Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Genel Kurul Kararinin Olmamasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-08-2022, 10:31   #1
furugferruhzad

 
Varsayılan Genel Kurul Kararinin Olmamasi

Kooperatif yöneticilerine açılan sorumluluk davasında davanın açılması için genel kurul kararının olmaması durumunda davanın hemen dava şartı yokluğundan reddedilmemesi bu eksikliğin giderilmesi için davacıya kesin süre verilmesi gerektiği ile ilgili yargıtay kararı paylaşabilir misiniz?Şimdiden çok teşekkürler.
Old 01-08-2022, 12:29   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/1754

Karar Numarası: 2015/2626

Karar Tarihi: 26.02.2015


Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/02/2014 tarih ve 2011/93-2014/24 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, şirketin iki ortağının bulunduğunu, bu ortaklardan ...'in 09/07/2002 tarihinden 22/06/2009 tarihine kadar şirketin müdürlüğünü yaptığını, 22/06/2009 tarihinde yapılan değişiklik ile şirketin yeni müdürünün diğer ortak olan ... olduğunu, ...'in müdür olduktan sonra şirket hesaplarında yapmış olduğu incelemelerde diğer ortak ...'in eşi ... ile birlikte şirket hesabından kendi şahsi işlerni için paralar aldığını ve şirket müşterilerinden yapmış olduğu baz tahsilatları şirket hesaplarına yansıttığını, kar dağıtımı yapmadığını tespit ettiğini, ve bunlarla ilgili olarak çeşi'tli davalar açtığını, bu bağlamda 15/08/2008 ve 25/08/2008 tarihlerinde müvekkilinin şirketin o zamanki şirket müdürü ...'in eşi olan ...'in müvekkil şirket müşterilerinden olan .....'den toplam 153.733,71 TL tutarlı 14 adet çeki teslim aldığını, ancak bu çekler müvekkil şirket hesaplarına girmediğini, ve davalılar tarafından kendi şahsi işlerinde kullanıldığını, ... yetkilileriyle yapılan görüşmede ekli çek teslim bordrolarından da anlaşılacağı üzere ... bu çekleri davalı ...'e teslim ettiğine ilişkin çek teslim bordrolarını müvekkil şirketin sunduğunu, davalı ... şirket müdürü sıfatıyla gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle, TTK md. 556 yollaması ile TTK 330-309 ile 336 maddeleri gereği müvekkilinin zararından sorumlu olduklarını, davalı ... ise diğer davalı ...'in eşi olup söz konusu tahsilatları yaparak malvarlığına dahil eden kişi olduğunu, davalı ... davaya konu tahsilatları müdür sıfatını haiz olmaksızın ticari mümessil ticari vekil ya da seyyar tüccar memuru unvanıyla yaptığı için Borçlar Kanunun haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkili şirket hesaplarına yansıtılmayan 153.733,71 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davaya konu çeklerin davacı şirketin borçlarının ödenmesinde kullanıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, dosya kapsamına sunulan ... tarafından düzenlenen 2 adet çekin teslim bordosunda ... Şirketi adına ...’e 15/08/2008 ve 25/08/2008 tarihlerinde teslim edildiği belirtilen toplam 14 adet müşteri çekinin toplamının 153.733,71 TL olarak hesaplandığı, bu çeklerin ... tarafından kayıtlara işlenerek çeklerin bedellerinin ... muavin dökümünde göründüğü ve ...'nin ... olan borcundan düşüldüğünün görüldüğü, dosya kapsamına alınan banka yazılarından çeklerin bir çoğunun ... tarafından tahsil edildiği, tahsilatı yapan ....’nın belirttiği adres ve telefon bilgilerinin davacının sunulduğu ...'nin web sayfasında yer alan adres ve telefonlar olduğu tespit edildiği ... şirketinin 31/12/2007 tarihli .... Noterliği'nin .... yevmiye nolu açılış tasdiki onaylanmış ancak kapanış tasdiki bulunmayan 2008 yılı yevmiye defterlerinin incelenmesi neticesinde ise 120,06 ....'ğe yapılan faturalı satışlar toplamının 397370,49 TL olarak kaydedilmiş olup, bu miktarın tamamının 31/12/2008 tarihli .... yevmiye numarası ile bankadan tahsil edildiğinin defterlere kaydedildiğini yine bu miktarın bankadan kasaya çekildi olarak kaydedildiğini, dolayısı ile ...'nin 2008 yılı yevmiye defterinde ....ten yapılan faturalar karşılığı alındığı sabit olan 153.733,71 TL tutarındaki 14 adet çeke ilişkin herhangi bir kaydın tespit edilemediği, sonuç olarak dava konusu çeklerin çoğunluğunun ..... çalışanı ... tarafından tahsil edildiği, usulüne uygun tutulmayan ... yılı yevmiye defterini davaya konu çeklerin kaydedilmediği, çeklerin alındığı .... hesap hararetleri incelendiğinde ise bu şirkete 2008 yılında 397.370,49 TL tutarında mal satıldığı bu tutarın 31/12/2008 tarihli ... nolu yevmiye kaydı ile bankadan tahsil edilerek kasaya çekildiği yönünde kayıt yapıldığı, ancak defterlerin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle tahsil edilen tutarın akıbetinin tespit edilemediği ve bu şekliyle davacı şirketin davaya konu çeklerin alındığı ve tahsil edildiği dönümde müdürü olan davalı ...’in 14 adet çek toplamı olan 153.733,71 TL'yi davacı şirketin hesaplarına yansıtmayarak diğer davalı ... ile birlikte söz konusu çek tutarlarının davacı şirkete ödenmesi hususunda müteselsilen sorumlu oldukların gerekçesiyle, davanın kabulü ile 153.733,71 TL'nin davalılar ... ve ... den müteselsilen tahsili ile davacı .....'ne verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.

1 - Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkindir. Mülga 6762 sayılı TTK'nın 556. maddesinde şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında anonim şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, bu yollama ile uyuşmazlığa aynı Yasa'nın 341. maddesi uygulanacaktır. Bu maddeye göre sorumluluk davasının açılabilmesi için, bu yönde alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunması gerekmekte olup bu husus dava şartıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uygulaması da aynı yöndedir. ( m. 618/son ) Dava konusu olayda sorumluluk davası açılması için alınmış bir genel kurulu kararı bulunmadığından dava açma koşulu oluşmamış ise de bu husus yargılama sırasında tamamlanabilir. Bu durumda mahkemece genel kurul tarafından bu yönde bir karar alınması için davacı tarafa mehil ve gerektiğinde kesin mehil verildikten sonra sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken bu eksiklik giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın re'sen bozulması gerekmiştir.

2 – Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 26/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

www.legalbank.net

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2013/5228
Karar No.: 2013/6115
Karar tarihi: 07.10.2013


Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri olan davalıların, kooperatifin taşınmazlarını rayiç değerinin altında satarak, kooperatifi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, 83.180,00 TL'nin tapuda satış tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin ....06.2012 tarih ve 1248 E, 4378 K. sayılı ilamı ile kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılan sorumluluk davasının görülebilmesinin, 1163 sayılı Kooperatifler Yasası'nın 98. maddesinin yollamasıyla TTK'nın 341. maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılması prosedürüne bağlı olduğu, mahkemece, davacı tarafa, 6100 sayılı HMK'nın 52, 53 ve 54. (HUMK'nın 39. ve 40.) maddeleri uyarınca davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına ya da açılan işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ve davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin davayı açan vekile denetçi sıfatıyla verdikleri vekaletnamenin ibrazı için önel verilmesi, noksan olan usuli işlemler yerine getirildikten sonra davaya devam edilmesi, verilen süre içinde bu eksiklikler tamamlanmaz ise davanın açıklanan usul yönünden reddedilmesi gerektiği belirtilerek taraf vekillerinin temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafa eski yöneticiler hakkındaki davanın yürütülmesine yönelik genel kuruldan karar alınması ve görevde olan denetçilerin davayı açan vekile denetçi sıfatı ile vekaletname verip yargılamaya devam edilmesi yönünde uygun süre verildiği, davacı vekilinin son duruşmada genel kuruldan böyle bir karar alamadığını, ihtarname göndermiş ise de genel kurulun bu konuda karar almadığını yazılı olarak dosyaya bildirdiği, uyulan bozma ilamı gereğince usuli eksikliklerin davacı tarafından yerine getirilemediği gerekçesiyle, davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ...07.10. 2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Genel Kurul Kararinin Iptali Halinde Kararin Kesinleşme Şarti ? Avukat halil Meslektaşların Soruları 1 22-07-2019 10:02
Istihkak Hakkinda Verilen Icra Mahkemesi Kararinin Infaz Kabiliyetinin Olmamasi furugferruhzad Meslektaşların Soruları 0 13-03-2017 15:02
Acİl !!!kooperatİf Genel Kurul Kararinin İptalİ avukat zeynep Meslektaşların Soruları 1 25-11-2008 17:18
Genel Kurul okuyucu Hukuk Soruları Arşivi 0 11-07-2005 20:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03876495 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.