TCK 267/III-IV Çerçevesinde İftira Suçunun Oluşup Oluşmadığının Değerlendirilmesi

Sayın Meslektaşlarım;

İftira suçunun düzenlendiği TCK 267. maddenin 3. ve 4. fıkralarında; "Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun.." şeklinde bir ifade geçmektedir.

Yukarıdaki ifade, "delil yetersizliğinden" beraat eden müvekkil açısından değerlendirildiğinde iftira suçu oluşmakta mıdır yoksa kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararda gerekçe olarak ifade edildiği üzre, suçun işlenmemesi nedeniyle değil, delil yetersizliği nedeniyle beraat söz konusu olduğundan müştekiler açısından suç oluşmamakta mıdır?

Kısacası kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, 267/III ve IV. fıkralardaki cümle göz önünde bulundurulduğunda doğru mudur?

Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Sayın Meslektaşlarım; İftira suçunun düzenlendiği TCK 267. maddenin 3. ve 4. fıkralarında; "Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun.." şeklinde bir ifade geçmektedir. Yukarıdaki ifade, "delil yetersizliğinden" beraat eden müvekkil açısından değerlendirildiğinde iftira suçu oluşmakta mıdır yoksa kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararda gerekçe olarak ifade edildiği üzre, suçun işlenmemesi nedeniyle değil, delil yetersizliği nedeniyle beraat söz konusu olduğundan müştekiler açısından suç oluşmamakta mıdır? Kısacası kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, 267/III ve IV. fıkralardaki cümle göz önünde bulundurulduğunda doğru mudur? Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla..

Çok ince ve doğru bir hususa temas etmektesiniz.
Delil yokluğundan veya delil yetersizliğinden kavramları arasında nitelik farkı bulunduğu izahtan varestedir.
Delil yokluğu halinde, delil yetersizliğinden karar verilmemelidir.

Yukarıdaki cümleden; "delil yokluğundan" anlamı çıkmaktadır.
Delil yetersizliğnde ise, delil olmakla birlikte, zayıf olup, hüküm kurmağa yeterli değildir.

Sorunuzu bu kadar anlayabildim. Saygılarımla.

Alıntı: Çok ince ve doğru bir hususa temas etmektesiniz. Delil yokluğundan veya delil yetersizliğinden kavramları arasında nitelik farkı bulunduğu izahtan varestedir. Delil yokluğu halinde, delil yetersizliğinden karar verilmemelidir. Yukarıdaki cümleden; "delil yokluğundan" anlamı çıkmaktadır. Delil yetersizliğnde ise, delil olmakla birlikte, zayıf olup, hüküm kurmağa yeterli değildir. Sorunuzu bu kadar anlayabildim. Saygılarımla.

Sayın C_OKYAY;

Teşekkür ederim, doğru anlamışsınız. İkisi arasında fark var ve bu hususa ilgili düzenlemede de değinilmiş. Ancak delil yetersizliğinden beraat eden bir şahsın, müşteki/müştekiler aleyhinde iftira nedeniyle suç duyurusunda bulunması ve ardından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (takipsizlik kararı)bu çerçevede değerlendirildiğinde de doğru bir karar mıdır? Emin olmaya çalıştığım konu budur.

Saygılarımla..

Sanık, delil yetersizliğinden (yokluğundan değil), beraat etmiş olup, bu durumda, müşteki/müştekilerin tecziyesi yoluna gidildiğinde, anılanların, dilekçe ve şikayet haklarının zedelenmesi sonucunu mu doğuracaktır; tartışmağa muhtaç bir konu. Saygılarımla..

Şöyle bir karara rastladım:

Alıntı: Yazan YARGITAY 4.CD. 11.05.2004 T. - 2003/6936 E. - 2004/6094 K. ...MAĞDUR HAKKINDA “DELİL YETERSİZLİĞİNDEN” VERİLEN TAKİPSİZLİK VE BERAAT KARARLARI, İFTİRA SUÇUNUN OLUŞMASI İÇİN YETERLİ KANIT SAYILMAZ.

Karar uyarınca müvekkil adına iftira suçuna istinaden yaptığımız şikayet hakkında verilen takipsizlik kararı isabetli görünüyor ancak bu konuda daha yeni tarihli bir karar ve/veya içtihada rastlayan meslektaşım var mıdır?