22-10-2005, 14:28 | #1 |
|
Bir Hukuk Normu Olarak Genel Ahlak
Genel Ahlak nedir sizce? Herkesin belirleyici ve bağlayıcı ahlak olarak kabul ettiği ahlak kuralları mı? Genel ahlak kavramı bir de özel ahlak varmış çağrışımına yol açıyor. Genel ahlakı genel olmayan ahlaktan hangi kıstaslar ayırır? Varmıdır böyle bir özel ahlak ? Genel ahlakın yanında bir de özel ahlak olabilirmi? Genel ahlak kimin ahlakıdır, özel ahlak kimin ahlakıdır?
Olayın en önemli yanı, genel ahlakın genel ahlak olduğuna kim karar verir? Genel ahlaka uymayan bir özel ahlak kavramını benimseyen kimse ahlaksızmıdır, yoksa başka bir ahlak ölçüsü mü vardır? Bu kimsenin genel ahlaka uymayan özel ahlakına saygı duymak zorundamıyız? Genel ahlak küresel bir olgumudur? Sınırları coğrafi midir, yoksa daha fazla toplumsalmıdır? Genel ahlakın coğrafi ve toplumsal sınırları varsa eğer, nerede başlar bu sınırlar ve nerede biter? Bağlayıcı genel ahlak kuralları, genel hukuk kuralları ile çatıştığında ne olur? Hangi kurallar uygulanır, veya hangi kuralların uygulanması gerekir bu gibi durumlarda? Hukuk kuralları mı yoksa genel ahlak kuralları mı? Genel ahlak kuralları ile ahlak kuralları çatıştığında bir hukukçu hangi tavrı takınmalıdır? Demokrasi ve hukuk kurallarını mı savunmalı, yoksa ahlak kurallarını mı? Soruyu açıklamak gerekirse; hukukçu hukuktan yana mı yoksa genel ahlaktan yan mı tavır koymalıdır? Varmıdır bir hukukçuyu böyle bir ikilemde bırakan veya bırakabilecek durumlar? Hukukçu olarak bir olayı değerlendirdiğimizde, o olayı kendi hukuki ve ahlaki görüşümüze göre mi yoksa genel ahlak ve genel hukuk yönünde mi değerlendiririz? Belirli bir toplum içinde yaşıyan bir kimse olarak, genel ahlakla kendi ahlak anlayışımız arasında bir ayırım yapma, ikisini birbirinden ayırma olanağımız varmıdır? Yoksa ‘genel ahlak’ derken sadece kendi sübjektif ahlakımızı mı kastediyoruz. Kendi ahlak kavramımızı genelleştirmiş olmuyormuyuz bu durumda? Saygılarımla |
22-10-2005, 21:52 | #2 |
|
Sayın Gemici,
Genel ahlak ile ilgili bir çalışma aşağıdaki linkte mevcut. Saygılarımla. http://www.jura.uni-sb.de/turkish/NBulut.html |
23-10-2005, 13:27 | #3 |
|
Genel Ahlâk kavrami yerine etik kavramini esas alirsak, bu konuda baska bir forumda aktarmis oldugum yüzeysel düsüncelerimi burada da sizinle paylasabilirim:
Hukuk ile etik'in ayrilmasi Avrupa tarihinde Aydinlik Cagi'ni sahikasina cikarttigi kadar, bir o kadar da - bilhassa aklin konumuna iliskin olarak - elestirel bir yaklasim getiren Kant'a dayanmaktadir. Kant'a göre moral degerleri ile hukuk degerlerini birbirlerinden ayirmak gereklidir. Moral degerleri hukuk vasitasiyla hayata gecirilemeyecektir; moralin özünde insanin kendi varligi yatmaktadir ve bu konumda hukuk bir arac olarak kullanilmayacaktir. Tabii ki bu noktada neyin moral degerleri ve neyin hukuk düzenlemesi oldugunun belirlenmesi gerekmektedir. Bir örnek vermek gerekirse: ahde vefa, bir moral degeridir. Insanlar verdikleri sözleri tutmazlarsa, toplum hayati zorlasir ve insanlar arasi güven azalir. Ayni sekilde insan yapmis oldugu bir sözlesmeye sadik kalmasi gerekir. Ama bir kisinin verdigi sözü tutmamasi durumunda, herhangi bir yaptirim öngörülmemektedir. Bu kisiyi cezalandiran, toplumdur. Sözlesmeyi yerine getirmeyen kisi icin (dolandiricilik, sahtekarlik durumlari haric) herhangi bir cezai yaptirim söz konusu degildir. Ama insan sözlesme yaparak, sadece söz verme asamasini astigi icin,özel hukuk yaptirimlari devreye gecer (tazminat). Bu örneklerden de anlasilacagi üzere, insanlarin bir arada yasamalari icin gerekli olan degerlerin pozitif olarak hukuk potasina sokulmasiyla, moral degerlerinden ayri bir konuma ulasilmaktadir ve bu noktada can yakici yaptirimlar mümkündür. Ancak moral degerleri, pozitif hukuk kisvesine girmedikce (ki, hangi moral degerlerinin hukuk potasina sokulabilecegi tartisilir ve hukukun alanina göre de degisebilir; örnegin eskiden spor ahlâkina aykirilik olrak nitelendirilen doping artik bircok ülkede sadece disiplin hukunun degil, ayni zamanda ceza hukukunun da konusu olmaya baslamistir), sadece hukukun (genis) genel kavramlari dahilinde (örnegin ahlaka aykirilik, kamu düzenine aykirilik vs) göz önünde bulundurulacaktir. Sadece ve sadece bu genel kavramlara yer verildigi yerlerde, hukukun müsbet olarak yapmis oldugu bir düzenlemede, etik degerlere göre bir ayarlama mümkün olabilecektir. Ancak bu noktada da unutulmamasi gereken bir sey vardir ki, kanun koyucu cogu zaman, yapmis oldugu somut bir düzenlemeyle, birbirleriyle catisan menfaatler arasinda tartma yapip, halkin kendisine vermis oldugu demokratik mesruiyetle bir karar verir ve bu karar, bahsedilen etik degerler bazinda ayarlamada muhakkak dikkate alinacaktir. Yani hukukun vermis oldugu bir karari genel etik anlayisla her halükarda düzeltmek kural olarak mümkün degildir ve böyle bir anlayis demokratik sistemle de bagdasmaz. Kanunlarin sebebiyet verdigi adaletsizligin gidirilmesi icin ilk ve öncelikli adres, meclistir. Saygilarimla Osman Isfen |
25-10-2005, 00:04 | #4 |
|
Sayın Dikici,
Sorular aklıma takıldığında, ben de internette biraz dolaşıp, faydalanabileceğim birşeyler aramıştım. Aktardığınız linkteki Yrd. Doc. Dr. Nihat Bulut’un araştırması çok hoşuma gitmişti. Mesajımdaki bazı soruların kaynağını o makale oluşturuyor. Herkesin kendine göre bir ‘genel ahlak’ kavramı olduğundan yola çıkarak(!), THS deki Hukukçuların ve hukukçu olmayanların bu konudaki düşüncelerini öğrenmek için o soruları sordum. Belki ne olduğu tam olarak bilinmeyen ‘genel ahlak’ kavramını biraz somutlaştırma olanağımız olur sonunda. Sayın İsfen, Katkınız için teşekkürler. Saygılarımla |
26-10-2005, 21:10 | #5 |
|
Sayın Gemici,
Linkte yer alan çalışmayı beğendiğim için ve sizin sorularınıza kısmen de olsa cevap taşıdığını düşündüğüm için ekledim. Belki o çalışmayı okuma imkanı olmayan meslektaşlarımız da okumak ister düşüncesiyle... Yoksa başka bir niyetim yoktu. Lütfen size bir saygısızlık olarak değerlendirmeyin. Tamamen bir tesadüften ibaret. Sizin o çalışmadan yararlandığınızı hiç düşünmedim. Lütfen yanlış anlaşılmasın. O konuyu tartışmaya açmanız ve site üyelerinin de fikrini öğrenmemize imkan vermeniz çok güzel. Saygılarımla. |
27-10-2005, 00:50 | #6 |
|
Sayın Dikici,
Mesajınızı okuduğumda, belirttiğiniz linki aktardığınız için size teşekkür etmeyi düşünmüştüm. Aceleye geldiğinden olacak, yazmayı unutmuşum. Konuya yeniden dönüp hatırlatmanız çok iyi oldu. Sonradan da olsa teşekkür etme olanağı vermiş oldunuz. Teşekkürler. Aslında benim yapmam geren bir şeyi yaptınız. Sırası gelmişken ‘Hukuk Normu Olarak Genel Ahlak’ başlığını attıktan sonra aklıma takılan ve cevabını tam olarak çıkaramadığım bir soruyu sormak istiyorum. Başlık doğru mu? Genel ahlak bir normmudur yoksa bir normlar bütünümüdür? Aklımda kaldığı kadarı ile ahlak teoride bir hukuk kaynağı olarak kabul ediliyor; Değişik normların kaynağı yani. Uygulama bende, bazı davranışları yasaklıyan, bazılarına müsaade eden tek bir norm, tek bir ölçü varmış kanısını uyandırıyor. Belkide safça bir soru veya kanı, bilmiyorum. Saygılarımla |
27-10-2005, 09:51 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Gemici,
Ahlaka aykırılık tek başına bir hukuk normu olarak değerlendirilemez kanısındayım. Normlar hiyerarşisi içinde yer alan ve "hukukun genel kuraları ya da evrensel hukuk kuralları" olarak tabir ettiğimiz ana normun içinde genel ahlak, ahlak yahut adaba aykırılık gibi hususlar bir çok kanun içinde yasaklanmış, engellenmiştir. Mesala: Borçlar Kanunu 20. madde çok kesin bir ifade ile ahlaka aykırılığı butlan sebebi saymıştır.
bunun gibi bir çok hüküm vardır. Bu temelde ahlaka aykırılık butlan sebebi olarak bir genel hukuk kuralıdır diyebiliriz. Ancak kanımca tek başına bir hukuk normudur demek mümkün değildir. Hukukun Genel kuralları (İçinde alt kural genel ahlak, ahlak gibi) Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler, Yasa,.... gibi Tabi ki bu konunun değerlendirilmesini akademisyen arkadaşlarımıza bırakmak daha doğru olur. Saygılarımla. |
12-04-2006, 21:25 | #8 |
|
Arkadaşlar, forumumuza henüz üye olmuş biri olarak konu ve hakkında yazdıklarınız çok hoşuma gitti. Öncelikle teşekkürlerimi iletmek isterim. Hepimizin üzerinde anlaştığımız genel ahlak var mıdır? Varsa bu ahlak kaynağını nerden almaktadır? Bizim dışımızda bir kaynaktan gelip bize kendini zorla mı kabul ettirmektedir? Yoksa biz insanlardan mı kaynaklanmaktadır? Bence ahlak bizlerin bireysel iyilerimizin toplumsallaşmasıyla oluşmaktadır. O zaman genel ahlakın içindeki özel ahlakıda yok sayamayız kanaatindeyim. Saygılarımla...
|
02-05-2006, 16:23 | #9 |
|
Biz anlamayalım diye midir..ya da avam ile alimler ; kesinlikle birbirinden ayrı dursun için bir paravan niyetiyle midir..? birtürlü çözemedim..
ama bu farsça kökenli yıllanmış kelimeler özgün hale getirilmemiştir birtürlü..! Maddeler halinde açıklamaya çalıştığınız paragrafları çözebilmemiz için de ayrı ayrı birer açıklama gerekliliği olduğunu ısrarla vurguluyorum.. Nedir bu..özenti mi//- saplantı mı..Hukuk kıstaslarında yer alan her maddenin çağa ayak uydurması için bir reformun zamanı gelmemiş midir..? Yok hayır biz bu kostüm içinde çok mutluyuz..anlaşılmaz olmak ya da sadece bizim çözebildiğimiz bir literatürde böyle varlığımızı sürdürmekle hepimiz çok mutluyuz diyorsanız.. ben kendimi kötü hissettim bunu itiraf ediyorum.. ******************************************* Bknz; Borçlar kanunu madde 20/ Bir akdin mevzuu,gayrı mümkün veya gayrı muhik yahut adaba mugayır olursa; o akit batıldır.. ************************************************** ******* Bir açıklama getirirseniz çok mutlu olacağım.. Evinde geniş kütüphanesi olmayıp, sözlük bulunmayanlara.. bir hizmet olarak.. sevgiler.. nilgün./2.05.2006/17.19 |
02-05-2006, 16:34 | #10 |
|
Ben Halktan sade bir vatandaş ve brey olarak ahlak konusunu şöyle açıklayabilirim..
************************************************* 1/Verilen sözlerin tutulmasıdır. 2/Emanete hainlik etmemektir. 3/sözüne güvenilirliktir. 4/Ölçüde tartıda adil olmaktır. 5/Dürüstlüktür. 6/Sadakattir. 7/Dostluktur. 8/İnsanları yüz yüzeyken suçlayamadığımız ya da yargılayamadığımız hiçbir sanıyı.. ona arkasından konuşarak yakıştırmamaktır. 9/Affedici olabilmektir.kendisine yapılan kötülüklere yanıt olarak 2. bir kötülük aramamaktır. 10/Acımaktır,korumaktır,paylaşmaktır. Cezai yasal düzenlemelerini bilmiyorum ama yaşadığım yılların bana <<Öğretileri>>bunlardır.. Saygılar.. nilgün. |
02-05-2006, 20:41 | #11 |
|
Borçlar Kanunu madde 20:
"Bir sözleşmenin konusu imkansız ise veya haksız ise ya da ahlaka aykırı ise o sözleşme geçersizdir." Sanıyorum yaklaşık Türkçesi bu şekilde. ) |
10-12-2006, 16:59 | #12 |
|
iyide türkçe olsada ortaya konan hüküm yine tam olarak anlaşılamazki kimse bizi anlamasın diye bi kasıntımız yok elbet.bakın türkçe yazılmış bir sözleşmenin konusu imkansız ise deniyor.Bundan ne kastedildiğini hukukçu olmadan kavramak mümkün değilki zaten.
bence hukukçu olarak ahlakmı hukukmu ikileminde kalırsak hukuk tercih edilmelidir.Genel ahlak insan olarak kıstasımız olmayabilir ancak mer'i hukukun sonuç bağladığı her alanda genel ahlak adına yorum yapılabilmelidir. |
13-01-2007, 22:03 | #13 |
|
Selamlar...Öncelikle Syn. Av. Mehmet S. Dikici" ye saygılarımı sunarım ve siteye ilk girmiş olduğum andaki bir küçük hatamdan dolayı özür dilerim.
Ve diğer arkadaşlara da selamlar, saygılar. KONUYA İLİŞKİN Ahlak kavramının kökeninde yaratılış özellikleri yatar ki bu da insan doğası anlamına gelir. Şimdi bu kavramı DOĞAL HAKLAR kavramı ile bütünleştirmek mümkün müdür? İnsan doğasının ne olduğunun çözümlenmesi gerektiği hususunda herkesle aynı fikirde olmak isterim ki henüz insan doğası tam olarak çözülebilmiş değildir. Fakat bu kavramın genel olarak toplumda sanırım AR-UTANMA duygusuyla ilgili bir kavrama tahvil edilmiş olduğu yargısına varabilir miyiz? Ben utanma duygusuyla ilişkilendirmeden konuya devam etmek istiyorum. DEVLET-SOSYAL SÖZLEŞME insan doğasına aykırı olarak İNSAN TANIMLAMASI yapamaz. Yani İnsan beynince üretilmiş olan HUKUK zorunlu olarak DOĞANIN YAPMIŞ OLDUĞU İNSAN TANIMINI KENDİ TANIMI İÇİNE ALMAK ZORUNDADIR. Yani Doğaya aykırı bir hukuk yaratılamaz. İşte bu noktada ise DOĞACA YAPILMIŞ İNSAN TANIMININ MUTLAKA AKIL TARAFINDAN BULUNMASI İCAP EDER. Bir insan yapısı tüm yönleriyle(psikolojik-fizyolojik) ele alınıp bilinebilir duruma getirilmelidir ki BİLİMSEL HUKUK sanırım böylece doğacaktır. Genel olarak şöyle söyleyelim bir örnekle: Taksim meydanına WC yapılması durumunda insan doğası bu uygulamayı kabul edebilir mi örneğin. Ayrıca gürültülü bir ortamda SÖZEL bir ders çalışma mümkün müdür? gibi sorularla öncelikle insan doğasının çözülmesi anlaşılması gereklidir ki NEYİN AHLAKİ-DOĞAYA UYGUN, neyin doğa dışı olduğu anlaşılsın. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Aile Konutu Hukuk Genel Kurul Kararı | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 18 | 28-04-2015 21:47 |
Hukuk ve Ahlak | Av. Şehper Ferda DEMİREL | Hukuk ve Felsefe | 53 | 13-03-2015 03:13 |
Hukuk Fakültelerinde Mesleki Ahlak Dersleri Okutulmalıdır | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Sohbetleri | 30 | 28-10-2010 12:05 |
Geciken Hukuk Genel Kurulu Kararı | avuka8890 | Meslektaşların Soruları | 5 | 21-09-2007 16:22 |
Sanat Ve Hukuk Ticarete Boyun Eğerse, Adnan Şenses Kavruk Bir Anadolu Genci Olarak Ye | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Sohbetleri | 0 | 21-07-2004 15:56 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |