Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Şahıs Şirketi - Senet Borçlusu Kim?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-03-2010, 09:05   #1
av.g.yıldırım

 
Mutsuz Şahıs Şirketi - Senet Borçlusu Kim?

Merhabalar;
Borçlu bir şahıs şirketi sennette kaşenin üzerinde vekilin imzası bulunuyor. Bu durumda kaşe üzerinde imzası bulunan şahısla beraber, asıl şirket sahibi fakat sennette imzası bulunmayan şahıs hakkında da takibe geçebilirmiyim?Yardımlarınız için teşekkür ederim.Saygılarımla.
Old 23-03-2010, 09:57   #2
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

Yargıtay 12. H.D. 1995/12692 E., 1995/13432 K. sayılı kararı yardımcı olabilir.

ÖZET: Somut olayda icra takibi, her iki adi ortağa yöneltilmiştir. Ayrıca bda imzası olmayan şahsın imza itirazında bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır. Şirket namına, ortaklardan biri tarafından yapılan işlem temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı veya borçlu kılacak niteliktedir. İki ortaklı olduğu anlaşılan adi ortaklık da, davalı ortaklardan herhangi birine şirket işlemlerini idare görevi verildiği öne sürülmediği, bu yönde bir belge ibraz edilmediğine göre, şirket idaresi işlemlerinin her iki ortağa ait olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda takip dayanağı senette imzası olmasa dahi, muterizin borçtan sorumluluğu vardır. Bu nedenle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.

Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 3.8.1995 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: İcra takibinin dayanağı olan 19.8.1994 keşide tarihli çek (... Ticaret Z.B.) kaşesi basılmak suretiyle imzalanmıştır. Çekin adi ortaklık kaşesi altında ortaklardan biri tarafından imzalandığı görülmektedir. İtiraz eden borçlu Z.B. adi ortaklığın tasfiye edildiği yönünde bir beyanda bulunmamıştır. Sadece çekte kendi imzasının bulunmadığından bahisle sorumlu tutulamayacağını ileri sürmektedir. Ticaret Sicili cevabında yazılı firma ve şirketlerin kurulmuş olması
adi şirket kaşesi kullanılarak çek düzenlendiğine göre bu adi şirketin tasfiye edildiği anlamına gelmez. İcra takibi, her iki adi ortağa yöneltilmiştir. Bonoda imzası olmayan Z.B. imza itirazında bulunmuştur. BK.nın 533. maddesi hükmünce şirket namına, ortaklardan biri tarafından yapılan işlem temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı veya borçlu kılacak niteliktedir. İki ortaklı olduğu anlaşılan adi ortaklık da, davalı ortaklardan herhangi birine şirket işlemlerini idare görevi verildiği öne sürülmediği, bu yönde bir belge ibraz edilmediğine göre, B.K.nun 525. maddesi uyarınca, şirket idaresi işlemlerinin her iki ortağa ait olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda takip dayanağı senette imzası olmasa dahi, muterizin borçtan sorumluluğu vardır. Bu nedenle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.

Saygılarımla
Old 23-03-2010, 10:47   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Olcay Pehlivanlıoğlu
Yargıtay 12. H.D. 1995/12692 E., 1995/13432 K. sayılı kararı yardımcı olabilir.

ÖZET: Somut olayda icra takibi, her iki adi ortağa yöneltilmiştir. Ayrıca bda imzası olmayan şahsın imza itirazında bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır. Şirket namına, ortaklardan biri tarafından yapılan işlem temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı veya borçlu kılacak niteliktedir. İki ortaklı olduğu anlaşılan adi ortaklık da, davalı ortaklardan herhangi birine şirket işlemlerini idare görevi verildiği öne sürülmediği, bu yönde bir belge ibraz edilmediğine göre, şirket idaresi işlemlerinin her iki ortağa ait olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda takip dayanağı senette imzası olmasa dahi, muterizin borçtan sorumluluğu vardır. Bu nedenle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.

Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 3.8.1995 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: İcra takibinin dayanağı olan 19.8.1994 keşide tarihli çek (... Ticaret Z.B.) kaşesi basılmak suretiyle imzalanmıştır. Çekin adi ortaklık kaşesi altında ortaklardan biri tarafından imzalandığı görülmektedir. İtiraz eden borçlu Z.B. adi ortaklığın tasfiye edildiği yönünde bir beyanda bulunmamıştır. Sadece çekte kendi imzasının bulunmadığından bahisle sorumlu tutulamayacağını ileri sürmektedir. Ticaret Sicili cevabında yazılı firma ve şirketlerin kurulmuş olması
adi şirket kaşesi kullanılarak çek düzenlendiğine göre bu adi şirketin tasfiye edildiği anlamına gelmez. İcra takibi, her iki adi ortağa yöneltilmiştir. Bonoda imzası olmayan Z.B. imza itirazında bulunmuştur. BK.nın 533. maddesi hükmünce şirket namına, ortaklardan biri tarafından yapılan işlem temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı veya borçlu kılacak niteliktedir. İki ortaklı olduğu anlaşılan adi ortaklık da, davalı ortaklardan herhangi birine şirket işlemlerini idare görevi verildiği öne sürülmediği, bu yönde bir belge ibraz edilmediğine göre, B.K.nun 525. maddesi uyarınca, şirket idaresi işlemlerinin her iki ortağa ait olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda takip dayanağı senette imzası olmasa dahi, muterizin borçtan sorumluluğu vardır. Bu nedenle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.

Saygılarımla

Sayın Av. Olcay Pehlivanlıoğlu,

Yargıtay kararı için çok teşekkürler. Bu kararın tarih ve kaynağını da yazmanız mümkün müdür?

Saygılarımla.
Old 23-03-2010, 11:11   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

11.10.1995 tarihli bir karar ve sinerji mevzuat programında bulunmakta.

Saygılarımla,
Old 23-03-2010, 11:15   #5
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

Karar tarihi 11.10.1995

Kaynak Sinerji Mevzuat

Saygılarımla
Old 23-03-2010, 18:17   #6
Av.İlker DOLGUN

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2008/17211
K:2008/18679
T:28.10.2008

İCRA HUKUKU
BORÇLAR HUKUKU
TİCARET HUKUKU
ADİ ORTAKLIK
TEMLİK SORUNU
YETKİLİ TEMSİLCİNİN İŞLEMLERİ VE SONUÇLARI

Özet
Ortaklık sözleşmesi ile yasada belirtilen idare yetkisi tanınan şerik ortak da olabilir. Üçüncü bir kişi de olabilir. Dolayısı ile bu kişinin B.K. 34 ve 38. maddeleri ile daha geniş anlamını bulan 533. maddesinin son fıkrasında açıklanan ortaklığı temsil yetkisi olduğunun kabulü gerekir.

818 s. Yasa m. 34,38,533

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı borçlulardan A.. xx Tic.Ltd.Şti, takip konusu çekin şirket ve iş ortaklığı ile hiçbir ilgisinin olmadığını çeki imzalayan Mustafa'nın ortaklık sözleşmesinde belirtilen işleri yürütmesi amacı ile temsilci olarak atandığım kambiyo taahhüdüne işlem yapamayacağım takibin İptalini talep etmiştir.
Somut olayımızda; pilot ortak olarak Mustafa xxx ile özel ortak olarak A.. xxx Tic. Ltd.Şti. arasında 30.05.2007 tarihinde Yenimahalle 3. Noterliğinde 22437 yevmiye nolu ortaklık sözleşmesi düzenlendiği, ortaklığı Mustafa temsil edeceği ayrıca sözleşme ile "... akdedilecek sözleşme İle ilgili diğer bütün hususlarda pilot ortak olarak göstermiş olduğumuz ortağımızın ortaklığımız nam ve hesabına hareket etmeye tam yetkili olacağını" denilerek pilot ortak olan Mustafa ortaklığı temsilde tam yetkili kılınmış bulunmaktadır. Takip konusu yapılan 03.11.2007 tarihli çekin xxx tarafından imzalandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Sorun ortak tarafından düzenlenen çekin ortaklığı dolayısı ile adi ortaklığın diğer ortağı olan itiraz eden borçlu şirketi bağlayıp bağlamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Borçlar Kanununun 533. maddesinin son cümlesinde "ortaklığı idare yetkisi tanınan şerik şirketi ve bütün şerikleri üçüncü şahıslara karşı temsil etmek hakkına haiz sayılır" hükmü yer almaktadır. Ortaklık sözleşmesi ile yasada belirtilen idare yetkisi tanınan şerik ortak da olabilir. Üçüncü bir kişi de olabilir. Dolayısı ile bu kişinin BK'nın 34. ve 38. maddeleri ile daha geniş anlamını bulan 533. maddesinin son fıkrasında açıklanan ortaklığı temsil yetkisi olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ortaklığı idare yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlem ortaklan üçüncü şahıslara karşı eşit olarak sorumlu kılar. Bu sebeple adi ortaklığı temsilen idareci şerikin (ortak-temsilcinin) imzaladığı takibe konu çekten dolayı itiraz eden borçlu ortağın sorumlu olacağından itirazın reddi yerine adi ortaklık adına çek keşide yetkisi olmadığından dolayı itirazın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'un 428. Maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.10.2008oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Okuma yazma bilmeyen senet borçlusu Gamze Dülger Meslektaşların Soruları 6 26-04-2013 16:21
senet borçlusu takipten önce ölmesi ile mirascılara yapılacak takip yolu nedir. gyasar Meslektaşların Soruları 4 01-10-2009 11:48
Şahıs şirketi naklinin hukuki sonuçları... hukukçuyum Meslektaşların Soruları 0 27-08-2009 16:26
Senet borçlusu lehdar , cirantalar ve hamilin imzasına itiraz edebilir mi? Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 1 04-03-2009 10:18
Borçlusu ölen senet hakkında bir soru! av.egemen Meslektaşların Soruları 7 20-04-2007 08:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04574895 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.