Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Atiye Terk Ettiğimiz Davayı Tekrar Takip Etmek İstersek Yeniden Harç Gerekir Mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-12-2006, 10:33   #1
av.suleyman

 
Varsayılan Atiye Terk Ettiğimiz Davayı Tekrar Takip Etmek İstersek Yeniden Harç Gerekir Mi?

Bir davada davalılardan biri öldü. dava bir an önce sonuçlansın diye ölen davalıların mirasçılarına ilişkin dava hakkımı atiye terk ettim. Ama sonuçlanmayınca mirasçılara ilişkin davamı devam ettirmek onları davaya dahil etmek istiyorum. bunun için yeniden harç ödemek gerekir mi? Bu konuda bana yardımcı olursanız memnun olurum.
Old 21-12-2006, 14:14   #2
Av.Özlem KALAY

 
Varsayılan

Davanızı yenileme hakkınız 3 ay ile sınırlı ancak müracaata kaldığı tarihten itibaren bir ay içinde harç ödemeksizin yenileyebilirsiniz ( H.K 7)
Kolay gelsin...
Old 21-12-2006, 16:13   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Yargıtay usul hukukunda "atiye terk müessesesi" olmadığını bir çok kararıyla belirlemiştir. Ancak bu sebeple incelediği dosyaların bir kısmında ,"davacı davasını geri aldığı-sarfınazar ettiği- için, davalının muvafakatı gerekir.HUMK-m.185" demişken; birçok kararında da "Davayı-talebi-müracaata bırakmıştır.HUMK 409" şeklinde karar vermiştir.

Sayın Av.Özlem Kalay'ın cevabı Yargıtay'ın ikinci görüşüne göre doğrudur. Ancak sanırım 3 aydan fazla bir zaman geçirmişsiniz. Dolayısıyla yeniden harç ödeyeceksiniz.

HUMK m.185 anlamında bir geri alma sözkonusu ise yine harç ödeyeceksiniz.

Saygılarımla
Old 12-01-2007, 11:26   #4
Avukat Neslihan

 
Varsayılan

Dava atiye bırakıldığında, Mahkeme HUMK 409 hükmü gereği davanızı müracaata bırakır ve yenileme hakkınızı kullanmazsanız davayı açmamış sayılırsınız. Uygulamada bir kaç kez yaşadım.
Old 13-02-2007, 13:52   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Dava atiye bırakıldığında, Mahkeme HUMK 409 hükmü gereği davanızı müracaata bırakır ve yenileme hakkınızı kullanmazsanız davayı açmamış sayılırsınız. Uygulamada bir kaç kez yaşadım.

Uygulamada yaşadığınız olay şu şekilde olmalı: Davayı takip etmediğinizi belirtmiş iseniz ve karşı taraf da duruşmada yok ise dava müracaata bırakılır. Ya da karşı taraf duruşmada olduğu halde. "Ben de takip etmek istemiyorum" demiş ise yine dava müracaata bırakılır.

Bunun dışında tek taraflı davayı atiye bırakmak diye bir şey söz konusu olamaz. "Davayı atiye terk etmek" kavramı davalı kabul etmeden anlamsızdır. Davalının davayı takip etme hakkı vardır ve bu manada davalıya rağmen tek taraflı davadan vazgeçmek ya da müracaata bırakmak mümkün değildir. (Konuyla ilgisiz olmakla birlikte belirtmeliyiz: Davadan faragat olayı farklıdır ve tek taraflı olarak kullanılabilir ve asla o konuda bir daha dava açılamaz. )

Yanlış anlaşılma olabilir endişesiyle bu mesajı yazıyorum.

Saygılarımla.
Old 16-05-2007, 16:18   #6
av.s.saban

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Neslihan
Dava atiye bırakıldığında, Mahkeme HUMK 409 hükmü gereği davanızı müracaata bırakır ve yenileme hakkınızı kullanmazsanız davayı açmamış sayılırsınız. Uygulamada bir kaç kez yaşadım.


Daha açık olması açısından sanıyorum şunu demek istediniz;
Davaya taraflar girmediğinde,veya taraflardan biri veya her ikisi giripte,davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiğinde,hakim,HUMK.409 .md göre davayı müracaata bırakır.Karardan itibaren üç ay içedisinde dava yenilenmezse hakim,davanın açılmamış sayılmasına karar verir.Bu durumda yeniden dava açmak,dolayısı ile tüm harçları ödemek durumundasınız.
Old 18-05-2007, 07:51   #7
Avukat Neslihan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.s.saban

Daha açık olması açısından sanıyorum şunu demek istediniz;
Davaya taraflar girmediğinde,veya taraflardan biri veya her ikisi giripte,davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiğinde,hakim,HUMK.409 .md göre davayı müracaata bırakır.Karardan itibaren üç ay içedisinde dava yenilenmezse hakim,davanın açılmamış sayılmasına karar verir.Bu durumda yeniden dava açmak,dolayısı ile tüm harçları ödemek durumundasınız.

bizzat başıma gelmiş olan durum şöyle;

birden çok davalının bulunduğu bir davada , tüm çabalara rağmen dava dilekçesini tebliğ edemediğimiz bir davalı hakkındaki davamızı atiye bıraktığımızı belirttik. Açıkçası stajerdim ve staj avukatımın bir davasıydı. Ben , bu ifademizin feragat gibi sonuç doğuracağını düşünmüştüm.Zira tebligatı en kötü ihtimalle ilanen yapmak mümkün.Dolayısı ile davayı atiye bırakmak demek hakikaten bu kişi hakkında bir talebim yok demek olabilirdi.Ancak davaya bakan hakim HUMK 409 gereği o davalı bakımından davanın açılmamış sayılmasına karar verdi ve ben de şaşırmıştım.Hakimle görüştüm, Yargıtay'In benzer kararları vardı. Buraya yazmamdaki amaç; uygulamada "atiye bırakmak" davayı zaman aşımı dolmadıysa , ileride tekrar açma hakkı baki kalacak şekilde şimdilik vazgeçmek olarak anlam bulduğunu belirtmekti. Doğruluğu tartışılır bence de.Zira dediğim gibi tebligat yapamadıysanız kanunumuzda bunun başka çözüm yolları var.
Old 18-05-2007, 07:58   #8
Avukat Neslihan

 
Varsayılan yargıtay kararları

.C.

YARGITAY


8. HUKUK DAİRESİ

E. 1994/3361

K. 1995/2288

T. 9.3.1995

• DAVADAN VAZGEÇİLMESİ ( Atiye Terk Şeklinde Müessesenin Bulunmaması )

• TESCİL ( Davadan Vazgeçilmesi )

• ATİYE TERK ŞEKLİNDEKİ BEYAN ( Takipten Vazgeçmek Manasına Gelmesi )

• DAVALININ MUVAFAKATİNE İHTİYAÇ ( Davacının Davadan Vazgeçebilmesi )

ÖZET : Hukuk sistemimizde; davanın "atiye terki" şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, bu yoldaki bir beyan davayı takipten vazgeçmek ( sarfınazar etmek ) anlamına gelir. Ne var ki, davacının davayı takipten vazgeçmesi ( sarfınazar etmesi ) de ancak, davalının buna açıkca muvafakat etmiş olmasına bağlıdır. Ayrıca, sırf davacının isteği ile açılmış bir tescil davası ve tescil talebi bulunmayan şahıs lehine, bu kişi davalı dahi olsa tescil kararı verilmesi mümkün değildir.
DAVA : Yıldıray ile Hazine, Ayvadere Köyü Muhtarlığı, Ayşe, dahili davalılar Ahmet Hilmi ve müşterekleri aralarındaki tescil davasının kabulüne dair, ( Araklı Asliye Hukuk Hakimliği )'nden verilen 9.12.1993 gün ve 122-177 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasında görülen MK.nun 639/1. maddesine dayalı tescil davasının yargılaması sonucunda; dava dilekçesinin 1 ve 2 numaralı bendinde yazılı taşınmazlar hakkındaki tescil talebinin atiye bırakılmasına, 933 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davalılardan Ayşe adına tesciline karar verilmiş; hükmü, davalı Hazine temyiz etmiştir.
HUMK.nunda davanın atiye bırakılması şeklinde bir müessese yoktur. Bu, davayı takipten sarfınazar etmektir. Anılan Kanunun 185. maddesinin 1 numaralı bendine göre, "davalının rızası olmaksızın davacı davasını takipten sarfınazar edemez". Davacının 9.12.1993 tarihli oturumda, dilekçede 1 ve 2 numaralar altında yazılan taşınmazlar hakkındaki davayı atiye bırakıyorum şeklindeki beyanı karşısında, davalı Hazine oturumda hazır bulunmadığı için, açık bir muvafakatta bulunmamıştır. Bu itibarla bu iki taşınmaz hakkında davaya devam edilerek sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. 933 m2'lik taşınmazın tesciline ait hükme yöneltilen temyiz itirazlarına gelince: Davacı başlangıçta bu taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istediği halde yargılamanın son oturumunda bu taşınmazın annesi olan davalılardan Ayşe adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Ayşe'nin tescil istemi bulunmadığına ve onun tarafından açılmış bir dava olmadığına göre Ayşe adına tescile karar verilmesi isabetsiz, Hazinenin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), 9.3.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
************************************************** *******
T.C. YARGITAY
7.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1264
Karar: 2005/1127
Karar Tarihi: 14.04.2005

ÖZET: Davacının mahkemeye bıraktığı dilekçede, rahatsızlığı nedeniyle tedavi göreceğini ve bu nedenle yargı çevresi dışına çıkacağını, davayı takip edecek durumda olmadığını belirtmiştir. Bu durum, özü itibariyle davadan ve hakkın özünden feragat niteliğinde olmayıp, usulün 185. maddesinde düzenlenen "davayı atiye bırakma" anlamındadır. Mahkemece feragatin kayıtsız ve koşulsuz olması gerektiği hususu göz önüne alınmalıdır.

(1086 S. K. m. 93, 185, 409)

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

Davacı B…..Köyü Sarıkaya ve Tuztaşı mevkilerinde bulunan 33000 m2 ve 44000 m2 yüzölçümündeki taşınmazların kadastro yenileme çalışmaları sırasında kadastro dışı bırakıldığını öne sürerek, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak hazineyi hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece davacı tarafın davasından feragat ettiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı taraf dosyaya ibraz ettiği 15.12.2003 günlü dilekçede rahatsızlığı nedeniyle tedavi göreceğini bu nedenle yargı çevresi dışına çıkacağını davayı takip edecek durumda olmadığını açıklayarak açmış olduğu davadan şimdilik vazgeçtiğini açıklamıştır.

Sözü edilen dilekçe niteliği ve içeriği itibariyle usulün 185. maddesi hükmüne göre davayı "ATİYE" bırakma anlamındadır. Mahkemenin bu dilekçeyi feragat olarak nitelendirmesi doğru değildir. Kaldı ki usulün 93 ve onu izleyen maddeleri hükmünde tanımlamasını bulan "feragat" kayıtsız ve koşulsuz olmalıdır. Hal böyle olunca davacının davadan ve hakkın özünden feragat etmediğinin kabulü gerekir. Mahkemece kadastro davalarında usulün 409 maddesi hükümlerinin uygulanamayacağı bu nedenle taraflar gelmese bile yargılamaya devam edileceği dikkate alınarak iddia ve savunma doğrultusunda taraflardan delilleri sorulup, saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulaması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de davaya konu yapılan taşınmazların kadastro sırasında İlgililerin taşınmazlar başında hazır bulunmak suretiyle uyuşmazlık çıkartarak tutanak düzenlettirmedikleri bu nedenle taşınmazların kadastro dışı bırakıldığı tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili uyuşmazlıkların kadastro mahkemesinde görülmesinin olanaksız genel mahkemede görülmesinin zorunlu olduğu görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması ortada yöntemine uygun bir kadastro bulunmadığı halde "dava konusu yerin tespit gibi tesciline" karar verilmiş olması dahi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 14.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 18-05-2007, 08:08   #9
Avukat Neslihan

 
Varsayılan Karar

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 1997/3230
Karar: 1997/3955
Karar Tarihi: 23.06.1997

ÖZET: Bu yerlerin de mer'adan açma olduğunun belirlenmesi halinde dava konusu taşınmazın dört tarafının mer'a ile çevrili bulunması karşısında taşınmazın öncesinin mer'a olup olmadığı hususunun düşünülmesi ve taşınmazın bulunduğu köye mer'a tahsisi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise tahsis kararı ve krokisi getirtilerek bu taşınmazın tahsis kararı kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerekir. Davacılar vekili bu taşınmazları atiye terk ettiklerini bildirmiş, davalılar da bu isteği kabul etmişlerdir. Bu durumda HUMK'nun 185/1. maddesi uyarınca olayda atiye terk durumu vardır. Davayı geri alan davacı bununla talep sonucundan yani hakkının özünden feragat etmemekte sadece davasını geri almakta ve onu ileride tekrar açma hakkını saklı tutmaktadır.

Dava: S.D. ve müşterekeleri ile S. Köyü Muhtarlığı, Hazine, müdahiller Z. B. ve müşterekleri aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Meriç Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 23.12.1987 gün ve 329-366 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ile Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacılar, murisleri ve babalarından intikalen ve satın alma ile zilyetliğe dayanarak 13 parça taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerder. Mahkemece 7 parça taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne, 6 parça taşınmaz hakkındaki davanın atiye terk nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm kabul edilen taşınmazlar yönünden Hazine vekili, reddedilen taşınmazlar yönünden de davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre hüküm fıkrasının 1 bendinde yazılı S. Köyü A. mevkiinde kain, 2 fıkrasında yazılı aynı mevkiide 2520 metrekare yüzölçümlü, 4 fıkrasında yazılı aynı mevkiide 1200 metrekare yüzölçümlü, 5 fıkrasında yazılı B. mevkiinde 2345 metrekare yüzölçümlü, 6 fıkrasında yazılı A. mevkiinde 2200 metrekare yüzölçümlü, D. mevkiinde 2310 metrekare yüzölçümlü taşınmazlar hakkındaki Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Yasa'ya uygun bulunan bu taşınmazlarla ilgili hüküm bölümlerinin ONANMASINA,
Hüküm fıkrasının 3 bendinde yazılı aynı köy T. veya K. mevkiinde bulunan 9750 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ile atiye terk nedeniyle davanın reddine karar verilen 6 parça taşınmaz hakkındaki Hazine ve davacılar vekilinin temyizine gelince: Hüküm fıkrasının 3. bendinde yazılı taşınmazın doğu, batı ve kısmen güneyinde eylemli olarak mer'a bulunmaktadır. Bu taşınmazın kuzey sınırında bulunan Ü.'ye ait yerle güney sınırında kısmen bulunan H.'ye ait yerlerin öncesinin sınırlarında bulunan mer'a ile ilgisinin bulunup bulunmadığı, mer'adan açılıp açılmadığı hususlarının bilirkişi ve tanıklardan sorulması, ziraatçı bilirkişiden de Ü. ve H.'ye ait taşınmazların toprak yapısı ve bitki örtüsü itibariyle sınırlarındaki mer'a bitki örtüsü ile benzerlik taşıyıp taşımadığı ve öncesinin mer'a ile ilgisi bulunup bulunmadığı hususunda ek rapor alınması gerekir. Bu yerlerin de mer'adan açma olduğunun belirlenmesi halinde dava konusu taşınmazın dört tarafının mer'a ile çevrili bulunması karşısında taşınmazın öncesinin mer'a olup olmadığı hususunun düşünülmesi ve taşınmazın bulunduğu köye mer'a tahsisi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise tahsis kararı ve krokisi getirtilerek bu taşınmazın tahsis kararı kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerekir. Davacının temyizine konu atiye terk edilmesi nedeniyle reddine karar verilen taşınmazlara gelinceavacılar vekili bu taşınmazları atiye terk ettiklerini bildirmiş, davalılar da bu isteği kabul etmişlerdir. Bu durumda HUMK'nun 185/1. maddesi uyarınca olayda atiye terk durumu vardır. Davayı geri alan davacı bununla talep sonucundan yani hakkının özünden feragat etmemekte sadece davasını geri almakta ve onu ileride tekrar açma hakkını saklı tutmaktadır. Feragatda ise feragat eden taraf davayı tekrar açamaz. Açarsa davalının kesin hüküm itirazı ile karşılaşır. Bu durumda atiye terk edilen taşınmazlar hakkında mahkemece karar verilmesine yer olmadığı denilmesi gerekirken açıklandığı gibi kesin hüküm oluşturacak şekilde feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Hüküm fıkrasının 3. bendindeki taşınmaz ile atiye terk edilen taşınmazlar hakkındaki karar yukarıda açıklanan nedenlerle isabetsiz olduğundan davacılar vekili ile Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu taşınmazlarla ilgili bölümünün BOZULMASINA ve 2500 lira peşin harcın istek halinde davacılara iadesine 23.6.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 05-05-2009, 15:54   #10
avonder

 
Varsayılan müracaat kalan dava kaç kez yenilenebilir?

müracaat kalan dava kaç kez yenilenebilir?herhangi bir sınırlama var mı acaba?
Old 05-05-2009, 15:58   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avonder
müracaat kalan dava kaç kez yenilenebilir?herhangi bir sınırlama var mı acaba?

HUMK 409/Son
Old 05-05-2009, 16:01   #12
av.suleyman

 
Varsayılan

HUMK UN aşağıda yazılı maddesini okuyun.
özellikle son fıkrasını
Madde 409 – (Değişik: 26/2/1985 - 3156/18 md.)

Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.

Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.

Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.

İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmısına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır
Old 05-05-2009, 16:07   #13
Av.Elvan Akkaya

 
Varsayılan

Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmısına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.

5.FIKRA: İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Old 05-05-2009, 21:09   #14
sailor1981

 
Varsayılan

Bende şunu merak edıyorum.İtirazın iptali davası açarkenöicra dosyasına yatırdığımız peşin harç mahsup edildi,ardından dava düştü 4 ay sonra yenileme yapacağız,takip ayakta, icradaki peşin harcıda yeninelemede tekrar yatırmamız gerekırmı?
Old 05-05-2009, 21:11   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sailor1981
Bende şunu merak edıyorum.İtirazın iptali davası açarkenöicra dosyasına yatırdığımız peşin harç mahsup edildi,ardından dava düştü 4 ay sonra yenileme yapacağız,takip ayakta, icradaki peşin harcıda yeninelemede tekrar yatırmamız gerekırmı?

4 ay sonra yenileme yapamazsınız. Davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinden, yeni bir dava açmalısınız.
Old 05-05-2009, 21:18   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sailor1981
yanlış yazmışım 2 ay özur dılerım

Rica ederim. 1 aydan sonraki 2 ayı kastediyorsanız(Toplam 3 ay)harç yatıracaksınız. İcrada yatırılan harcın mahsubuna gelince...Sadece fikir yürütüyorum, davayı açarken o şansı bir kere kullandığınız için tekrar kullanamayacağınızı düşünüyorum. Böyle bir tecrübe yaşarsanız, bizimle paylaşın lütfen...
Old 05-05-2009, 21:20   #18
sailor1981

 
Varsayılan

Syn ergin kalem müdürüde bayağı düşündü yatırın dedi ama ben tereddüt ettim.Zira takip ayakta çok saolun "aciz vesikası" başlıklı soruyada sizin noktayı koyacağınızdan eminim.saygılar
Old 19-05-2010, 20:37   #19
Av.Şevval

 
Varsayılan

İHM'de devam eden bir dosyada davacı taraf duruşmaya gelmedi.

Ben de takip etmediğimizi belirttim kısaca müracaata kaldı.
Davacı yenilemedi.

Öğrenmek istediğim, dava ihalenin feshi davası.

İhalenin feshi davasında iki tarafta duruşmaya gelmesede müracaata bırakılamayacağına dair yargıtay kararı buldum.
Davacının bu kararı temyiz etmeye niyetlendiğini düşünüyorum.

3 ayın sonunda yazılan açılmamış sayılma kararını da aynı
şekilde tebliğden sonra temyiz edebilir mi? Son duruşmaya zaten katılmamıştı.
Old 27-09-2011, 12:50   #20
zlm

 
Varsayılan

Merhabalar;
Terditli açılmış bir tapu iptali tescil davasında; tapunun iptali ve davacı adına tscili istenmiştir olmadığı takdirde taşınmazın bedeli talep edilmiştir.
davacı 3. şahıstır. taşınmaz iştirak halindeki mülkiyette olduğundan ve müşterek mülkiyete çevrilmesi mirasçı olmadığından mümkün olamamaktadır. taşınmaz malik muris sağ iken satış vaadi sözlşemesi ile alınmış bedeli ödenmiş 5 yıldır ikamet edilen bir meskendir.
Meselktaşlarımla konuştuğumda kafamı karıştıran husus şudur;
Benim sormak istediğim terditli açılmış olan bahsettiğim davada atiye bırakmak gerekli midir? Mahkeme ilk talep tapu iptali ve tescilin mümkün olmadığına karar verip 2.talep bedel için davann devamına karar vermelidir diye düşünüyorum. aksi olup dava tamamen red olursa Bu şekilde terditli dava açmanın ne anlamı var diye düşünüyorum.
Bu konuda görüşlerinizi bekliyorum Saygılar.
Old 29-09-2014, 08:58   #21
Av. Gamze Akderin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zlm
Merhabalar;
Terditli açılmış bir tapu iptali tescil davasında; tapunun iptali ve davacı adına tscili istenmiştir olmadığı takdirde taşınmazın bedeli talep edilmiştir.
davacı 3. şahıstır. taşınmaz iştirak halindeki mülkiyette olduğundan ve müşterek mülkiyete çevrilmesi mirasçı olmadığından mümkün olamamaktadır. taşınmaz malik muris sağ iken satış vaadi sözlşemesi ile alınmış bedeli ödenmiş 5 yıldır ikamet edilen bir meskendir.
Meselktaşlarımla konuştuğumda kafamı karıştıran husus şudur;
Benim sormak istediğim terditli açılmış olan bahsettiğim davada atiye bırakmak gerekli midir? Mahkeme ilk talep tapu iptali ve tescilin mümkün olmadığına karar verip 2.talep bedel için davann devamına karar vermelidir diye düşünüyorum. aksi olup dava tamamen red olursa Bu şekilde terditli dava açmanın ne anlamı var diye düşünüyorum.
Bu konuda görüşlerinizi bekliyorum Saygılar.

Özlem Hanım merhaba,

sorunuzun üzerinden uzun bir vakit geçmiş fakat açıkçası nasıl bir gelişme oldu davanızda merak ettim.

bilgilendirirseniz çok memnun olurum.
Old 30-09-2014, 15:18   #22
zlm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Gamze Sharman
Özlem Hanım merhaba,

sorunuzun üzerinden uzun bir vakit geçmiş fakat açıkçası nasıl bir gelişme oldu davanızda merak ettim.

bilgilendirirseniz çok memnun olurum.

Gamze Hanım;
Davam geçen ay karara bağlandı. Tapu hala muris adına kayıtlı olduğundan iştirak halinde mülkiyette olduğundan tapu iptali tescil talebim red edildi taşınmazın bedeli bakımından kabul edildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İstanbul'u Terk Etmek Av.Mehmet Saim Dikici Site Lokali 614 05-09-2015 17:58
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? sibelniko Hukuk Sohbetleri 21 30-09-2013 08:43
akhisarda davayı takip edecek meslekdaş arıyorum. av.füsun kimiran Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 22-12-2006 10:49
Karşılıksız Yararlanma - Konaklama Ücreti Ödemeden Oteli Terk Etmek Av. Çetin Meslektaşların Soruları 3 20-12-2006 09:43
Davayı atiye terk(Kat malikleri kurulu kararınınn iptali davası) ibreti Meslektaşların Soruları 4 17-08-2006 14:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09367704 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.