Yargıtay 'kârlı ölüm'ü veto etti

Oğulları ölen aileye, "Oğlunuzun ölümünden dolayı kârlı bile çıktınız" diyen bilirkişinin raporuna dayanılarak verilen karar, Yargıtay'dan döndü. 11. Daire, kararı esastan bozarak tazminat davası için yeniden bilirkişi atanmasına karar verdi. 'Kötü bir şaka'yı andıran karar, sekiz yaşındaki Meki Ayaz'ın 2003 yılında, Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde bir trafik kazasında ölmesiyle gündeme gelmişti. Kazada Meki'ye çarpan Öz Batmanlılar firmasına ait otobüsün şoförü yüzde 75 kusurlu bulundu. Ayaz ailesi, otobüsü sigortalayan şirkete 4 bin 500 YTL'lik tazminat davası açtı. Mahkemnin atadığı bilirkişinin raporunda, sekiz yaşındaki Meki için ailesinin büyüyünceye kadar 55 bin YTL masraf yapacağı, çocuğun üniversite okumayıp asgari ücretle çalışacağı, büyüyünce aileye 13-15 bin YTL katkı sağlayacağı hesaplanarak, ölümünden dolayı 'ailenin kârlı çıktığı' sonucuna varılmış, yerel mahkeme bu doğrultuda karar verip tazminat talebini reddetmişti.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?...rih=18/02/2007

Hukuki konuda verilen bu haberi de karar metnini görmeden ihtiyatla karşılmak lazım. Bu davada rapor verenlerden birisi (yanlış hatırlamıyorsam meslektaşımızdı) ve maddi tazminat davaları hakkında yazdığı o kocaman kitabı benim de kütüphanemde mevcut.

Eger bilirkisi raporunda gercekten 'cocugunuzun olumunden karli ciktiniz' gibi bir ifade kullanildiysa, degil o bilirkisinin 'bilir' olmasindan, 'kisi'(insan) olmasindan bile suphe duyarim... Vicdanen bile soylenebilecek bir laf degil cunku. Aile de ona 'darisi size, umarim size de kar getirecek bir olum vakasiyla karsilasirsiniz' diye cevap verse, o bilirkisi ancak o zaman ne yazdigini farkina varacaktir...

Hem cocugun universite okumayacagini bilmek de teknik uzmanlikla ogrenilebilecek bir sey degil. Hayatin o cocugun ne getirecegi belli degildi, bu sekilde bir sonuca varmak da cok yanlis diye dusunuyorum.

Ancak tabii ki, karar metnini ve raporu gormeden kesin sonuca varmak olmaz.. Sadece dogru olma ihtimaline iliskindir yazdiklarim..

Bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporun, bu şekilde olabileceğini düşünmüyorum ve raporu görene kadar da, böyle bir raporun olabileceğini düşünemem.

Çok düşük bir ihtimalle böyle bir raporun olduğunu varsayalım. Benim aklıma şu soru takıldı. Mahkeme, bilirkişinin görüşünü alırken: "Çocuğun hayırlı olup olmadığı hakkındaki görüşlerinize ihtiyacımız var. Kabataslak bir hesapla, bu çocuğun aileye ne kadar zararı olacağını hesaplayın, muhtemel getirisini de mahsup edecek şekilde raporunuzu beyan edin." şeklinde bir istemde mi bulundu ki; bilirkişiler, bu yönde bir rapor hazırladılar. Söz konusu olayda, bilirkişilerin incelemesi gereken vakıa, çocuğun getirisi ve götürüsü müdür?

Daha önce de belirttiğim üzere, böyle bir raporun olduğuna inanmıyorum. Ama ki; böyle bir rapor varsa, geleceğe yönelik endişelerim artacaktır. Şöyle ki; ileride benzer bir hadisenin yaşanmasında, ailenin, çocuğunu kaybetmesiyle kâra geçtiğinden bahisle, sebepsiz zenginleşmeye dayanıp, ailenin tazminat vermesi gerektiği yönünde raporlar çıkmasın.

Söz konusu haberin doğru olmadığı haberini dört gözle beklemekteyim.

Alıntı: Yazan Ahu Eger bilirkisi raporunda gercekten 'cocugunuzun olumunden karli ciktiniz' gibi bir ifade kullanildiysa, degil o bilirkisinin 'bilir' olmasindan, 'kisi'(insan) olmasindan bile suphe duyarim...

kesinlikle katılıyorum umarım bu haberin aslı yoktur.

Gerçeği yansıtmadığı kanatindeyim ve bu gerçek olsada inanmam inanmakta istemem.

Alıntı: bilirkişilerin incelemesi gereken vakıa, çocuğun getirisi ve götürüsü müdür?

Sevgili mutlak_adalet,

Pratigin icinde degilim, borclar hukuku da alanim degil aslinda ama hatirladigim kadariyla 'maddi tazminat' gercekten boyle hesaplaniyordu.
{Olen kisinin yillik 'getirisi'x (ortalama bir insanin yasayacagi yil sayisi-kisinin oldugu yas)}- kisinin 'goturusu'=maddi zarar

Yanilmiyorsam boyle ilginc bir matematik formulu vardi bu hesapta.
Mesela olen kisi 26 yasinda, ayda 1000YTL kazanan biriyse
70-26=54
54x1000=bu kisinin getirecegi miktar.
Kisinin basit harcamalari bu tutardan cikarilarak, bakmakla yukumlu oldugu kisilerin yoksun kaldigi zarar boylece bulunuyordu.

ANcak dedigin gibi, bu sekilde bilirkisiler varsa eger, yakinda olen kisinin yakinlari hakkinda sebepsiz zenginlesme davasi bile acilan gunleri gorecegiz demektir...

Alıntı: Yazan Ahu Sevgili mutlak_adalet, Pratigin icinde degilim, borclar hukuku da alanim degil aslinda ama hatirladigim kadariyla 'maddi tazminat' gercekten boyle hesaplaniyordu. {Olen kisinin yillik 'getirisi'x (ortalama bir insanin yasayacagi yil sayisi-kisinin oldugu yas)}- kisinin 'goturusu'=maddi zarar Yanilmiyorsam boyle ilginc bir matematik formulu vardi bu hesapta.

Maddi tazminatın bu şekilde hesaplandığını bilmiyordum. Teşekkürler Ahu Hanım. Dediğiniz gibi, bu formül cidden ilginç. Bu tarz teknik konularda eleştiri yapabilecek seviyede değilim. Bununla birlikte, maddi tazminatın hesaplanmasına ilişkin yöntem hakkında eleştiri yapabilecek seviyedeki büyüklerim ve akranlarımdan öğrenmek istediğim, maddi tazminatın hesaplanmasında, daha değişik bir yöntemin izlenip izlenemeyeceği? Bu forumdaki haberden de gördüğümüz üzere, böyle bir yöntemin olması, toplumda infial yaratacak raporların çıkmasına temel teşkil edebiliyor. (Tabii haberin aslı var ise...)

Yine yanlış hatırlamıyorsam,söz konusu raporda Mekki çocuğun öğrenim hayatı boyunca ailesinin ona harcamak zorunda kalacağı masraf hesaplanarak alınabilecek tazminattan mahsup edilmişti. Kârlı çıktınız sözünün kaynağı sanırım budur. Basının hukuk söz konusu olduğunda ne kadar özensiz,hoyrat ve kasıtlı olduğunu unutmadan eleştirelim. Malum ya basın Papa için " Daha adımını New York'a atar atmaz genelevi sordu" diye manşet atıldığı hoş ama düşündürücü bir fıkra olarak hatırlanır.

Arkadaşlar her nekadar inanamıyoruz deseniz de maalesef haber gerçekten doğru,kararın verildiği tarihte bizler de çok şaşırmıştık.Bilirkişi hesap yaparken ölen çocuğun sosyal çevresini baz alarak bu çocuğun bu koşullarda ve çevrede zaten okumayacağını , okumayacağı için de yaşı geldiğinde askere gideceğini ve bu süreçte ailesinin ona bakacağını,askerlik dönüşü işsiz güçsüz olduğu için tek yapacağı şeyin evlenmek olduğundan bu çocuğun ailesinin masraf yapıp onu evlendireceğini dolayısıyla ailenin bu çocuğun yaşamasından dolayı neredeyse yıkıma gideceğini, neredeyse "öldü de kurtuldunuz"sonucunu çıkaracak bir rapor hazırlanmış ve mahkemeye sunmuştur. Bilirkişi raporunun aslını meslektaşlarımızdan temin edebilirsem eklerim;ancak özetle içeriği bu.Söyleyecek söz yok.Bilirkişi gerçekten çok şey biliyormuş!!!!!

Tazminatın zarar gören kişinin sebepsiz zenginleşmesine yol açmaması dolayısıyla verilen zarara eşdeğer nitelikte bulunması gerekmektedir bu nedenle zarar hesaplamalarında birtakım formüller bulunmaktadır.
Kişinin yaşama hakkının elinden alınması ve ailesine yaşatılan manevi ızdırap farklı bir kalemde manevi zarar içinde değerlendirilmektedir.
Böyle bir bilirkişi raporu gerçeğe en yakın sayıları dahi içerse medeni hukukun tamamında geçerli olan hak ve nesafet kurallarına ve Türk toplumunun sahip olduğu örf ve adete aykırılığı dolayısıyla yeniden gözden geçirilmelidir.