Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Davanın İnkarı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-01-2008, 23:05   #1
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan Davanın İnkarı

Değerli Meslektaşlarım
yeni açmış olduğumuz bir tazminat davasında davalılardan ikisi süresi içerisinde davaya cevap vermemişlerdir. ilk duruşmada cevap dilekçelerini kabul etmediğimizi, davalıların cevap dilekçelerinde farklı vakıalara dayandıklarını bununda savunmanın genişletilmesi yasağına girdiğini beyan etmemize rağmen mahkeme, talebimizi reddetti, gerekçesi ise dava dilekçesinde cevap süresinin belirtilmemiş olması diye geçti. şimdi HMUK 'a baktıgımızda 10 günlük sürenin dilekçenin zorunlu unsurları arasında olmadığı belirtilmiştir. yasa maddesi bu kadar açıkken, ve yine HMUK 201 vd maddeleri ortadayken böyle bir ara kararının hukuki dayanagı emsal yargıtay kararı varmı? görüş ve yorumlarınız için tşkler
Old 10-01-2008, 23:21   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Cevap süresi 10 gündür, dilekçede belirtilmesine gerek yoktur.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1986/2029
K. 1986/4155
T. 21.4.1986
• BOŞANMA DAVASINDA CEVAP SÜRESİ
743/m.150
ÖZET : Dava dilekçesinde cevap süresi yazılı değilse Kanunda öngörülen on günlük cevap müddeti tanınmış sayılır.

Dava dilekçesinde belirtilmese dahi cevap için kanunda yazılı 10 günlük süreye uyulması zorunludur. Ancak davaya 10 gün içinde cevap verilmemesi, delil ibraz etmek hakkını ortadan kaldırmaz. Şu durumda davalıyı delillerini göstermek üzere imkan tanınmadan, cevap için kanuni süreyi geçirdiğinden söz edilerek savunma hakkının kısıtlanması Usul ve Kanun’a aykırıdır.

yarx
Old 11-01-2008, 10:55   #3
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

Sn Akpunar'ın da belirttiği gibi,cevap süresinin dilekçede ayrıca belirtilmesine gerek yoktur.İlk itirazlar bakımından 10 günlük süre hak düşürücüdür.Ancak basit yargılama usulünde davalı ilk celsede de davaya yazılı ve ya sözlü olarak cevap verebilir.


T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/58
Karar: 2001/629
Karar Tarihi: 25.01.2001
ÖZET: Basit yargılama usulünde davacı cevabını ilk oturumda bildirilebilir ve karşılık davasını da ilk otunun gününde açabilir.
Süresinde açılmamış olan karşı davanın itiraz edilmesi halinde tefrik edilmesi gerekir.

(1086 S. K. m. 509)
Dava: Dava dilek
çesinde 38.750.000 lira tazminatın, karşı davada ise 47.932.500 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. mahkemece davanın kabulü, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 44.350.000 lira tazminatın faizi ile birlikte tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı (K. davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı kurum vekili, kurum aracına çarparak hasar veren davalıdan 38.750.000 liranın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, davalı M. davayı kabul etmediğini ve dolayısıyla reddini savunmuş, bilahare vekili vasıtasıyla karşılık dava açarak aynı kazada hasar gören aracından dolayı 47.932.500 liranın faizi ile birlikte davacı kurumdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü, karşılık davanın ise kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı (karşı davalı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Basit yargılama usulünde, davalı cevap vermek zorunda olmayıp, cevaplarını ilk oturumda (yazılı veya sözlü olarak) mahkemeye bildirebileceğinden ötürü, karşılık davasını ilk oturumda açabilir (HUMK mad. 509 vd.). Süresinde açılmamış ise davacı, karşılık davanın süresinden sonra açıldığı ilk itirazında bulunabilir.
Davalı M.'ye çıkarılan davetiye tebliğ edilmediğinden ötürü, adres araştırması için Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılmış, davayı sonradan öğrenen davalı 10.11.1997 tarihli celseye gelerek davanın reddini dilemiş, 24.4.1998 tarihinde ise karşılık davasını açmış, davacı vekili karşılık davanın süresinde açılmadığından bahisle itiraz etmiştir.
Bu durum karşısında (karşılık davanın) asıl davadan ayrılmasına şeklinde karar verilecek yerde süresinden sonra açılan karşılık davanın, davacı vekilinin muvafakat etmemesine rağmen kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.1.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 11-01-2008, 11:02   #4
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/2768
Karar: 2003/8122
Karar Tarihi: 19.06.2003
ÖZET: Dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan birinin bulunmaması halinde kural olarak davalı bunu ilk itiraz olarak ileri sürüp dava dilekçesinin iptalini isteyebilir. Bu noksanlığın giderilmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece resen dava dilekçesinin iptali kararı verilemez. Mahkemece öncelikle dava dilekçesindeki belirsiz ve noksan olan bu hususların davacıdan sorulup açıklattırılarak giderilmesi gerekir.
(1086 S. K. m. 179, 187, 193)
Dava: Taraflar aras
ındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, davalı aleyhine yaptığı icra takibine borçlunun haksız ve kötüniyetle itiraz ettiğinden itirazın iptali ve alacağın tahsiline, % 40'tan az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kiracısı olan davacının mecuru süresi dolmadan tahliye ettiğini, mecuru hor kullanmaktan doğan zararı olduğunu, bu alacakların tahsili için yaptıkları icra takibine itiraz ettiğini, bu borçları ödememek için haksız icra takibi yaptığını, davacıya depozito borçları olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, gerek icra takip talebinin gerekse dava dilekçesinin yargılama yapmaya ve hüküm tesisine elverişli açıklıkta olmadığından HUMK. 193. maddesi gereğince dava dilekçesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafca temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı aleyhine yaptığı icra takibi ile 1.500.000.000.- TL. alacağın icra takip tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini istemiş, borcun sebebi olarak da mecurda kalan emtia bedelleri ve mecurun iskansız olarak kiraya verilmesinden dolayı uğranılan zarar ziyan olarak gösterilmiştir. Davalının bu icra takibine herhangi bir borcu olmadığı şeklinde itiraz etmesi üzerine, davacı işbu davayı açmıştır. Davacı, dava dilekçesinde; davalı aleyhine yaptığı icra takibine borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini, alacağın, zarar ziyanla tahsili amacıyla bu davayı açtığını belirtmiştir.
Dava dilekçesinde, hangi hususların bulunması gerektiği HUMK.'nun 179. maddesinde sayılmıştır. Buna göre dava dilekçesinde, tarafların ad ve soyadları ile adresleri, davanın konusu ( müddeabih ), vakıalar ( dava sebebi ) hukuki sebepler, açık bir şekilde iddia ve savunma, cevap süresi ile davacının veya vekilinin imzasının bulunması gerekir. Dava dilekçesinde bulunması gereken bu kayıtlardan birisinin bulunmaması halinde kural olarak davalı HUMK. 187/7. maddesi gereğince bunu ilk itiraz olarak ileri sürüp dava dilekçesinin iptalini isteyebilir. Burada hemen belirtmeliyiz ki, dava dilekçesinde bulunması gereken, hukuki sebepler ile cevap süresi zorunlu unsurlardan olmadığından bu noksanlık ilk itiraz olarak ileri sürülüp dava dilekçesinin iptali istenemez.
Dava dilekçesinde kanuni noksanlık olduğu halde, davalı bunu ilk itiraz olarak ileri sürmediği durumlarda mahkemece davacı tarafa noksan ve müphem görülen hususlar açıklattırılıp tutanağa geçirilerek veya mehil verilmek suretiyle tamamlattırılmalıdır. Mahkemece davacı taraftan noksan ve belirsiz konularda açıklama yapması istenilmesine rağmen yapılmamış veya bu konuda verilen mehile rağmen açıklama yapılıp noksanlık tamamlanmamış ise dava dilekçesinin iptali kararı verilebilir.
Somut uyuşmazlıkta davacı icra takip talebinde davalıdan 1.500.000.000.- TL.'nin tahsilini istemiş, talebin sebebi olarak da mecurda kalan emtia bedelleri ile mecurun iskansız olarak kiraya verilmesinden doğan zarar ziyanı göstermiştir. Dava dilekçesinde ise icra takibine atıfta bulunarak itirazın iptali, alacağın tahsili ve % 40'tan az olmamak üzere inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İcra dosyası içeriğinden taraflar arasında kira sözleşmesi ilişkisi olduğu anlaşılmakta ise de mahkemenin karar gerekçesinde açıklandığı üzere dava dilekçesinde vakıalar ( dava sebebi ) ile iddia ve savunma açıklanmamıştır. Dava dilekçesi bu haliyle HUMK. 179. maddesinde öngörülen yasal unsurları taşımamaktadır. Ne var ki davalı HUMK. 179. maddesi gereğince dava dilekçesinde kanuni noksanlıklar bulunduğuna dair ilk itirazda bulunmamıştır. Bu noksanlığın giderilmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece resen dava dilekçesinin iptali kararı verilemez. Mahkemece öncelikle dava dilekçesindeki belirsiz ve noksan olan bu hususların davacıdan sorulup açıklattırılarak giderilmesi gerekir. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek davacıdan açıklama yapması istenilmeden dava dilekçesinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.6.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kambiyo Yoluyla Takipte İmza İnkarı, Borca İtiraz ve İnceleyecek Merci üye15184 Meslektaşların Soruları 14 01-09-2011 01:23
Boşanma/Davanın Ve Karşı Davanın Kabulü/Karşı Davanın Temyizi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 10-01-2008 21:18
davanın yenilenmesi av.sinem Meslektaşların Soruları 7 02-04-2007 18:04
davanın ne olacağı davut Hukuk Soruları Arşivi 2 23-05-2006 19:07
Davanın Açılmamış Sayılması - Temyiz Edilmeyen ek davanın Bozul aeyesilkaya Hukuk Soruları Arşivi 1 08-09-2005 21:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04221296 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.