Sahibi Değişikliğinin Bulunduğundan ve Sigorta Sözleşmesinin Münfesih Olduğundan Söz Edilemeyeceği )
6762/m.1263, 1264, 1269, 1270, 1271
2918/m.20/d
ÖZET : Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesinde "Noterce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir." hükmü yer almaktadır. Kamu yararı ( düzeni ) amacına yönelik bu emredici kural açık ve ortada iken, aracın kayıt maliki dışında bir başkasına ait olduğu yolundaki mücerret açıklamalara değer verilerek, o şahsın malik olduğunun; bu suretle menfaat sahibinin değişliği ve sigorta akdinin sona erdiğinin kabulüne olanak bulunmaktadır. Eş söyleyişle Araç maliki Yasa'nın aradığı biçimde değişmediğine, aracı haricen satın alanın ayrı bir sigorta akdine taraf olması olanaklı bulunmadığına göre ortada menfaat sahibi değişikliğinin bulunduğundan ve sigorta sözleşmesinin münfesih olduğundan da söz edilemez.

Davalı M.T.nin kanıtlanmayan ve çelişik olan haricen satın aldığı yönündeki beyanına dayanan diğer davalı sigorta şirketinin, aracın haricen satılması ile menfaat şartının değiştiğini ve sigorta akdinin sona erdiğini ileri sürmesi, açıklanan durum karşısında da, yerinde değildir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı sigorta şirketinin "menfaat değişikliği" savunmasını "araç satımına" dayandırdığı; ancak varlığını ileri sürdüğü bu satımın 2918 sayılı Kanun'un 20/d maddesinde öngörülen resmi şekilde yapıldığını kanıtlayamadığı; araç sahibi ve sigorta sözleşmesinin tarafı durumunda olup, dolayısıyla menfaat sahibi sıfatını da koruyan davacıya, dayanağı olan sigorta poliçesi kapsamına göre ödenmesi gereken tazminat miktarının ödenmediği dosya kapsamı ile belirgindir. Mahkemece, işin esasına girilerek poliçe kapsamına göre davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 29.05.2002 gün ve 2001/734-2002/350 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24.02.2003 gün ve 2002/9026-2003/1506 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, aracın diğer davalıya emaneten bırakıldığı sırada, park halinde iken başka aracın çarpması sonucu hasarlandığını, rizikonun davalılara ihbar edilmesine rağmen hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 2.960.553.499 liranın 26.04.2001 tarihinden itibaren faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı sigorta vekili, davalı M.T.'nin olay akabinde verdiği ifadesinde, aracı haricen satın aldığını belirttiğini, kazanın bu şahsın evinin önünde olduğunu, Genel Şartlar C.5 maddesi uyarınca menfaat sahibinin değişmesi nedeniyle hasarın teminat dışı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, aracın davalı M.T.'ye haricen satıldığı, davacı tarafından talepte bulunmasının sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı, ayrıca aracın davacının elinden haricen satışla da olsa çıkması nedeniyle, böyle bir hakkın kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiği, M.T.'nin kusurunun bulunmadığı gibi, aracı haricen satın aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı aracını kendi rızası ile davalı M.T.'ye verdiği ve olayın meydana gelmesinde bu davalının kusuru bulunmadığı anlaşılmasına göre, davacı vekilinin bu davalı yönünden temyiz, itirazlarının reddiyle bu davalı yönünden kararın onanması gerekmiştir.

2. Davacı vekilinin davalı sigorta şirketi yönünden temyiz itirazlarına gelince; dava, kasko sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, haricen satışın menfaat değişikliğini gerektirdiği gerekçesine dayanılarak hüküm kurulmuştur.

Mal sigortalarında, sigorta konusu mal değil, menfaattir. Bu itibarla sigorta akdini yaptıran kimsenin bir malı sigorta ettirmekte para ile ölçülebilir bir meşru menfaatinin olması gerekir. Aksi halde, TTK.'nun 1264/2'nci maddesi uyarınca sigorta sözleşmesi batıl olur. Bu durumda aynı yasanın 1269'ncu maddesinde açıklandığı gibi, araç maliki veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya malikin adi veya rehinli alacaklısı, uzun süreli kiracı, Finansal Kiralama Sözleşmesine istinaden elinde bulunduran kişi, hukuki bir akde istinaden ariyet olarak elinde bulunduran ve buna mümasil para ile ölçülebilir bir meşru menfaati bulunan kişilerin bir mal sigortası türü olan kasko sigorta akdi yaptırabileceği açıktır.

Kasko sigortası genel şartlarının C.5 maddesinde öngörülen ( Menfaat sahibinin değişmesi halinde sigorta sözleşmesinin kendiliğinden feshi ) hükmünün ne anlama geleceğinin tespitine gelince; burada yeni bir hukuki tasarrufla sigortalının sigorta akdini yaptırmakta menfaatinin son bulmuş olması ve bu menfaatinin sigortalıdan bir başkasına geçmesi anlamında bulunduğunu kabulde zorunluluk vardır.

Olay, 2918 sayılı Yasa'nın 20/d maddesi açısından incelendiğinde ise, ilgili tescil daireleri ile noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir, hükmü getirilmiştir. Bu hüküm kamu yararı ve düzeni amacına yöneliktir. Bu emredici kural ortada iken, aracın kayıt maliki dışında bir başkasına ait olduğu yolundaki mücerret açıklamalara değer verilerek, o şahsın malik olduğunun; bu suretle menfaat sahibinin değiştiği ve sigorta akdinin sona erdiğinin kabulü doğru değildir.

Mahkemece, davalı tarafın menfaat sahibi değişikliği savunmasını araç satımına dayandırdığı; ancak söz konusu satımın 2918 sayılı Kanun'un 20/d maddesinde öngörülen resmi şekilde yapıldığını ispatlayamadığına göre, işin esasına girilerek poliçe kapsamına göre davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kasko sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkiline ait davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı aracın diğer davalıya emaneten bırakıldığı sırada, park halinde iken başka aracın çarpması sonucu hasarlandığını, rizikonun davalılara ihbar edilmesine rağmen hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 2.960.553.499 liranın 26.04.2001 tarihinden itibaren faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalı M.T., davanın reddini savunmuştur.

Davalı sigorta vekili, davalı M.T.'nin olay akabinde verdiği ifadesinde, aracı haricen satın aldığını belirttiğini, kazanın bu şahsın evinin önünde olduğunu, Genel Şartlar C.5 maddesi uyarınca menfaat sahibinin değişmesi nedeniyle hasarın teminat dışı olduğunu ifadeyle, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı M.T. hakkındaki dava "kusurunun bulunmadığı ve aracı haricen satın aldığı"; davalı Sigorta şirketi hakkındaki dava da, "iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, aracın davalı MT.ye haricen satıldığı, davacı tarafından talepte bulunmasının sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı, ayrıca aracın davacının elinden haricen satışla da olsa çıkması nedeniyle, böyle bir hakkın kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiği ", gerekçesiyle reddedilmiştir. ,

Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece davalı M.T. yönünden verilen karar "adı geçenin hasarda kusuru olmadığı" gerekçesiyle onanmış; davalı sigorta şirketi yönünden verilen karar ise, ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere, "menfaat sahibi değişikliğinin söz konusu olmadığı" gerekçesiyle davacı yararına bozulmuştur.

Mahkeme önceki kararında direnmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.5 maddesinde öngörülen "menfaat sahibinin değişmesi halinde sigorta sözleşmesinin kendiliğinden feshi" hükmünde geçen "menfaat sahibi değişikliği" olgusunun somut olay yönünden söz konusu olup olmadığı; daha açık anlatımla, haricen satıldığı davalı sigorta şirketince iddia edilen, ancak resmi şekilde satışı gerçekleşmemiş olan aracın, sigorta sözleşmesi yönünden menfaat sahibinin değiştiğini kabule olanak bulunup bulunmadığı; noktasındadır.

İlkin somut olaya bakıldığında; sigortalı araç, hasar tarihi olan 26.04.2001 tarihinde ve dava aşamasında trafik sicilinde davacı adına kayıtlıdır. Başkasına satıldığına ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Davalı sigorta şirketince Özel Oto Birleşik Sigorta Poliçesi ile 15.05.2000-15.05.2001 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalanmış; 26.04.2001 tarihinde davalı M.T.nin kapısının önünde park halinde iken başka bir aracın çarpması sonucu hasarlanmıştır. Davalı M.T., müracaatında ve akabinde verdiği beyanlarında aracı haricen satın aldığını, daha sonra ise davacıya ait olduğunu çelişik birbiçimde ifade etmiştir. Davacının süresinde yaptığı başvuruya karşın diğer davalı sigorta şirketi, diğer davalının bu beyanına itibar ederek menfaat değişikliği olduğu gerekçesiyle kasko bedelini ödemekten kaçınmıştır. Davacı 17.05.2001-17.05.2002 dönemi için kasko sigortasını başka sigorta şirketine yaptırmış; ödenmeyen kasko sigorta bedelinin tahsili için de eldeki davayı açmış; şehir dışına çıkarken aracını davalı M.T.'nin evi önüne park ederek gereğinde kullanılmak üzere ruhsat ve anahtarını davalı M.T.'ye bıraktığını, park halinde iken araca başka bir aracın çarpması nedeniyle meydana gelen hasar bedelinin davalı sigorta şirketince ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı M.T., aracı haricen satın alıp almadığı konusunda çelişkili beyanlarda bulunmuş; diğer davalı sigorta şirketi ise, yine bu beyanlara dayanarak ödeme yapmamakla haklı olduğunu, davanın reddini, savunmuştur.

Öncelikle belirtilmelidir ki, Türk Ticaret Kanunu'nun 1263. maddesinde sigorta: "Sigorta bir akittir ki bununla sigortacı bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir menfaatini halele uğratan bir tehlikenin, bir rizikonun meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım hadiseler dolayısıyla bir para ödemeyi veya sair edalarda bulunmayı üzerine alır." şeklinde tanımlanmış; aynı kanunun 1269. maddesinde, hangi menfaatlerin kimler tarafından kendi adlarına sigorta ettirilebileceği gösterilmiş; ondan sonra gelen 1270 ve 1271. maddelerde ise, bir kimsenin nam ve hesabına yapılan sigortalara ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 1264. maddesinde de; 1269. maddesi hükmünün amir hüküm olduğu, aksine yapılacak sözleşmelerin batıl olduğu açıklanmıştır. Mal sigortalarında sigorta konusu mal değil menfaattir. Bu itibarla sigorta akdinin tarafı olan kimsenin bir malı sigorta ettirmekte para ile ölçülebilir bir menfaatinin olması gerekir. Aksi halde TTK.'nun 1264/2 maddesi gereğince sigorta sözleşmesi batıl olur. Bu durumda aynı Yasa'nın 1269'ncu maddesinde açıklandığı gibi, araç maliki veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya malikin adi veya rehinli alacaklısı, uzun süreli kiracı, Finansal Kiralama Sözleşmesine istinaden elinde bulunduran kişi, hukuki bir akde istinaden ariyet olarak elinde bulunduran ve buna mümasil para ile ölçülebilir bir

meşru menfaati bulunan kişilerin bir mal sigortası türü olan kasko sigorta akdi yaptırabileceği açıktır.

Kasko ( Birleşik ) Sigortası Genel Şartlarının "Menfaat Sahibinin Değişmesi" başlıklı C.5 maddesinde ise, "Sözleşme süresi içinde, menfaat sahibinin değişmesi halinde sigorta sözleşmesi kendiliğinden feshedilmiş olur ve feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi gün esasına göre hesap edilir ve fazlası sigorta ettirene geri verilir. ... Süresinde kullanılmayan fesih hakkı düşer." denilmektedir. Bu hükmün; yeni ve geçerli bir hukuki tasarrufla sigortalının sigorta akdini yaptırmakla menfaatinin son bulması ve bu menfaatin sigortalıdan başkasına geçmesi anlamına geldiğini kabulde zorunluluk vardır.

Yeri gelmişken belirtmekte yarar vardır ki, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 21.5.1997 gün ve 4262 sayılı Yasa'nın md.2 ile değişik 20/d maddesinde "Noterce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir." hükmü yer almaktadır. Kamu yararı ( düzeni ) amacına yönelik bu emredici kural açık ve ortada iken, aracın kayıt maliki dışında bir başkasına ait olduğu yolundaki mücerret açıklamalara değer verilerek, o şahsın malik olduğunun; bu suretle menfaat sahibinin değişliği ve sigorta akdinin sona erdiğinin kabulüne olanak bulunmaktadır. Eş söyleyişle Araç maliki Yasa'nın aradığı biçimde değişmediğine, aracı haricen satın alanın ayrı bir sigorta akdine taraf olması olanaklı bulunmadığına göre ortada menfaat sahibi değişikliğinin bulunduğundan ve sigorta sözleşmesinin münfesih olduğundan da söz edilemez.

Davalı M.T.'nin kanıtlanmayan ve çelişik olan haricen satın aldığı yönündeki beyanına dayanan diğer davalı sigorta şirketinin, aracın haricen satılması ile menfaat şartının değiştiğini ve sigorta akdinin sona erdiğini ileri sürmesi, açıklanan durum karşısında da, yerinde değildir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı sigorta şirketinin "menfaat değişikliği" savunmasını "araç satımına" dayandırdığı; ancak varlığını ileri sürdüğü bu satımın 2918 sayılı Kanun'un 20/d maddesinde öngörülen resmi şekilde yapıldığını kanıtlayamadığı; araç sahibi ve sigorta sözleşmesinin tarafı durumunda olup, dolayısıyla menfaat sahibi sıfatını da koruyan davacıya, dayanağı olan sigorta poliçesi kapsamına göre ödenmesi gereken tazminat miktarının ödenmediği dosya kapsamı ile belirgindir. Mahkemece, işin esasına girilerek poliçe kapsamına göre davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

Yerel Mahkemece, aynı yöne işaret eden özel daire bozma kararına uyulması gerekirken, direnme kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.02.2004 gününde, oybirliği ile karar verildi."



Olayınızda haricen satış olduğunu belirtmektesiniz.

O halde sigorta şirketinin savunmasını bertafar etmenin yolu sigorta sözleşmesinde sigortalı/ menfaat sahibi olan ve trafik kayıtlarında aracın maliki olarak görünen kişi tarafından sigorta şirketi aleyhine dava açılarak kasko hasar bedelinin talep edilmesi olacaktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kasko sorunu? Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 11 28-03-2007 13:05
Kasko Sigortası Olan İki Aracın Trafik Kazası/ Karşılıklı Rücu orhan üçyıldız Meslektaşların Soruları 1 06-03-2007 21:26
Kasko Sigortası ve muafiyet Adalet Bakanı Meslektaşların Soruları 4 12-02-2007 15:55
Araç kasko sigortası muratgüler Hukuk Soruları Arşivi 11 03-10-2006 13:30
Kasko Sigortaları fantom Hukuk Soruları Arşivi 0 10-04-2005 15:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04121900 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.