09-06-2010, 19:00 | #1 |
|
Maliye Bakanlığı - Google (Youtube) arasında vergi ihtilafının hukuki dayanağı
Google'ın sahibi olduğu Youtube.com sitesinin 5651 Sayılı yasa kapsamında Türkiye'den erişim engeli olması ayrı bir tartışma konusu ama benim bu başlık altında tartışmak istediğim Youtube'ın ticari faaliyetleri nedeniyle onun sahibi olan Amerikan Google şirketinin Türkiye'de mali yükümlülük altına sokulmaya çalışılmasının hukuki boyutu.
Dilerseniz öncelikle bazı tesbitler yapalım: - Youtube.com Amerika'da kurulmuş ve orada faaliyet gösteren Google INC. şirketine ait bir internet sitesidir. - Gerek youtube.com, gerekse Google INC fiziksel varlıklarıyla Amerika Birleşik Devletleri sınırları içindedir (gerek ticari kuruluş yerleri, gerekse internet sunucularının bulunduğu yer ABD'dedir). - Her iki sitenin de Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı ortağı -bilindiği kadarıyla- yoktur. - Her iki sitenin de Türkiye'de resmi merkezi, acentası, işyeri, daimi temsilcisi yoktur. Mevcut bu duruma karşın Maliye Bakanlığı oldukça uzun bir süredir, YouTube.com sitesinin Türkiye'de temsilcilik açarak vergi mükellefi olması gerektiği yolunda görüş bildirmektedir. (Örnek haber 1, Örnek Haber 2) 8.6.2010 itibariyle bu bir temenni olmanın da ötesine geçti, Maliye Bakanlığı Google'a mükellef olmamasına rağmen 30 milyon-TL'lik bir vergi tahakkuku yaptığını bildirdi (Ayrıntılar için tıklayınız) Bu işlemin hukuki dayanağını ve mantığını anlamakta güçlük çekiyorum. Sanıyorum ki işlemin hukuki dayanağı Kurumlar Vergisi Kanunun 3/2 maddesindedeki "(2) Dar mükellefiyet: Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler." hükmü. Burada "Türkiye'de elde edilen kazanç" terimini irdelemek gerek, zira hukuki dayanağın kilit noktası bu terim gibi gözüküyor. Türkiye'den elde edilen kazanç nedir? Türkiye bulunan bir kişinin yabancı bir şirkete yapacağı her türlü ticari ödeme Türkiye'den elde edilen kazanç kapsamında mıdır? Eğer bu görüşü kabul edersek, sadece Google ve Youtube'a değil, yurtdışına yapılan her ticari ödemenin alıcısına vergi tahakkuku yapmamız gerek. Mesleğimizden bir örnek verelim: Nijerya Hukukuyla ilgili profesyonel bir bilgiye ihtiyacınız oldu ve Nijerya'dan bir hukuk firması bularak onlardan yazılı görüş aldınız, karşılığında da banka havalesiyle bir ücret ödediniz. Bu Nijerya firması açısından "Türkiye'de elde edilen bir gelir" midir ve Türk Maliye Bakanlığı Nijerya Firmasına Kurumlar Vergisi Kanununun 3. maddesi gereğince vergi tahakkuk ettirebiir mi? Soruyu tersten de sorabiliriz: Nijerya'da oturan bir Nijerya vatandaşı Türk Hukukuyla ilgili yazılı mütalaa almak için internet üzerinden size başvurdu ve ücretini banka havalesiyle ödedi. Siz Türk Mali mevzuatı gereğince serbest meslek makbuzunuz kestiniz ve verginizi Türkiye'de ödediniz. Ama Nijerya Maliye Bakanlığı Nijerya Kurumlar Vergisi Kanununun 3. maddesi gereğince Nijerya'da gelir elde ettiniz diyerek size vergi tahakkuk ettirebilir mi? Görülen o ki Türk Maliye Bakanlığının şu anda yapmaya çalıştığı tam olarak bu ve ben bu işlemin hukuki dayanağı olmadığı görüşündeyim. İşlemin hukuki dayanağı olmaması da bir yana, uygulanabilirliği ise hiç yok, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti olarak uygulama şansınız olmayan böyle bir idari işlem yaptığınızda öncelikle kendinizi zor duruma sokuyorsunuz demektir. Nasıl ki, Nijerya Maliye Bakanlığının Türkiye'deki avukata kendi kanunlarına göre keseceği vergi cezasını tahsil imkanı yoktur, Türk Maliye Bakanlığının da Türkiye'de temsilciliği olmayan bir Amerikan şirketine kestiği cezayı tahsil imkanı fiilen bulunmamaktadır. Maliye Bakanlığımıza bir de soru: Basına yansıdığı kadarıyla Defterdarlıkların mükelleflere bildirdiği resmi görüşler (mukteza/özelge) yakın bir tarihte ücretli olacaktır. Amerikan Google şirketi ücretini ödemek suretiyle İstanbul Defterdarlığından bir mukteza alırsa, Amerikan Maliye Bakanlığı (IRS) İstanbul Defterdarlığına bir Amerikan Şirketinden elde ettiği bu kazanç için ABD yasalarına göre kendi ülkesinde re'sen mükellefiyet tesis edip vergi tahakkuk ettirebilir mi? |
09-06-2010, 19:17 | #2 |
|
Şöyle bir soru da sorabiliriz diye düşünüyorum: ABD'de kurulu bulunan X Ticaret şirketi İnternet sitesi üzerinden teşhir ettiği ürünlerinden bir kaçını Türkiye'de mukim Türk vatandaşı A'ya, satış bedelini de kredi kartından tahsil etmek suretiyle sattı diyelim.
Bu durumda da Türkiye Maliye Bakanlığı bu satışlar nedeniyle ABD'de kayıtlı X Ticaret şirketine vergi tahakkuk ettirebilir mi? Google olayının bu örnekten farkı var mıdır? |
09-06-2010, 19:32 | #3 |
|
Malum olduğu üzere ABD hükümeti ünlü gangster Al Capone'i işlediği adi suçlar yüzünden hapse tıkamamıştı. Nasıl tıktı, vergi suçları ile...
Ama galiba birileri tarafından anlaşılmayan şu...Ne Google en azından vergi konusunda Al Capone gibi acemidir ne de burası ABD değildir. Önce Youtube, şimdi Google...Sonra? |
09-06-2010, 19:56 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Sonrası malum... |
01-07-2010, 16:32 | #5 |
|
Güzel sorular.
Devletlerin elektronik ortamda vergilendirme yetkileri başlığı altında çalışılması mümkün ve gereklidir. |
01-09-2010, 15:57 | #6 |
|
Eğer google'in Türkiye'den elde ettiği kazanç ve iratları ticari faaliyet kazancı kapsamında kabul edecek olur isek, Türkiye'de vergilendirilebilmesi olası değildir. Zira gerek kurumlar vergisi kanunu ve gerekse Türkiye- ABD vergi anlaşması, ticari kazançların kaynak ülkede vergilendirilebilmesini, bir işyeri veya daimi temsilci vasıtası ile yürütülen faaliyetler kapsamında doğması koşuluna bağlamıştır. Burada idarenin iki yolu var.
Birinci yol, Türkiye'de bulunan bir kişinin google'ın Türkiye'deki daimi temsilci olarak kabul edilmesidir. Bu durumda dahi elde edilen kanzanç ve iratların bu kimse aracılığı ile elde edilmiş bulunduğunun ispatlanması sorunu yaşanacaktır. İkinci yol ise, faaliyetin doğasından ayrı bir düşünce şekli benimsenmesi sureti ile Türkiye'den elde edilen kazanç ve iratların, gayrı maddi hak bedeli olarak kabul edilmesidir. ABD Türkiye anlaşmasında gayrı maddi hak bedellerinin Türkiye'de vergilendirilebilmesi hususunda sadece oransal bir sınırlandırma söz konusudur. Ancak bu halde dahi dar mükellef kurumun doğrudan bir sorumluluğu söz konusu değildir. Zira bu tür kazanç ve iratlar için kurumlar vergisi beyannamesi verilme zorunluluğu yoktur. Mevcut sistem, ödemeyi yapanların vergi sorumlusu sıfatı ile dar mükelelfe yaptıkları ödemeler üzerinden vergi kesintisi yaparak muhtasar beyanname vermeleri şeklinde işlemektedir. Yani bu ihtimalde olan reklam verenlere olacaktır. İdare ise elektronik ortam üzerinden kimin nereye hangi sebeple ne kadar ödeme yaptığının tespit ve araştırılması ile uğraşacaktır. ------------------------------------------- Sn. Adminin sorduğu serbest meslek kazancı örneğine de değinmek isterim. Serbest meslek faaliyetinin Türkiye'de değerlendirilmesi şartı ( ödemeyi yapan Türkiye'de bulunduğu için) gerçekleştiğinden Türkiye'de vergilendirilmesi gerekir. Ancak geliri elde edenin mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında bir anlaşma olup olmadığının da ayrıca araştırılması gerekir. Zira pek çok anlaşmada, serbet meslek kazancının Türkiye'de vergilendirilbilmesi için hizmeti sunan kimsenin 120 gün Türkiye'de kalma koşulu yer almaktadır. Yapılacak araştırmada Türkiye'de vergilendirilebilecke bir serbest meslek kazancı olduğu kabul edilse dahi, geliri elde eden yabancı kurum veya kişinin bu kazanç ve iratları için beyanname verme zorunluluğu yoktur. Serbest meslek geliri ödemesini yapan kimse vergi sorumlusu sıfatı ile ödediği bedelin bir kısmını keserek beyan etmek ve ödemek durumundadır. Yani yabancıya bir şey olmaz ona ödeme yapanlar ise düşünür durur. |
01-09-2010, 16:00 | #7 |
|
Danıştay'ın eski bir tarihli kararı, gayri maddi hak bedeli ödemesi yaptığı kabul edilerek vergi sorumlulusu sıfatı ile kesmesi gereken vergiyi kesmediği kabul edilen kimselere ışık tutabilir.
Danıştay kararına konu bu olayda yarışma ve eğlence programları çekerek bunları kra veya başka adlarla pazarlayan bir yabancı yapım şirketi vardır. Bu programları bu kira veya başka bir ad altında alarak uydu üzerinden Türkiye’den de izlenebilecek şekilde yabancı bi ülkede bulunan uydu üzerinden televizyon yayıncılığı yolu ile yayınlayan bir başka yabancı şirket vardır. Ayrıca söz konusu uydu üzerinden televizyon yayıncılığı yapan şirketten reklam saatleri satın alarak, ödeme yapan bir Türk şirketi bulunmaktadır. Vergi idaresi yabancı televizyon yayını yapan şirkete reklam geliri sağlayan Türk şirketini sorumlu tutmuştur. Bu çerçevede, yabancı yayıncı tarafından yayınlanan yabancı yapımlar için, diğer yabancı yapımcı kuruluşa ödenen gayrimaddi hak bedelleri nedeni ile Türk şirketinin sorumlu olduğuna karar vermiştir. Danıştay ise bu olayda eğlence ve yarışma programlarının yayınlarının uydu aracılığıyla tüm dünyada izlenmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile vergi idaresini haksız bulmuştur. Bu karara uyarınca google'de yayınlanan bir reklam sadece Türkiye'de değil tüm dünyada yayınlandığından, yani yararlanıldığı yer Türkiye sayılamayacağından ödemeyi yapanın sorumlu tutulamayacağı kanaatindeyim. Selamlar, saygılar... [1] Danıştay 4. Dairesi 1998/1279 Esas 1998/4909 Karar 9.12.1998 Tarih |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
SERBEST MESLEK MAKBUZU -Maliye Bakanlığı yazısı | ekinheval | Hukuk Haberleri | 20 | 14-02-2010 00:59 |
Maliye Bakanlığı 2007/4 sayılı Tahsilat İç Genelgesi | Burhan Sezer | Mali Hukuk Çalışma Grubu | 1 | 21-09-2008 11:20 |
Maliye Bakanlığının Barolar Birliğine Açıklaması Üzerine Bakanlığı Başvuru İçin Çağr | VARTO'LU | Meslektaşların Soruları | 2 | 07-09-2007 23:10 |
VIACOM vs YOUTUBE/GOOGLE... | persona | Hukuk Ingilizcesi Çalışma Grubu (Legal English TEAM) | 0 | 07-06-2007 15:37 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |