03-04-2007, 12:24 | #1 |
|
Düğünde takılan takılar kime aittir?
Merhabalar,
Taraflar arasında boşanma davası görülmektedir. Buradaki sorun, düğünde takılan takıların kime takıldıysa ona mı yoksa tamamının geline mi ait olduğu noktasındadır. Düğüne ait fotoğraflarda damada takılan takılar görülmektedir. Bu durumda bu takılar damada mı ait olur? Teşekkürler. |
03-04-2007, 12:33 | #2 |
|
İlginç bir husus.Damada takılan takıların damada ait olması gerektiğini düşünmekle birlikte, gelecek cevapları merak ediyorum.Bu arada, benzer konulu Yargıtay kararı aradım ama bulamadım.
|
03-04-2007, 12:48 | #3 |
|
T.C.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2002/10498 K. 2003/770 T. 27.1.2003 4721/m.174 743/m.143 • BOŞANMA ( İktidarsızlık Nedeniyle - Davalının Kızlığının Bozulmadığı Belirtilerek Takılan Ziynetlerin İadesi İstenemeyeceği ) • EVLENME SIRASINDA KADINA VERİLEN HEDİYELER ( Boşanma Halinde Geri Verme Yükümlülüğü Bulunmadığı ) • ZİYNET EŞYALARI ( Evlenme Sırasında Kadına Hediye Edilen - Boşanma Halinde Geri Verme Yükümlülüğü Bulunmadığı ) ÖZET : Evlenme sırasında kadına hediye edilen ziynet eşyaları kadına aittir. Boşanma halinde geri verme yükümlülüğü yoktur. DAVA : Davacı B.G. ve M.G. tarafından, davalı F.G. aleyhine 8.6.2001 gününde verilen dilekçe ile altın eşyaların aynen iadesi olmazsa değerinin tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.4.2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: KARAR : Davacı M.G. davalı F.G. ile resmen evlendiklerini, evlenirken davalıya düğün hediyesi olarak ziynet eşyası taktıklarını, bir süre sonra davalının iktidarsızlık nedenine dayalı olarak boşanma davası açtığını, dava sonunda boşandıklarını ve davalının kızlığının bozulmadığını belirterek takılan ziynetlerin iadesini istemiştir. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Evlenme sırasında kadına armağan edilen ziynet eşyaları kadına aittir. Boşanma halinde geri verme yükümlülüğü yoktur. Mahkemenin davayı kabul gerekçesi olaya ve içtihatlara uygun değildir. Şu durumda, eşyaların geri alınması için bir neden olmadığına göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.1.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
03-04-2007, 13:55 | #4 |
|
T.C.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 1995/10121 K. 1995/11061 T. 26.10.1995 • KOCAYA TAKILAN ZİYNETLERİN MÜLKİYETİ • MÜLKİYET KARİNESİ • ÖRF VE ADET GEREĞİNCE HÜKÜM ( Kocaya takılan ziynetler ) • HUKUKİ HAMİL • HUKUKİ ZİLYET 743/m.1,898 ÖZET: Tarafların oturdukları bölgede,düğünde kim tarafından takılmış olursa olun, takılan ziynet eşyalarının geline ait olduğunu kabule elverişli, istisnasız herkes tarafından uyulan, istikrar kazanmış, örf ve adet varsa, kadını hukuki hamil kabul etmek gerekir. Eksik tahkikatla, kocanın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile kadından istirdadına karar vermek isabetsizdir. DAVA VE KARAR : Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün: Dairenin 25.5.1995 gün ve 5220/6296 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Adı geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI: Taraflar karı kocadır. Davacı bir kısım eşyasının davalıda kaldığını iddia etmiştir. Davalı da karşı dava dilekçesinde düğünde takılan bazı ziynet eşyasının kendisine takıldığını, karısında kaldığını ileri sürüp istirdadını istemişlerdir. İhtilaf düğünde takılan bazı ziynet eşyasının taraflardan hangisine ait olduğu noktasında düğümlenmektedir. "Menkul bir şeyin zilyeti onun maliki addolunur" ( M.K. 898 ). Taraflar bu karinenin aksini her türlü delil ile ispatlayabilirler. Mahkeme söz konusu ziynet eşyasının kocaya takıldığını belirleyip isteği kabul etmiş, ancak yargılama sırasında kadın örf ve adet gereği tüm ziynet eşyasının kim tarafından hediye edilirse edilsin geline ait olacağını savunmuştur. Medeni Kanunun 1. maddesi gereği Hakim Kanunda hüküm bulunmayan hallerde örf ve adet gereğince karar verme yetkisıne sahiptir. Taraflar zilyetlik karinesinin aksint her türlü delil ile ıspatlıyabileceklerine göre.burada örf ve adetin tesbiti önem taşımaktadır. Tarafların oturdukları bölgede, düğünde kim tarafından hediye edilmiş olursa olsun, takılan ziynet eşyasının geline ait olduğunu kabule elverişli istisnasız herkes tarafından uyulan, istikrar kazanmış örf ve adet varsa, kadını hukuki hamil kabul etmek gerekir. Bu yön gözetilmeden örf ve adet araştırılmadan, eksik tahkikatle düğün sırasında kocanın üzerine takılan eşyanın kocaya ait kabulü ile kadından istirdada karar verilmesi doğru değildir. Bu ıtibarla hükmün bozulması gerekirken temyiz incelenıesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla onama kararına kaldırılması ve hükmün bozulması uygun düşmüştür. SONUÇ : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440 ve 442 maddeleri gereğince karar düzeltme isteğinin kabulüne onama kararının kaldırılmasına ve hükmün gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi. MUHALEFET ŞERHİ: Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteği yersizdir. Bu itibarla sayın çoğunluğun bozma görüşlerine katılmıyorum. Üye Ferman Kıbrıscıklı Üye Özcan Aksoy Kaynak: Kazancı İçtihat Bilgi Bankası NOT: Bu karara yakın olarak yeni tarihli hiçbir karar bulamadım.Hatta durumunuza yakın olarak bulabildiğim tek karar bu oldu. |
03-04-2007, 16:31 | #5 |
|
Düğünde takılan takılar kime aittir?
Düğünde takılan takılar bağıştır. Birlikte yaşamanın süreceği inancı ile takılmıştır.
Bağıştan dönme koşulları var ise istenebileceği kanısındayım. Saygılar |
03-04-2007, 17:13 | #6 |
|
peki bir soru da ben sorayım o halde.
boşanma davası bitip karar kesinleştikten sonra dava sırasında istenmeyen ziynet eşyaları ayrı bir dava ile istenebilir mi? burada zamanaşımı sebepsiz zenginleşmeye mi ilişkindir? |
03-04-2007, 19:23 | #7 |
|
5. Zamanaşımı
Madde 178.- Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. sayın meslektaşım sanırım bu madde sizin sorunuza yanıt olur. |
03-04-2007, 20:10 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ziynet eşyaları ,evliliğin fer'i niteliğinde midir yoksa tasfiye davasına mı konu olur? Verilen yanıta göre zamanaşımı süresi değişecektir.1 veya 10 yıl TMK da öngörülen bir yıllık zamanaşımı bence boşanma davasının fer'i niteliğindeki talepler olan nafaka,tazminata ilişkindir.Ziynet eşyası bu grupta değerlendirilemez. Mal rejimlerine ilişkin düzenlemede hatırlanacaktır ki edinilmiş mallar iki alt grupta toplanır
Ziynet eşyası tartışmasız kişisel eşyadır. Bence zamanaşımı 10 yıldır. İhtimalleri yüksek sesle tartışmaya giriştim. Ne dersiniz? Saygılar |
03-04-2007, 21:14 | #9 |
|
Sayın kayar dedikleriniz ihtimal değil tabiki. Zaten mevcut durumdur. Dediğiniz gibi ziynet eşya kadının kişisel eşyası olup, edinilmiş mallarla ilgili zamanaşımına tabidir görüşünde olanlardanım.
Saygılar[/quote] |
03-04-2007, 21:18 | #10 |
|
Hibeden rücu sözkonusu ise???
Saygılarımla |
04-04-2007, 17:13 | #11 |
|
Yargıtay'ın bu konudaki kararları hem bağış hem de kişisel mal olduğu yönünde.Ancak zamanaşımı ile ilgili olarak ziynet eşyasının misli eşya olması durumu zamanaşımı yönünden sonuca etkili olabileceğini düşünüyorum.
|
04-04-2007, 18:43 | #12 |
|
Düğünde takılan takılar kime aittir?
Ben bağış niteliğinde olduğunu düşünerek nedensiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımına tabi olduğunu düşünüyorum.
Saygılar. |
05-04-2007, 14:20 | #13 |
|
merhabalar..Bildiğim kadarıyla düğünde takılan ziynet eşyaları kadının kişisel malı sayılıyor ve bu takıların takılmasının hukuki niteliğide BK.234 anlamında bağış sayılıyor ve bu takılan takıların geri istenebilmesi ancak BK. 244 - 245 maddelerinde sayılan bağıştan dönme sebeplerinin mevcut olması gerekiyor.bunun yanında kanaatimce ziynet eşyaları tasfiye davasına konu olurlar, boşanmanın fer' i niteliğinde taleplerden değildir ve dolayısıyla bunların talep edilebilme zamanaşımı 10 yıllık zamanaşımı olmalıdır diye düşünüyorum. Yanlışım varsa düzeltirseniz sevinirim, zira güncelleme yapmadım
Saygılarımla... |
05-04-2007, 14:58 | #14 |
|
Sebepsiz zenginleşmedir.Boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekir.
|
05-04-2007, 15:41 | #15 |
|
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi E:2004/6794 K:2005/157 T:24.01.2005 • DÜĞÜNDE TAKILAN ALTIN VE PARA • ZİYNET EŞYALARININ AYNEN VEYA BEDELİNİN İADESİ DAVASI • EVİN İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI • ZİYNETLERİN EVİN İHTİYACINDA KULLANILMASI ÖZET : Davacıya düğünde takılan altın ile para bağış niteliğindedir ve davacının mülkiyetine geçmiştir. Medeni Kanun hükümlerine göre evin ihtiyacını karşılamak kocanın yükümlülüğü altındadır. Bunun içindir ki davalının altınları ailenin gereksinmeleri için harcanmış olması, bunları aynen veya bedelini ödeme yükümlüğünden kurtarmaz. Bu nedenle de davalı tarafından harcanmış para ve altın miktarı, dosyadaki tanık beyanları ve diğer deliller doğrultusunda belirlenerek davacıya verilmesi gerekir. (743 s. Kanun m. 152) Davacı Ayşegül Akay vekili Avukat Ertuğrul Katırcı tarafından, davalı Numan Akay aleyhine 5.07.2002 gününde verilen dilekçe ile davalı eşte kalan ev ve ziynet eşyaları ile paraların istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.01.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacının ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazına gelince; dava resmi evliler arasındaki ev ve ziynet eşyasının aynen iadesi veya bedellerinin ödettirilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kısmen kabul edilmiş karar davacı yanca temyiz edilmiştir. Dosyadaki kanıtlara ve taraf tanıklarının beyanlarına göre, davacının evlendiği tarihte davacıya düğün hediyesi olarak takılan para ve bir miktar küçük altının, evlilik sırasında davalı tarafından bozdurulup gereksinimlerine harcandığı anlaşılmaktadır. Davacıya düğünde takılan altın ile para bağış niteliğindedir ve davacının mülkiyetine geçmiştir. Medeni Kanun hükümlerine göre evin ihtiyacını karşılamak kocanın yükümlülüğü altındadır. Bunun içindir ki davalının altınları ailenin gereksinmeleri için harcanmış olması, bunları aynen veya bedelini ödeme yükümlüğünden kurtarmaz. Bu nedenle de davalı tarafından harcanmış para ve altın miktarı, dosyadaki tanık beyanları ve diğer deliller doğrultusunda belirlenerek davacıya verilmesi gerekirken istemin bu bölümünün tümden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ise ( 1 ) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24.01.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
30-08-2007, 12:00 | #16 |
|
[sn av. gediz ]nişan ve evlilikiğin bozulması sonucunda istenebilecek malları karıştırmamak lazmdır.bu olayda evlilik sona rmiştr.ve artk geline takılan takılar onun kişisel malı olmuştr.damada takılanda da damadn kişisel malıdır.fakat evlilik olmasaydı sadece nişan bozulmuş olsaydı o zaman sebepsiz zenginleşme ve hediyelerin iadesi hükümüne göre eşler elde ettiğikazanımı iade ile yükümlü olcaktı...sn arkadaslar yanlişsam düzeltn...
|
31-08-2007, 15:08 | #17 |
|
Ziynet eşyalarının iadesi hukuksal nitelikçe mülkiyet hakkına dayalı istihkak davasıdır.
Ve ayni hak iddiaları zamanaşımına uğramaz. Y.H.G.K.'nun 31.05.2000 tarih, 2000/2-911 esas ve 2000/941sayılı kararı bu yöndedir. Saygılarımla... |
06-09-2007, 15:00 | #18 |
|
ilhana kkatılıyorum.çünkü evlilikle birlikte kişinin her kime takılıyorsa altın ya da ziynet eşyası kişisel malı haline gelir.ama nişanlılıkta bu sebepsiz zenginleşme davasıyla nişanlılığın bitiminden itibaren sebepsiz zenginleşme davasının zamanaşımına uygun olarak istenebilir.. Valla 4. sınıf olduğum için medeni hukuk göreli 3 yıl oldu ama umarım doğru söylüyorumdur
|
22-01-2008, 09:45 | #19 |
|
düğünde takılan takılar yöresel farklılık içerir.örf ve adet e bakılır birçok yörede erkek in hısımları da taksa damada takılsa bile gelin in sayılır ama bu düğünün olduğu yer ve tarafların kültürüne göre değişir.bir de şyle bir sorun var kız doğulu erkek egeli diyelim o zaman hangi örf ve adete göre değerlendirecez.SAYGILAR
|
23-01-2008, 00:42 | #20 |
|
Aktarılan Yargıtay kararlarındaki gerekçeler bana ikna edici gelmedi nedense. İlk kararda takılan ziynet eşyalarının kadına ait olduğu vurgulanıyor ve buna gerekçe olarak ta 'istisnasız herkes tarafından uyulan, istikrar kazanmış, örf ve adet varsa, kadını hukuki hamil kabul etmek gerekir’ deniyor. Bu sonucu haklı çıkarmak için de Medeni kanunun 1. maddesi gerekçe olarak gösteriliyor. Buna göre: Hakim Kanunda hüküm bulunmayan hallerde örf ve adet gereğince karar verme yetkisıne sahiptir.
Diğer bir kararda ise davacıya,(dava konusu olayda ‘kadına’) takılan altın ile paranın kadına verilen bir bağış niteliğinde olduğu ve kadının mülkiyetine geçtiği belirtiliyor. İlk kararda örf ve adete dayalı bir düşünce tarzı, ikincisinde ise yasal bir temele dayalı bir düşünce tarzı söz konusu. Tek sorun Yargıtay'ın bağışta bulunanların hangi gerekçeyle bağışta bulunduklarını açıklamayışı. Bağışlar kime yapılmıştır? Yargıtay kararlarına bakılırsa kadına! Benim düşünceme göre konunun çözümünde yardımcı olacak tek kriter takıların neden takıldığı sorusuna verilecek cevapta saklı. Anne ve baba çocuklarına sırf çocukları oldukları için takı takar, hediye verirler. Gelinlerine ve damatlarına ise, sırf bir aile kurdukları için takı takarlar. Geline veya damada takılan takılar, eğer evlenmemiş olsalardı takılmıyacaktı. Kısaca belirtmek gerekirse bağışta bulunulan ‘kurulan ailedir’. Bu sebepten Yargıtay’ın ‘takılar kadına taıkılmıştır, o nun mülkiyetine geçmiştir’ gerekçesini yerinde bulmuyorum. Takı takanlar sadece gelinin ve damadın aileleri değildir. Diğer akrabaları ve tanıdıkları da takı takanlar arasındadır. Özellikle bunların taktıkları takıların ‘yeni kurulan aile birliğine’ yapılmış bir bağiş olduğu düşüncesindeyim. Takıların aile birliğine yapılan bir bağış olduğunu kabul ettiğimizde de takılar kadınındır diyemeyiz. Saygılarımla |
23-01-2008, 11:40 | #21 |
|
Ziynet eşyası (takı) tabiatı gereği kadına ait mallardandır. Zira kadına akrabalar tarafından verilmiş hediyeler olarak vasıflandırılır ve bu halde kişisel mal hükmünde bulunur. Hatta bunlar, erkek veya onun akrabalarının taktıkları yazılı delille ispatlanamadıkça karının evlilik birliğine getirdiği şahsi mal sayılır(kocaya bağışlama hali hariç). Dolayısıyla bu mallar kadından geri alınamaz. (bknz.2HD 06.11.1986 t., 86/9292 E., 9753 K.)
|
10-07-2008, 21:18 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
|
04-09-2008, 16:44 | #23 |
|
Sayın Gemici ve hgeser'i teyiden...
Düğünlerde takılan takıları
1- ailelerin müstakbel gelin ya da damatlarına taktıkları ziynetler ve verdikleri hediyeler, 2- Aile dışındaki kişilerin düğünde taktıkları ziynet eşyaları olarak ikiye ayırmak gerekir. Bir dilekçemde, bu konuyu şu şekilde özetlemeye çalışmıştım: Türk toplumunun örf ve adetinde, evlenen çiftlere aileleri ve eş-dost tarafından ziynet eşyası (çoğunlukla altın) takılması yönünde bir gelenek olduğu malumdur. Bu konuda bir ayrıma giderek, örf ve adet adetlerimize göre çiftlerin aileleri tarafından takılan takıların gelin ve damadın şahsına verildiğini söylemek mümkündür. Örneğin ve tabii ki ailenin ekonomik gücüne göre değişebilen bu hediyeler, damadın ailesi tarafından gelinlerine verilmek üzere genellikle altın ya da sair takı setleri, yüzük veya bilezikler; gelinin ailesi tarafından da damatlarına verilmek üzere kol saati, altın künye vs. gibi nispeten değerli hediyelerdir. Tekrar etmek isteriz ki, aileler tarafından gelin ve damada hediye edilen bu tarz hediyeler onların şahsına verilmiş sayılır. Ailelerin dışında, akrabalar ya da çiftlerin arkadaşları tarafından düğün merasimi esnasında takılan ziynetler ise, yine hediye verenin ekonomik durumuna göre değişmekte ve çeyrek – yarım ya da tam altın, ya da daha değerli bir hediye vermek isteyenler içinse örneğin bilezik gibi hediyelerden oluşmaktadır. Örf ve adetlerimize göre bu hediyelerin özelliği ise, zata mahsus olmaması, diğer bir anlatımla eşlere müştereken verilmiş olmasıdır. Hediyenin, cumhuriyet altını mı, bilezik mi olduğu, tamamen onu veren kişinin evlenen çifte vermek istediği hediyenin ekonomik değerinin az ya da daha çok olması ile ilintilidir. Bu hediyeler, örf ve adetimize göre evlenen çifte maddi bir destek sağlama amacı güden ve geçmişten günümüze dek süregiden bir geleneğin sonucudur. Altın ya da nakit para olarak verilen bu tarz hediyeler, evlenen çiftin aileleri tarafından damat ya da geline verilen hediyelerden farklı olarak zata mahsus verilmez, ya damadın ya da gelinin elbisesine takılır ya da bu iş için hazırlanmış olan bir keseye konulur. Hukuki tanımlaması “bağışlama” olan bu tarzda verilen hediyeler, eşlere müştereken verilmiş sayılır. |
05-09-2008, 04:47 | #24 |
|
Düğünde takılan takılar kime aittir?
Yukarıda Suat bey'in bir sorusu var.
Bağıştan dönme koşulları oluşursa? Kişisel eşya olmasının ne kadar önemi kalacak? Saygılar |
18-03-2009, 12:29 | #25 |
|
okulda takı ile ilgili konu açıldığında benimde garibime gitmişti bu konu...hocaya sorduğumda bana takılan takılar geri iade edilir demişti...tşk
|
02-05-2009, 15:28 | #26 |
|
Ziynet eşyalarının iadesine yönelik davaların mülkiyet hakkına ilişkin bir istihkak davası niteliğinde olduğu ve zamanaşımınını söz konusu olmadığı düşüncesindeyim. Bu yönde HGK kararları vardır.
Bu konuda Sn. av-ufuk' a katılıyorum Saygılarımla. |
05-05-2009, 00:31 | #27 |
|
Peki gelin ve damadın haberi olmaksızın düğünde takılan takıların geri alınması, dava konusu olabilir.
(Son zamanlarda sırf düğünde göstermelik takı veya para takmak moda oldu. Bir iki düğünde damat ve gelinin bu sahtecilikten haberi olmadığı hikayeside yaygınlaştı) |
06-05-2009, 15:56 | #28 |
|
Düğünde takılan altın ve paralar, tarafların rızası ile başkaca bir menkul değere dönüştürülmüş olsun. Örneğin eşlerin, bir miktar kredi de çekip bu meblağa ekleyerek bir otomobil aldıklarını varsayalım.
Altının bir gram değeri takıldıkları tarihte 1 birim, ancak eknomik dalgalanmayla dava tarihinde 2 birime yükseldi ve elbette alınan otomobilin bu zaman zarfında değeri düştü. Davacının, takılan altınların dava tarihi itibari ile aynen iadesini veya bedellerini talep etmesi mümkün müdür ve bu talep hakkaniyetli midir? |
30-10-2009, 19:30 | #29 |
|
Sayın Öniz;bence hakkaniyete aykırıdır.Yukarıdaki bilgi paylaşımlarından eşlerin dost veya yakınlarının düğün merasiminde takmış oldukları takıların EVLİLİK BİRLİĞİNE verilmiş hediyeler olarak nitelediğimizde,söz konusu takıların bir başka malvarlığı değerine dönüştürülmesinde(Sayın Özin'in vermiş olduğu örnekte takıların paraya çevrilerek araç satınalınması gibi)ORTAK bir iradeyle hareket ettiğini varsayarsak,boşanma durumunda da söz konusu dönüşümle ilgili değer kayıplarına katlanmaları gerekir kanaatindeyim.Ayrıca böylesine ince bir konuyu gündeme getirdiğiniz için tebrik ederim.
|
31-10-2009, 11:52 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2004/13-73 K. 2004/29 T. 28.1.2004 • İSTİRDAT DAVASI ( Çeyiz Senedindeki Ziynet Eşyalarının İadesi - Evlilik Birliğinin Borçlarına Harcandığı/Davalı İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlamadıkça İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu ) • ÇEYİZ SENEDİNDEKİ ZİYNET EŞYALARI ( İstirdat Davası - Evlilik Birliğinin Borçlarına Harcandığı/Davalı İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlamadıkça İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu ) • ZİYNET EŞYALARI ( Çeyiz Senedindeki/İstirdat Davası - Evlilik Birliğinin Borçlarına Harcandığı/Davalı İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlamadıkça İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu ) • İSPAT YÜKÜ ( Davalının Çeyiz Senedindeki Ziynet Eşyalarının İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlaması Gereği - Aksi Halde İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu ) • TAZMİN MÜKELLEFİYETİ ( Davalının Çeyiz Senedindeki Ziynet Eşyalarının İade Edilmemek Üzere Verildiğini Kanıtlaması Gereği - Aksi Halde İade ve Tazmin İle Mükellef Olduğu ) 4721/m.185, 186, 188 ÖZET : Taraflar ve tanıklarca imzalanan çeyiz senedindeki davacıya ait ziynet eşyalarının davalıya teslim edildiği, davacı tarafından evden ayrılırken götürülmediği, aksine bozdurularak davalı adına araba alındığı onun da satılarak evlilik birliğinin borçlarına harcandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çeyiz senedindeki ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkin davada, sözleşme hukuku kurallarına göre davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyalarının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile mükelleftir. KARAR : Dava istirdat istemine ilişkindir. Davacı kadın 19.7.2002 tarihli dava dilekçesinde, aralarında boşanma davası devam eden davalı ile ayrı yaşadıklarını, çeyiz senedindeki eşyaların kendine iade edilmediğini beyanla, aynen iadesini, olmadığı takdirde dava tarihindeki değerinin faizi ile ödenmesini talep etmiştir. Davalı, çeyiz senedindeki ziynet eşyaları dışındaki eşyaların iade edildiğini, ziynet eşyalarının ise davacı tarafından kendisine bağışlandığını paraya çevrilerek araba satın alındığını, daha sonra arabanın da satılarak evlilik birliğinin borçlarının ödendiğini beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemenin davanın reddine dair verdiği karar, yukarıda belirtilen nedenlerle Özel Dairece bozulmuştur. Mahkemece, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 185/2, 186/son ve 188/1 maddeleri karşısında, evin infak ve iaşesinin sadece kocaya ait olduğu yönündeki bozma gerekçesinin kabul edilemeyeceği, Türk Medeni Kanunu'nda eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarının belirtildiği, çeyiz senedindeki ziynet eşyalarının paraya çevrilerek araba alındığı ve daha sonra arabanın da satılarak birliğin borçlarının ödendiği, davalının elinde kalmadığı" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. Taraflar ve tanıklarca imzalanan 20.6.1999 tarihli çeyiz senedindeki davacıya ait ziynet eşyalarının davalıya teslim edildiği, davacı tarafından evden ayrılırken götürülmediği, aksine bozdurularak davalı adına araba alındığı onun da satılarak evlilik birliğinin borçlarına harcandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, çeyiz senedindeki ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkin olup, sözleşme hukuku kurallarına göre davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyalarının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile mükelleftir. Somut olayda davalı, ziynet eşyalarının kendisine bağışlandığını iddia etmiş ise de, bunların bağışlandığı harcamaların davacının isteği ve onayı ile yapıldığı kanıtlanamadığından davalının aynen iade veya tazminle sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddi isabetsizdir. O halde, yukarıda belirtilen bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 28.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Düğünde Takılan Ziynet Eşyaları | ersin | Meslektaşların Soruları | 6 | 11-01-2012 16:04 |
Futbol Maçında Futbol Topunun Zilyetliği Kime Aittir? | Av.Mehmet Saim Dikici | Site Lokali | 77 | 27-08-2009 10:26 |
Düğünde Takılan Altın Ve Paraların Boşanma Sırasında Paylaşımı | İlgili | Meslektaşların Soruları | 12 | 17-05-2008 13:07 |
Düğünde takılan altın ve para ( yargıtay kararı ) | Avukat Kamer Akgül | Meslektaşların Soruları | 4 | 21-02-2007 18:01 |
Avukatlık Ücreti Avukata Aittir | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Sohbetleri | 1 | 28-06-2005 09:54 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |